29 Aralık 2023 Cuma

KUR'AN'IN ÖZET TARİHİ -- KİTAP HALİNE GELMESİ

 

KUR'AN'IN ÖZET TARİHİ



Ayetlerin vahyolunmaya başlaması Miladi 610 yılındadır. Hicrete kadar ( MS 621 ) Mekke’de Bundan sonra Medine’de inmiştir. Mekke’de vahyolunanlar Mekki Ayet, Medine’de vahyolunanlar ise Medeni Ayet diye isimlendirilmektedir. Ayetlerin yaklaşık 2/3 ü Mekki, kalanı Medenidir. Mekki ayetler kısadır, sert ifadeler ve ihtarlar taşır. Medeni sure ve ayetler uzundur, düşündürücüdür ve yumuşak üsluptadır.

Peygamberimiz, Cebrail isimli meleğin tebliğ ettiği vahyi ezberliyor, sonra vahiy katiplerinden birini çağırarak, gelen kısmı, ait olduğu yeri de tayin ederek yazdırıyordu. O devirde Kur'’n metni tabaklanmış deri, hurma dalları, yassı taşlar, tahta levhalar, deve ve koyunların kürek kemikleri gibi civarda bulunan çeşitli malzemeler üzerine yazılıyordu. Hz. Muhammed olası bir yanlışlığı önlemek için gelen vahyi yazdırdıktan sonra katipten okumasını istiyordu. Doğruluğu denetlenmiş olan bu metin kendisine teslim ediliyor ve evinde korunuyordu. Vahiy ara ara ve parça parça geldiğinden, surenin bitmesi bekleniyor, bitince de daha uygun tarzda sayfalara geçiriliyordu.

Peygamberimiz, yeni inen her vahiy metnini önce erkekler, sonra da kadınlar cemaatine okuyup tebliğ ederdi. Kur’an metnini yazanlar da parçayı hem ezberliyor hem de yazılı olarak evlerinde bulunduruyorlardı. O zamanki ortam ve imkanda hafıza yani bellek daha yaygın bir araç ve çözümdü. Müslümanlar namazda okumak, ibadet etmek, okuyup hayatlarında uygulamak gibi amaçlarla ve büyük bir istekle Peygamberimizden veya onun öğretip de yetkili kıldığı ashabından, ( yakın çevresindeki kişilerden ) Kur’an parçalarını öğrenip ezberliyorlardı.

Her Ramazan ayında Hz. Muhammed, o zamana kadar vahyedilmiş Kur’an metninin tamamını Cebrail’e, Cebrail de kendisine okur, böylece mukabele ederlerdi. ( karşılaştırırlardı ) Ramazan aylarındaki mukabele geleneği buradan kalmıştır.
Peygamber efendimiz hayatta olduğu sürece vahiy devam ettiğinden, Kur’an metni iki kap arasında bir kitap haline getirilemezdi. Böyle yapılmış olsaydı, düzeninde sık sık değişiklik yapmak, araya giren birkaç ayeti yerleştirmek için, ikide bir, çok sayıda metni yok etmek veya yeniden yazmak gerekecekti. Peygamberimizden sonra gelen halifelerin bunu gerçekleştirmeleri zorunluluk haline gelmişti.

Hz.Ebu Bekir, vahiy katiplerinden Zeyd İbn Sabit’i Kur’an’ı bir kitap haline getirmekle görevlendirdi. Kendisinde Kur’an’da yazılı parça bulunan herkesin Zeyd’e getirmesini şehirde ilan etti. Zeyd, Kur’an ezberinde olduğu halde, diğer hafızlarla karşılaştırdı ve ayrıca her ayet için yazılı iki tanık arayarak bu görevi titizlikle gerçekleştirdi.
Hz. Ebu Bekir tarafından bir araya getirilen bu kitaba ( El Mushaf = sayfalar ) denilmiştir. Bu metin sonra Hz.Ömer’e devir olunmuş, , vefat edince de kızı ve Peygamber’imizin eşi olan Hafza’ya kalmıştır.

Hz. Osman’ın halifeliği zamanında bir heyet teşkil etmiş, Kureyş lehçesi ve imlası ile yeniden yazdımıştır. Beş veya yedi nüsha olarak çoğalarak büyük islam merkezlerine göndemiş, ellerindeki Kur’an nüshalarının buna göre düzeltilmesini emrederek yeknesaklığı sağlamıştır. Kendisinde de bir nüsha kalmıştır. Bu nüshaya ‘’ İmam ‘’ denilmektedir.
Yüce Kitabımız, bu güne kadar hiçbir ayeti, kelimesi ve harfi değişmeyerek ve kaybolmayarak bize ulaşmıştır. Çünkü, O Allah’ın koruması ve garantisi altındadır:

İşte Kur’an’ın 15 sırasında bulunan Hicr Suresi ve 9. ayeti :

¨ Hiç kuşkusuz o Zikr’i biz indirdik, biz. Ve herhalde onun koruyucusu da biziz. ¨

23 Aralık 2023 Cumartesi

Emeklilierİ enflasyona ezdirmiyoruz !... MU ACABA ???

 




Ülkemizin ekonomi alanında ENFLASYON,  son 30 - 40 yıldan beri  bir türlü bir türlü içinden  çıkamadığı, adeta yaşamımızın olmazsa olmaz '' olağan '' olgusu haline geldi. Bu ortama ne zaman girdik ve  ne zaman çıkacağız konusunda bir bilgimiz ve umudumuz da kalmadı. Yalnızca biraz şiddetinin azalması dahi bizi sevindiriyor, mutlu oluyoruz. Ak Parti iktidara geldiğinde bu ortamın hafiflemesi için  yoğun çaba harcadı, bir ölçüde başarılı oldu ve paramızdan üç sıfır atılmasını sağladı. Enflasyonun şiddetini azalttı ama  tam başarıya ulaşamadı. Kamu personelinin aylık ücretlerine 6 ayda bir enflasyon farkı zammı uygulamasına devam  zorunluluğunda kalındı. Ta ki son bir yıl öncesine kadar.. 

Mayıs / 2023 tarihindeki genel seçim ortamına girilmesi  ve bu arada bir de güneydeki on, onbir ilimizi etkileyen şiddetli deprem felaketinin  etkisi ile ve de  iktidarın seçim kaybetme fobisi ile hesaplar şaştı, giderler arttı. Bunu sonucu  ile enflasyon  tekrar hızlanmaya başladı. Ekonomimiz olumsuz '' enflasyon hızı artması sarmanılına '' tekrar girdi. Bunun sonucu olanları ve yaşanılacakları biliyorsunuz artık.

Bu arada kendimden biraz bahsedeyim: 45 yıl 7 ay memuriyet hizmet toplamı ile 2009 yılında emekli oldum. 5434 sayılı Emekli Sandığı mevzuatına tabi memur statüsündeyim. Memuriyet yaşamım Temmuz 1963 yılında başladı. Temmuz/2009 yılında sona erdi. 5434 sayılı kanunun;  2898 sayılı kanunun 3. maddesi ile değişen 41 maddesi -- b -- bendine göre EMEKLİLİK MAAŞINDA memuriyet toplam hizmetimin   25 yılı aşan bölümün her yılına  %1  oranında artış öngörüldüğü için, son maaşımın  % 95 i oranında emeklilik maaşı bağlanmıştı.. Bu hak edişim oranında emekli maaşımı  en az memur maaşına % 80 -- memur emeklilerine % 25 oranında FARKLI ENFLASYON FARKI  ödemesi kararı uygulanınca alt  tüm hakkaniyet dengesi alt üst oldu...

Yarım asra yakın memuriyet hizmeti ile emekli olan benim maaşım // 18.500 TL  // bu tarihten itibaren en düşük memurunun maaşının // 22.000  TL  // altında kaldı... 5 - 6 aydır bekliyorum. Düzeltilir mi acaba diye....OYALAMA  DEVAM EDİYOR... HİÇ BİR ÜMİT IŞIĞI DA  GÖRÜLMÜYOR !..: Bir de üstelik  EMEKLİYİ   ENFLASYONA EZDİRMEYECEĞİZ YALANI ben ve benim gibi haksızlığa uğrayanlara  küfre uğramış etkisi yapıyor...

100. yılını  idrak ettiğimiz Cumhuriyetimizin  79 yılını şerefiyle yaşamış bir memur emeklisi olarak uğradığım HAKSIZLIĞI kabullenemiyorum. İsminin başında  ADALET kelimesi olan partinin adaletten en çok uzaklaşma ---  Emekli millet vekilleri maaşına  sessiz sedasız bir anda % 30 zam yapılması --- gibi  uygulamalarla, geleceğe dair umutlarımız da yok oluyor...

Bu anlattıklarımla ben yarım asra yakın bürokrasi tecrübelerimle siyasi yönetimin bunalım ve bocalama halinde olduğunu görüyorum. Ülkemiz bürokrasinde zafiyet var. Nedenini açıklayayım: Bakan, genel müdür , gibi üst kademe  yönetim  görevlerinde bulunanlar, işlerin nasıl yürüdüğü  mevzuat , işlemler ve ayrıntıları konusunda yeterli donanıma sahip  değillerdir, bilemezler... Alt kademelerdeki görevliler Müdür, müdür yardımcıları, şefler bilirler ve işleri onlar yürütürler. UZMANLAR, DANIŞMANLAR çok sayıda var ama görülüyor ki, ve de  onla da yetersizler ki, bir hazine bakanı ve diğer bakanlar, EMEKLİLERİ  ENFLASYONA EZDİRMİYECEĞİZ -- EZDİRMİYORUZ !!!. yalanına ortak oluyorlar ve böyle sözleri gerine gerine rahatça söyleyebiliyorlar



3 Aralık 2023 Pazar

::::::::::::::::B E R E K E T :::::: S I R R I ::::::::::::::

 




Not : BU  YAIZNIN  İLK  YAYINLANDIĞI  TARİH :  13 Temmuz 2020 Pazartesi



Geçmişte insanlarımızın çok bilinen, çok uygulanan, saygı ve özen gösterilen, bazı inançlarımız, davranışlarımız, geleneklerimiz vardı. Bunların çoğu unutuldu, yaşamımızdan çıktı. 50 - 60 yaşlarından küçük olan insanlarımız tarafından, bilinemez, az bilinse de umursanmaz oldu. Bunun sonucunda da adeta birer sır oldular


Bu gün sizler bunlardan birini anlatacağımı, hatırlatacağım:

BEREKET SIRRI' nı:

Bir esnafın dükkanına girdiniz,  alış veriş yapıp ödemeyi yaptığınız anın hemen sonrasında;

-- ALLAH BEREKET  VERSİN !...

Sözlerini duyardınız. Ve adeta istisnasız.

Bu sözün hemen sonrasında da müşteri şöyle karşılık verirdi İ 

-- BEREKETİNİ  GÜRÜN

Şimdilerde artık bu sözcüklerin anlamını çocuklar, gençler, orta yaşlılar bilmiyorlar,  az buçuk bilenler ve bilen yaşlılar da önemini,  tolumda pek karşılığı olmadığı önemsemiyorlar.

Ve de çok az duyuyoruz...

Bu deyim için İnternet'e müracaat etseniz, sözlüğe baksanız genellikle karşınıza anlam olarak '' bolluk ''  kelimesi çıkacaktır ve hatta '' zenginlik '' kelimesine atıflar yapan açıklamalar çıkacaktır. 

Bunlar yanlıştır efendim. Bereket kelimesinin anlamı bolluk, zenginlik değildir.

Pekiyi nedir ?

Sınırlı veya normal maddi imkanları olanlardan bazılarının, adeta sihirli bir dokunuşla  bolluk içinde ve zenginmiş gibi geniş ve rahat harcama, tüketme, sıkıntısız yaşama imkanına kavuşması ve bunun kişinin şartları davranışları yani ahlaki durumu değişmedikçe bu imkanlarının devam edebilmesidir...

Böyle bir şey olabilir mi ?  Demeyin.  Olur, oluyor, denenmiştir efendim...

İşte bu Allah'ın bazı kişilere lütfettiği güzelliktir, bir sırdır.

Konunun  dahi iyi anlaşılabilmesi için bir kaç örnek vereceğim:

İki aile var birbirlerini tanıyor. Ailevi durumları, evli ve çocuk sayısı gibi birbirlerine denk ve gelirleri de adeta aynı.Bu ailelerden birisi sürekli geçim sıkıntısı çekiyor, kredi kartı borç batağından kurtulamıyor, bunalımda. İcra takipleri ile boğuşuyor...

Diğeri ise rahat ve huzur içinde geçimlerini sağlamakta zorlanmıyorlar,  her ihtiyaçlarını anında karşılıyorlar. Daha mutlular ve yaşamlarından memnunlar.

İki aile arasından fark: İŞTE  BEREKET SIRRI...Bu ailenin kazançlarında ve harcamalarında ALLAH'IN ÖDÜL OLARAK LÜTFETTİĞİ  BEREKET  VAR.

Demek ki BEREKET; az yani sınırlı bir gelirle normal üstü bir yaşama ve harcamaya kavuşmak. Harcama derken, bazı zenginler gibi saçıp savurmamak, hesabını bilmek, israf etmemek.

Bereket lütfuna erişmiş Ailenin fertleri dindar olmasalar dahi ahlaklı davranışlarda bulunurlar, başkalarına zarar vermeden yaşarlar, şükür bilincinde olurlar ve en önemlisi çevrelerindeki ve yakınlarındaki insanlara, canlılara gerektiğinde maddi manevi destek olurlar, maddi ve manevi hırstan uzaktırlar yani hasetlik yapmazlar, nefslerinin kölesi olma yanlışlığından sıyrılmışlardır.

Bir başka örnek: Bir kamu kurumunda 45 yıldan fazla bir süre çeşitli hizmet türlerinde, şef teknisyen, müdür yardımcısı ve müdürlük gibi görevlerde 45 yıldan fazla bir süre çalıştıktan sonra emekli oldum.  Ankara'daki Genel Müdürlüğümüzde Makina mühendisi olan bir ağabeyimiz  bir teknik dairenin başkan yardımcısı görevinde idi.  Kendi branşında bilgi ve deneyim  açısından en ileri seviyede idi. Süper bir çalışma enerjisi vardı. Bir gün aniden emekli olduğunu duydum.  Şok oldum. Kendisi ile telefon görüşmemde sebebini sordum.  Bir kızı vardı, iyi bir üniversite tahsili var, Ankara'da kamu kurumlarında üst bir görevde çalışıyordu. Aynı  yeti ve özelliklere sahip bir beyle evli idi. İşte  bu evli çift gelirlerine göre davranmamışlar, hesapsız bir harcama ile kar koca borca batmışlar. Adamcağız emekli olup, ikramiyesi ile onların borçlarını ödemek istemişti.


Buraya kadar yazdığım her şey  kendi deneyimim ve gözlemlerim ile tecrübelerimin sonuçlarıdır. Alıntı yoktur. Aynı gelirle zengin gibi yaşamak bazı dostların zihin ve mantığına sığmaz ama bu sihir değil bir gerçektir. Tabii ki Bereket sırrında fiziken paranın ve imkanların artışı söz konusu değildir. Yüce Allah dindar olmasa dahi kendi istediği gibi yaşayan kullarına bir  sihre benzer ayrıcalık tanımaktadır. Ama tabii ki her imkanın, güzelliğin de kişilerin bizzat ödemeleri gereken  faturaları vardır: AHLAKLI BİR YAŞAM..

20 Kasım 2023 Pazartesi

KUTSAL KİTAP'TAKİ Ç E L İ Ş K İ L E R -- // 2 //


 Kutsal Kitabın ilk bölümü olan Eski Ahit'in tarihi süreç içinde oluşumu ve tanıtımını özet olarak verdikten sonra sıra geldi YENİ AHİT  adıyla isimlendirilen İnciller ve kutsal kabul edilen Mektuplardan oluşan diğer dini metinleri  tanımaya ve  Eski Ahit'in yani Tevrat ve İnciller içeriğindeki tutarsızlık ve çelişkileri anlatmaya.  Bu konudaki en detaylı bilgi kitaplığımdaki Ozan Yayıncılık'ın 2010 tarihinde yayınladığı Yahya Kemal Savdır'ın ALLAH'A İFTİRA MI EDİYORSUNUZ ? -- Kitab-ı Mukaddes'ten Tuhaf Ayetler isimli eserinde  buldum. 

