24 Ekim 2017 Salı

Blinç altının da '' altında '' NE VARMIŞ ?...





Kişisel bilinç ve bilinçaltı kavramlarını Sigmund Freud tüm dünyaya tanıtmıştı.
Freud’a göre kişisel bilinç, insanların farkında olduğu duygu, düşünce, anı ve arzuları ifade ediyordu..

Bilincin altında, daha derin bir seviyede bireyin bilinçaltı bulunuyordu. Freud’a göre bilinçaltı şunlardan oluşmaktaydı:
** Kişinin en ilkel dürtüleri ve iç güdülerinin, kişilik unsurlarının, çocukluk anılarının, bastırılmış hafızası,
** Tüm iç çatışmaları. Biz pek farkında olmasak da tüm bu öğelerin düşündüğümüz, yaptığımız ve söylediğimiz her şeyde çok belirgin rolü vardır

Biz pek farkında olmasak da tüm bu öğelerin düşündüğümüz, yaptığımız ve söylediğimiz her şeyde çok belirgin rolü vardır.

Yine Freud’a göre bilinç ve bilinçaltı insan davranışının altında yatan en önemli iki unsurdur.
Freud’un öğrencisi Analitik Psikolog Carl Jung bu görüşü daha ileri götürmüş, insanın bilinçaltının daha derininde daha etkili bir katman olduğunu düşünmüş, bilinçaltının da temeli olan bu katmana ‘’ Kollektif Bilinçaltı ‘’ ismini vermiştir. Jung’a göre, bilinç ve bilinçaltı, kişisel deneyimlerden oluşmakta, Kollektif Bilinçaltı ise doğuştan getirdiğimiz dürtüler ve farkındalık unsurlarını temsil etmektedir. Bu unsurlar insan türünün her bireyinde ortak olan bilinçli deneyimler bütününün parçalarıdır.
Kişisel bilinçaltı, kişisel deneyimler ve kişisel gelişim kaynaklı iken, kişinin Kollektif Bilinçaltı, insan türünün gelişimi esnasında oluşur ve bu nedenle tüm insanlar için ortaktır.

Yani Kollektif Bilinçaltı, kalıtımsal yapımızın bir parçasıdır. Dolayısı ile içeriği her yerde ve tüm fertler için aynıdır.
Jung gibi Emanuel Kant’da bir dizi önceden programlanmış algı modu ile dünyaya geldiğimizi ileri sürmektedir.

Jung bu öngörüsüne, tüm kültürlerdeki mitolojilerin benzer öğeleri taşıdığını taşımasını delil olarak göstermiştir.
** Judeo-Hıristiyan aleminin Eski Ahit ve İncil’ini,
** Zerdüşt’ün Avesta’sını,
** İskandinav Edda’larını,
** İzlanda Saga’sını,
** Müslümanların Kur’an’ını,
** Homer’in İlyada ve Odysey Destanları’nı,
** Virgil’in Aneid’ini
** Judeo-Hıristiyan aleminin Eski Ahit ve İncil’ini,
** Zerdüşt’ün Avesta’sını,
** İskandinav Edda’larını,
** İzlanda Saga’sını,
** Müslümanların Kur’an’ını,
** Homer’in İlyada ve Odysey Destanları’nı,
** Virgil’in Aneid’ini,
** Kelt mitolojileri’ni,
** Urartu Çivi Yazıları’nı,
** Japonların Kojiki yada Nihongi’lerini,
** Babil Hikayeleri’ni,
** Suriye ve Filistin mitlerini,
** Çin Efsaneleri’ni,
** Hint Rig Veda’nın Mahabbarata’sını, Ramayana’sını,
** Thevedaa Budistleri’nin Vinanatthu’sunu,
** Havai, Güney ve Orta Aamerika ve çeşitli Afrika kültürlerine ait mitolojileri,
** Ortaçağ Simyacı’larını;
** Mısır ve Tibet Ölüm Destanları’nı,
Araştıran Jung, tüm kültürlerin yazılı metinlerinde ortak temalarla karşılaşmış ve ‘’ Kollektif Bilinçaltı ‘’ kavramına böyle ulaşmıştır.

Kollektif Bilinçaltı konusunda yapılan araştırmalarda insanların '' din inancı ihtiyacının  '' onların üzerinde en az cinsellik ve saldırganlık kadar kuvvetli bir etkiye sahip olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Kısacası insanın bilinçaltının da altında  '' A L L A H '' varmış.

NOT: Bu yazının hazırlanmasında Kalemus Yayınları'ndan Matthew Alper'in '' TANRI YOLCULUĞU - İnsan Ruhsallığı Ve Tanrıya Dair İpuçlar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder