Kuantum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kuantum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Şubat 2021 Pazar

KUANTUM ve EVREN konularında önemli kaynak eser : KOZMOS'TAN KUANTUM'A


KOZMOS, EVREN anlamı içeren bir kelime ve bilim dalı. Cisimlerin bölünemeyen en küçük  parçasına atom denildiğini biliyoruz. 1900' lü yılların başında atomda çok özel yöntemlerle bölünmüş ve onun içinde neler olduğu araştırılmaya başlanmış. Atoma kadar konuları inceleyen bilime FİZİK, atomun içindeki parçaları konu alan bilime de, Atom altı parçacıklar fiziği, kısaca PARÇACIKLARI FİZİĞİ adı verilmiş.  İşte bu parçacık fiziğini inceleyen, onun geniş kapsamda insan ve doğayı etkileyen  bilim alanına da  KUANTUM  denilmiş.

Kuantum konusu benim son 15 - 20 yılımda temel ilgi alanım olan KUR'AN  mesajları  konusundan sonra en çok ilgi duyduğum ikinci alan oldu. Konuya ilişkin bir çok bir çok eser inceledim. Ama tanımakta, anlamakta tatmin edici bir sonuca ulaşamadın.  Son bir yıl içinde  konuyla ilişkin  EZOTERİZMİN BİLİMSEL İSPATI KUANTUM, PARÇACIK FİZİĞİ,  HİGGS BOZONU isimli kitapları buldum, inceledim.

O kadar karmaşık ve geniş bir konu ki, içine girdikçe bilinecek öğrenilecek çok konu var. atomun içinde çekirdek var, çekirdek proton , nötron ve elektrondan oluşuyor. işte bu 3 temel  maddenin içinden binlerce milyonlarca küçük alt  parçacıklar çıkıyor. Bunların da birbirileri ile, birer, ikişer, üçer gruplaşarak şeklinde ilişkileri söz konusu. Yani konunun içine bir girdim, çıkamıyorum . Tabii  yaşlılık dönemimde ( 76 )  oluşumum ve öğrenmekte güçlük çekmemin de rolü var. Bu konunun içine giren bilim adamlarının dahi sonuca varamadıklarını öğrendim. Çok büyük yeni çarpıştırıcı cihazlarla devam etmeyi  planlamışlar.

Bu cihazlarda çok yüksek ısılarla ve çok özel şartlarla temel parçacıkları birbirleri ile çarpıştırıp oluşacak yen parçacıkları ve bu yeni parçacıkların  çarpıştırılması  ile daha yeni parçacıkları araştırıyorlar, araştıracaklar. Bu konunun çözülmesi ne işe yarayacak biliyor musunuz ? İşte en önemli örnek bir alan: Büyük patlama ortamını oluşturmuşlar, büyük patlama anı ve sonrasında  milimetreden
 çok küçük bir noktadan safha safha evrenin oluşumunu  delilleri ile belirlemişler. Yani patlama saniyesinin en küçük parçalarında neler olduğunu evrenin  oluşumunda bulunan temel parçacıkların ortama çıkıp yayıldığın belirlemişler.

Bu konuda önemli neler öğrenilecek derseniz, Günlük hayatımız içinde olan TV, radyo, bilgisayar v.b  gibi elektronik cihazların ve hastanelerdeki çok büyük faydaları olan MR gibi çekim cihazların temelinin bu parçacık fiziği olduğunu göreceksiniz.

İşte atomun temel yapısını gösteren resim:


 

Vee  işte  Cern'deki en büyük çapıştırıcı cihaz:  
















Bu cihazın bulunduğu labaratuvar 100 metre yeri altında ve uzunluğu 28 kilometre tünel içinde.

Şimdi gelelim yazımın konusu kitaba:

Kitap DORLİON YAYINLARI'nda 2018 yılında yayınlanmış Yazarı: Mak. Yük. Müh. H. YALÇIN İNAN  --- KOZMOS'TAN KUANTUM'A  10 üzeri eksi  43. Saniyeden Bugün'e -- 470 sayfa

Kitabın anlatım dili sade ve bilim dışı kişilerin anlayabileceği seviyeye yakın. Evreni ve parçacıkların çok geniş  çerçevede ele alıyor ve anlatıyor. 15 sene sonunda ilgi duyduğum bu konuyu -- tabii ki bilim adamı seviyesinde değil --- anlama kavramama yardımcı oluyor. Yeterli bir fikir sahibi olmamı sağlayacak.

Konunun felsefesi ve yaşama etkisini öğrenmeme  bu eseri tamamen incelememden sonra yardımcı olacağına inanıyorum. Çünkü incelemem bir ay önce başladı, en az bir daha daha devam edecek.

Kozmos ve Kuantum'la ilgilenenlere  Ö N E R İ R İ M....



15 Ocak 2021 Cuma

En -- küçüğün -- olağan üstü '' büyük '' dünyası : A T O M




 

Değerli okurlar bu yazımın başındaki canlı ve cansız tüm varlıkların -- bölünemeyen -- en küçük parçası olan atomun yapısının  resmini görünce;

---  Arkadaşım, şimdi bize herkes ce  bilinen atomun yapısını mı anlatacaksın !  düşüncesi aklınızdan geçebilir.

Evet, atomun yapısını anlatacağım ama şimdiye kadar muhtemelen tanık olmadığınız çok farklı bir şekilde. 

Kısa bir süre önce son yıllarda ilgi duyduğum '' Kuantum '' konusu ile ilgili diye edindiğim DORLİON Yayınlarından H. Yalçın İnan'ın  '' KOZMOSTAN  KUANTUM'A  10  üzeri --43  Saniyeden Bugün'e  ''  isimli eserinde ilginç, çok farklı ve özel  tanımlama ve anlatımlar olduğunu gördüm. En küçük atomun içindeki -- Kuantumu'da anlamayı kolaylaştıracak -- çok büyük dünyayı tanımaya ve kavramaya yardım edecek üslup ve bilgiler olduğunu gördüm ve konu ile ilgili ilgili bölümden bazı bilgiler paylaşmak istedim.

'' Evrendeki her şey ve her cisim atomlardan meydana gelmiştir. Atomun kendisi ise bundan 15 milyar yıl önce meydana gelen '' Büyük Patlama '' ile yaratılan daha küçük parçacıkların bir araya gelmesinden şekillenmiştir. Atomlar Büyük Patlama ile birlikte yaratıldıklarından onlar da bugün 15 milyar yaşında bulunmaktadır.

Bu günün en gelişmiş elektron mikroskoplarında bile bir atom ancak dıştan görülebilir. Bir atomun içini  henüz hiç bir insan görememiştir. hiç bir zaman da göremeyecektir. Atomun iç yapısı ve içindeki olaylar ancak atomun çıkardığı ışınların özellikleri ve atom parçalandığı zaman parçaların bıraktığı izler kanalı ile anlaşılabilir. Bütün zorluklara rağmen, son 60 yıl içinde gelişen nükleer, kuantum ve parçacık  fiziği sayesinde, bir atomun içinde yer alan binlerce daha küçük nesne çözülmüş ve kayda geçmiş bulunmaktadır. Atomun içindeki parçacıkların kendi aralarındaki etkileşimleri ve atomların birbirleri ile olan ilişkilerinin öğrenilmesinden sonra insanoğlu doğa olaylarını anlayabilmiştir.

Atomu bilmeden, evreni ve canlı yaşamı anlayabilmek mümkün değildir.

Atom merkezinde bir çekirdek ve onun etrafında dönen elektronlardan oluşur.

Çekirdek, Nötron ve Proton adı verilen iki  parçacığın birleşmesinden meydana gelir.

Proton ve nötronların ağırlıkları birbirine çok yakındır. Protonlar pozitif ( + )  elektrik yüküne sahip olup nötronların ise elektrik yükleri yoktur, yani nötronlar  elelektriksel açıdan nötrdürler. Çekirdeğin etrafındaki yörüngelerde dolanan elekronlar ise negatif ( -- )  elektrik yüküne sahiptirler.

Böylece, atomun çekirdeği pozitif yüklü, etrafındaki elektronları da negatif yüklü olarak birbirlerini dengeler. Bu dengeyi sağlamak için ayrıca, çekirdekteki protonların sayısı ile civarındaki elektronların sayısı eşit kılınmıştır. Eşit sayda, ters yüklerdeki proton ve elektronlarla inşa edilen atomlar kararlı bir durum gösterir. Nötronların bir elektrik yükü bulunmadığından, proton ve elektronlar arasındaki bu dengeyi bozamazlar.

Dışardan bakıldığında bir atomun çapı 10 üzeri --8  cm.dir. ( bir cm.nin 100 milyonda biri kadar )

Çekirdeğin çapı ise  10 üzeri --13 cm  ( bir cm.nin 10 trilyonda biri )

Bu durumda elektronların çizdiği yörüngenin çapı çekirdeğin çapından 100.000 defa daha büyüktür.  Yani, çekirdek bir atomun hacminin sadece 100.000 de biri kadardır.  Atom bir basket topu büyüklüğüne getirilse, çekirdek hala  gözle görülemeyecek kadar küçük olur.

Bir elektronun çapı ise,  10 üzeri --16 cm (1 cm.nin 1 trilyonda birinin 10.000 de biridir)

Elektron,  çekirdeğin 1000 de biri, atomun dış çapının 100 milyonda biri kadar küçüktür.

Bu gerçek boyutların ışığında, atom çekirdeği 30 cm. çapında bir top kadar düşünüldüğünde elektron bir toplu iğne başı büyüklüğüne kadar ulaşamaz. Çekirdekle elektronun arasındaki uzaklık 15 kilometre olur. Elektronla çekirdek arasındaki bu muazzam boşlukta hiç bir şey yoktur.

Bir protonun kütlesi  1.67265 x 10 üzeri --27  kg. 

Nötronunki ise  1.67495 x 10 üzeri  --27 kg  ( veya bir kilonun, bin kere trilyonkere trilyonda biridir )

Elektronun kütlesi ise   9.10953 x 10 üzeri -- 31 kg ( bir kilonun 10 milyon kere trilyonkere trilyonda biri  olup, proton elektronun 1836.1  nötron ise 1838.6 katı fazla kütleye sahiptir.

Elektronların  boyutu ve kütlesi atom ve çekirdeğin yanında bir hiçtir. Bu durumda. bir atomun en kısa ve basit tarifi kütlesinin tamamı merkezindeki çekirdekte toplanmış büyük bir boşluktan ibarettir  şeklinde yapılabilir.

Eğer atom boş bir küre olsaydı içine 10 üzeri 15  (milyon defa milyar tane )  çekirdek  sığdırılabilirdi.

Atomun kendisi o kadar küçük ki,  1 milimetre çapındaki bir toplu iğne başında 10 üzeri 21  (bir milyar tane trilyon tane) atom bulunur.

Çekirdekle elektronlar arasında o büyük boşluk bulunmasaydı maddenin şekli o kadar farklı olurdu  Bir cisim kesilmek istendiği zaman bıçak atomların çekirdeğine değer  ve cisimleri kesmek imkansız olurdu...

Atom büyüklüğünde bir cisim elde etmek için, daima ikiye kesilen parçalardan birini almak üzere, cismi  90 defa iki parçaya ayırmak gerekir.  Pratik de bu mümkün olmaz...

----------------------------------------------------------------------

Konu ile bilgiler alıntı yaptığım eserde çok geniş olarak devam edip gidiyor. Atom ve içindeki parçacıkların serüveni yüzlerce sayfa hacminde devam ediip gidiyor. Bu konu ilgi görür ve talep  gelirse  yine böyle kolay anlaşılır  kılacak  formda bir yazı daha oluşturabilirim.... 

Gördüğünüz gibi atom alem atom altı parçacıklar ve kuantum bambaşka bir alem.....

31 Ekim 2018 Çarşamba

Kuantumsal bir uygulama: 100 MAYMUN DENEYİ




Kuantum'un  Fizik biliminin atom'dan daha küçük '' Atom altı paçacıklar '' boyutunu ele  alan bir bilim alanı olduğunu ve düşüncenin bir enerji olarak bu kapsama girdiğini Kuantum konusundaki daha önceki yazılarımda belirtmiştim. Bu gün Düşünce enerjisi ile ilgili kuantumsal ilginç bir deneye  Yason Yayınları'ndan çıkan Ayhan Aydın'ın  '' ŞİFA REHBERİ  KUANTUM İYİLEŞME KİTABI ''  isimli eserinde rastladım. Paylaşmak istedim:

''   100  MAYMUN  DENEYİ  
,
1952'de Japonya'da Koshima Adası' nda bilim insanları  maymunların beslenmesi için kumların içine tatlı atates bırakıyorlar.  Bu adanın maymunları da tatlı patatesin tadından hoşlanıyor ama bu yiyeceğin kumlu olması hiç de hoşlarına gitmiyor. Fak can boğazdan gelir diyerek kumlu da olsa yemeye devam ediyorlar.

Bir gün, 18 aylık İmo isimli dişi maymun tatlı patatesleri yakındaki su birikintisinde yıkayarak yemeyi akıl ediyor. Bu buluşunu annesine de öğretiyor. İmo'nun arkadaşları da patatesleri yıkayarak yemeyi öğreniyor ve kendi annelerine de öğretiyorlar. Bu yeni davranış biçimi bilim insanlarını  gözleri önünde, yavaş yavaş maymunlar arasında yayılıyor.

1952 - 1958 yılları arasında genç maymunlar, beslenmelerini daha zevkli hale getirmek için, kumlu patatesleri yıkamayı öğreniyorlar. Bu daha sağlıklı ve zevkli davranış biçimini çocuklarını taklit ederek onlardan yeni bir şey öğrenen yetişkin maymunlar da kazanıyor.  Yeniliklere açık olmayan, çocuklar ve gençlerden bir şeyler öğrenilebileceğini düşünmeyen, kendi  bildiklerini devam ettirmede ısrar eden yetişkin maymunlar da kumlu patates yemeye devam ediyor.

1958 yılı son baharında çok şaşırtıcı bir şey oluyor.  Koshima maymunlarının bir kısmı 
( diyelim ki 99 maymun ) artık patatesleri suda yıkayarak yemeyi öğrenmiş oluyor. Bir sabah, gün doğarken yüzüncü maymun da patateslerini yıkayanlar arasına katılıyor. İşte o an her şey değişiyor. Aynı günün akşamı, adadaki hemen hemen tüm maymunlar, patateslerini yemeden önce yıkamaya başlıyor. 100. maymunun ilave enerjisi her nedense devrim yaratıyor....