Dünya'nın dört bir tarafına  dağılmış, vatanımız diyebilecekleri yurtları ve toprakları olmayan bu sebeple de çingeneler  ve benzeri kavimler gibi derli toplu bir millet olamayan ve devlet kuramayan Yahudiler  Tevrat'ta kendi din adamları tarafından yapılan  tahrifatlar, değişikler ve uydurdukları ayetler ile kendilerine vatan olarak Filistin topraklarını gözlerine kestirmişler,  her türlü oyun kurgu, desiseler ve de 2. Dünya Savaşında Almanya Lideri Hitler'in uyguladığı Yahudi Soy Kırımı sonucu uğradıkları  mağduriyeti de kendi lehlerine değerlendirerek yaptıkları şeytanice planlar ile ABD, batı ülkeleri ve tüm dünya kamu oyunda zulmete uğramış mazlumlar rolü oynayarak, aynı  Kutsal Kitap inançlıları fenomenini de  arkalarına alarak, 1948 yılında ABD ve batı ülkelerinin siyasi gücü,  maddi ve manevi desteği ile Filistin topraklarının  da küçük bir bölümü kendilerine lütfedlmiştir. O günden bu güne de yine uydurdukları hiç bir dini belge gerçeğe dayanmayan ''  SEÇİLMİŞ HALK, VAAT EDİMİŞ TOPRAKLAR, YAHUDİLERİN DÜNYA EGEMENLİĞİ gibi sapkın dini hedeflerini adım adım uygulayarak defalarca  Filistinlilere saldırarak, katlederek, zulmederek, işkence ederek;  Filistin topraklarında, sahipleri Filistinlilerin topraklarının  % 80'ini de zorbalıkla, kendi topraklarına katarak; azınlık; olarak girdikleri topraklarda vahşet ve zorbalıkla çoğunluk konumuna ulaşmışlardır... SÖZDE MEDENİ BATI ÜLKELERİ, SÖZDE  DİN KARDEŞİ MÜSLÜMAN ÜLKELER ve ARAPLAR ile TÜM İNSANLIK  SADECE  İZLEMİŞLERDİR... Açıkça ve pervasızca uygulanan soykırım bütün şiddeti ve vahametiyle devam etmekte, Filistin halkının yok edilmesi rezilliği  tüm hızıyla sürdürülmektedir.

Şimdi gelelim Kutsal kitabın ikinci versiyonu olan İNCİLLER  ve Hristiyanlar ile YENİ AHİT'e:  Bilindiği gibi İSLAM DİNİ'NİN KAYNAĞI '' Kur'an'ın  teması yani ana konusu, İKİ DÜNYA SAADETİ ; ALLAH'IN BİLİNMESİ VE TANINMSI İKEN, KUTSAL KİTABIN TEMASI, '' TANRI KRALLIĞI ' dir. Kurtuluş;  Tanrnın günahkar kişiyi, krallığına  ve kabul edielbilir hale getirerek GÜNAHKARI KRALLIĞINA DAHİL ETMESİ' dir. YENİ AHİT  denildiğinde anlaşılan anlam, Hristiyan Kilisesinin resmiyet atfettiği bütün kutsal yazmalar koleksiyonudur. VAHİY SAYILAN METİNLERDİR.

Hristiyanlıktaki Kutsal Kitap'a ( Tevrat -- Zebur -- İncil )  bakış, İslam'daki Kur'an'a bakıştan belirgin şekilde farklıdır. Hristiyanlığa göre Kutsal Kitap, Tanrı'ının esini (İLHAMII ) yazıya geçirilmiş veya Cennetten indirilmiş değildir.. TANRI'IN İLHAMI İLE FARKLI KİŞİLERCE Yazılmış tam güvenilebilinecek bir eser ve ruhsal bir rehberdir. Yeni Ahit'te Tanrı'nın sözünü tanımak için Eski Ahit'i de öğrenmemiz gerekir. ''  Eski ve Yeni Ahitteki metinlerin nelerden oluştuğu konusunda farklı bilgiler vardır ve bu konuda tam bir uzlaşma söz konusu değildir.

Görüldüğü ve anlaşıldığı gibi Kutsal Kitap  kapsamı metinler ve bu metinlerdeki  inanç esasları oldukça karmaşık bir konudur, biz Müslümanlar; gerçek vahye ve TANRININ SESLENİŞİNE MUHTAP OLMUŞ şanslı insanlar olarak buraya kadar yazdığım bilgileri bir  araya getirmekte  ve özetlemekte zorlandım. bu konudaki elimdeki kaynak eser, tam 705 sayfa hacminde  çok detaylı bilgileri içeriyor...

Bundan sonra yüzlerce ve binlerce farklı İncil'in M.S 325' de Bizans İmparatoru Konstantin İznik'te  toplanan bir konsil oluşturdu ve kendi PAGAN kültürü inancına yakın 4 adet İncil'i  --  Havari olup olmadığı hakkında kesin bir bilgi olmayan -- PAVLUS'un,  öğretisine  yakın olan  (( MATTA -- MARKOS -- LUKA -- YUHANNA )) İncillerini esas olarak  tanıma karar aldırdı ve tüm Diğer İncillerin  yok edilmesi emrini verdi... İsa Peygamber'e vahyolunan İncil'in aslına ulaşmak mümkün olamadı. İsa Peygambere VAHYEDİLEN DİNİN ESASI  '' İ S E V İ L İ K '' dir. Fakat kişisel  ve siyasi  hırs ve dalavereler sonucu olarak  vahiy dışı oluşturulan dinin adı da HRİSTİYANLIK olmuştur.
 
:::::::  T E V R A T T A K İ :::: Ç E L İ Ş K İ L E R  :::::::

Yaratıcı'nın sıfatları:

Kutsal kitaplarda Yaratıcı'nın sıfatlarının bulunması kaçınılmazdır. Tevrat Zebur ve İncil'de konu ile ilgili pek çok ayette yer verilmiş ancak tahrifat sonucu oluşan metinlere dayanan Yahudiler Tanrıyı insanlaştırmış, Hristiyanlar ise  İnsanı tanrılaştırmıştır. Bu konudaki ayetlerin sayıları binler açtığı için ayet metinleri değil, bazı ayetlerin özet temaları ayetin kaynağı bölümün ismi ve ayet sıra no.su ile verilecektir...
=== DENEME - YANILMA METODU İLE YARATAN TANRI: Yasanın Tekrarı -- 1.10 - 1.12 -- 1.31 
=== YARATMAKTAN  6 GÜNDE YORULAN VE DİNLENMEYE ÇEKİLEN TANRI --- Yasanın Tekrarı -- 2.1 -- 2.2  -- 2.3
===  HATIRLAMAK İÇİN İŞARET KOYAN TANRI -- Yas. Tek. --  9. 11-12-13-14-15-16
===  UYUYAN TANRI -- Mezmurlar -- 44.23
===  CENNET BAHÇESİNDE GEZİNEN TANRI ---  Yas. Tek.  ---  3.8
===  YAPTIĞINDAN PİŞMN OLAN TANRI  ---  Yas. Tek ---  6.5-6-7
===  GÖKTE OTURUP BAZEN AŞAĞI İNEN RANRI   -- Yas.Tek.--  11.5
===  İNSANLARLA GÜREŞİP YENİLEN TANRI  --- Yas. Tek. -- 32.28-30
===  HISIZLIĞI VE SOYGUNU EMREDEN TANRI  ---  Çıkış -- 3.21-22-36 -- 20.15  --- Levliler  -- 19.11 --- Yas. Tek.-- 4.19--- Yeremya -- 7.9-10

Müstehcenlik içeren ayetler:

===  LUT İLE KIZLARI --- Yas. Tek. -- !9.13
===  YAHUDA İLE GELİNİ --- 38.13 -14-15-16-18
===  LEVİLİ İLE CARİYESİ ----  19.22-23
===   ZİNA YAPAN DAVUT --- 2. Samuel --  11.2-4-5

Tevratt'ta  Kadınlar:

===  KADINDAN DOĞAN KİRLİDİR --- Eyüp -- 25.4  -- Gal.-- 4.4
===  ANNELİ KADINA CEZA --- Yaratılış -- 3.16
===  KADININ YÜREĞİ UZAKTIR --- Vaiz -- 7.26

