29 Temmuz 2018 Pazar

ESKİDEN OKUMA YAZMA BİLMEYENE '' CAHİL '' denirdi. ŞİMDİ ARTIK YÜKSEK TAHSİLLİ CAHİLLER OLUŞTU !...



Bundan 20 - 30 sene önce ilk okul diploması olmayanlara yani okuma yazma bilmeyenlere cahil denirdi.
Şimdilerde ise Diplomalılar ve hatta Üniversite mezunları cahil oldu.
Neden ?
Çünkü ders kitaplarından başka kitap, makale, roman, hikaye, bilimsel araştırma metinleri okumuyorlar,
Bunun sonucunda da;
Yazım kurallarına uygun, meramını anlatablecek nitelikte - hatasız - bir paragraf dahi yazı yazamıyorlar.
Dahası güzelim Türkçemizi  perişan ediyorlar.
Konuştukları gibi yazıyorlar:  GELİYON MU  gibi.
SAĞOL sözcüğü yerine de    ''  SAOL  ''  yazıyorlar. Okudukça saçımı başımı yoluyorum.
Anladınız siz onu '' SAOL ''  gençliği oluştu.
Geleceğimiz karanlık, DONANIMSIZ BİR NESİL GELİYOR !...
Bunun sebeplerini sonraki yazılarımda ele alacağım.

26 Temmuz 2018 Perşembe

ALLAH İLE YAPILAN '' 7 MADDELİ '' ANLAŞMA...



''  Allah ( ilahi görevlileri aracılığı ile ) Dünya öğrencisi olacak ruhlara dünya elbisesini giydirmeden ve dünyaya insan olarak göndermeden önce  
'' Elest-i BiRabbikum  ? ''  ( Rabbiniz olarak Bana ve  bu konulara sadık kalacak mısınız ? ) diye sorularak  ve  
'' Kalu Bela ''  ( Evet dediler ) diye cevaplanarak İns  
( Dünya öğrencisi ruh ) ile 7 maddelik  anlaşma yapıyor ve bunlara Dünya yaşamı sırasında uyacağına dair söz alıyor.  ( A'raf/ 102 -- 172 )  

Görüldüğü gibi böyle bir anlaşma yapılmasındaki amaç, dünya yaşamında nelere dikkat edilip uyulacağının 
' bilinmemesine bahane bulunmasın '  diyedir. Ayrıca olur da A'raf/ 173 deki ayette  ( Yahut  '' Atalarımız bizden önce de Allah'a şirk koştu ve  biz de onlardan sonra gelen soylarız, bizi şirk koşan atalarımızdan dolayı mı sorumlu tutuyorsunuz  ? ''  dememeleri için  yaptık. )  belirtildiği gibi, yanlış yaptıkları takdirde atalarına hemen sığınmalarını önlemek içindir.

Anlaşmanın 7 konusu şunlardır ve  hangi ırktan, hangi dilden ve hangi dini inanışta olursa olsun bütün insanların ruhları bu ortak anlaşma sorumlusudurlar...

1 ) Tek Allah2a iman edeceğine ve maddi veya herhangi bir nefsi şirk ( ortak ) koşmayacağına, Allah'ı ve rızasını önceleyeceğine; ( Alak/ 1  -- Kalem/ 35 )

2 ) İlk kitap olarak  ''  evren -- doğa -- insan  ''  bilgilerini araştırıp ilim yapacağına;  ( Bakara/ 31 )

3 ) İkinci kitap olan Kur'an'ı anlayarak okuyacağına,
Muhkem ( kesin ) hükümleri  öğrenip yaşamına uygulayacağına ve bunlara uygun  salih ( olumlu ) ameller ( davranışlar ) gerçekleştireceğine  ( Al-i İmran/ 187 )

Kur'an'dan önce söz verilen 2. kitap, daha önceki sayfalar veya kitaplar olmuştur. Hz. Muhammed ile birlikte uyulacağına söz verilen ise Kur'an olmuştur. Bunun böyle olduğu Rahman suresi 2. ve 3. ayetlerde vurgulanmış ve önce Kur'an'ın öğretildiği daha sonra da insanın yaratıldığı belirtilmiştir.  
( 1 - Rahman - Allah - 2 -  Önce Kur'an'ı öğretti - 3 - Sonra insanı yarattı. )

