Korona virüsü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Korona virüsü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Ocak 2021 Cumartesi

SALGIN' a PANDEMİ deyince NE OLDU ?...


 Korona virüsü adıyla anılan dünya gündemine bir bomba gibi düşen  çok bulaşıcı ve ölümcül hastalığın  yayılma şekline dilimizde verilen isim SALGIN'dır. Başladığı ilk günlerden itibaren televizyon ekranlarında, haber ve yorumlarda değerli tıp hocalarımızın çoğunluğu -- söz birliği etmiş gibi --PANDEMİ olarak  tıp bilimindeki adıyla nitelendirmeleri sonucu  ülkemiz insanında da -- toplumuzun yabancı terimlere olan merakının da etkisi ile --  bilinci ve özellikle bilinç altına bu pandemi kelimesi yerleştirildi ve benimsenmesi -- istem dışı  da olsa -- sağlandı.

Halbuki güzel Türkçemiz'de bu tür tehlikeli ve çok bulaşıcı hastalıkların adı SALGIN olarak  benimsenmişti. Grip salgını, Kolera salgını gibi  belki de 100 - 200 senedir böyle tanımlanıyordu.

PEKİYİ, BÖYLE OLDU DA NE OLDU ?

Salgın kelimesi bu tür hastalıkların önemini, zararını ve bulaşıcılığını  çok güzel anlatan, tanımlayan bir kelime idi. Bizim kültürümüzde olmadığı için toplumumuzda ciddiyeti, önemi, tehlikesini anlatmakta PANDEMİ sözü yetersiz kaldı, yani bir ölçüde sıradanlaşmasını sağladı. İşte bunun sonucu da insanlarımızın konulan korunma kurallarının ciddiyetini ve önemini kavramaları  zorlaştı. 

Halbuki ilk andan itibaren bu hastalık SALGIN olarak nitelense, bilinç altlarında bu kelime ile  tehlikesi, dehşeti ve önemi vurgulanmış olarak yer etse idi, hastalığa kaşı konulan kısıtlama ve önleme tedbirlerine insanlarımızı dikkati, uyumu ve sabrı daha çok ve geniş olarak sağlanabilirdi.

Sonuç olarak, ülkemizde ve dünyada salgın hastalıkların son 50 - 60 yılda insanları bu boyutta etkilememesi sonucu  ACEMİLİĞİMİZE GELDİ.  Herhalde bu bir ders olmalı ki -- başta tıp bilimi olmak üzere --bilim adamlarımız toplum karşısında ekranlara bilgi verirken, ilmi konularda tartışırken, düşüncelerini  ifade ederken ilmi -- tıbbi bilgileri, o bilimin teknik terimleri ile değil de, halkın seviyesinde, onların anlayacağı kelimelerle anlatması gerekecektir. 

Biz bilim adamlarımızı, sayın değerli hocalarımızı ekranlarda sık sık görüp izliyor ve dinliyoruz, verdikleri bilgilerden yararlanıyoruz.  Ama onlar toplumun genelini gözlem ve izlemekte ve görüşlerini belirlemekte yeterli imkana sahip değildirler. İşte bu sebeple meslek odaları birlikleri, üniversite bilim çevreleri sayın hocalarımızı  bu konuda uyarmalıdırlar, iletişimin karşılıklı olması konusunun önemini anlatmalıdırlar...

17 Mart 2020 Salı

ÇARESİZ KALINAN Zamanlarda Sığınacak LİMANINIZ var mı ?...



Bu Korona Kaosunda tüm dünya insanları çaresizlik girdabında...

Kendi elinden bir şey gelmiyor, 

İnsanların bilimi ve bilim insanları da bir çare bulamıyor.

Çünkü insan  yeryüzünün en akıllı varlığıdır, ama kendini korumakta da en zayıf 
canlıdır.  

Deprem, sel, tsunami gibi büyük doğal  felaketlerde ve de işte böyle salgınlarda, fiziki 
varlığı  ve çok güvendiği aklı çok yetersiz  ve çaresiz kalabilmektedir...