Diğer çelişkiler:

===  TANRIYI GÖRENLER var GÖRMEYENLER VAR  -- Çıkış -- 24.9-10-11-20
=== TANRI ADİL Mİ : DEĞL Mİ ? --- 34 ayet
===  HERŞEYİ GÖREN TANRI, N EDENSE BAZI OLAYARI GÖREMİYOR. BİLEMİYOR -- 9 ayet
 ===  İSA'DAN BAŞKA GÖĞE ÇIKANLAR VAR MI ? --  Farklı içerikli 4 ayet ayet
===  İSA NE ZAMAN GÖĞE KALDIRILDI ? Farklı içerikte 4 ayet


::::::::  İNCİLLERDEKİ  ::::  Ç E L İ Ş Kİ L E R  :::::::::

*****  Hristiyanların en büyük açmazı TESLİS İNANCI dır...
  
Teslis yani -- üçlü ilah -- anlyışına göre TANRI BİRDİR. ama BABA -- OĞUL ve KUTSAL RUH'tan oluşur. Temelleri Hz. İsa'dan sonra PAVLUS tarafından atılan bu inanışa göre, bu üç unsurun her iri ayrı ayrı Tanrıdır; fakat üç tanrı değil tek tanrıdır. Hristiyanlık bu üç te bir anlayışı bir dinsel sır ve akılla kavranmasının mümkün olmadığını kabul eder. KUR'AN'DA ise Teslise yönelik şiddetli eleştriler bulunur.. 

Bu inanç eski Mısır, Asur, Babil, İran, Yunan,  Hint, Çin gibi toplumlarda yaygındı  Hristiyan din adamları, İsa'nın tebliğ etmiş olduğu TEK ALLAH inancı yerine, Yunan ve Helenizm  var olan  üçlü ilah anlayışını kabul ettiler.

***** Teslis inancına Kur'an ne diyor ?

Kur'an'ın inişinin bir nedeni de Hristiyanlar tarafında yayılan bu inanca tepkidir. Allah, Hristiyanlık sebebiyle kaybolma yoluna giren TEVHİD -- Tek Allah inancını tekrar canlandırmak için Hz. Muhammed'i görevlendiriyor.
Kur'an'daTeslis'e yönelik eleştrilerin yer aldığı sureler ve ayetleri şöyledir:
NİSA/ 171 - 172 ---  MAİDE / 17 -- 71 - 72 - 73 - 75 ve 116  ---- TEVBE / 31 - 32  -- ZUHRUF/59

NİSA/ 171 --  '' Ey Kitap ehli, dininizde haddi aşmayın, taşkınlık yapmayın ve Allah hakkında gerçek olmayan şeyleri iddia etmeyin. Meryem2in oğlu Mesih isa sadece Allah'ın Resulü, Meryem'e ulaştırdığı kelimesidir. Allah tarafından gelen bir ruhtur. Gelin Allah'a ve elçilerine İman edin. Tanrı üçtür, demeyin. Kendi iyiliğiniz için bunlardan vaz geçin. Allah ancak tek bir İlah'tır. O, çocuğu olmaktan arındırılmıştır. Göklerde ne var, yerde ne varsa O'nundur. Koruyan ve yöneten olarak Allah yeter ''

İncilerde anlatılan bazı olayların detaylarının anlatımında ,  4 incil'de de farklı farklı yer alması söz konusudur. Bugün artık bu kadar ayrıntıya girmeye gerek kalmadığı düşüncesindeyim. Ayrıca yazımız hacmi sınırlarını da aşacaktır. 

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Not. Bu yazımızdaki bilgiler için, OZAN YAYINCILIK  tarafından İstanbul'da 2010 tarihinde yayınlanan '' ALLAH'A İFTİRA MI EDİYOR SUNUZ  ? ---  Kİtab -ı  Mukaddes'ten Tuhaf  Ayetler '' isimli 705 sayfa hacmindeki kitaptan alınmıştır.





 







19 Kasım 2023 Pazar

KUTSAL KİTAP bugünkü haliyle NE KADAR KUTSAL ? -- //- I -//

 


Hristiyanlar ve Yahudilerin inanç temelleri olan üç kitap, TEVRAT -- ZEBUR ve İNCİL ile  mektuplar ve diğer bazı   kutsal metinler tek kitap halinde toplanmış KİTABI MUKADDES yani  //  KUTSAL KİTAP // olarak anılmıştır. İçlerinde orijinal vahiyleri içeren hiç bir ayet yoktur. Nerede, ne zaman yazıldıkları ve kimlerin yazdığı hakkında da net ve kesin bilgi bulunmamaktadır. İslam Dininin Kutsal Kitabı Kur'an'ı okuyup inceleyen Müslümanlar '' Kutsal Kitap'ta çok az sayıda ayette bazı Kur'an mesajlarınI  içeren ayetler bulunmasına  rağmen,  '' sunuluşlarında anlatım şekli  bu üç Kutsal Kitabın hiç bir ayetinde Kur'an'daki İlahi üslup ve sesleniş lezzetine az da olsa  ulaşamadıkları için bu günkü halleri ile nasıl  '' KUTSAL '' olarak nitelendirildiklerini anlamaları  zor olmaktadır. Hristiyanlardan Kur'an'ı inceleyip  mesajlarını Kutsal Kitap ile karşılaştıranları çoğunluğu, Kur'an'ın içeriği ve sunum üslubu ile gerçek ilahi sesleniş olduğunu fark ediyorlar ve Müslümanlığı benimsiyorlar.

'' Yahudilerin kutsal kitabı  E S K İ  AHİT --- TEVRAT

Hristiyanlar tarafından ESKİ AHİT olarak isimlendirilen Tevrat için, Yahudiler arasında yaygın olarak Tevrat'ın İbranice adı olan, içinde -- Tevrat'ın dışındaki bölümler de bulunan --  TANAH adı kullanılır. Tanah iki bölümden oluşur:

 T A N A H :  TORA, NEVİİM ve KETUVİM olarak adlandırılan üç bölümden oluşur. Ancak yaygın olarak ve tartışılan Tevrat olarak bilinen TORA bölümüdür.

Tarih boyunca Yahudiler arasında şeriatı belirlemek için kullanılan Tevrat bugün halen Sinagoglarda dua ve ibadet kitabı olarak kullanılmaktadır.
TEVRAT / TO R A: yazılı ve sözlü olmak üzere iki bölüme ayrılır.
--- Yazılı Tevrat: Bu gün Kutsal Kitap metinlerinde de yer alan ayetlerden ve bölümlerden oluşan bilinen Tevrat'tır.
--- Sözlü Tevrat: Tevrat'ın tarihsel yorumundan ve Tevrat tefsiri olarak kabul edilen metinlerdir TALMUT olarak adlandırılır.

TEVRAT, Musa'nın beş kitabının bir araya gelmesi ile oluşur:

TEKVİN: Evrenin ve insanın yaratılışını, Nuh peygamberi TUFAN olayını, İsral oğullarının kuraklık sebebiyle Kudüs'ü terk edişini, Mısır'a gelişlerini anlatır.
ÇIKIŞ: İsrailoğullarının Kudüs'te çektiği sıkıntılar, Musa'nın ortaya çıkarak onları esaretten kurtarması, Musa'nın Sina dağına çıkarak Tanrı ile konuşması anlatılır.
LEVİLİLER: Daha çok sosyal hayatı düzenler.
SAYILAR : Yapılan nüfus sayımını, İsrailoğullarının Kenanlılara yenilmesi 
olaylarını anlatılır.
TESNİYE : İlk dört kitabın özetidir.

TANAH'IN DİĞER BÖLÜMLERİ:

NEVİİM : Önceki peygamberlere ait kitaplar ve son peygambere ait kitaplar olmak üzere iki bölüm halindedir.
KETUVİM :  Kitaplar, yazılar anlamına gelir. Bu bölüm Yahudilere göre 9 -- Hristiyanlara göre 13 bölümden oluşur.
ZEBUR : Bu kelime  Arapça'da kitap, İbranice'de mektup anlamındadır. Hazreti Davut'a aittir. TEVRAT'ın içinde MEZMURLAR adı altında yer alır.

T A L M U T  NEDİR ? Tevrat'ın sözlü şekli olan bir çeşİt Tevrat tefsiridir.
Talmut, Tevrat'ın sözlü yorumunun adıdır. Öğreti anlamındadır. MİŞNA ve GEMERA isimli İki bölüm halindedir Mişna, Tevrat'ın dini ahlaki ayetlerinin açıklamasıdır. ''   // * // 

ESKİ AHİT
'' Daha çok Tevrat adıyla biline Eski Ahit'in bir kitaplar topluluğu olarak yazıya geçirilmeden önce sözlü bir halk geleneği olarak uzunca bir zaman hafızalarda yaşatıldığı söylenir. Adı üstünde bir söylentidir ve hiçbir şekilde doğru değildir. Bu söylenti halinde bile, neredeyse 2500 yıl boyunca rivayetten rivayete, düzenlemeden düzenlemeye ve yorumdan yoruma savrulup duran Tevrat'ın, gerek içerik, gerekse şekil olarak nasıl ve ne kadar değiştirilmiş olduğunu söyleyebilmek mümkün değildir. Mesela çok ünlü '' ON EMİR '' bile ÇIKIŞ  ve YASANIN TEKRARI kitaplarında farklı farklı farklı yer almaktadır.

Bazı Din Dil bilimcileri Yahudiliğin kutsal kitabının farklı inançlara sahip insanlar tarafından kaleme alınmış olduğunu açıkça itiraf etmekle kalmamakta bu farklı inançların sayısını en az dört olarak belirlemektedir: Buna göre YAHVİST metin, Yahve denilen bir Tanrıya inananlar tarafından.  ELOHİST metin Elohim'e yani Tanrılara inananlar tarafından yazılmış olmaktadır. TESNİYE -- Yasanının Tekrarı kitabı da aralarında 100 yıl fark olan iki ayrı zamanda yazılmış olacağı konusunda  farklı bilgiler vardır  Bu arada din adamları da boş durmamışlar bir metin de onlar yazmışlardır. Üstelik yine Judeo Hristiyan din bilimcilerinin söylediklerine göre, bugün elimizde olan Tevrat dört ayrı ve farklı metnin birleştirilmesi sonucu ortaya çıkmıştır. ''
// ** //

Değerli okurlar, yazımızın bu ilk bölümünde,  Kutsal Kitap'ın  MUSEVİ ve YAHUDİ İnançlarının kaynağı  ESKİ AHİT / TEVRATI tanıtan bilgiler verdik.  Gördüğünüz gibi  Tevrat'ın tahrifat ve dejenerasyonu  çok büyük olan ve dünya siyasetini  20. asırda çok etkilemiş Yahudilerin siyasi emel ve hedefleri doğrultusunda yorumla oluşturdukları '' İlahi olmayan SİYONİST yorumunu '' anlatmaktan Tevrat'ın gerçek ilahi  yorumunu içeren MUSEViLİĞİ  anmaya sıra ancak geldi. Görüldüğü gibi Siyonist yönetim altındaki İsrail'in dini  kaynakları çok karmaşık ve genelde ilahi olmaktan çok uzaktır...

Yazımızın budan sonraki bölümünde YENİ Ahit'in  Hristiyan İnancı dayanağı   bölümü İNCİLLER' i tanıtacağız ve KUTSAL KİTABIN tamamının içeriğindeki -- bu da olamaz -- derecesindeki yanlışlık, hata ve tenakuzları, kaynaklarını vererek açıklamaya devam edeceğiz...

 // * // -- OZAN yayıncılık Robert H. Willams  --  Yahudi  Ütopyasında SİYONİSTLERİN NİHAİ DÜNYA DÜZENİ -- İkinci baskı --2006 İstanbul -- Sayfa 24 - 28 

// ** //  -- OZAN  yayıncılık -- Cahit Doğan Doyar  -- YALANLAR ÇELİŞKİLER  UYDURMALAR --  Zamanın Gerçek Tarihi -- 2 --- Sayfa:97-98 -- 2010 -- İstanbul



18 Kasım 2023 Cumartesi

GÜNÜMÜZDE TÜRKİYE YAHUDİLERİ




Son bir ayı aşkın  bir süredir dünya ve  dolayısı ile ülkemiz siyasi gündeminde  İsrail'in Filistin'i işgal saldırıları ilk sıradadır.  Bu güne kadar insani boyutta görülmemiş vahşette özellikle çocuk ve kadınların
katline yönelik, soykırım hedefli bu saldırılar ABD ve Avrupa ülkeleri maddi ve manevi desteğinde pervasızca sürüp gitmekte, ayağa kalkan dünya ülkeleri insanlarının tepkilerine aldırış etmeksizin hunharca devam ettirilmektedir. Siyonist Yahudilerin  dejenere etme boyutunda  tahrif edip  değiştirdikleri Tevrat'a dayalı '' sözde hükümler''  ile  kendilerini Tanrının en değerli kutsal kavmi olarak ilan edip, vatan olarak kendilerine -- sözde -- Tanrı tarafından  topraklar verme vaadinin olduğunu, tüm dünya insanlarını kapsayacak '' Dünya Krallığı --  Dünya Hakimiyeti '' oluşturma görevi verildiği şeklinde '' sahte sapkın bir inanç oluşturmuşlar ve  bu doğrultuda çılgınca  mütecaviz saldırılara girişmişlerdir.

Bu olaylar sonucu Tevrat, Mezmur ve İncil'i kapsayan '' Kutsal Kitap '' ve   ilave bazı mektup ve belgelerden oluşan,  Hristiyan ve Yahudilerin dini dayanakları metinler, dünya ve ülkemiz insanlarının ilgi odağı olmuştur. Bu konularda ilk derleme yazım '' Ülkemizdeki Yahudileri  kısaca tanıtan bilgileri  içeriyor:

'' GÜNÜMÜZDE  TÜRKİYE YAHUDİLERİ
Bugün Türkiyede yaşayan Yahudilerin sayısı yaklaşık 26 000 kadardır. Bunların 22 000'i İstanbul da ve 2500'ü İzmir'de, diğerleri Ankara, Bursa Edirne, Çanakkal'e, Kırklareli, Adana ve Hatay'da yaşamaktadır. Bunların % 96'sı Seferad ( İspanya kökenli ) diğerleri Aşkenaz'dır. Türkiye Yahudilerinin yasal temsilcisi  Hahambaşı'dır. Hahamların görevlerinde danışmanlık yapan iki meclis vardır. Bunlardan biri dini konsey, diğeri de fahri danışmanlar kuruludur. Dört hahamdan oluşan dini konsey dini konularda hahambaşına yardımcı olmaktadır. Otuz beş kişiden oluşan fahri danışmanlar kurulu  cemaatin işlerini yürütmektedir. Cemaatin İstanbul'da '' Bet - Din ''denilen bir dini mahkemesi vardır. Evlenme, boşanma mİras ve nesep (soy) tespiti gibi davalar bu mahkeme'de görülmektedir. Yahudilerin İstanbul'da  bir ilk öğretim okulu, diğeri Lise olmak üzere  iki okulu. İzmir'de de  bir ilk öğretim okulu bulunmaktadır. Eğitim dili Türkçe'dir. Haftada 3-5 saat İbranice dersi verilmektedir. ''  // * //


// * //  -- OZAN Yayıncılık -- Yahudi  Ütopyasında SİYONİSTLERİN NİHAİ DÜNYA DÜZENİ -- Robert H.Willams -- İstihbarat Subayı -- Sayfa:35  -- 2006 -- İstanbul 




16 Kasım 2023 Perşembe

Ülkemiz Kadınlarının Bir Söylemi: KOCAM BANA SAHİP ÇIKMADI !...