4 - Canlı ve cansız maddeler ile iletişimi  salih ( olumlu ) ameller çerçevesinde sağlayacak ve niyetler olarak nefsin olumlu isteklerini orta düzeyde kullanacağına, nefsinin olumsuz isteklerine uymayacağına ( Tekvir/ 14 --- Kıyamet/ 14 )

5 - Bütün insanları tek bir neslin bireyleri şeklinde kabul edeceğine;  Ki bunun içinde insan  koşulsuz sevgi ve hoş görü aşamalarını özümsemiş olması gerekmektedir.
( Yunus/ 19 )

6 - Hanif din, yani şirke bulaşmamış din demek olan İslam'ı tek din olarak kabul etmek üzere çaba göstereceğine;  ( Tin/ 7 -- Maide/ 3 )

7 - Şeytan'ı tek düşman olarak tanıyacağına,  SÖZ  VERİYOR.  ( Yasin/ 60 )   


Ancak peygamberler de dahil, Dünyada doğar doğmaz beşer olarak hepimiz bu anlaşmayı ve maddelerini unutuyoruz. İşte zaman zaman, farklı toplumlara gönderilen peygamberler ve tek din İslam' ın  kuralları olan muhkem hükümleri içeren vahiy sayfa ve kitaplarının amacı da bu anlaşmayı  hatırlatmak oluyor.  '' 

NOT: 1 ' - ''  Nörolog Prof Dr. Gazi Özdemir ALLAH'IN TEK DİNİ İSLAM'A SON DAVET S: xxı
NOT: 2  Yazımın başındaki resim bu konuyu ele alan başka  bir kitabın kapak resmidir..







22 Temmuz 2018 Pazar

HER İNSAN DEĞERLDİR




''  Her insan belirli bir amaç veya amaçlarla yaratılmış olduğu, yani bir yaraılış hikmetine sahip olduğu ve özellikle ALLAH’IN BİLİNÇLİ ENERJİSİNİ TAŞIDIĞI İÇİN DEĞERLİDİR.

Bazı insanlar  ‘’  Belirli iyi ve olumlu özellikleri, kişilik yapıları ve görünümleri nedeniyle  ‘’  yaratılmış iken, 

BAZI  İNSANLAR   ‘’ Ya kendisinin veya başkalarının arınmaları için  ‘’  gerekli görüldüğünden  ‘’ Belirli ve kötü olumsuz özellikleri, zarar verici kişilik ve davranışları  ile donatılarak  ‘’  yaratılmışlar ve BU HALLERİ İLE DE DEĞERLİDİRLER…  ''

***  Nörolog Prof. Dr. GAZİ ÖZDEMİR --  DiN BEYİN – Sınır Ötesi Yayınları – Sayfa: 157  ***

DİNİN DİREĞİ NAMAZ DEĞİL, İYİ AHLAKTIR !...




DİNİN DİREĞİ ‘’ NAMAZ ‘’ VE DİĞER RİTÜELLER ( Şekilsel ibadetler ) DEĞİL, ‘’ İYİ AHLAK ‘’ TIR.

KUR’ANI DİKKATLE VE İYİ İNCELEYEN  BU SONUCA VARIR…
ÇÜNKÜ, KUR'AN'DA İBADETLERİ YERİNE GETİRMEYENLERE DEĞİL, AHLAK KURALLARINA UYMAYANLARA
‘’ CEZA ‘’  ÖNGÖRÜLÜYOR…

Bu konudaki Hadis rivayeti sahih değildir...

20 Temmuz 2018 Cuma

CHP' yi ben bile kurtaramam !?... Fakat kurtarabilecek iki isim biliyorum ...



Yazımın başlığındaki '' CHP' yi ben bile kurtaramam ''  sözünün şaka olduğunu anladınız. Ama  geçmişte kullanılan  bu sözün kim tarafından, hangi şartlarda kullanıldığını benim gibi en az 70' li yaşların ortalarına gelenler hatırlayabilir. Ülkemiz çok patili siyasi hayatının başlangıcının önemli bir dönüm noktasında kullanılan bu sözü rahmetli  İsmet İnönü kullanmıştır:

1950' lı yılların sonlarına doğru gittikçe derinleşen bir siyasi kriz ortamında zamanın başbakanı rahmetli Adnan Menderes'e söylenmiştir bu söz, o zaman muhalefet Partisi olan CHP'nin Genel Başkanı İsmet  İnönü tarafından:

''  Sizi ben bile kurtaramam ''

O zaman ülkemiz siyasi hayatının merkezinde İktidardaki Demokrat Parti ve Genel Başkanı Adnan Menderes vardı. Bu gün de İktidar partisi AK Parti ile girdiği 9 seçimi de kaybeden  ana muhalefet  partisi CHP  ve Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu var.