Ama hikaye bitmedi. Bilim insanlarını şaşırtan asıl sürpriz, bu adayla doğrudan ilişkileri olmadığı halde, diğer adalardaki maymun kolonilerinin de aynı anda patateslerini yıkamaya başlamaları. Yeni BİR DÜŞÜNCE VE DAVRANIŞ TARZI; TOPLUMLARI OLUŞTURAN FERTLERİN BELLİ BİR ORANI TARAFINDAN BENİMSENDİĞİ AN, BU YENİLİK,  MESAFENİN ÖNEMİ OLMAKSIZIN ZİHİNDEN ZİHİNE AKTARILABİLİYOR...  ''










7 Haziran 2018 Perşembe

Siz Kuantum'u hala çözemediniz mi ?...



Son senelerde bir terim gündemden düşmüyor. Düşmediği gibi daha bir güzel yerleşiyor:

KUANTUM. Kuantam düşünce, Kuantum yaşam.

Nedir bu Kuantum diye merak ettim, konuyla ilgili en az 5-6 kitap inceledim. Ama bir türlü ne olduğunu tam anlayamadım.
Kuantum bir fizik terimi ama aynı zamanda bir düşünme ve yaşamı algılama şekli. Nasıl oluyor bu ? Bir fizik kuralı, düşünce gibi fizikle tam açıklaması yapılamayan bir olayı etkiliyor. İncelediğim eserler içinde bu soruların cevabını bir türlü bulamadım.

Taa ki son okuduğum bir esere kadar:

Tüm dünyada yankılar uyandıran ve her dilde bir çok baskılar yapan ‘’ THE SECRET ‘’ in yazarı Natalie Reid’in bir eseri bu: KUANTUM YAŞAM MUCİZESİ İÇİN 5 ADIM

Bu kitapla bu olayı bir ölçüde çözdüm.

Efendim Kuantum atom-altı partiküllermiş Bu partiküllere kadar fizik bilimi madde ile ilgili her şeyi ve her olayı bir kurala ve kanuna bağlayabilmiş. Ama bu atom-altı partiküllerin belirli bir kuralı, kanunu yokmuş. Çat orada, çat burada. Çat 5 bin kilometre ötede. Aynı anda her yerde.

Yani hani denir ya fizik ötesi ( bu olaya bu sıfat ben koydum ) bir oluşum bu Kuantum alanı.

İnsan düşüncesi ile de sıkı sıkıya bağlı. İnsan düşüncesi fizik kurallarına hükmedemiyor ama atom-altı partiküllerden istifade edebiliyor. Geleceğini kendi oluşturuyor.

Nasıl oluyor bu ?

Geçmişte hafızasında olan olumsuzlukları tamir ederek. Bilinç altını isteğine göre - inançlarını da değiştirmek suretiyle - yeniden inşa ederek geleceğini kendisi düzenliyor.

Haaa bu öyle göründüğü ve okunduğu kadar kolay değil.

Yazar bu konuda 5 kademeli alıştırma ve meditasyon öneriyor. Meditasyon deyince hemen ürkmeyin. Düşüncenizi çeşitli şekillerde belirli doğrultuda yoğunlaştırmak şeklinde oluyor bu meditasyon.

Kısaca özetlersek, gerçekleştirmek istediğini bu günden gerçekleşmiş gibi hissetmek, yarınki imaj elbiseni bu günden kuşanmak.

Bir de ''Paralel Evrenler'' meselesi var, bu eserle biraz anlayabildiğim.

Herkesin evreni ayrı. Bir kişi karar verme aşamasına geldiği bir yol ayrımında karşısına bir, birkaç veya bir çok seçenekler çıkabiliyor ya. Hepsi olası işte o olasılıkların her biri farklı bir evrende gerçekliyormuş.

Kafanız karıştı mı ? Benim biraz aydınlandı. Size kolay gelsin !

Ben bu Kuantum olayını çözdüğümü zannediyorum. Fizik ötesi olayları, Allah’la kulları arasındaki ilişkileri bu bilgilerle açıklamakta farklı bir yol olacağını düşünüyorum.

Çağımızın bu fenomenine biraz olsun yaklaşabilmek için bu eseri incelemenizi tavsiye ederim.

3 Haziran 2018 Pazar

Biraz Kuantum'dan zarar gelmez !...



Son yıllarda bilim alanında en popüler konu '' Kuantum Fiziği '' Yani atom altı parçacıklarını konu alan fizik. Bu konu ile bağlantılı olarak kişisel gelişim alanında da '' Kuantum '' kelimesi çok öne çıkmaya başlayınca çok kişi gibi bende bu konu ile ilgilendim ve Kuantum kelimesini ve Kuantum Fiziği konusunu kendi çapımda anlamaya, çözmeye çalıştım. Bu konuyu ele alan okuduğum ilk 4-5  eserde anlayamadım veya okuduğum kitapların yazarları konuyu basite indirgeyemedikleri için anlatamadılar. Derken bir eserde konuya biraz yaklaşabildim.

.Dostlar, bu konuya giren bir daha çıkamıyor !

Çok ilginç, çok derin, çok karmaşık bir konu Kuantum Fiziği.

Henüz fizik alimleri bile işin başında.

