26 Aralık 2018 Çarşamba

HACI OLMAK BİR DÜNYA ÜNVANI MIDIR ?....



Hac ibadetinin '' Hacı Babam, Hacı Annem, Hacı Bey, Hacı Dedem '' gibi kişilerde, " Hacı Şakir Sabunları, Hacı Hasan Baklavalar ı'' gibi, ticaret ünvanlarında ve hatta Apartman isimlerinde kullanılmasında bir terslik ve istismar olduğunu düşünmüş ve bu konuyu, bir zamanlar Vatan Gazetesinde dini konularda yazı yazan ve eski DİYANET İŞLERİ BAŞKANLARIMIZDAN olan okuyucularından gelen sorulara verdiği cevapları yayınlayan Sayın Prof Dr. Süleyman Ateş'e  hocamıza bir mail atarak danışmıştım. Allah razı olsun gecikmesini önlemek için adresime mail atarak cevapladılar.

Aşağıda sorumu ve lütfettikleri cevabı içeren mailleri yayınlıyorum.

22/03/2007

Değerli Hocam

Allah'ın selamı üzerinize olsun. Hac ibadetinin günlük hayatımızda uygulanmasında bence mevcut olduğuna inandığım bir aksaklığa takılıyorum. Sizin yorumunuza ve düşüncenize ihtiyaç duyuyorum.

Hac malum olduğu üzere bir ibadettir ve diğer ibadetler gibi Allah ile kul arasındadır. Başka Müslüman ülkelerde öylemidir bilmiyorum, fakat bizim ülkemizde ahierete yönelik olan bu ibadet, dünya ünvanı gibi kullanılıyor, istismar ediliyor. Hacı Babam, Hacı Anne, Hacı Bey .... gibi. Eskişehir'de ikamet ettiğim Apartmanın ismini de bu şekilde koymuşlar: '' Hacı M.. E.... Apartmanı ''. Hatta mezar taşlarına bile ünvan olarak yazılıyor. Bu işte, bu uygulamada bir terslik var gibi geliyor bana. İnançta ve ibadette ihlası zedelediğini düşünüyorum.

Çok konuda olduğu gibi bu konuda da sizin yorumunuzu öğrenmek ve aydınlanmak bizleri mutlu edecektir.

23/03/2007

Cevap:

Hac dediğiniz gibi namaz gibi, oruç gibi bir ibadettir. Hac yapan kimseye, hac esnasında hâcc yani hac ibadetini yapmakta olan kişi denilir. Nasıl ki namazda olan kimseye de musalli ( namaz kılan ) denilmektedir.

Ama hacdan döndükten sonra bu ibadetin bir ünvan olarak kullanılması tamamen bid'attır. Peygamber sahabilerinin hiç birine hacı ünvanı verilmediği gibi mezhep imamları da böyle bir ünvan taşımaz.

Şimdilerde bu ünvan, bir yandan haccı teşvik amacında bir yandan da aslında pek yüceltici sıfat bulamayanlara verilmiş bir yüceltme, biraz da övünme sıfatıdır. Ama meşhurlar böyle bir ünvan kullanmazlar. Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal sanıyorum ki bir kaç kez hac yaptı ama '' Hacı Turgut '' ünvanı taşımazdı. İsim söylemek belki sakıncalı olur diye baş isim zikretmiyorum. Hac meselesi böyle

İMANSIZ AKIL -- AKILSIZ İMAN ....



Habertürk TV kanalında '' Öteki Gündem '' isimli bir tartışma, bilgilendirme programı var. Farklı ve önemli konular ele alınıyor, konunun uzmanları tarafından değerlendiriliyor. Bu programlarda sıkca misafir edilen değerli bir akademisyen var. Prof. Dr. Ramazan Kurtoğlu. Hafta sonları Cuma geceleri yayınlanan son programda Ramazan Kurtoğlu Hoca şöyle bir söylemde bulundu:

İmansız akıl -- Akılsız İman

Açılımını da şöyle yaptı: Sözde Hristiyan inançlı Batı ülkeleri insanların da genellikle '' iman '' yok. Fakat aklı da ön plana alıyorlar ve aklı kullanıyorlar. En son ve en mükemmel dinle şereflendirilen Müslümanlarda ise iman var fakat, Allah'ın insanlara bahşettiği '' akıl '' nimetini, ayrıcalığını hiç kullanmıyorlar.

Bu söz çok hoşuma gitti, bende bu konuda bilinen bazı gerçekleri hatırlatayım dedim: 

Batı ülkeleri insanları bilindiği gibi genellikle Hristiyan inançlıdır. Yahudilikle birlikte Hristiyanlık dinleri, mensupları tarafından müdahale edilip saptırılarak  tahrife ( bozulmaya )  maruz kalmış, aklını kullanabilen insanların kabul edemeyeceği şekilde ilkelleştirilmiş ve şirk dinleri haline getirilmişlerdir. Bu sebepten özellikle Hristiyanlarda inanç zafiyeti başlamış, neredeyse yüzde elliye yakın bir oranda ateist olmuşlardır. 

Müslümanlar ise batı ülkelerine oranla oldukça yüksek oranda iman vardır. Ateistlik oranı düşüktür. Fakat akıl nimetini kullanmadıkları için imanları da onları yeterince manipüle edememekte, doğruya yöneltememektedir.

Kur'an Akılın kullanılmasına çok önem vermiş ve 49 yerde akıl konu edilmiştir. Fakat bu akıl durağan aklı değil, kullanılan, değerlendirilen akıldır.

‘’ Yine de akletmeyecek misiniz, aklınız ermiyor mu? ‘’ ( 3/65, 23/80, 37/138 )

‘’ Onların çoğu işitir ya da aklını kullanır mı sanıyorsun? ( 25/44 )

’ Bunda aklını kullanan bir toplum için ayetler ( deliller ) vardır ‘’ ( 13/4 ) 

Ayrıca 18 yerde '' akıl sahipleri ve temiz akı sahipleri  ''  şeklinde hitaplar, uyarılar vardır:

‘’ Akıl sahipleri, eski milletlerin terk edilmiş harabe yurtlarına bakarak ibret alırlar. ‘’ ( 20/128 )

‘’ Ey temiz akıl sahipleri benden korkun! ‘’ ( 2/197 )
’ Temiz akıl sahipleri, kötülüğü iyilikle savarlar. ‘’ ( 13/22 ) 

Yüce Allah’ın akıl ile ilgili mesajlarına devam edelim:

‘’ Kur’an’ı akıl erdiresiniz diye, kendi dilinizde ( Arapça ) indirdik. ‘’ ( 12/2, 13/37 ve 9 ayette )

‘’ Biz o Kur’an’ı senin dilinde indirerek kolaylaştırdık ki, düşünüp öğüt alsınlar diye ‘’ ( 44/58 ) 

Yukarıdaki iki ayette görüldüğü gibi Kur’an’ın Arapça dilinde indirilme sebebi Arap kavmine ve Arap bir peygambere indirilmesidir. İndirilme sebebi de düşünüp öğüt alınması içindir. Tüm bu mesajlara rağmen, Kur’an’ı öğrenme ile ilgili çabaların Kur’an’ı anlamaktan ziyade hala, Arapça orijinalinden anlamayarak okumaya yoğunlaştırılmasını anlamak mümkün mü? 

Aklını kullanmayanlara Allah’ın ne gözle baktığını öğrenmek ister misiniz? O halde buyurun:

‘’ ... Sen onlardan çoğunun söz dinleyip akıl ettiklerini sanıyor musun ? Oysa onlar hayvanlar gibidirler, hatta daha da sapıktırlar.  '' ( 7/179, 2544 )

‘’ Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler; bundan dolayı akıl erdiremezler ‘’ ( 2/171 ) 

Görüldüğü gibi aklını kullanmayanları Allah, sağır, kör, dilsiz, sapık ve hatta hayvan olarak değerlendiriyor ve kızıyor, ve cezasını açıklıyor:

‘’ Allah pisliği ( azabı ve rezilliği ) aklını kullanmayanlara verir. ‘’ ( 10/100 ) 

Bu sonuç ve hükümlerden sonra, kendisinin en büyük lütfunu değerlendiremeyen ve bu sebepten zor ve kötü durumlara düşen insana Allah yardım eder mi, onun isteklerini yerine getirir mi? 

İşte bu sebepten aklını kullanmayan Müslümanlar, maddı, manevi ve sosyal alanlarda bugün dünyanın en geri ülkeleridir.

70 MİLYON ATLETİN KATILDIĞI YARIŞTAN HABERİNİZ VAR MI ?...



Bir yarış düşünün 70 milyon yarışçı atlet katılıyor. Yarışı sadece birisi kazanıyor.
Kim olabilir bu başarılı yarışçı ?
Sen, ben, hepimiz.
Dünyaya gelmiş ve yaşayan veya yaşamayan her insan, İşte bu yarışın kazananı...

Konuyu en baştan alalım:
70 milyon sayısını hiç tasarladınız veya düşündünüz mü ? Saymayı denemeyi düşündünüz mü demiyorum. Bu da olanak dışı. Ben şöyle kabaca bir hesap yaptım. Birden 70 milyona kadar saymak için, hiç uyumadan 24 saat ve her an sayıma devam etseniz tam 812 gün yani 2 seneden fazla süre gerekli. Günde 8 saati bu iş için ayırırsanız yaklaşık 7 yıl süreli bir iş. Bir zamanlar enflasyon sebebiyle paramız milyon kere küçüldüğü için milyonlu ve milyarlı sayılar olağan geliyordu, alışmıştık.
Yalnızca bir den bir milyona kadar saymak için dahi hiç uyumadan devam etmek suretiyle yaklaşık 12 gün süre gerekli.