Genellikle iç siyasette krizlerin merkezinde İktidardakiler olur, fakat bizde bu gün tersi söz konusu, muhalefet krizde...Ve özellikle ana muhalefet Partisi CHP Genel Başkanı yakın zaman önce kendi şahsına karşı oluşan memnuniyetsizlik dalgasını atlatması pek kolay olamayacak...gerçekleşen iki önemli seçimin arkasında CHP'de başarısızlık ve bir türlü bir adım dahi ilerleyememek krizi var. Genel Başkan Kemal Bey bu güne kadar ki seçim yenilgilerinde  delege oyunları ile genel başkanlığını korumayı becerdi. Ama bu defa işi zor, partisi içinde  

İlginçtir; iktidarda olsun, muhalefette olsun, genel başkanlık koltuğunda oturanlar bir türlü koltuğu bırakmak istemiyorlar. özellikle muhalefette alışkanlık haline gelen başarısızlık dahi etken olamıyor. Parti içinde cadı kazanları kaynıyor.  AK Parti başarı grafiği biraz düşse dahi başarı devam ettiği için bu sancıyı pek hissetmiyor Ama MHP Ve CHP'de sular durulmuyor. MHP'de yaklaşık 20 senedir genel başkanlığı bırakmayan ve bırakacağa da benzemeyen Bahçeli, bu defa kıvrak bir manevra ile AK Parti can kurtaranına sarıldığı için krizi de bir ölçüde - şimdilik - atlattı gibi görünüyor. Ama geleceği karanlık.

Hemen akla şu soru geliyor bizlerin:

CHP'de başarısızlık sürekli. NEDEN ?

Ama Parti yöneticileri ve genel başkanı için bu soru, gereksiz.

'' Parti  küçük olsun, küçük kalsın ama bizim olsun. '' 

Ama bu partiye gönül verenler, taraftarlar sıkıntılı, sabırsız ve öfkeli... Yakında bir kurultay daha olacak gibi görünüyor. 

CHP bu atmosfer ile  bir kurultay değil, arka arkaya 5 kurultay dahi yapsa, değişme ve ilerleme umudu var mı ? Bu soruya partili siyasi adamların ve partiye gönül verenlerin samimi olarak olumlu bir cevap verebileceğini umuyor musunuz ?

Ben ummuyorum, başka da, içte ve dışta olumlu cevap verecekler de bulunamayacaktır...
Sonuç: Sıfır, elde var sıfır.

Şimdi şu soruyu tekrar soralım ve cevap arayalım:

CHP neden sürekli başarısız ?

Tabii ki şimdi yazdığım  görüşlerime karşı çıkanlar  ve reddedenler olacaktır. Ama aşağıdaki görüşler bana ait, katılanlar olmayabilir tabii ki:

CHP son 40 - 50 yıldır neden başarısız ?

CEVAP: 

*    Kaliteli, seviyeli, tutarlı, bir muhalefet olamadığı ve siyaset yapamadığı için.

**  Topluma geleceğe yönelik projeler sunamadığı için.

*** Siyaset adamlarının halkından kopuk söylemleri olduğu için.

**** Muhalefet etmeyi iktidarın olumlu olumsuz her icraatına  karşı çıkmayı görev saydığı ve yapılan olumlu işleri takdir etmediği için.

***** İç siyasette barışçı bir dil değil, çatışmacı, menfi, engelleyici bir yöntem kullandığı için.

CHP  BAŞARIYA BİR TÜRLÜ ULAŞAMIYOR...

Peki çare nedir, CHP'yi  düştüğü bu girdaptan nasıl kurtulur ?

Bu güne kadar uyguladığı siyaset yapma yönteminin  tamamen tersi uygulamalara geçerek. Tabii ki bu mevcut parti teşkilatlarındaki kadrolarla mümkün değil. Bu kadrolar böyle kişileri partiye sokmazlar, girseler bile barındırmazlar.