Ama geleceğin anahtarları, IŞINLANMA, ZAMANDA YOLCULUK, UZAYIN KEŞFİ gibi yakın zamana kadar ütopik olarak yaklaşılan '' Kurgu bilim - Kurgu film ''  konularının olabilirliğinin anahtarları bu konunun içinde saklı.

Bugün size bu konu ile ilgili olarak incelediğim son kitaptan bahsedeceğim:

Eserin adı : BİRAZ KUANTUMDAN ZARAR GELMEZ - Evren Hakkında Kışkırtıcı Bir Klavuz

Yazarı : Marcus Chown

Yayıncı : Alfa Yayınları.

Benim incelediğim kitabın 4. basımı imiş.

Kitapta, Kuantum Fiziğinin temelini oluşturan, atomlar ve bileşenlerini açıklayan '' Kuantum Teorisi '' ve uzay, zaman ve kütle çekimini açıklayan Einstein'in '' Genel Görelilik ( İzafiyet ) Teorisi '' anlatılıyor.

Kitaptaki bilimsel izahlar sıradan benim gibi basit lise düzeyinde fizik bilgisine sahip olanlarının kavraması zor düzeyde. Fakat bu bilimsel verilerin basite indirgenmesi zor ve hatta imkansız. Ama yazar bu bilimsel verilerin insan hayatınına uygulaması sonuçlarını da verdiği için konu ile ilgili bir  fikriniz  olabiliyor.

Kitabın içeriği hakkında bir fikir sahibi olabilmeniz için kitabın öz
sözündeki bir bölümü aşağıya aktarıyorum:

'' Aşağıdakilerden hangisi doğru ?

Aldığınız her nefes, Marilyn Monroe'nin verdiği nefesten bir atom içerir.

Yukarı doğru akabilecek bir sıvı türü vardır.

Bir binanın en üst katında, en alt katına kıyasla  daha hızlı yaşlanırsınız.

Bir atom, aynı anda bir çok farklı yerde bulunabilir, tıpkı sizin aynı anda Hem Newyork hem de Londra'da bulunmanız gibi.

Tüm insan ırkı, bir küp şekerin sahip olduğu hacme sığdırılabilir.

'' Herhangi bir kanala ayarlanmamış televizyondaki karlanmanın yüzde biri, Büyük Patlamanın neden olduğu  elektromanyetik gürültüdür.

Zamanda yolculuk fizik kurallarına aykırı değidir.

Bir fincan sıcak kahvenin ağırlığı, soğuk halinden daha fazladır.

Ne kadar hızlanırsanız o kadar incelirsiniz.  ''

Sonuç:

Hepsi doğru imiş !

3 Ocak 2018 Çarşamba

Biraz Kuantum'dan zarar gelmez !...




Son yıllarda bilim alanında en popüler konu '' Kuantum Fiziği '' Yani atom altı parçacıklarını konu alan fizik. Bu konu ile bağlantılı olarak kişisel gelişim alanında da '' Kuantum '' kelimesi çok öne çıkmaya başlayınca çok kişi gibi bende bu konu ile ilgilendim ve Kuantum kelimesini ve Kuantum Fiziği konusunu kendi çapımda anlamaya, çözmeye çalıştım. Bu konuyu ele alan okuduğum ilk 4-5  eserde anlayamadım veya okuduğum kitapların yazarları konuyu basite indirgeyemedikleri için anlatamadılar. Derken bir eserde konuya biraz yaklaşabildim.

Dostlar, bu konuya giren bir daha çıkamıyor !

Çok ilginç, çok derin, çok karmaşık bir konu Kuantum Fiziği.

Henüz fizik alimleri bile işin başında.

Ama geleceğin anahtarları, IŞINLANMA, ZAMANDA YOLCULUK, UZAYIN KEŞFİ gibi yakın zamana kadar ütopik olarak yaklaşılan '' Kurgu bilim - Kurgu film ''  konularının olabilirliğinin anahtarları bu konunun içinde saklı.
Bugün size bu konu ile ilgili olarak incelediğim son kitaptan bahsedeceğim:

Eserin adı : BİRAZ KUANTUMDAN ZARAR GELMEZ - Evren Hakkında Kışkırtıcı Bir Klavuz
Yazarı : Marcus Chown
Yayıncı : Alfa Yayınları.
Benim incelediğim kitabın 4. basımı imiş.

Kitapta, Kuantum Fiziğinin temelini oluşturan, atomlar ve bileşenlerini açıklayan '' Kuantum Teorisi '' ve uzay, zaman ve kütle çekimini açıklayan Einstein'in '' Genel Görelilik ( İzafiyet ) Teorisi '' anlatılıyor.

Kitaptaki bilimsel izahlar sıradan benim gibi basit lise düzeyinde fizik bilgisine sahip olanlarının kavraması zor düzeyde. Fakat bu bilimsel verilerin basite indirgenmesi zor ve hatta imkansız. Ama yazar bu bilimsel verilerin insan hayatınına uygulaması sonuçlarını da verdiği için konu ile ilgili bir  fikriniz  olabiliyor.