İşler, olaylar normal seyrinde giderken yani  her şey güllük gülistenlık iken,  O doğa  ve içindeki kendisi dahil tüm canlı  cansız varlıklar emrindedir ve keyfi yerindedir.  Hatta o kadar  yerindedir ki, bazıları kendisine o bedeni, canı ve var edildiği güzel doğa ve içindeki kendisine sunulan nimetleri  bahşeden eden Yüce Varlığı, Yaratıcıyı da yok  farz eder, reddeder.

Allah'ı reddetmeyenlerin sığınacak bir limanı vardır, ama inkarcıların yoktur...

Bu yokluk bunalımı ve çaresizliği herhalde Yaratıcı'n bu dünyadaki  '' Cehennemi '' dir. Çünkü, Kur'an'da Cennet ödülüne karşıt olarak öngörülen Cehennem'deki ceza  bazı ayetlerde ATEŞ ile sembolize edilsede ve daha çok AZAP  kelimesi ile ifade edilmektedir. Azap görecek  beden değil, ruhtur. Kıyamet'te insanların ruhu kıyam edecek, yani yargılanmak üzere ayağa kalkacak, ceza ve ödül, ruha olacaktır. 

Bundan sonraki yazılarımda bu anlattıklarımın Kur'an'dan delillerini de verceğim...

İnançlılar olarak, her bin senede bir görülecek olan Allah'ın bazı kavim ve insanları hizaya getirme, uyarma özelliğindeki bu Korona ve benzeri  felaketlerden koruması için O' na sığınıp yalvaralım. 

Çünkü biz O'na inananlar çaresiz değiliz...


NOT. Her 1000 senede bir olacak denetim ve düzenlemenin dayandığı ayetlerin adreslerini vermiştim...

14 Mart 2020 Cumartesi

Avustralya Yangınları--Korona Virüsü-- KÜÇÜK KIYAMET Mİ ?...



Küçük Kıyamet nereden çıktı, Kıyametin küçüğü büyüğü olurmu diye düşünenler olabilir. Aşağıdaki Kur'an'daki Kıyamet ile ilgili ayetlerden Nörolog Prof. Dr. Gazi Özdemir'in Kur'an yorumlarına dayanarak özetlediğim çıkarımlara göre. Kıyametin küçüğü de, büyüğü, ve en büyüğü de söz konusu ediliyor Kur'an'da:

Yalnız  -- 1000 senede bir olacak --  sınırlı  düzenlemelere KÜÇÜK KIYAMET ismini ben taktım haddim olmayarak.  Gazi Bey Kıyameti üç kademeli olarak belirliyor

***************************************************     
     KUR'AN'DA  KIYAMET  3  KADEMELİDİR
   
     1 -- KÜÇÜK  KIYAMET
      == 1000 Yılda Bir ==
      Ara Değerlendirmeler
         ( Kavimlerin Cezalandırılması -- Helakı )
      === Mürselat / 16-17-18  --- 38 === Duhan / 46 ===
         === Enbiya /9 === Secde / 5 ===  Hac / 49 ===
    
     2 -- ARA KIYAMET --
       ( Dünyanın Kıyameti )
      == 50 000 Yılda Bir ==
         Dünyanın Yeniden Yapılandırılması
         ===  Enbiya / 104 --- Mearic / 4  ===
     
     3 -- EVRENİN  KIYAMETİ 
            ( Son Kıyamet )
         ===  Tekvir / 1-2-3-4-5-6-7 ===

*****************************************************


Kur'an'da ilginç ve önemli bir ayet var:

ANKEBUT / 43 
Mesajı
KUR'AN'DAKİ BİLGİLERİ, AKIL VE EVREN İLMİ SAHİPLERİ ANLAR...

Yani Kur'an'ın  bilgi ve mesajlarının   doğru ve iyi anlaşılabilmesi için, yalnız ilahiyatçılar değil, diğer pozitif yani fenni bilim dalları bilim adamlarının  Kur'an'a eğilmesi ve açıklaması gerekmektedir.  Yani KUR'AN'A  BİLİMSEL YAKLAŞIM  gereklidir ve daha faydalıdır.

Fakat ülkemizde ve dünyadaki Müslüman ülkelerde bilim adamlarının Kur'an'a yaklaşımı ve BİLİM KURALLARI İLE YORUMLAMALARI ne yazık ki  çok sınırlı olmuştur . Bunlardan biri Hatay 1945 doğumlu, Arap asıllı ve ana dili Arapça olan  Türk Nörolog Prof. Dr. GAZİ ÖZDEMİR'dir.  