Tüm bunları niye yazdım ? Milyon ve milyonlu sayıların büyüklüğünü ve önemini kavrayabilmemiz için. Buradan da insan denen varlığın mucizevi özelliklerine geleceğim. 
Döllenme denen olayın oluşması mucizevi bir olay da onun için.

Bir santimetreküplük yani bir atımlık menide normal olarak 70 milyon civarında yani yakaşık ülkemizdeki insan sayısı kadar ve üzerinde canlı ve hareketli tohum olması gerekli ki, annenin ayda bir rahime gelen yumurtası döllenebilsin. Canlı tohum sayısı 70 milyondan az olduğunda döllenme şansı azalıyor. Eğer menideki canlı tohum sayısı 60 milyondan az ise döllenme olamıyor ve kısırlık söz konusu edilebiliyor. 
Yani bir atımlık menide yaklaşık ülkemiz nüfusu kadar sayıda tohum mevcut olacak ve yalnızca bir tanesi annenin yumurtasını delebilecek ve döllenme olacak. 

Bundan 55 yıl önce Ankara'da yatılı Demiryolu Meslek Lisesi'nde öğrenciyim. Sağlık Bilgisi dersi öğretmenimiz bir gün bizi Hıfzısıhha Enstitüsüne götürdü. Menideki insan tohumlarını mikroskop altında incelemizi sağladı. Sayısız, çok hareketli insan tohumu kuyruklu canlılar. Mucizeye tanık olduk ve çok etkilendik. Bu olgu, bir tek insanın dahi oluşumunun mucizevi bir olay olduğunu göstermiyor mu ?

Mucizeyi iyi kavramak için biraz geriye dönelim: Dünyamız bir yıldız olan Güneş’imizin bir uydusu. Galaksimizde bizim Güneşimiz gibi 300 milyar yıldız var.  Ve onların da belki de 5 trilyon Dünyamız gibi gezegeni.

Evrende de 300 milyar Samanyolu Galaksimiz gibi galaksi olduğu tahmin ediliyor.
Bu akıl almaz çokluk ve büyüklük içinde Dünyamızda yaşayan7 milyar insan sayısı da çok büyük bir rakam değil.
Bu 7 milyar insandan her biri, en az 60 milyon tohum içinden seçilerek gelmiş ve hayata merhaba demiş.
7 milyar insan her biri diğerlerinden yüz, vücut, huy ve davranış özellikleri bakımından farklı ve özel. Katiyetle bir benzeri yok. Her insan mucizevi olarak farklı ve özel.
Çünkü yaratan onlara ruhundan üflemiş, yani kendi özelliklerinden vermiş.

Bize sırada gibi gelen yaşantılarımız da sıradan değil.
İnsanın bir yaratılış amacı ve bize uzun gelen, fakat yaratılış ölçeğinde çok kısacık olan yaşantısında bir görevi var.  Onu yaratan ona şah damarından da yakın olduğunu ve her an denetlediğini bildiriyor. Yaratılışı ve dünyaya gelişi mucize olan insan, yeryüzünde tek aklı olan varlık olarak da, özel.

Yani sıradan değil...
Sıradan olmayan insanın da diğer tüm canlılar gibi olmaması ve sıradan yaşamaması gerekiyor.
Yaşantısında bir sorumluluk ve anlam olması gerekiyor...

Yukarıda yazdıklarımın da dayanağı şu ayetlerdir:

*** Allah insanı en güzel bir şekilde yarattı ( 95/4-6 )

*** İnsanları ve cinleri bana kulluk ( ibadet ) etsinler diye yarattım. ( 51/56-57 )

*** Yerde ve gökte her şey insanın hizmetine verildi. ( 2/22, 13/2 ve 22 ayette)

*** İnsan başıboş bırakılacağını mı sanıyor ? ( 75/36 )

*** İnsan imtihan edilen varlıktır. ( 47/31, 72/16-17, 76/2 )

*** İnsanın üstünlükleri ( 2/34, 7/11 ve 7 ayette )

*** İnsan yer yüzünün halifesidir. ( 2/30, 6/165 ve 6 ayette )

*** İnsana ruhundan üflemesi ( 15/29, 38/71-74 )

*** Allah’ın insana şah damarından yakın olduğu ( 50/16, 2/186 )

ZEHİRLİ İNSANLAR ... ( çoğumuzun hayatında böyle insanlar vardır )

HUZUR BULACAKSIN! SABRET ( Video Lyrics )