Kitabın içeriği hakkında bir fikir sahibi olabilmeniz için kitabın ön sözündeki bir bölümü aşağıya aktarıyorum:
'
AŞAĞIDAKİLERDEN  HANGİSİ  DOĞRU ?

Aldığınız her nefes, Marilyn Monroe'nin verdiği nefesten bir atom içerir.

Yukarı doğru akabilecek bir sıvı türü vardır.

Bir binanın en üst katında, en alt katına kıyasla  daha hızlı yaşlanırsınız.

Bir atom, aynı anda bir çok farklı yerde bulunabilir, tıpkı sizin aynı anda Hem Newyork hem de Londra'da 
bulunmanız gibi.

Tüm insan ırkı, bir küp şekerin sahip olduğu hacme sığdırılabilir.

'' Herhangi bir kanala ayarlanmamış televizyondaki karlanmanın yüzde biri, Büyük Patlamanın neden olduğu  elektromanyetik gürültüdür.

Zamanda yolculuk fizik kurallarına aykırı değidir.

Bir fincan sıcak kahvenin ağırlığı, soğuk halinden daha fazladır.

Ne kadar hızlanırsanız o kadar incelirsiniz.  ''

SONUÇ:

Hepsi doğru imiş !

9 Kasım 2017 Perşembe

Mucize ve keramet '' kuantum boyutunda '' gerçekleşiyor !...




Kuantum fiziği son 8 - 10 senedir çok ilgi duyduğum konu. Bu konuya önce kişisel gelişim alanındaki yeri ile girdim. Sonra da konunun kaynağı Kuantum Fiziği'ni anlamaya çalıştım. Tabii ki fizikçi olmamam ve yaşımın ilerlemiş olması dolayısı ile anlamakta öğrenmekte oldukça zorlandım. Çeşitli kitapları ve eserleri inceledim. Sonra vazgeçtim. Bir müddet sonra tekrar ele aldım. Bu süreç üç dört defa tekrarlandı. Son bir iki aydır elimden düşürmediğim ve tekrar tekrar incelediğim 3 kitap var:
##  PARÇECIK  FİZİĞİ  En küçüğü keşfetme macerası - Sezen Sekmen - ODTÜ Yayıncılık 2012
##  Ezoterizmin Bilimsel İspatı   KUANTUM - Cihangir Gener -  DHARMA Yayınları 2013
##  Maddenin En Son Yapıtaşı  HIGGS  BOZONU - Chiristophe Grojean,  Laurent Vacavant - SAY Yayınları 2014

Bu tür eserlerin içinde eski klasik fizikçilerin dahi bilmekte, anlamakta zorlanacağı kavramlar ve terimler var. Bu terim ve kavramlar o kadar yoğun ki, anlar gibi olduğun konularda kısa bir süre sonra ipin ucunu kaçırıyor ve tekrar başa dönmek zorunda kalıyorsunuz.
Neyse, ayrıntılı bilgileri değil ama konunun ana hatlarını kavrayabildiğimi söyleyebilirim.

İşin bence ilginç yanı Kuantum Fiziği alanındaki araştırmalar batıda 1901 yılında başlıyor, çerçevesi çizilmeye başlanıyor. 1930' larda bir ölçüde belirginleşiyor. 1940 ve 1950' li yıllarda ana hatlar  tamamlanıyor. Benim lise öğrenimini tamamladığım 1960 ların ortasına kadar tüm öğrenim sürecinde bu fizik türünün ismini okumayı bırakın adını dahi duymuyoruz.  Kuantum konusu, benim ve toplumumuz fertlerinin  çoğunluğunun hayatına son 10 senedir işin magazin boyutu ve kişsel gelişin alanındaki çalışmalar ve yayınlar ile giriyor. Sonra da son bir kaç senedir  '' Tanrı Parçacığı - Higgs Bozonu ''   terimleri ile güncelleşiyor ve önem kazanıyor.

Bilindiği gibi fizik bilgilerimiz bir cismin bölünebilen en küçük parçası kabul edilen atoma kadar alanla sınırlıydı.. Buna yukarıda belittiğimiz gibi '' Klasik Fizik '' deniyor. Sonra bölünemez denilen atom da bölünüyor ve içine giriliyor. Atomun altındaki parçacıklar birer birer keşfediliyor. Temel olanları ve olmayanları var. Görülüyor ki atom altı,  klasik fizik alanına giren beş duyu ile algıladığımız alemden daha geniş, engin ve daha zengin. Milimetrenin bin de ve hatta on binde biri küçüklüklerin söz konusu olduğu bu mikro alan tüm evrenin ve içindekilerin '' varoluşlarının ''  temel şifrelerini de içinde saklıyor.