Gazi Hoca, Nöroloji mesleğindeki başarılı  çalışmaları yanında Öğrencilik yıllarından itibaren yaşamının son 55 - 60 yılını Kur'an'ı incelemeye ve araştırmaya ayırmış ve bu konuda yukarıda fotoğrafladığım toplam büyük boy 3636 sayfa hacmindeki 6 eserini yayınlamıştır.

Kur'an'a bilim adamı gözü ve prensipleri ile yaklaşımında bu güne kadar bilinenden çok farklı bilgi ve yorumları olmuştur. Ben onu ilk defa   '' DİN VE BEYİN  '' isimli kitabı ile tanıdım. Sonra da sırası ile  '' SON DAVET  KUR'AN ''--  '' İSLAM'IN ŞARTI SADECE 5 DEĞİL''  sonra da  '' OKU !  KONULARINa  GÖRE ALFABETİK KONU DİZİMİ '' geldi ve  sonra da fotoğraftaki diğer  eseri yayınlandı. İnceledim. Ayrıca, Eskişehir'de  düzenlediği  Kur'an eğitim toplantılarına bir buçuk sene süre ile katıldım.

Gazi Bey Kur'an'ın eğitim ve açıklanması konusunda yapılan faaliyetlerden gelir elde edilmemesi içeriğindeki Kur'an emrine uyarak, kitaplarının gelirine el sürmemekte, gelirlerini ölen eşi adına kurduğu  NOVAK --  Maddi geliri sınırlı Tıp Öğrencilerine Yardım Vakfına bağışlamaktadır...  Bu konuda ileride daha geniş bilgi vereceğim. Ve eserlerini tanıtacağım...

Gazi Özdemir'in, çeşitli konulardaki yorumları yanında da  KIYAMET konusunda oldukça ilginç ve farklı yorumları ve çıkarımları vardır. Bu çıkarımlarının özetini  yazımın başına koyduğum çizelgede gösterdim. Kur'an'daki  ilgili ayetlerin adresleri ile birlikte...

Gazi Hocamız Kur'an'da Kıyamet konusundaki bilgilerden 3 türlü kıyamet olduğu sonucuna varmıştır:

=== Her bin yılda bir ARA DEĞERLENDİRME ve sonucunda bazı kavimleri yani toplumları cezalandırma veya helak etme yani yok  etme.

=== Her 50 000  yılda bir de Dünya ile ilgili  ARA KIYAMET ile yani  YENİDEN YAPILANDIRMA gerçekleştiriliyor.

=== En sonunda da EVRENİN KIYAMETİ gelecek.  Bütün evren yok ediliyor. Sonrası....? Bilinemez tabii ya yeniden bir evren kurulup kurulmayacağını  Yaratıcımız biliyor.

İşta dünyamızda son yıllarda görülen büyük çaplı felaketler -- bence -- KÜÇÜK KIYAMET kapsamında olmalıdır. Bunlar neler: ?

Buzulların erimesi, Dünya ısısının yükselişi, Büyük sel ve deprem felaketleri . Eşcinsel evlliliklere genel bir oylama ile onay veren Avustralyada görülen aylarca süren, bitmez tükenmez orman  yangınları, susuzluk felaketleri... Çin'de görülüp bütün dünya'ya yayılan ve en büyük zararı -- bence -- azmış ABD ve batı ülkeleri ile Çin gibi Asya ülkelerinde olan KORONA VİRÜS SALGINI...  Yaratıcımızın  İnsanları cezalandırma sonucu olamaz mı ?...

Tabii ki  doğru bilgi Allah yanındadır...




Not: Bu kitapları Büyük kitapevlerinde bulabilirsininiz. Veya
www.novak.org.tr  - bilgi@novak.org.tr  adresinden  temin edebilirsiniz...



APTALLAR -- ŞİZOFRENLR -- CAHİLLER

    ================================== APTALLAR .:: Aptal Olduğunu ŞİZOFRENLAR ::  Şizofren Olduğunu C A H İ L L E R  :::: C a h i ...