hadisler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hadisler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Ocak 2024 Cumartesi

'' HADİSLER '' DİN KAYNAĞI MI - DEĞİL Mİ ?

 

Kur'an ayetleri hükümlerini peygamberimizin  açıklayacağı ve yorumlayacağı doğrultusunda hiç bir söz ve hüküm KUR'AN'DA  YER  ALMAMIŞTIR. Peygamberimize verilen görev sadece ELÇİLİK'tir.  ELÇİNİN  GÖREVİ ise SADECE OLDUĞU GİBİ  ( Allah'tan indiği gibi )  TEBLİĞ ETMEK yani  İNSANLARA  DUYURMAK' tır.  Bazı meallerde yer alan Peygamberimiz Kur'an'ı AÇIKLAMA, YORUM ve  ÖĞRETME doğrultusunda yetkisi olduğu sözler ve imalar yer almıştır. Hepsi yanlış yorum içermektedir, Kur'an'ın ruhuna  ve Peygamberin  elçilik görevindeki i yetkisine aykırıdır.    80 yaşındayım, Kur'an' tutkunuyum. Yaşamımın son 40 senesinde -- kendime ayırdığım zamanların çoğunluğunu  Kur'an'ı tanıma,  ayet ve hükümlerinin EN DOĞRU ANLAMLARINA ULAŞMA yolunda harcadım...İnternetteki blog - günlük sitelerimde yayınladım... ÇÜNKÜ, YORUMLAMA ve AÇIKLAMA  GİBİ  KAVRAMLAR işin içine girdiğinde, konuşanların, yazanların, anlatanların kendi   fikri  ve yorumunun ALLAH'IN SÖZLERİNE  girmesi, yanlışlılara, karışıklıklara sebep olacaktır. KUR'AN.hükümlerinin  anlam kaymaları yani  dejenerasyonu  kaçınılmaz olmaktadır...

23 Temmuz 2023 Pazar

U Y D U R M A -- YALAN -- H A D İ S L E R

 


Bir konuda yalan  ve uydurma iddiaları söz konusu ise  --uydurma ve yalanı -- belirlemek için bir DOĞRU ve TEMEL  bilgi kaynağı gereklidir.

Neye ve hangi bilgi kaynağına göre  doğru ( SAHİH ) diyeceğiz,  yalan yani UYDURMA  diyeceğiz? Konumuz iSLAM DİNİ olduğuna göre --  doğru kaynak, doğru bilgi  KUR'AN'DA yani Kur'an Ayetlerindedir.

İşte konuya ilişkin Kur'an ayetleri:

''........  Bu ayetler, Rabbi'nizden gerçekleri açıklayan, inanmak isteyen toplum için, Allah ile yapılan anlaşmaya sadakat ve kesin hükümlere uygun doğru yolu göstetici birer uyarı ve rahmettirler ''    /// A'raf / 102 ///

'' ......  Çünkü ben yalnızca  bana vahyedilene ( bildirilene ) Uyarım. Kur2an dışında kendiliğimden bir söz uyduramam. Rabbi'min vahyettiklerinin dışına çıkarsam, büyük günün azabından korkarım........ ''   /// Yunus / 15 ///

'' ....... Ben ancak Allah'ın bana bildirdiklerini tebliğ etme görevini yerine getiriyorum ......  ''    /// Ahkaf / 9 ///

'' ....... Eğer Peygamber Kur'an dışında kendinden bazı sözler söylemiş olsaydı,''   ///  Hakka / 44 ///   '' O'nu kesinlikle gücünden ve desteğimizden mahrum bırakır, sonra yaşamına son verirdik.''  /// Hakka  / 45 -- 46  /// '' Ve sizden hiç kimse de  O'nu koruyamazdı.  '' /// Hakka/ 47 ///

'' İşte bunlar  Allah'ın ayetleridir. Sana onları hak olarak okuyoruz. Artık Allah'ın ayetlerine inanmayıp da  hangi söze inanacaklar ?  ''   /// Casiye / 6 ///


Bu açık ve net ayet hükümlerine göre;

===  DİNİN TEK KAYNAĞI VARDIR, o da  KUR'AN yani ALLAH'IN  AYETLERİDİR.

===  PEYGAMBER yalnızca Allah'ın elçisidir ! DİNİN SAHİBİ DEĞİL, Dinin sahibi ALLAH'TIR !...

===  DİN HÜKÜMLERİ  yalnızca  Peygamberin kendisine vahyedilen Kur'an Ayetlerinde olanlardır.

===  PEYGAMBER'in  Kur'an dışı  kendi sözleri din hükmü değildir. Y A N İ >> DİN KAYNAĞI >>  O - L - A - M - A - Z !...

===  1400 yıldır bu hadis konusu  İSLAM DİNİ'nin yerinde saymasına  ve MÜSLÜMANLARIN  bir çok kanuda ilerlemesine engel olmuştur.

===  Artık RESMİ DİN EĞİTİMİ  sorumlularının ve İLAHİYAT  okulları hocalarının da   bu geleneksel yanlış '' Kur'an  Dışı '' din eğitimi  ve öğretimini  GERÇEK KUR'AN EKSENİNE  GETİRMELERİ ZAMANI -- daha da gecikmeden ---  G  E  L  M  İ  Ş  T  İ  R !...









22 Temmuz 2023 Cumartesi

İ N D İ R İ L E N -- D İ N ***** U Y D U R U L A N --- D İ N

 


Bir  '' indirilen din '' yani peygamberimizin bizzat uyduğu ve uygulamasıyla insanlara örnek olduğu ilahi sözler olan Kur'an'ı Kerim, bir de '' uydurulan din '' Kur'an dışında özellikle peygamber söyledi diyerek, ona fatura edilerek kutsallaştırılarak dine yapılan ilave eksiltmelerle şekillenmiş bir din vardır. GELENENEKSEL DİN ve YAYGIN DİN ANLAYIŞI  da denilebilir bu uydurululan dine,

Kur'an'da hiç yer almamasına rağmen  zaman içinde peygamberimiz üzerinden kutsallaştırılmış pek çök şey vardır. Üstelik bunların önemli bir kısmı  SAHİH yani  güvenilir olarak kabul edilen hadis kitaplarında yer almaktadır.

Dini konularda peygamberimize uymak istiyorsak bir konu ile ilgili hüküm çıkarırken doğrudan Kur'an'a uymamız gerekir. Çünkü peygamberimiz Kur'an'ı  tebliğ etmek  ( duyurmak )  ve Kur'an'a göre yaşamakla emrolunmuştur.

Dini konularda hüküm, sadece Allah'ın indirdiği ayetlerle verilir:

**  Hüküm yalız Allah'ın'dır.  // Yusuf / 40 //

**  O, hükmüne hiç kimseyi ortak etmez  // Kehf/ 26 //

Hüküm sadece Allah'ın olduğu için Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler zalim olurlar:** Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir  // Maide / 45 //

Maide suresinde arka arkaya sıralanan ayetlerde Allah açık bir şekilde kendilerine kitap verilenlerin sadece vahiy ile hikmetlerini söyler bize: // Maide /45 -- 47-- 48 -- 49 -- 50 //    (( * ))



(( * ))  ALLAH'A  ÖĞRETİLEN  DİN  -- Emre Dorman  -- İstanbul Yayınevi -- 2021 -- 37. Baskı. sayfa/38-39



20 Temmuz 2023 Perşembe

HADİSLER NEDEN '' DİNİN KAYNAĞI '' OLAMAZLAR ? /// 1 ///

 

  

Aslında  bu sorunun cevabı basittir. Hadisler dinin kaynağı olamaz çünkü örnek verilen bir çok ayetten net bir şekilde görüldüğü gibi dinin tek kaynağı vardır o da  Kur'an'dır. Allah dinini Kur'an vahyi ile bildirerek tamamlamıştır. Hadis rivayetleri  hem Kur'an ile  -- hem kendi aralarında -- hem de akıl ve mantık kuralları ile çelişiyor. Çelişme olmasa dahi yine de  dinin kaynağı olamazlardı. ÇÜNKÜ DİNİN KAYAĞINI NE OLDUĞUNU. İNSANLAR DEĞİL  DİNİN SAHİBİ OLAN ALLAH BELİRLER. Allah'ın dinine uymak isteyen  Allah'ın belirlediği ile yetinmek zorundadır.

Allah'ın belirlediğinin dışında kalan şeyler Allah'ın dininden değildir !...

Dinin Kur'an'dan öğrenilmesinin olmazsa olmaz bir gereklilik olduğu ifade edildiğinde  güvenilir kabul edilen hadis kitapları olmadan dinin anlaşılamayacağı çünkü söz konusu hadislerin ayetleri açıkladığı ve dini tamamlayarak anlaşılır hale getirdiği iddia edilir. Oysaki söz konusu kitaplardaki bir çok hadis, HEM KUR'AN İLE  -- HEM KENDİ ARALARINDA -- HEM DE İNSAN AKLI VE YARADILIŞI  ile  ÇELİŞMEKTE ve dini tam anlamı ile anlaşılmaz, içinden çıkılmaz ve yaşanılamaz bir hale getirmektedir.

Dolayısı ile GÜVENLİR kabul edilen hadis kaynakları, hiç de zannedildiği gibi  güvenilir değildir. Yaygı olan kanaat, KUR'AN'IN  HADİSLERE  MUHTAÇ OLDUĞUDUR.   Oysa bu kanaat son derece yetersiz temelsizdir. AKSİNE  HADİS  RİVAYETLERİ  TAM ANLMAMI İLE KUR'AN'A MUHTAÇ OLDUĞUDUR. Kur'an'ın yanına  İLAVE BİR KAYNAK OLMASI MAKSADI İLE SÖYLENMEMİŞ OLAN  hadislerin belirlenebilmesini  KUR'AN DIŞINDA BİR YOLU YOKTUR...

Peygamberimizin Kur'an ayetlerini tebliğ ettiği konusunda inanan insanlar açısından bir şüphe olmadığına göre, PEYGAMBERİMİZİN KUR'AN'A UYGUN OLMAYAN  YANİ KUR'AN'DAN REFERANS ALMAYAN BİR SÖZÜ  SÖYLEMEYECEK OLMASINDANDA  BİR ŞÜPHE  BULUNMAMASI  GEREKİR.