Benim aklıma parti teşkilatı dışında iki isim geliyor: İkisi de parti sempatizanı fakat teşkilattan değil:

Öncelikle; yazar, araştırmacı, akademisyen uzun süredir bazı TV kanallarındaki, siyasi içerikli  programlara katılıyor: EROL MÜTERCİMLER

İkinci planda da gazeteci LEVENT GÜLTEKİN.

Her ikisi de samimi CHP'li, dürüst, yani olaylara tek bir pencereden değil daha geniş pencereden bakabiliyorlar. Doğruya eğri diyemeyecek seviyeli ve kaliteli kişiler.

Özellikle Erol Beyi uzunca bir süredir İnternet'teki videolarından izliyorum ve izlerken keyif alıyorum. Memleketimizin özlediği seviyeli  örnek kişilerden.Tutarlı analizleri ve görüşleri var. Her ikisi de yurt içinde ve dışında çalışmalarda bulunmuş.

Bu iki muhterem zata gel siyasete gir deseler girmezler. Çünkü ülkemizdeki büyük çoğunluğu  küçük kasaba politikacısı kimlik ve davranışlarında  olan insanlardan oluşan siyaset ortamına uyum sağlayamazlar, ortam da onları aralarında barındırmaz.

Peki ne olacak ?

Pek olası görünmüyor ama;  aklı evvel -- varsa -- partililer parti içinde ortamı hazırlayacaklar ve bu isimleri siyaset yapmaya davet ve ikna yoluna girecekler.

Ey Süleyman Sırrı; bu CHP ortamında siyaset bezin yok. Sen kim CHP'ye akıl vermek kim ?

Efendim ben 10 -11 yaşımdan beri yani ülkemizde çok partili siyaset ortamına girildiği 1950'li yılların ortalarından beri günlük siyaseti takip ediyorum. Babam rahmetli terzi idi. Ben de öğrencilik  dışındaki tüm zamanlarda ona dükkanında çıraklık yapıyordum.
 Rahmetli babam siyasete meraklı idi.  Her gün Vatan gazetesi alırdık. Kendi ilk okul 3. sınıfında ayrıldığı için okuması yazması pek iyi değildi. ( Babam 2 yaşında iken babası dedem 1920 yılında İzmir'e doğru çekilme halinde olan Yunanlılar kasabayı sarmış ve onu evinin önünde süngü ile şehit etmişlerdi ) Ona günlük gazetenin tüm siyasi haberlerini ben okurdum. O da hem calışır hem de ilgi ile dinlerdi.

Koyu CHP'li idi. İsmet İnönü 2. Cihan Harbinde babam askerken bulunduğu birliği teftiş gelmiş ve babamın sırtını sıvazlamış.  Babam da bu yüzden İsmet İnönü hayranı idi...
Yani sözün kısası  her ne kadar bu gün - bence - haklı olarak CHP'nin yaptığı siyaseti onaylamıyorsam da, geri planda da ülkemizdeki demokrasinin bel kemiği kaliteli ve seviyeli bir ana muhalefet partisi beklentisi ve izlentisi içinde olmam sebebiyledir...

CHP'nin seviyeli siyaset yaptığı günleri de yaşadım. İsmet İnönü pek sık konuşmazdı. Ama konuştuğu ve demeç verdiği zamanlarda muhalif, muvafık her siyasi kişi ve basın, dikkat kesilir onun her sözünde  '' ne demek istiyor ? '' diye keramet arardı. Sonra rahmetli Bülent Ecevit'de seviyeli siyaset yaptı. Ağzından çirkin, hakaret kokan sözler çıkmazdı.

Benim bu konuda söylemek istediğim son söz, 

*     MUHALEFETİN  SİYASET ÜSLUBU SEVİYELİ OLURSA, OLUMLU İCRAATLARI TAKDİR EDERSE İKTİDAR DA  MUHALEFETE SAYGI DUYAR VE ÜSLUBUNU ÇİRKİNLEŞTİREMEZ...Seviyeli siyaset olur...

  
















11 Temmuz 2018 Çarşamba

AKIL GÖZÜYLE Mİ YOKSA DUYGU GÖZÜYLE Mİ BAKMAK !...


OLAYLARA, 

KİŞİLERE, 

GRUPLARA, 

PROBLEMLERE, 


'' AKIL '' GÖZÜYLE DEĞİL, 

'' DUYGU '' GÖZÜYLE BAKAN


'' T A R A F '' OLUR,


GERÇEĞİ DEĞİL, 


GÖRMEK İSTEDİĞİNİ GÖRÜR !...