İşte atom altı bu parçacıklar alemine '' Kuantum '' adı veriliyor. 
Fizik alanı varlığı görülen, dokunulan tüm duyularımızla algılanan bir alan. Sistemnleri var. Kanunları var. Ölçülebiliyor.  Kuantum alanı yani atom altı parçacıklar ise davranışları bilinmeyen, ölçülemeyen, gözlenenmesi çok güç olan ve bazıları ise hiç gözlenemeyen parçacıkları içeriyor. Davranışları genelde kuralsız. Bilim adamları bunları ''  tuhaf davranışlı  '' diye isimlendiriliyor.

'' Foton '' gibi bazılarının hızları ışık hızında yani saniyede 300.000 km. bazıları da bunu da aşıyor evrenin milyarca yıl ışık hızı uzaklıklarına anında yani saniyesine ulaşıyor. Aynı türde olanlar bu hızla haberleşiyor ve benzer davranışlar gösteriyorlar. Bazıları şimdi burada, bir anda denebilecek en kısa zamanda dünyanın en uzak yerinde, bazen de aynı anda iki yerde veya her yerde olabiliyorlar...

İşte, bilinen algılanan bu fiziki alem dışında bilgilerine, varlıklarına kolay ulaşılamayan ve kanunları bilinmeyen, duyu organları ile algılanamayan bu çok küçük boyuttaki varlıkları içeren   alem ''  KUANTUM alemi '' artık insanların 21. asrın en önemli fenomeni olmaya aday. ve bu alemlerdeki olaylar da daha önceleri açıklanamayan '' FİZİK ÖTESİ '' olayları ifade etmek için kullanılan ''  Metafizik ''  terimine eşdeğer anlamı içerdiği için Kuantum alanındaki olaylara da Metafizik yani fizik ötesi diyebiliz.

Bugüne kadar bilinemeyen, açıklanamayan, zihin okuma, durugörü, önsezi, veliler, ermişler, aynı anda Türkiye'de memletinde ve Kabe'de namaz kılarken görünen kişiler gibi metafizik olaylar bu Kuantum bilgileri ve alanı ile açıklığa kavuşabilecektir.
Doğrusunu Allah bilir ya, melekler, cinler gibi bizim algılamayamadığımız boyuttaki varlıkların  Kuantum boyutunda olduğunu düşünüyorum.
Sonra hani henüz fantezi gibi görünen '' ışınlanma '' olayı ilerde  Kuantum boyutunda gerçekleşebilir.
Ayrıca bu güne kadar insanların mevcut fizik bilgileri ve imkanları ile aşamadığı uzaydaki çok çok büyük uzaklıklar belki de bir gün fizik ötesi Kuantum imkanları ile aşılabilecek ve başka uzak veya yakın gezegenlere ulaşma ufku bu alanla açılacaktır.

Şimdi gelelim mucizeler ve kerametler konusuna:

Bu konuyu Prof.Dr.Süleyman Ateş Hoca'mızın '' Görünmez Alemin İzleri '' isimli eserinin 1. cildindeki bilgilere göre açıklayalım:
''  Olağanüstü bir şey,  peygamberin elinde oluşursa ''  mucize  '' ,mümin yani inançlı bir kimsenin  elinde meydana gelirse  ''  keramet  ''  başka bir kimsenin elinde zuhue ederse  ''  istidrac  ''  sayılır.

Peygamberle veliler arasında, metafizik olay bakımından şu fark vardır:

Peygamberler, Allah'ın kendi ellerinde yaratılmasına izin verdiği mucizeyi göstermekle mükelleftirler. Mucize Peygamberliğin bir delilidir. Bunu gizledikleri takdirde Allah'a isyan etmiş olurlar. 

Veli ise, kerametini gizlemelidir. Keramet ile veliliğini ispat etmeğe kalkışmaz. İnsanları irşad ( bilgilendirme ) amacıyla keramet gösterebilir. Fakat dünya menfaati için keramet göstermek, Allah'a karşı gelmektir.
İstidrac'ın inançsız kimselere metafizik olay gösterme yeteneği olduğunu yukarıda belşrtmiştik. Allah, kaprislerinin tutsağı olan sapkınları, bol nimet vererek istidrac eder. onlara verilen nimet, adeta bir tuzak gibi onları yavaş yavaş yakalyıp helak eder.''
Benim görüşüme göre [ doğrusunu Allah bilir ]  mucize, keramet ve istidrac Kuantum boyutunda metfizik olaylardır.