Ancak güvenilir kabul edilen hadis kaynakları incelendiğinde bu noktada bir çok şüphenin  açık bir şekilde ortaya çıktığı görülür. Şüpheli olan güvenilmez olandır. BU YÜZDEN AYETLER  her fırsatta  KUR'AN'IN ŞÜPHE VE ÇELİŞKİ BARNDIRMAYAN BR KİTAP OLDUĞU VURGUSUNU YAPAR. KUR'AN'DAN TEK BİR DİN ÇIKAR. Oysa Hadis kaynakları içinde bir çok konuda birbirinden farklı uygulanabilinecek BİRDEN FAZLA DİN ÇIKABİLİR .... Örneğin insanlar bir çok konuda  KENDİ GÖRÜŞLERİNİ DESTEKLEYEBİLECEK bir HADİS RİVAYETİ BULABİLİRLER.

Kur'an ayetleri birbirlerini tamamlar. Kendi aralarında çelişmezler. Bu yüzden Kur'an'dan bir hüküm çıkartırken Kur'an'a bütünsel yaklaşmak gerekir. Oysa hadis rivayetleri için aynı şey söz konusu değildir. HADİSLERE BÜTÜNSEL YAKLAŞILAMAZ.  BİR KONUDA HADİSLERDEN TUTARLI VE NET BİR HÜKÜM  ÇIKARTILAMAZ!...ÇÜNKÜ HADİSLER HEM KUR'AN İLE HEM DE KENDİ ARALARINDA  ÇELİŞİRLER !...((( * )))

---- Devam edecek ---

 

((( * )))   Alıntı  -- Prof. Dr.Emre DORMAN  '' ALLAH'A ÖĞRETİLEN DİN  '' İstanbul Yayınevi 37. Baskı 2021 -- Sayfa 91 - 92 









9 Temmuz 2023 Pazar

Kitap Tantımı : ALLAH'A ÖĞRETİLEN DİN -- Prof.Dr. Emre Dorman

 


Allah'ın dini bilindiği gibi tekdir. İSLAMDIR Temelde aynı ve benzer hükümleri Dinin sahibi olan Allah'a DİN ÖĞRETİLEBİLİR Mİ ? Tabii ki hayır, ama uygulamada insanlardan bazıları Alllah tarafından gönderilen dini tam olarak için sindirememiş, kendi görüş ve menfaatleri doğrultusunda değişiklik ve rötuşlar yapma faaliyetlerine girişmişlerdir. Yahudi ve Hristiyanlar Allah tarafından kendilerine gönderilen Tevrat ve İncil'in aslını yok ederek içindeki ayetlerden bazılarını muhafaza edip bazılarını değiştirerek doğru, ayetlerin bütününe bu güne kadar ulaşılmasına  engel olmuşlardır.  Bunun için Allah Kur'an'ı korumasına almış, vahyin ilk gününden tamamlanmasına kadar, inen ayetler önce Peygamberin hafızasına Allah görevlisi melek tarafından  kaydedilmesi  sağlanmıştır. Peygamberimiz de ilk Müslümanlardan gönüllü olanların ezberlerine almalarını sağlamış ve Kur'an'ın  korunması, peygamberimiz ve bu ilk hafızlar tarafından günümüze kadar değişmeden, gelmesi sağlanmış, ilk fırsatta da bu hafızalardaki ayetler, denetlenip kitap haline getirilmiştir. Tabbi ki, bu yola baş koymuş inanlıların çabaları, Allah'ın himayesi ile gerçekleşebilmiştir.

Müslümanlarda da bu vahye müdahale yani ayet hükümlerini kendi menfaatleri doğrultusunda değiştirme  çabaları olmuş, fakat ayet hükümleri koruma ve kayıt altında olduğu için bunun gerçekleştirememişlerdir. 

Ne yapmışlardır ? 

Peygamberi  gereğinden fazla Kur'an hükümlerine aykırı bir şekilde yücelterek, Allah'ın dinine  ortak etmişler -- şirke konu etmişler ve onun  Kur'an dışı  sözlerini Kur'an ayetleri gücünde göstererek % 99'u uydurma ve Kur'an hükümlerine aykırı hadisleri  -- sözleri  -- DİNİN KAYNAĞI  -- sıfatı vererek ALLAH'IN DİNİ'ni dejenere etmişlerdir. Buna itiraz edenleri de yanlış ve haksız bir şekilde dine ve peygambere KARŞI GELME suçlaması  ile  -- susturma --  gayretine girmişlerdir...

Ne yazık ki bu güne kadar büyük ölçüde de başarılı olmuşlardır.  Bunun soncu olarak, peygamberin davranışlarını dinleştirrme de SÜNNET kelimesi ile başka dine KATMA  KAYNAĞI   --  o da başlı başına bir problemdir. ---  oluşturularak.  KUR'ANDA'Kİ YALIN  DİNE İLAVE DİN  KAYNAKLARI ile İSLAM DİNİ, Kur'an'daki gerçeğinden koparılarak -- değiştirilerek,  BAMBAŞKA  TANINMAZ HALE GETİRİLMİŞTİR..

