29 Haziran 2019 Cumartesi

Yanlışın var Hocam!.. İNSANLARI EĞİTİM DEĞİL, '' YANLIŞ DİN EĞİTİMİ '' DİNDEN EDİYOR !...



Tam 35 senedir  '' Kur'an'daki  gerçek din ''  benim özel ilgi alanım.  Okuyorum, inceliyorum, araştırıyorum ve birikimlerimi  İnternet ortamında  blog ( günlük ) ve Facebook gibi sosyal medya araçlarında yayınlıyorum. Bu alanda okumaya değer olup olmadığını araştırdığım eserlerin isimlerinde  '' İslam '' sözü geçenlere  itibar etmiyorum.  Tabii ki ilgi alanım '' İslam Dini  ''  ama,  tecrübelerimle biliyorum ki, makale ve eserlerinin başlık ve isimlerinde  İslam sözcüğünü kullananların  kaynakları arasında benim tek din kaynağı olarak kabul ettiğim ki --  gerçekte de öyle olan -- Kur'an'dan ziyade geleneksel din inanışının Hadis, icma, fıkıh gibi bu gün geçerliliği şüpheli olan  alanları ve   yazıldığı zamana göre alim ve din bilgini kabul edilen kişilerin görüşleri ve kabulleri de vardır.  Bu kişilerin çoğu bu güne göre  normal bir din adamı dahi kabul edilemeyecek derecede, bilgi bakımından yetersizdir.  Bu zatlara o zamanın bilgi ufkuna göre, Ulema, Din alimi  gibi  sıfatlar  verilmiştir. Fakat  devamlı olarak gelişen insan bilgi birikimi ve ufku açısından değerlendirdiğinizde  ciddiye alınmayacak  bilgi birikiminde ve  sapkınlık denebilecek derecede  görüş ve inanışlara sahip oldukları görülür.

Şimdi gelelim, günümüz Diyanet İşleri Başkanının söylediği iddia olunan  '' Eğitim insanları dinden ediyor, yani uzaklaştırıyor ''  sözüne. Bu arada Diyanet Başkanımız sayın Ali Erbaş Hocamızın dine bakış açısını kısaca bir değinelim.  
Ülkemizde dine bakışta iki belirgin görüş akımı var:

*** Geleneksel İslam ve
*** Kur'an'daki İslam.

Kur'an'daki İslam inanışını biliyorsunuz artık.  Buna karşı olan geleneksel İslam  akımı  inananları da  öğrendi. Ana başlıkları  hatırlayalım:

*** Dinin tek kaynağı Kur'an'dır. 
*** Din Allah'ın'dır, dinde tek kural koyucu Allah'tır. 
*** Peygamber, yalnızca  kendisine vahyedilen Kur'an hükümlerini tebliğ eder. Kendisi din hükmü  koymaya yetkili değildir.
***  İslam dini, ibadet dini değil hayat dinidir.
***  Yaşayan insanlara öğüt olarak indirilmiştir.
***  Kur'an'da asıl olan  manadır. Kendi dilinden anlayarak okunmalı. Hayata uygulanmalıdır. 
***  Ölülere okumak için değil, dirilere indirilmiştir.
***  Kıyamet aniden gelecektir.  Alameti ,işaret olmayacaktır.
***  Kabir azabı yoktur.
***  Dinin esası ibadet değil, güzel ahlaktır.
***  Kişi ahirette Kur'an'daki bilgi ve emirlerden sorgulanacak, yaşadığı müddet içindeki  tüm amelleri yani davranışları değerlendirilerek cennet ödülüne ve cehennem cezasına layık olduğuna karar verilecektir.  Tek bir amelinden  cennet ve cehennemlik olması söz konusu değildir.
***  Dinin iki ana temeli vardır. SALİH AMEL  iyi, güzel ahlaklı davranışlar. Ve İNFAK yani başka insanlara, canlılara, yardım, katkı ve iyilik. 

Geleneksel İslam  İnanışında;

***  Gelenekler din haline getirilmiştir.
***  Kur'an'da din adamı  yani dinin bir meslek haline getirilmesi yasaklanmıştır.
***  Peygamberin kendinden söylediği Kur'an'a uygun olmayan sözler yasaklandığı halde, peygamberin ağzından  sahte sözler uydurulmuş ve  kutsal  kabul edilmiştir.  Hatta bu inanış şeklinde aşırılığa  kaçılmış,  Uydurma peygamber sözleri adeta  farklı ve ek bir din haline getirilmiştir.
***  Peygamber sevgisi kontrol edilememiş ve aşırılık  çok ileri gidilerek, peygamberin, kişisel eşyaları ve sakal kıllarına kutsallık verilerek, en büyük günah olarak şirke dönüştürülmüştür.
***  Peygamberin  davranış ve fikirleri  yine dine aykırı olarak kutsanmış ve SÜNNET adı altında  bu da ek bir din haline getirilmiştir.
SÜNNET  kelimesinin anlamı kural, yöntem, kanun anlamındadır. Kur'an'da yalnızca  SÜNNETULLAH yani Allah'ın kuralları kanunları sözcüğü geçtiği halde  PEYGAMBERİN SÜNNETİ  diye Peygamberin uygulamaları kutsanmış, bu da ne yazık ki ek bir din haline getirilmiştir.
***  Kur'an'da  Kur'an dışı  farklı din yorumlar yasaklandığı halde, bazı kişilerin  Kur'an ve din yorumları mezhepler ve tarikatlar halinde  dinleştirilmiş ve bunlarda kutsallaştırılmıştır. Kur'an bu uygulamaları DİNDE BÖLÜNME VE PARÇALANMA DİYE KABUL ETTİĞİ VE YASAKLADIĞI HALDE  Din  bu gün artık paramparça olmuştur.