8 Kasım 2017 Çarşamba

Kuantum sıçrama







Yüce Yaratıcı’mızın kendi ana bilgisayarı ve her insan için görevlendirdiği meleklerin bilgiyarlarından başka insan vücudunda ve beyninde 3 bilgisayar daha var: Bilinç ve hafıza bilgi sayarı, bilinçaltı bilgi sayarı ve bilinç altınında altında bulunan, R. Şanal’ın eserlerinde ‘’ SÜRÜNGEN BEYİN ‘’ diye isimlendirdiği bilgisayar. İlk bilgisayara insan kolayca hükmedebiliyor. Kayıtlarının çoğunu istediği gibi değiştirip düzeltebiliyor. Bilinçaltı bilgisayarına hükmetmek ise pek kolay değil. Kayıtları insanın bilincinin dışında gerçekleşiyor. Değiştirilmesi zor, ancak dışarıdan uzmanlarca ve bazı hallerde mümkün olabiliyor. Bu ilk iki bilgisayar insanların beyninde. Üçüncü bilgisayar ise insan hem beyninde ve hem de toplam sayısı trilyonlarca olan tüm hücrelerinde. Bu sebepten bu bilgisayarın kayıtlarına insanın kendisi pek hükmedemiyor. Bu üçüncü bilgisayar insanın koruma içgüdüsü paralelinde insanın kendisini korumasını ve kendisini güvende hissetmesini hedeflemiş durumda. Akıl ve mantıkla pek ilgisi yok. İnsan kendisini korumasını bu bilgisayara ‘’ sevgisizlik ‘’  ile kodlamışsa, devamlı sevgisizlik arıyor, buluyor ve kendini sözde – güvenceye – alıyor. Kendisini başarısızlık ve parasızlıkla  - bilmeden istemeden – kodlamışsa beyinde oluşan Kuantum alanı ile ilgili düşünce enerjilerini bu şekilde oluşturuyor ve etrafına ve ilgili alanlara bu şekilde sinyaller vererek tüm başarısızlık ve parasızlık oluşumlarını kendine çekiyor, gerçekleştiriyor. İnsan ne yapsa bu olgudan kurtulamıyor. Kader zannediyor ve pek çabalamadan kabullenme yoluna gidiyor.

İnsanın inançlarını değiştirmesi neden zor ? Bir örnekle açıklayayım: Dini bakımdan inançlı bir insanı ele alalım. İnançlarında bazı konular yasak yani günah olarak mutlaka vardır. İşte Böyle bir durumda isteğinin olabilmesi için inançlarının değişmesi söz konusu ise bu mümkün olabilir mi ? İlkeli ve prensipli bir insan içinde aynı durum söz konusu. Ben inancımı değiştiriyorum, haramı helal yaptım demekle, veya ilkelerine ihanet etmek durumunu kabulleniyorum diye kendini zorlamakla gerçekten öz de ve tüm hücrelerine kayıtlı inançları, ilkeleri değişebilir mi ? İşte bu çok zor hatta imkansız. 

Çünkü inançlar ve ilkeler uzun zaman sürecinde oluşuyor. Bunları değiştirmek ve vazgeçmek, bir ölçüde insanın kendini inkar etmesi anlamını taşıyor.

Bu sebepten insan işte bu Sürüngen Beyin bilgisayarı kayıtlarını değiştiremiyor. Öncelikle kaydın ve kotların ne olduğunu bilmiyor, bilemiyor ve bilse dahi etkileyemiyor. Çünkü tüm hücrelerine kayıtlı. Çünkü bilinç altının da altındaki gerçek inançları ile ilgili. Çare; kodların yani inançların değişmesi. Bu da çok zor. İşte Kuantum Düşünce konusu burada başlıyor. İnsanın düşündüğünü yaşıyor. Daha doğrusinandığını yaşıyor. Bu döngüden kurtuluş nasıl olacak  ?
Kuantum düşünme konusunu tekrar başa saralım. İnsan düşüncesi atom altı foton denilen enerji parçacıkları halinde. Fizik kuralları dışında. Başka beyinleri, cisimleri ve olayları etkiliyor. İnsanın düşüncelerinin gerçekleşmesini sağlıyor. Tabii ki üçüncü bilgisayar yani Sürüngen Beynin kayıtlarına uyuyor ise. İşte Kuantum Düşünce Tekniği konusu bu alanı kendi görev alanına alıyor. İnsan düşüncesini nasıl kontrol altına alacak, menfaatleri ve istekleri doğrultusunda nasıl yönlendirebilecek ?
Dayanağı da yine dinden ve Kur’an’dan. İnsanın her istediği olabilir mi ? Her düşüncesi gerçekleşebilir mi ? Evet gerçekleşiyor. Çünkü Allah insana kendi Tanrısal özelliklerinden vermiştir. Yani ruhundan üflemiştir. ( 15/29, 38/71-74 ) Ve yeryüzünde onu Kendisinin HALİFE’si kılmıştır. ( 2/30, 6/165, 7/69, 74, 10/14, 73, 27/62, 35/39, 38/26 ) Evet tam 9 yerde insanı yeryüzünde kendi halifesi yani vekili kıldığını söylüyor.

Gelelim KUANTUM SIÇRAMA konusuna. İşte insan, kendisinin bu özelliklerini bilir, çok zor olan inançlarına da hükmedebilir ve gerekirse değiştirebilir, düşüncesini gerçek istekleri doğrultusunda yönlendirebilir ve kullanabilirse kuantum alanında sıçrama yapmış oluyor.


Not: R. Şanal'ın Kuantum sıçrama adlı eserinden yararlnılmuştır

APTALLAR -- ŞİZOFRENLR -- CAHİLLER

    ================================== APTALLAR .:: Aptal Olduğunu ŞİZOFRENLAR ::  Şizofren Olduğunu C A H İ L L E R  :::: C a h i ...