Sonuçta ???

Vahyin başlangıcından bu güne  ---  Kur'an'daki net  ve doğru hükümlere rağmen İLAM DİNİ gerçek eksenine tam oturmasında TAM NET 1400 gecikme olmuştur...
Bu doğruları bundan 30 - 40 yıl önce yazmak bile CESARET İŞİ idi.

.Son 8 -10 yıldır yazıya ve söze getirmeye başlayabildik.  Allah'a şükür. 1400 yıllık  kayıp nasıl telafi edilir sorusu düşündürüyor artık..

Gelelim sunuca: Yukarıda kapak resmini verdiğim kitabın  konusu  H A D İ S L E R.
İslam Felsefecisi Prof. Dr. Emre DORMAN'ın eseri  Dinin problemi  Kur'an dışı Peygamber sözlerini araştırmış. Benim tesbitime göre  konusundaki ilk ciddi çalışma  -- çok önemli ve değerli
İsanbul Kitabevi yayını  -- ilk baskı 2016 benim elimdeki kitap 2021 yılı ve 37. baskı
Gerçek bilgiyi arayanlara öneririm.....









20 Ocak 2021 Çarşamba

H A D İ S L E R -- Peygamberin kendi sözleri hakkında...

Hadis kelimesi Arapça'dır.  S Ö Z  anlamındadır. Ülkemizde ve genelde tüm İslam ülkelerinde bu kelime  Peygamberin, Kur'an'a uygun  olsun ve ya olmasın tüm kendi sözleri için kullanılır.  Ve ne yazık ki, Kur'an'daki;

** Kur'an Sünnetullah'tır.  ''  Allah'ın kurallarıdır '' ( İsra / 77 )

**  Kur'an , en güvenilir hadistir.  ( Necm / 59 --- A'raf / 185 --- )

**  Kur'an en güzel hadistir.  ( Zümer / 23 )

**  Kur'an, en temel ders kitabı (  Dinin Anayasası ) dır. ( Zuhruf / 43 - 44 --- Bakara / 2 --- Tarık / 13 )

**  Kur'an, din kuralı koyucu tek kitaptır.  ( Kalem / 37 --- En'am / 93 )

**  Kur'an Hadis denilen din sözlerinin filtresidir.  ( A'raf / 3 --- 185 )

Mesajlarına  rağmen Müslümanlar, Peygamber sözü diye ortaya sürülen tüm sözleri, Kur'an'a uygun olup olmadığını araştırmadan -- Peygambere sevgi duyguları yoğunluğu ile -- kabullenmişler, yazımın başındaki resim örneğindeki gibi  12 - 24 ve hatta 30 cilde varan  büyük çoğunluğu sahih yani gerçek olmayan sahte, uydurma  hadisler ortamları işgal etmiştir. Bunların içinde ipe sapa gelmeyen, uydurma, dinle, Kur'an'la  hiç ilgisi ve bağlantısı olmayan sözler -- deve sidiğinin şifa olması gibi -- doğruluğu irdelenmeden kabul görmüş ve esası Kur'an olan dinimizi tanınmaz hale gelmiştir.   İşin ilginç yanı günümüzde dahi Akademisyen, Prof. ünvanlı ilahiyat hocalarının çoğunluğu bu yanlı gidişi fark etmemişler, sürüp gitmesine engel olamamışlardır.

Peygamberimiz dahil  hiç kimse DİN KURALI KOYMAYA YETKİLİ DEĞİLDİR. Kendi zamanında dahi bu tür olumsuz çabaları gören, sezinleyen peygamberimiz;'' Benden Kur'an'dan başka bir şey yazmayınız. Yazmış olan da silsin '' demiştir. Hz. Ömer, tayin ettiği vali ve din öğretmenlerinden hadis rivayet etmeyeceklerine dair söz almıştır.  ''  (* )

Zamanla bu hadis bulma, söyleme yarışı o kadar hızlanmış ve yoğunlaşmıştır ki, Şiiler yalnızca Peygamberin  yakınları yani ehli beyti hakkında kendi inançları doğrultusunda 250 bin hadis uydurmuşlardır.   Hadis uydurma çabasında sünniler de şiilerle yarışmış, piyasada toplam sayısı 2 milyonu aşan hadis iddiasında sözler oluşmuştur.

Sonunda UYDURMA HADİSLER GERÇEĞİ bazı çevrelerde kabul görmeğe başlamış ve bu konuda az da olsa eserler ortaya çıkmaya  başlamıştır.



(*)  -- Bu yazının hazırlanmasında Nörolog Prof. Dr. Gazi Özdemir'in OKU !  KONULARINA GÖRE KUR'AN AYETLERİ ALFABETİK KONU DİZİMİ  ( Sözlük )  -- Ve Ozan Yayıncılık Yayınlarından Ertuğrul DOĞUÇ' un '' SOSYO KÜLTÜREL AÇIDAN İSLAM  adındaki eserlerden yararlanılmıştır.





31 Aralık 2019 Salı

İslam Dini'nin '' Yumuşak Karnı '' HADİSLER...