***  Kur'an' a göre din işlerinde imamların kendi geçimlerini sağladığı bir işleri ve meslekleri olacak, imamlığı gönüllü olarak hiç bir maddi karşılık beklemeden yapacaklardır. KUR'AN ÖĞRETİMİ VE İNSANLARIN  İBADET VE CENAZE  DEFNİ GİBİ GELENEKSEL DİN HİZMETLERİNDE  ÜCRET ALMASI SÖZ KONUSU OLAMAYACAKTIR.  YANİ  DİNİN GEÇİM KAYNAĞI OLMASI DİNDE  YASAKTIR.
Dine maddi menfaat girince dejenerasyon başlamaktadır

***  Dine  siyasetin ve devletin müdahalesi de  çok yanlıştır.  Din hizmetlerinde görev alanlar yanızca ALLAH'IN EMRİNDE OLACAKLARDIR... Amir memur ilişkisi ile din işlerini yönetmek dinin tabiatına aykırıdır. Ülkemizde Kurtuluş savaşından sonra  yaklaşık 100 sene önce  başlayan, o günün  realitesine uygun fakat  bu gün için artık DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI VE SAYISI YÜZ BİNLERİ AŞAN  MAAŞLI DİN GÖREVLİLİĞİ UYGULAMASI ÇOK HATALIDIR.  Artık  terkedilme zamanı gelmiştir.  Bunu tasfiye etmek bu gün başlanılsa dahi 15-20 sene sonra ancak sonuçlanabilinir.

Buraya kadar anlattıklarım  her iki akımdaki uygulamalara bir kaç örnektir. 

Gelelim yazımın başındaki resmin konusuna:

Diyanet İşleri Başkanımız sayın Ali Erbaş'ın --  eğer doğru ise --   EĞİTİM İNSANLARI DİNDEN EDİYOR görüşüne:

Sayın  Hoca'mızın bu görüşü çok yanlıştır.  Doğrusunu ben söyleyeyim:
EĞİTİM  DEĞİL, YANLIŞ  EĞİTİM  VE ÖZELLİKLE  YANLIŞ  DİN EĞİTİMİ  insanlarımız dinden uzaklaştırıyor...

Neden mi ?...

***  Ülkemizde  iş başındaki siyasal kadro, görünüşte dindardır. Ama  yukarıda  tanımını verdiğim din inanışının  GELENEKSEL  İSLAM AKIMI  Taraftarıdır.  Bu akım yukarıda belirttiğimiz gibi  Kur'an'daki gerçek İslam inanışına karşıdır. 

***  Kur'an eğitimini Kur'an'ın Arapça  anlamadan -- ibadet kasdıyla -- okunması taraftarıdır. Bu tür Kur'an eğitiminin alana da topluma da bir faydası yoktur.  Çünkü  yukarıda belirttiğim gibi  Kur'an anlamadan okunacak bir ibadet kitabı değil, Müslümanları daha ahlaklı ve topluma faydalı bir insan olmasını sağlayacak bir öğüt, nasihat kitabıdır.  Kur'an okumada, anlamada bu yola girilmedikçe, ne insanlarımız ne de toplum iyi kalitede insanlar haline evrilememektedir.

Örnek mi istiyorsunuz ?

Bilindiği gibi  İmam hatip okullarına ağırlık verilmiş ve normal liselerimizin çoğunluğu İmam Hatip Liselerine dönüştürülmüştür.

Sonuç olarak  gençliğimiz ve onun devamı olarak ,insanlarımız  '' daha ahlaklı insanlar '' haline gelmiş midir ? Gelmekte midir ?
 Bu sorunun cevabını yalnızca  bu kararı alan ve uygulayan yöneticilerin cevap vermesi yeterli değildir.  Toplumun genelinde bir iyi gidiş olduğuna ben inanmıyorum.
Ülke genelinde bir araştırma yapılması gerekmektedir.

Çünkü İmam Hatip Liseleri ve de İlahiyat Fakülteleri eğitim müfredatları ne yazık ki  Geleneksel İslam akımı inanışı doğrultusundadır. Yani  akıl, bilim, mantık dışı yaklaşımlar ve özellikle hurafeler bu eğitimin esasını teşkil etmektedir.

Kur'an'daki  İslam akımı doğrusunda oluşturulacak müfredat ve  kaliteli öğretmenlerle yapılacak eğitimle biraz olumlu yol alınabilir. 

Tipik bir örnek vereyim: Tanınmış mizah yazarımız, zeki insan Aziz Nesin  İmam Hatip okulu eğitimi almış.  Aldığı eğitimi içselleştiremediği için de ateist olmuştur.  Bu konuda başka örnekler de vardır...

Sonuç olarak yanlış  ve hatalı eğitimle dindar olunmaz.    Dinin amacı da iyi ahlak oluşturmak olduğuna göre   DİNDAR DEĞİL DE İYİ AHLAKLI İNSAN  YETİŞTİRMEK TEMEL ALINMALIDIR....