 Ülkemiz kadınlarının ne yazık ki çoğunluğunca benimsenen bir düşünce ve duygu var: SAHİPLENİLMEK ! Yani birileri ki genelde '' kocaları '' kendilerini sahiplensin, ola ki bir yanlış ve hata yaparsa sorumluluğunun büyük oranda  onun üzerine atıp kendisi  mağdur olmuş kişi rolüne sığınsın. Bu davranış şekli daha çok '' cahil ve bilinçsiz insan tutumu''. Hemen burada '' cahillik  ve bilinç '' kavramlarının geçmişe göre değişerek zamanımızda geldiği noktaya  bakalım: 

Benim yaşın 80'e yaklaştı. Bundan 40 - 50 yıl ve öncelerinde '' cahil '' okuma yazma bilmeyenlere denirdi. Zamanla okuma yazma seferberliği  uygulandı, okuma yazma bilmeyenlerin oranı oldukça azaldı. Görüldü ki okuma yazma bilmek cahilliği tam yok etmiyor. Son 20 - 30 yılda da  bir kaç üniversite ve fakülte bitirenlerin çoğunluğu  zamanın kültürel gelişmesi dikkate alındığında  cahillik sınırlarını aşamıyor. Yani okullarda yüklenen bilgiler, gelişmenin ilk adımıdır. Gerçek gelişme okullar sürecinde ve daha sonraki dönemde  seviyeli, kaliteli edebi, ilmi, tarihi, sosyal, güncel konuları ele alan en az 20 - 30 kitabı baştan sona ilgi duyarak dikkatle okumadıkça ve bunun yanında güncel basında inceleme, araştırma ve güncel meseleleri tahlil eden makaleler, fikir yazıları okumadıkça  '' gelişmiş insan '' kategorisine ulaşıp  cehalet eşiğini aşamıyor.  Zamanımız insanı ne kadar yoğun çalışma ve meşguliyet yükü altında olsa da, her gün en az  yarım saat - bir saat okuma alışkanlığını edinmez ve sürdürmezse, yani okumaya ara verirse, zihni, ruhu gelişme süreci durgunluk ve kısa süre sonra da  hemen gerileme dönemini giriyor.

Şimdi gelelim bilinç ve bilinçlenme konusuna: Bilinç; gerek okullarda gerekse  yaşamın diğer süreçlerinde okuyarak ,duyarak, görerek, deneyleyerek  edinilen bilgilerin özümlenmesi yaşamına, zihnine, ruhuna, kişiliğine, gelişmesine rehber edinilmesidir... Bilinçlenme  kişiliğe özel yetenektir. Doğrudan okul diplomaları ile bağlı değildir. Ama diplomalar bu yeteneğe sahip kişilere olumlu katkı sağlayabilir. Anadolu'muzda hiç okul yüzü görmemiş, yaşadığı ortamın dışına dahi hiç çıkmamış öyle bilge kadın ve erkek kişilikler vardır ki, yaşamının tamamını kendine okul ve öğrenme ortamı yapmış, yaşadığı olayları tahlil etmiş, gelişmesi ve bilinçlenmesi yolunda -- belki de bilinçsiz olarak -- malzeme haline getirmiştir.  rahmetli AŞIK VEYSEL örneğinde olduğu gibi. Ve ülkemizde böyle kişilikler oldukça fazladır.

Şimdi gelelim yazımızın konusu SAHİPLENİLME DUYGUSUNA:   Bazı önemli ulusal TV kanallarında gündüz kuşakları yayınlarında '' Esra Erolda '' programı benzeri programlar var. Toplum, aile gibi ortamlardaki yaşayan insanlar arasındaki ilişkileri ve bunlardan doğan sorunlar ele alınıyor. Bazı ülkemiz insanları bu programların toplumda kötü örnek olarak görüyor ve  karşı çıkıyor. Kaldırılmasını istiyor. Ben ise -- her ne kadar magazinel yaklaşımlar ve reyting endişeleri gibi sıkıntılar -- öne çıksa da -- kötü ve olumsuz örneklerin tanınması ve bilinmesinin toplumun gelişmesine olumlu katkıda  bulunduğunu, toplumuzun ve aile kurumunun içinde olduğu aksaklıkların , yanlışların bilinmesi, tanınmasına  aracı olduğunu düşünüyorum.  SAHİPLENİLME duygusunun ülkemizin de içinde bulunduğu  orta doğu kültürünün kadınlarının  yaklaşık genelinde görülen olmazsa olmaz bir olgusudur. Bu kültürün genelinde kadınlar erkeğin egemen olduğu bir yaşamın bir devamı olarak, evliliği kocası tarafından sahiplenilme aracı olarak görürler. Böyle bir ortamda doğmuş, yaşamış ve bu güne gelmişlerdir. Bu duygu, bilindiği gibi vahşi hayvanlar dahil bazı hayvanlarda vardır. Sahibi insana kayıtsız, itirazsız bağlanırlar. Eski kölelik kültürünün yaygın olduğu zamanlarda savaş vs. ortamlarda veya herhangi şekilde tüm insani duyguları yok sayılarak köle haline getirilmiş ve herhangi bir mal gibi alınıp satılan meta haline getirilmiştir. Köle efendisin malıdır, her türlü hürriyeti ve  insani hakları elinden alınmıştır.

 İşte kölelik budur. Kadınların bunu kabullenmesi, her ne kadar eski kültürün uzantısı bir duygu olsa da doğru değildir, yanlıştır...Kadınların bilinçlenip bunu reddetmeleri gerekir. Herhalde zaman içinde bu da gerçekleşir... Esra Erol ve benzeri TV programlarında bu duygunun kadınlarda yoğun halde devam ettiğini  görüyoruz. Bazı kadınlar evlilik kurumuna yeterince sahip çıkmıyorlar, 3 - 4 çocukları dahi olsa, çocuklarını ve eşini boşanmadan terk edip başka bir erkeğe nikahsız sığınıyorlar...  İhanetin gerekçesi alarak da   kocalarını akıllarınca suçluyorlar ve KOCAM BANA SAHİP ÇIKMADI !... Söylemine başvuruyorlar...

Halbuki, kadın veya erkek tüm  insanlar, öncelikle KENDİLERİNE SAHİP ÇIKACAKLAR, KENDİ DAVRANIŞLARININ ÖNÜNÜ ARKASINI HESAPLAYARAK YAŞAYACAKLARDIR. Toplum gelenekleri, kanunlar ve tüm ahlak kuralları bu doğrultudadır.



10 Kasım 2023 Cuma

İYİLİKLERİN // + // KÖTÜLÜKLERİN // -- // PUANLA DEĞERLENDİRİLECEĞİNİN İSPATI OLAN AYET


 

Yukarıda görselle sunulan Hud Suresi 114. ayeti ne anlama geliyor dersiniz ?

Ahirette insanın amellerinin // olumlu veya  olumsuz davranışlarının // tek tek değerlendirilerek ayrı  ödül ve ceza verilmeyeceğini yani cennet ve cehenneme gönderilmeyeceğini, tüm davranışlarının takdir edilen eksi // -- // veya artı // + //  puanların  toplanarak bildiğimiz  cebirsel işleme benzer uygulama ile oluşan toplam artı veya eksi puanın ÖDÜL veya CEZAYA hak edişin takdirine esas olacağını gösteriyor.

15 Eylül 2023 Cuma

Kur'an Nasıl Bir Kitap ? // 15 / KİMLERİN CENNETE GİRMEYE ADAY OLABİLECEĞİNİ BELİRTEN KİTAPTIR



 



Bilindiği gibi Kur'an,  teknolojik bakımında zamanımıza göre çok ilkel  şartların ve imkanların olduğu  yaklaşık 1500 yıl önce ve 22 sene 2 ay 22 gün gibi uzun bir sürede ve parça parça  indiği yani vahiy olunduğu için bugünkü kitaplardan oldukça farklı özellikler taşımaktadır.

Ele aldığı  her konuyu tüm yönleri ile ve çok detaylı olarak incelemekte fakat konuların detayları  bir arada derli toplu olmayıp  tamamı 114 sure e 6236 ayet ve 600 sayfayı aşkın kitabın içinde dağılmış  durundadır. Herhangi bir konu ile ilgili bir ayet karşımıza çıktığında, verilen bilgi ve hükmü anlamak için  o konu ile ilgili tüm ayetleri görüp incelemeden Kur'an'ın bu olaya  veya konuya Kur'an'ın bakışı BUDUR dememek gerekir.

Kur'an hükümlerini, bilgilerini konularına göre ele alıp, tasnif edip alfabetik sıra ile veren çeşitli FİHRİST ESERLER  vardır. Bunlardan yararlanmak gerekir. Benim özen ilgi alanım olduğu için 78 yıllık toplam yaşam sürecimin son 40 yılımı KUR'AN'I TANIMAK VE ANLAMAYA adadım ve bu alanda yaklaşık 450 kitaptan oluşan ÖZEL KUR'AN KİTAPLIĞIM oluştu. Araştırıyor, inceliyor ve eriştiğim bilgileri İnternet ortamında blog ( günlük ) sitelerinde  yayınlıyor ve  FACEBOOK v e TWİTTER ortamlarındaki sayfalarıma llnklerini veriyorum.