Geleneksel İslam öğretilerinde Hadisler yani Peygamberimizin sözleri İslam Dininin Kur’anyanında temel kaynağı kabul edilmektedir. Bunun yanlışlığını 15 - 20 senedir  çeşitli blog sitelerinde  bir çok yazımda belirtmiş, vurgulamıştım.

Şimdi bu  görüşümün dayanağı bilgileri kısaca hatırlatarak söze başlayayım:

^^^^^  Kur’an Allah sözü,  Hadis ise insan sözüdür. Hiç ikisi aynı değerde kabul edilebilir mi ?

^^^^^ Peygamberimiz - Kur’an’la karışmaması için - kendi sözlerinin yazılmasını yasaklamış, sağlığında bu söze uyulmuştur. Vefatından sonra üç halife dönminde de bu yasağa riayet edilmiştir. Ancak ölümünden 200 yıl sonra sistemli bir şekilde hadis yazımına başlanmıştır.

^^^^^  Kur’an ayetleri Allah’tan iner inmez ezberlenmiş ve yazılarak kayıt altına alınmıştır. Hadisler ise söylendiği rivayet edildiği andan çok uzun süre sonra yazılmaya başlanmıştır. Bir insan sözünün söylendiği andan kısa bir süre sonra başkaları tarafından bir diğerine aktarılırken oluşan iletim hataları malumdur.

^^^^^^ Kur’an 15/9 ayeti ile korunması Allah’ın garantisi altındadır. Hadislerin için ise doğruluğu için bir garanti yoktur.

^^^^^^ Hadisler ancak Kur’an’ın metnine ve ruhuna uygun olduğu ahvalde kabul edilebilir. Fakat aşağıdaki örneklerdeki gibi Kur’an hükümlerine uygun olmayan ve bazan da tamamen zıt olan sözler Kur’an’la eşdeğer bir kaynak olarak kabul edilebilir mi ?

^^^^^^ Peygamberimiz Kur’an’ın kendisine inmeğe başladığı yani Peygamberlik görevi verildiği andan itibaren yaklaşık olarak 22 seneden biraz fazla süre yaşamıştır.Ortada yaklaşık iki milyon hadis dolaşmaktadır. Bu süre zarfında uyumadan günün her an ve dakikası bir hadis lütfetse bu kadar hadisin oluşması fiilen mümkün değildir.

Aşağıdaki örneklerdeki gibi ‘’ uydurma ‘’ olduğu kesin olan binlerce hadis ne yazık ki bu güne kadar en ciddi yazar ve düşünürlerin ve hatta Diyanet İşleri Başkanlığımızın kitaplarında bulunmaktadır. Bırakalım binleri onbinleri, hadis olduğu rivayet edilen bir tek sözün dahi yanlışlığı kesin olsa tüm hadis rivayetlerini reddetmeğe sebeptir.

Şii  hadis literatüründe  '' Aile fertlerimi seviniz, sayınız '' içeriğinde 250 bin hadis bulunmaktadır ki tamamı uydurmadır. Peygamberimiz gibi ulu bir kişilik '' benim aile fertlerimi seviniz sayınız '' kapsamında sözler söylemez.

Aşağıdaki uydurma hadisler, güvenilir hadis yazarları eserlerinden alınmıştır. Bir de güvenilir olmayan hadis riveyetçilerininin derlediği sözleri düşünün.

Yani kısacası, Din Allah’ındır. Kur’an dinin tek kaynağıdır.

KUR’AN: ‘’ Dinde zorlama yoktur. ‘’ ( 2/256 )

HADİS: ‘’ Dinini değiştireni öldürün ‘’ ( Nesei 7-8/14, Buhari 12/1883 )

KUR’AN: ‘’ Doğrusu hiçbir günahkar bir başkasının günah yükünü yüklenmez. ‘’ ( 53/18 )

HADİS: ‘’ Ölü ailesnin kendisi için ağlamasından dolayı azaba uğratılır. ( Buhari – K Cemiz 32-33-34 )

KUR’AN: ‘’ Ben, sizden erkek olsun, kadın olsun hiçbir çalışanın ürettiğini boşa çıkarmayacağım. Hepiniz birbirinizdensiniz. ‘’ ( 3/195 )

HADİS: ‘’ Kadınlar arasında iyi kadın, yüz tane karga arasında alaca karga bir gibidir. ‘’ ( Buhari 9/1391 )

KUR’AN: ‘’ Gerçekten Allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında kalanı ise dilediğini bağışlar. ‘’ ( 4/48 )

HADİS: ‘’ Cehennemde en şidetli azaba uğratılacak kişiler ressamlardır. ‘’ ( Buhari-Tesavir, 89 )

KUR’AN: ‘’ De ki; ‘ Allah’ın kulları için çıkardığı süsü ve temiz rızıkları kim haram etmiş ? ‘ De ki; ‘Bunlar dünya hayatında iman edenler için, kıyamet günün de ise yalnızca onlarındır. Bilen bir topluluk için biz ayetler böyle detaylı anlaatırız. ‘’ ( 7/32 )

HADİS: ‘’ Altın ve ipek ümmetimin kadınlarına helal, erkeklerine ise haramdır. ‘’ ( müslim 2 /16 )