ADNAN OKTAR İslam Dini'ni dejenere etmek ve ülkemiz insanların ahlaken çökertmekle görevli YAHUDİ AJANIDIR !...



ADNAN OKTAR İSLAM'I DEJENERE ETMEK,
ÜLKEMİZ İNSANLARINI AHLAKEN ÇÖKERTMEKLE GÖREVLİ

BİR YAHUDİ AJANIDIR.

ŞİMDİYE KADAR ALDIĞI  ŞİZOFREN RAPORLARI  GERÇEK OLMAYABİLİR.
TEKRAR BİR TIBBİ  İLMİ HEYETÇE AKIL SAĞLIĞI GÖZDEN GEÇİRİLMELİ

GEREKEN CEZAYA ÇARPTIRILMALIDIR...

7 Temmuz 2018 Cumartesi

'' ONURLU YAZARLAR '' Komedisi !...



Ülkemiz öyle bir tuhaflıklar ve absürdlükler ülkesi haline geldi ki, mizah ustası AZİZ NESİN'i  anmadığımız gün olmuyor. Dünkü yazım  '' BİLGE BAŞKAN Komedisi  '' başlığını taşıyordu. Bu günkü yazımın başlığı gördüğünüz gibi  '' ONURLU YAZARLAR  Komedisi '' 

Bilindiği gibi Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu, partisi tarafından  BİLGE BAŞKAN sloganı ile Cumhurbaşkanı adayı gösterildi. Bu gün de aynı doğrultu da  dikkatimi çeken bir başka absürdlüğü dile getireyim dedim:

İnternet'te Facebbok'da kişi ve ya kişiler isterlerse gruplar kurup kendiler yazıp, kendileri okuyup dertleşiyor, sohbet ediyorlar. Bir süredir bir grup  ismi dikkatimi çekiyordu. Tuhaf ve absürd bir başlık taşıyor bu grubun ismi:

'' YILMAZ ÖZDİL VE ONURLU YAZARLAR  ''

Bu grupta da Yılmaz Özdil herhalde  BAŞ ONURLU  oluyor !...

Herkesin de bildiği gibi bu onurlular, İktidardaki AK  PARTİ  ve özellikle Cumhurbaşkanı RECEP TAYYİP ERDOĞAN ve AK Parti muhalifi, ve düşmanlık derecesinde  karşıtı.

Onları bir araya getiren temel düşünce ve özellik bu !...

BU  YAZARLAR ONURLU... 

ONLAR GİBİ DÜŞÜNMEYEN YAZAR VE DÜŞÜNÜRLER ONURSUZ..

Hemde bu kişiler kendilerini toplumun  seçkinleri, entelektüelleri gören zatı muhteremler...

Ne kadar ilkel bir yaklaşım. Cahiller bile böyle davranmıyorlar artık...

Rahmetli İsmet İnönü'nün meşhur bir sözü vardı, tam bunlara göre:

HADİ  CANIM  SENDEEE !...




4 Temmuz 2018 Çarşamba

'' BİLGE BAŞKAN '' Komedisi !...




BİR KİŞİYE KENDİSİ VE YAKIN ÇEVRESİ  TARAFINDAN  AKILLI, BİLGE, ÇOK ZEKİ GİBİ  MEZİYET VE SIFATLAR YAKIŞTIRILIR VE VERİLİRSE  DOĞRU OLMAZ  VE  TOPLUM TARAFINDAN  KABUL GÖRMEZ  ÇÜNKÜ  
‘’ KOMİK ‘’   OLUR.
BÖYLE  SIFATLAR  KİŞİYE DIŞ ÇEVRESİ TARAFINDAN VERİLİRSE ANCAK GEÇERLİ OLUR VE KABUL GÖRÜR.
BU  KOMEDİ  KISA  SÜRE ÖNCE  SAADET  PARTİSİ TARAFINDAN  CUMHURBAŞKANLIĞI  SEÇİMİNDE  SAHNEYE KONDU  VE  CUMHURBAŞKANI   ADAYLARI  KARAMOLLAOĞLU  ‘’ BİLGE  BAŞKAN   ‘’  SIFATI  İLE LANSE  EDİLDİ  SONUÇTA DA TOPLUMDAN  CEVABINI  ALDI. ÜLKE ÇAPINDAKİ  ALDIĞI OY ORANI  YÜZDE BİRİ BİLE BULAMADI…