23 Şubat 2021 Salı

AKIL MI ZEKÂ MI insan için daha önemli ? -- ( 1 )


 

AKIL MI  ZEKÂ MI  insan için daha önemli ?

Akıl nedir, zekâ nedir, insan yaşamında hangisi daha önemlidir ? Soruları çok tartışılmış ve hala da tartışılmaktadır. İnsan için hanisinin daha önemli ve gerekli olduğu konularında bugüne kadar kesin bir görüş birliğine varılamamıştır.

Son günlerde  ilginç  gördüğüm ve edindiğim Kamer Yayınları'ndan -- Abdullah Reha Nazlı'nın -- BEYİN NASIL ÖZGÜRLEŞİR isimli kitabında  yazarın çok farklı ve ilginç bulduğum görüşlerini içeren  '' Aklını kullan ve zeki olmaktan vazgeç '' başlıklı  bölümünde,  konunun geniş olarak ele alınıp irdelendiğini belirledim. Bu bölümden bazı alıntılar yaparak aşağıda sunuyorum: ( sayfa 163 - 171 ) 

''  Zekâ bir araçtır. Hesap makinesinin, bilgisayar'ın kağıdın yaptığı işleri yapabilir. Ama her zekamın kontrolü altında olduğu bir akıl vardır. Zekâyı nerede kullanacağını da akıl biliyor. Zekâ bir mermi ise, akıl da onu tutan silahtır. Zeka ne kadar çok mermin olduğu ile ilgilidir, akıl tek atışta hedefi vurmanı sağlar.

Gittikçe daha yüksek zekâya sahip olmak yavaş yavaş bilgisayarın yerini almaya benzer. Bilgisayar seviyesine ulaşacak kadar zekileşsek bile, akıl açısından bize hala birilerinin ne iş yapacağımızı söylemesine ihtiyaç olur. Bilgisayarın ne yapacağını bir akıl söyler. Ne kadar zeki olunursa olunsun, aklını kullanmayan biri de iyi programcı olamaz. Program bir insanın  yıllarca yapacağı işlemi ve ömür boyunca yapamayacağı bazı işleri birkaç saniyede yapar, bu bizden daha zeki olmasındandır. Ama ortamın ihtiyacı olduğu programı akıl eden, hangi hesapların yapılacağını bilen, soruları matematik yoluyla çözen akıldır. Bilgisayar akıl etmez, akılın yazdığı kotlara göre işlem yürütür.

Yere bir kutu kürdan döktüğünüzde tam olarak kaç tane olduğunu saymadan söyleyen bilen insanlar vardır. Ama sokağa bırakıldıklarında evin yolunu bulamıyorlar. -- 'Yağmur Adam' aşırı zeki ama  akıl zaafı örneğidir. -- Dikkat edin '' üstün zekalı çocukların korunması '' temalı haberler vardır. Doğuştan üstün akıllı olunmaz; üstün zekalı olunabilir. Ve üstün zeka korunup kollanmaya muhtaç muamelesi görür, birileri onların hakkını savunmalıdır. Üstün akıllı kimsenin hakkını kimsenin savunmasına gerek olmaz, hatta o kendi sizin ona sağlayacağınız tüm kötü koşullardan kurtulup kendi dünyasını kuracaktır. Sizden daha akıllı birisine iyilik yapmaya çalışırken bile doğru bir şey yaptığınızdan emin olamazsınız.

Bir kitabı noktası virgülüne kadar ezberlemek zekâ belirtisidir. Ama akıl açısında düşünülünce aptallıktır. IQ testinden yüksek puan almak zekâ belirtisidir. Bu testle vakit kaybetmemek ise akıl....

Okullarda vahim bir hata yapılarak sadece zeka ölçülür, değerlendirilir, ödüllendirilir veya cezalandırılır. Zeka ölçülebilirdir, akıl ise değildir.

En zeki insanlar en akıllı insanların emrine verilirler. Zekâ iş bulur, akıl işverendir...Teknoloji bilgisayarlar, otomasyonlar, yeni sistemler işçilik mesleklerinin yerini alıyordu, bugün zeki olanların işlerine taliptirler.

Akıllı kişi kendi isteği ile akıllı olur. Bunun ilk adımı da mevcut olan aklı kullanmaya başlamaktır.

Zeki insan, ömür boyu hiç bitmeyen kendini ispatlama yarışında olmaya kendini zorunlu hisseder. Zeki olmak zorunda değiliz. Bilgisayar var, hesap makinesi var, programlar var. Sorabileceğimiz, danışabileceğimiz insanlar var. Zeki kendine güveninden dolayı çok şey kaybeder. Başkalarının aklından otomatik olarak yaptıkları, akılla yapılmalıdır. Zeki hata yapar. Akıllı adam az zeki de olsa, çok zeki de olsa işi şansa bırakmaz. Hesapların son işlemini kafasından yapmaz, not düşmeye üşenmez. Yaptıklarını kontrol eder. Zeki insanların hata oranı çok daha yüksektir.

Zekileştikçe kibirlenir insan, kibir aptallıktır. Zeka başkalarının dikkatini çekmekten usanmaz.  Gittikçe daha zor yüklerin altına girer.

Dahilerin zaafı devamlı seyirciye ihtiyaç duymaktır. Oysa fikir adamlarına göre zekayı saklamak akıllı kişinin hüneridir.