Bu tür Kur'an fihristlerinden benim incelediğim ve yararlandığım eserlerden ÖNEMLİ VE YARARLI BULDUĞUM bazıları ile ilgili bilgileri aşağıda veriyorum:

*********************************

== Pınar Yayınları  --  Kelime ve konularına göre ALFABETİL KUR'AN FİHRİSTİ  -- Recep AYKAN  -- Büyük boy 1036 sayfa -- ciltli -- Önemli kaynak eser -- Mayıs 2002 -- 3. baskı

==  NERGİZ  YAYINLARI  --   O K U !  --  KULARINA GÖRE KUR'AN AYETLERİ  - ALFABETİK KONU DİZİMİ  ( SÖZLÜK )  Pof. Dr Gazi ÖZDEMİR -- Nörolog    --  Lüks Baskı büyük boy 1253 sayfa -- Mayıs 2016 1. baskı ---  Önemli Kaynak eser-- İsranbul

*********************************

KUR'AN'DA  CENNETLİKLER  KİMLER ? ---  Konusu geniş ve kapsamlı olduğundan ve İnternet ortamında  uzun yazılar pek ilgi görmediğinden bu   konuyu birkaç dizi halinde vereceğim:

KUR'AN'DA  C E N N E T L İ KL E R 

Kur'an'da 70.sırada  bulunan MEARİC suresini  22 - 35. ayetlerinde ( 13 ayet ) '' Onurlandırılmış olarak Cennet bahçelerinde ikamet etmelerine izin verilecek insanların sahip olması gereken şartlar ayrıntılı olarak açıklanmaktadır:

==  Salat ibadetini sürdürmek ( 23. ayet )

==  Mal varlığından yoksul ve muhtaçlara pay ayırmak  ( 24 ve 25. ayetler )

==  Hukum ( kıyamet ) günü gerçeğine iman edenlere ( 26. ayet )

==  Rablerini vereceği cezadan korku duyanlar  ( 27. ayet )

==  Cinsel ahlaklı olanlar  ( 29. ayet )

==  Vaat ve anlaşmalarına sadık kalan ve yerine getirenlere ( 32. ayet )

==  Doğru ve dürüst davrananlar ( 33. ayet )   ( ** )



( ** )  Pınar Yayınları  --  Pof. Dr Toshihiko  İzutsu  --   KUR'AN'DA DİNİ VE AHLAKİ KAVRAMLAR --   İstanbul 1992 İkinci Baskı --  Sayfa 155 --


13 Eylül 2023 Çarşamba

Kur'an Nasıl Bir Kitap ? // 14 // -- PEYGAMBERİMİZİN '' ELÇİLİK GÖREVİNİ '' NASIL YİERİNE GETİRECEĞİ İLE İLGİLİ HÜKÜMLERİ İÇEREN KİTAPTIR ...



===  Peygamber, Allah'ın bildirdiklerini sadece tebliğ eder, örnek olur, zorlamaz, eleştirmez... ( Fatır / 23 --- Ahzab / 39 --- Maide / 67 )

===  Peygamber, Peygamber, bekçi değil  ( Elçidir )... ( En'am / 107 --- Şura / 48 --- Gaşiye / 22 --- Nisa / 80  )

===  Peygamber'de beşerdir...  ( Kehf / 110 )

===  Peygamber de hata yapabilir...  ( Abese / 3 - 6  --- İsra / 45 --- Maide / 42 ---  
Tevbe / 43 )     

===  Peygamber  de günah işleyebilir ...   ( Muhammed / 19 --- Feth / 2 )

===  Peygamberin örnek davranışları Kur'an'a göredir...  ( Duha / 11 --- Zümer / 11 ---
Al-i İmran / 33 --- Ahzab / 21 --- Nisa / 64 --- Mücadile / 13 --- Maide / 48 -50 )

===  Peygamber de sorgulanacak... ( A'raf / 6-7 --- Al-i İmran / 81 - 82 --- Ahzab / 7 - 8 )

===  Peygamber'e itaat, bildirdiği Kur'an gerçeklerine itaattır ... ( Al-i İmran / 32 )

===  Peygamber ek kural koyamaz...  ( Ahzab / 39 )

===  Peygambere Kur'an dışında ek dini kural sözü yasak... ( A'raf / 203 --- 
İsra / 73 - 74 --- Yunus / 15 --- Lokman / 6-7 --- Ahkaf / 9 --- Hakka / 44 - 47 ---  Bakara / 79 - 80 --- Al- i İmran / 187 )

===  Peygamberi aşırı övmek yasaktır... ( Cin / 18 - 19 --- Münafikun / 2 )

===  Peygamberi ilahlaştırmayın...  ( Al-i İmran / 80 --- Hucurat / 1 )

===  Allah, Peygamberlerin ruhları ile 8 konuda anlaşma yapmıştır...  ( Al-i İmran / 81 -
82 )

===  Peygamber, insanların imanını değerlendiremez...  ( A'raf / 46 --- Muhammed / 30 --- Rahman / 41 )

===  Peygamberin mirasçıları  Kur'an'ı tebliğ edenlerdir...( Fatır / 32 )

===  Peygamberin şefaatı kesin değildir...  ( Şuara / 86 --- 171 -172 --- Neml / 57 --- Hud / 46 - 37 --- Tevbe / 80 )

===  Peygamberin yakınlarına şefaat yok...  ( Şuara / 86 --- 170-173 --- Neml / 57 --- 
Hud/ 46 - 47 --- Tevbe / 80 )

===  Peygamberi sevmek, Kur'an ile bildirdiklerine uymaktır...  ( Duha /11 --- Saffaat / 108 --- Zümer / 11 --- Al-i İmran / 32 - 33 )

===  Peygamberi övmek boşuna ...  ( Cin / 18 - 19 )

===  Peygamber Kur'an'daki kuralların canlı uygulayıcısıdır... ( Duha / 11 --- Saffaat / 108 --- Zümer / 11 --- Al-i İmran / 32 - 33 --- Ahzab / 21 --- Nisa / 64 ---Mücadile / 13 ---Maide / 48 - 50 )

===  Peygamberler, Allah'ın görevlileridir...  ( Sad / 26 )

===  Peygamberler de ayrım yok  ( Hepsi aynı değerdedir ) ... ( Bakara / 253 --- 285 
Al-i İmran / 84 --- Nisa / 150-152 )

===  Peygamberler de hesaba çekilecek ... ( A'raf / 6 - 7 --- Zümer / 30 -31 --- Secde / 30
Al-i İmran / 55 --- 81 - 82 --- Ahzab / 7 - 8  --- Mücadile / 117 / 118 )

===  Peygamberler gaybı bilmez ... ( A'raf / 188 --- En'am / 50 )

===  Peygamberlerin ölümlümlerinden sonra dünya ile iletişimleri yok...  ( Maide / 109 --- 117-118 )

===  Peygamberleri  '' Deliller - Mucizeleri ''  Kitaplarıdır...  ( Ankebut / 51 --- Ra'd / 7 )

===  Peygamberler sadece Allah'în vahyettiklerini aktarırlar...  ( Ahzab / 39 )

===  Peygamberler görevleri için ücret istemediler.
.. ( Kalem / 46 --- Mğüddesir / 6 ---Sad / 86 --- Yasin / 20 -21  --- Şuara / 109 --- 127 --- Yusuf / 104 --- En'am / 90 --- Sebe / 47 --- Şura / 23 --- Müminun / 72 )

===  Peygamberler, vahyedilenler dışında kural koyamazlar ...  ( Ra'd / 38 )

===  Peygamber okur yazardı...  ( A'raf / 157--- Furkan / 5 --- Yusuf / 3 --- Ankebut / 48 --- Bakara / 78 ---  Al-i İmran / 20 --- Cumua  / 2 )

===  Peygamber sadece duyuran ve uyarandır... ( Şura / 48 )


Not:  Bu yazının hazırlanmasında  Nörolog Prof. Dr. GAZİ ÖZDEMİR'in   '' OKU ! Konularına Göre Kur'an Ayetleri Alfabetik Konu Dizimi  ''  aslı eserinin 1236  - 1241. sayfaları arasındaki bilgilerden yararlanılmıştır...