KUR’AN: ‘’ Bundan sonra yeri yumurta biçimine soktu. ‘’  ( 42/11 )

HADİS: ‘’ Dünya balığın üzerindedir. Balık başını sallayınca dünyada depremler olur. ‘’ ( ibni Kesir Tefsiri 2/29 / 68/1’in açıklamaları )

KUR’AN: ‘’.... O’ nun benzeri gibi hiçbir şey yoktur. ‘’   ( 42/11 )

HADİS: Allah ahirette peygamberlere kimliğini kanıtlamak için bacağını açıp baldırını gösterir. ‘’ ( Müsli – İman 302, Buhari 97/24, 10/29, Hanbel 3/1 )


NOT: Hadis örnekleri Ozan Yayıncılık tarafından yayınlanan ‘’UYDURULAN DİN VE KUR’AN’DAKİ DİN '' adlı eserinden alınmıştır.

29 Aralık 2018 Cumartesi

'' ALLAH'IN 99 İSMİ VARDIR '' Çok meşhur hadisi doğru değildir..


Allah'ın isimleri konusunda çok meşhur bir hadis vardır:

'' Allah'ın doksan dokuz ismi vardır. Kim bunlarsa sayarsa - ezberlerse - Cennet'e girer.  '' şeklinde girişten sonra başta Allah ismi ile birlikte 99 adet isim sayılıyor. Bu hadisle ilgili birkaç açıklamayı kısaca belirteyim:

İsimlerin sayılması veya ezberlenmesi konusunda iki rivayet var. Bazı rivayetlerde '' ihsâ '' - saymak - bazılaında ise, '' men hafızahâ -  hafızaya alma, ezberleme  kelimesi geçiyor. Sahabiden Ebu Hüveyre'den  rivayetlerden bazılarında hadisin sonunda '' O tektir, tek olanı sever ''eklentisi bulunuyormuş.

Allah'ın isimleri ve O'nun bu isimlerle anılması konusuna Kur'an'da çok önem veriliyor. O'nu anmaya 2/152,198, 4/103, 8/2, 45, 43/13... ve 32 ayette, yani toplam 38 defa değiniliyor.

===  Allah'ın anmak en büyük ( şey-ibadet ) tir. ( 29/45 )

===  Allah'ı ananların ödülü...( 33/35 )

===  Allah'ı anmakla kalplerin yumuşaması ( tatmin olması ) ( 57/16-17 )

===  Allah'ı anmaya kalpleri katılaşmış olanlara yazıklar olsun !...( 39/22 )

===  Beni anın ki, bende sizi anayım. ( 2/152 )

Gelelim şimdi bu çok bilinen, tanınan hadisin neden gerçek olmadığı iddiama:

Efendim, Kur'an'a ilgim sebebiyle 30 seneden fazla bir süredir, onu inceliyor ve tanımaya çalışıyorum. Bu arada, uzun süreli bir çalışma ile aşağıda not olarak vereceğim kaynak eserlerin yardımı ile belirlediğim Allah'ın Kur'an'daki isimleri ve anlamlarını daha önce  '' KUR'AN'DAKİ ALLAH '' başlıklı yazımda verdim.

http://blog.milliyet.com.tr/kur-an-daki-----allah---/Blog/?BlogNo=485760

Bu çalışmayı yaparken;  hadisle, Kur'an'daki isim ve sıfat verileri arasında bir tutarsızlık olduğunu farkettim. 

İşte bu ön bilgiler ışığında delillerim:

===  Hadis rivayetlerinde yukarıda belirttiğim gibi isimleri ''saymak '' veya '' ezberlemek ''konusunda farklı iki rivayet var. Sonuçları itibariyle iki anlam arasında büyük fark var.

===  İsimlerin toplam sayısı da çok farklı. Hadisteki 99 saysına karşı Kur'an'da 133 isim ve sıfat'ın mevcudiyeti söz konusu.

===  Hadisteki 99 ismin 86 adedi Kur'an'da yer alıyor. 13'ü yer almıyor. Bu konuda da ikisi arasında büyük tutarsızlık var.

===  Hadiste bu isimleri sayan ve ezberleyenlerin Cennet'e gireceği hükmü var. Bilindiği gibi Cennet'e veya Cehennem'e girme kararı ve hüküm verme yetkisi, ahiretteki yargılama sonucunda ve yalnızca Allah'a aittir.

Bu konuda; ''Hüküm Allah'ındır. Hüküm verme ( yetkisi ) Allah'a aittir '' hükümlerini içeren bir çok ayet vardır. ( 2/209, 220, 260, 7/89, 60/10..... ve 23 ayet, toplam 28 ayet )

===  Yine bu meyanda hadis rivayetinde mantık hatası vardır. Allah'ın isimlerini saymak veya ezberlemek Cennet'e girmek için tek başına yeterli bir sebep olabilir mi ? ( Ne yazık ki bu doğrultuda sevap-günah hükümlerini, Cennete veya Cehennem'e girme vaadlerini içeren Kur'an'ın metnine ve ruhuna aykırı binlerce uydurma hadis vardır. Ve toplumca kabullenilmiştir. ) Cennet ve cehenneme girme hükmü, yaratıcı tarafından insann yalnızca bir işlemi ve eylemi ile mi, yoksa tüm hayatı boyunca oluşan artı ve eksilerinin değerlendirilmesi sonucunda mı oluşturulucaktır ?

===  Gelelim bu hadis rivayetinin sahih yani gerçek olamayacağı konusundaki en önemli  delile: Kur'an'da Yaratıcımızın özel ismi olan ''ALLAH''kelimesi Allah ve Lillahi şeklinde  tam 2699 defa, Allahümme ! ( Ey Allahım ! ) şeklinde de 5 defa olmak üzere toplam 2704 defa kullanılmaktadır. Yaratıcımızın bu isminden sonra Kur'an'da en çok tekrarlanan ismi  '' RABB '' ismi ( Kur'an toplam olarak tam 970 defa geçiyor ) ''Düzenleyen, çekip çeviren, terbiye eden'' anlamlarını içermekte, kullanılma ve anlam olarak Allah isminden sonra en çok önemi arzetmektedir. Kur'an'daki duaların büyük çoğunluğu bu Rabb ismi ile yapılmaktadır. İŞTE ALLAH'IN BU ÖNEMLİ İSMİ,  HADİS RİVAYETİNDE YOKTUR !...

Kur'an hükümlerini en iyi özümseyen kişi olarak, Kur'an'a aykırı bir söz söyleyemeyeceğine göre bu çok tanınan sözün Peygamberimize ait olamayacağını düşünüyorum.



NOT: Bu yazının hazırlanmasında faydalanılan eserler:

---  KUR'AN'DA ULÛHİYET - Prof.Dr. Suat YILDIRIM - Kayıhan Yayınları

---  KELİME VE KONULARINA GÖRE ALFABETİK KUR'AN FİHRİSTİ - Recep AYKAN  - Pınar Yayınları

---  MUALLİM CD'si

5 Aralık 2018 Çarşamba

Toplulumuzun ALLAH -- HZ.MUHAMMED -- KUR'AN konularına yaklaşımı...




İlahiyat akademisyenlerinden Prof. Dr. Suat Yıldırım'ın  '' KUR'AN'DA ULÛHİYYET  '' isimli eserini incelerken ''Kur'an'da Allah'ın tanıtımı '' konusunda derli toplu ve geniş çaplı değerli bir çalışmanın ürünü bilgiler olduğunu farkettim. 

Çocukluğumdan itibaren Allah'ın isim ve sıfatları konusunu ''Allah'ın isim ve sıfatları 99 adettir '' diye başlayan ve bu isim ve sıfatları sayan bir hadisten ve hadisin içindeki isim ve sıfatların anlamlarını anlatan, açıklayan eserlerden öğrenmiştim. 

Yalnız ben değil ülkemizdeki müslümanların neredeyse tamamı da -- akademisyen ilahiyatçılar dahil  -- aynı şekilde bilgilenmişti. Bu hadis iddiasındaki sözler bu konuya ilgili herkes için tek kaynaktı.

Prof. Dr. Suat Yıldırım hocamız yukarıda ismini verdiğim geniş hacimli eserinde konuyu çok ayrıntılı incelemiş ve Kur'an'da  toplam133 adet olarak belirlediği isim ve sıfatların nerede, hangi ayetlerde ve her birinin Kur'an'da toplam kaçar defa geçtiğini ve geçtiği yerleri eserinde göstermişti. 

Bu eser çok ilgimi çekti, bende eser üzerinde bir kaç ay süren inceleme çalışması ile buradaki bilgileri Kur'an'da her isim ve sıfatın --  hangi ayetlerde geçtiği ayrıntısı hariç  -- listeledim ve blog sitemde bir kaç defa yayınladım.
Bu çalışmam sonucu çıkardığım döküman bilgileri incelediğimde, hadisteki bilgilerin Kur'an'daki bilgilerle örtüşmediğini ve oldukça önemli farklı olduğunu saptadım, şöyle ki;

#  Hadiste isim ve sıfatların toplam adedi bilindiği gibi 99 olarak veriliyordu. Fakat Kur'an'da Suat Hocamızın titiz çalışması sonucu toplam 133 adet isim ve sıfat belirlemişti.

##  Hadis iddiasındaki sözlerden 86 adedi Kur'an'da vardı, 13 adedi yoktu.

###  Ayrıca Kur'an'da, hadiste bahsi geçmeyen 47 adet daha isim ve sıfat zikrediliyordu.

####  Sonuç olarak Kur'an'la hadis iddiasındaki sözlerde toplamda ( 13 + 47 = 60 )  60 adet isim ve sıfat bilgisi tutarsızlığı söz konusu idi.