12 Eylül 2023 Salı

Kur'an Nasıl Bir Kitap ? // 13 // MUTLU OLMANIN FORMÜLLERİNİ DE VEREN KİTAPTIR ...

 


Bu  ilginç bilgiyi, Oku -Yorum Yayınları'ndan Sait Çamlıca'nın '' Stresli İman '' isimli eserinde buldum. Sizinle paylaşıyorum. İşte formüller ve Kur'an'daki yerleri:

1 - Kibirli olma, alçak gönüllü davran   ( İsra 37 )
2 - Kendini fazla abartma  ( Müddesir 1 - 5 )
3 - Her şeyin üstesinden gelemeyeceğini asla unutma   ( Tekvir 25 - 27 )
4- Çaresizliğin tuzağına düşme. Her zaman bir umut ışığı olduğını aklından çıkarma   ( Bakara 156 )
5 - Her şeye hakim olmak için uğraşıp hayatı yaşanmaz hale çevirme   ( Beled 5 - 6 )
6 - Büyüklük kompleksine kapılıp, insanları ezerek arkadaşlarını kendinden uzaklaştırma   ( Hucurat 10 )
7 - İyiliği karşılık beklemeden yap   ( Muhammed 7 )
8 - Tek başına mutlu alamayacağını bil. Çevrenin mutluluğu için gayret göster   ( Rum 21 )
9 - Ölümden korkmak yerine ölüm gerçeği ile yüzleş   ( Vakıa 83 -84 )
10 - Yaptığın iyilikleri unut. Onları anlatarak değerlerini düşürme   ( Bakara 263 )
11 - Sana yapılan kötülüğün karşılığını verme. Öfkenin dinmesini bekle   ( Furkan 63 )
12 - Seni huzursuz edecek işlerden uzak dur. İhtirasını törpüle   ( İnşirah 1-3 )
13 - Eleştirinin keskin bir bıçak olduğunu unutma. Söyleyeceklerini iyi tart   ( Maun 4 - 5 )
14 - Hiç bir sırrın sonsuza kadar gizli kalamayacağını bil   ( Mücadele 7 )
15 - Çıkarcı olma. Adil davran   ( Rahman 7 - 9 )
16 - Kibrine yenilip hep daha fazlasını isteyerek hayatını zehir etme   ( Tekasür 1 - 2 )
17 - En zor zamanda bile kesinlikle ümitsizliğe kapılma   ( Tevbe 40 )
18 - Senden iyi durumda olanlara bakıp üzüleceğine, senden zor durumda olanları görüp rahatla  ( Fatır 19 - 22 )
19 - En sevdiğin şeyleri başkaları ile paylaşmanın keyfine var   ( Fecr 27 - 28 )
20 - Hayatının vazgeçilmezleri olsun. Onları küçük çıkarlar için asla feda etme   ( Hakka 33 - 35 )
21 - Muhatabına güvenmek istiyorsan, önce sen güvenilir ol   ( Haşr 10 )
22 - Yazdıklarının ve yaptıklarının peşini bırakmayacağını unutma. Gücünü insanların yararına kullan      ( Kalem 1 - 2 )
23 -  Bencil olma tebrik etmeyi bil   ( Münafıkun 4 ) 
24 - Yalandan uzak dur   ( Saff 2 )
25 - Modern hayatın çarpıklaştırdığı kadın- erkek ilişkilerinin,  hayatını esir almasına izin varme   ( Yusuf 32 - 33 )
26 - İyi bir dostun paha biçilmez olduğunu aklından çıkarma   ( Ankebut 41 )
27 - İyilik yapma arzusunu şarta bağlama. Vermek almaktan daha büyük bir ihtiyaçtır, asla unutma       ( Al-i İmran 92 )
28 - Önyargılarla hayatı kendine zehir etme   ( En'am 50 )
29 - Bildiklerinle açıklayamadığın şeyler, hayatının kabusu olmasın   ( En'am 60 )
30 - Korkularının tutsağı olarak yaşamaktan vazgeç   ( Felak 1 - 5 )
31 - Kendini hep daha iyiye ulaşmak zorunda olduğuna koşullama   ( Hacc 46 )
32 - Merhametli olmaktan asla vazgeçme   ( İbrahim 42 )
33 - Anne ve babana üff bile deme   ( İsra 23 )
34 - Kendini sürekli övmekten uzak dur   ( Nisa 149 )
35 - Vazgeçilmez olmadığını kabul et   ( Yunus 12 )
36 - Sözünde durmamanın utanç verici olduğunu aklından çıkarma   ( Enfal 56 )
37 - Heveslerini kendine ilah etme   ( Furkan 43 )
38 - İnanma duygunu diri tut   ( Necm 3 )
39 - Karar verirken, vicdanının sesini duymamazlıktan gelme   ( Nisa 58 )
40 -  Alemleri ve seni yaratan Rabbine daima teşekkür ve hamd ( övme ) duyguları ile dolu ol   (Fatiha 1 

11 Eylül 2023 Pazartesi

KUR'AN NASIL BİR KİTAP ? // 12 // Bilinenin aksine KIYAMET, Kur'an'da alamet ve işaretlerle değil '' ANİDEN '' gelecektir denilmektedir !...

 


Kıyamet konusu insanların çok ilgisi çekmiş, bu konuda binlerce kitap yazılmıştır. Bunların neredeyse tamamı KIYAMET  ALAMETLERi yani işaretleri --  belirtileri üzerinedir.


Dinin tek ve gerçek kaynağı Kur'an'da ise, ''Kıyametin aniden geleceği ve herhangi  bir işareti, belirtisi olmadığı, olamayacağı tam 9 ayette israrla vurgulanmıştır:

En'am / 31 -- A'raf / 187 -- YUSUF / 197 -- NAH/ 77 -- ENBİYA /40 --HACC/ 55 -- AHZAB / 63 -- ZUHRUF / 66 -- MUHAMMED / 18 

##  O size ansızın gelecektir, sanki sen onu biliyormuşsun gibi sana soruyorlar.  ( A'raf /187 - Yusuf / 107 )

Kur'an'ın iniş sürecinde kıyametin ne zaman geleceği  konusunda Müslümanların sık sık Peygambere sorular sordukları Kur'an'da ifade edilir:

##  Sana Kıyametin saatinden soruyorlar  '' gelip, çatması ne zaman '' diye  ( A'raf / 187 -- Naziat / 42 )

##  Sen nerede onun vaktini söylemek nerede ? ( Naziat / 43 )

##  Kıyamet saatinin bilgisi şüphesiz Allah yanındadır.  ( Lokman ( 34 )

##  De k,, onun bilgisi Rabbi'ne aittir.  ( A'raf / 187 -- Naziat / 44 )

Yazımın başına koyduğum resimde görüldüğü gibi Kıyamet Alametleri konusu yalnızca hadis iddiasındaki sahte sözlerde var olup HURAFELER KAPSAMINDADIR.

Kur'an'da aksi belirtilmesine rağmen  bu tür uydurma yani sahte hadisler geniş kabul görmüştür. Bu güne kadarda Müslümanların çoğunluğu tarafında inanılmıştır. NE YAZIK Kİ DİYANET BAŞKANLIĞIMIZ DA  bu tür sahte sözleri kabul etmeye direnenler arasındadır.

İşte bu sebepten İslam dini konusunda iki tür inanç akımı ortaya çıkmıştır:

---  KUR'AN'I  DİNİN  TEK KAYNAĞI OLARAK KABUL EDENLER, Yani doğru bilginin yanında olanlar.

--  KUR'ANIN YANINA MEZHEPLER VE BAZI DİN ADAMLARININ GÖRÜŞÜNÜ ESAS ALIP,  BİR ÖLÇÜDE ŞİRKE BULAŞIP, SAHTE OLUP OLMADIĞINA BAKILMAKSIZIN  TÜM HADİS İDDİASINDAKİ SÖZLERİ  GERÇEK KABUL EDİP DİN KAYNAĞI OLDUĞUNA İNANANLAR  Kİ -- Bunlara  EHLİ SÜNNET grubu denir. Bu inanlar grubu bir ölçüde Peygambere Uluhiyyet  vehmederler...