@  Eylül / 2011 tarihinde yayınladığım konuya ilişkin ''  KUR'AN'DAKİ  ALLAH  '' başlıklı yazım bu güne kadar geçen sürede ''  yalnızca 291 defa ''  okundu.  
( http://blog.milliyet.com.tr/kur-an-daki-allah/Blog/?BlogNo=324928 ) 

@@  Nisan / 2013 tarihinde aynı çizelgeyi içeren yazımı  bu defa , yaklaşık  2 sene sonra  başlığın adını değiştirerek  ''  ALLAH'IN  İSİM VE SIFATLARI KAÇ TANE   ?  ''  olarak yayınladım.
Bu yazım ise bu güne kadar geçen sürede toplam  ''  Tam 10834 defa okundu  ''
( http://blog.milliyet.com.tr/allah-in-isim-ve-sifatlari-kac-tane--/Blog/?BlogNo=410994 )

Bilgiler ikinci defa ilkinden 2 sene sonra yayınlanıyor ve  TAM 37.2 KAT FAZLA okunuyordu. 
Bu kadar muazzam farkın sebebi sizce be olabilir ?

Kur'an'daki Allah  başlığı ile yayına girdiğinde yalnızca 291 defa okunuyor.
2 sene sonra  Allah'ın isim ve sıfatları kaç tane?  başlığı ile yaına giriyor 10834 defa ve ilkinden 37 kat daha fazla okunuyor.

HEMEN FARK ETTİNİZ  bu fark yazının başlığından geliyor.

Durun daha bitmedi.

Olayı bir kere daha test etmek için yazımı yine '' KUR'AN'DAKİ ALLAH  '' başlığı altında  tekrar 3. bir defa daha, ikincisinden 2 sene sonra tekrar yayınladım. Ocak 2015 tarihinde ve sonuç yine çok ilginç ve çok az. Yalnızca 148 defa okundu son iki senedir.
( http://blog.milliyet.com.tr/kur-an-daki----allah--/Blog/?BlogNo=485760 )

Sizinde anladığınız gibi farkı yaratan yazıların başlığı.

Başlıklarda Kur'an ve Allah sözcükleri olduğunda çok az ilgi görüyor. 191 ve 148 er defa okunuyor.
Başlığa konuyla ilişkin hadisi çağrıştıran '' Allah'ın isim ve sıfatları '' ile  ''kaç tane  '' sözcükleri girince  yazıya ilgi  şaha kalkıyor ve 37 - 50 kat daha fazla okunuyor.

Çünkü ülkemiz Müslüman toplumu, dini konuları ve Allah'ı  gerçek kaynağı olan KUR'AN'DAN DEĞİL, YÜZLERCE BİNLERCE SENEDİR  ( 1400 yıldan fazla )  KUR'AN'INDA ÖNÜNE GEÇİRİLEN VE NEREDEYSE TAMAMI DENECEK KADAR BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU HADİS ADI VERİLEN    --- GERÇEKTE PEYGAMBER SÖZÜ OLMAYAN ---  SAHTE VE UYDURMA sözlerden, öğrenmiş. 

**** ÖYLE ÖĞRENMEYE, ALGILAMAYA ALIŞTIRILMIŞ  *************

Birileri din adına iyi bir şeyler yaptığına inanarak, diğer başkaları da kişisel menfaat ve mevki hırslarının yönlendirmesi ile  SÖZLER UYDURMUŞ, peygamberden demiş.

Allah'ın insanlara olan mesajı olan Kur'an, mesaj olmaktan çıkarılmış, evlerde süslü kılıflarda saklanan, ANLAŞILMAK İÇİN DEĞİL -- İBADET ETMEK İÇİN  *** ANLAŞILMADAN OKUNAN  *** ABDEST ALMADAN EL SÜRÜLMEYEN *** Kuru bir saygıyla yetinilen  ***   BİR KUTSAL KİTAP HALİNE GETİRİLMİŞ.....

İşte bunun sonucu ülkemizde ve diğer 54 Müslüman ülkede, Müslümanlar   ELHAMDÜLİLLAH MÜSLÜMANIM  diyerek  ***  GERÇEK MÜMİN OLMADAN yani gerçek iman etmeden bu güne kadar gelmişler Müslüman ülkeler de maddi, manevi, sosyal her alanda dünyanın en geri ülkeleri olmuşlardır... Vesselam !

ALLAH'IN YARDIMI VE KUR'AN'IN AYDINLIĞI SİZLERLE OLSUN ...



Not: Bu yazım Milliyet gazetesi blog sitesindeki sayfamda  daha önce 11 Mart 2017  tarihinde yayınlanmıştır.

19 Ocak 2018 Cuma

Hadis uydurma sebepleri ...




















Bu güne kadar çeşitli yazılarımızda hadislerin dinimizin yumuşak karnı olduğunu, 

Hristiyanlık ve Yahudilikteki gibi bizim dinimizi de bozma niyet ve teşebbüslerinin Kur’an’da gerçekleştirilemeyince hadis ve sünnet adı altında bunun yapıldığını bir takım gelenek ve hurafelerin dinimize sokulduğunu belirtmeye çalışmıştık.
Dinimize müdahale en çok hadis denen rivayetler ile olmuştur.
Aşağıda bu oluşumun sebeplerini göreceğiz.

1 - Dini bozmak ve dejenere etmek için uydurmalar: 

Din düşmanları dinimizi yaşanmaz bir şekle sokmak ve saçma gösterip yıpratmak için bir çok hadis uydurmuşlardır. Daha sonra kendileri ve kendilerinden sonra gelen bir çok dinsiz de dini yıkma uğraşlarında bu sahte hadisleri kullanmışlardır.

2 – Siyasi ayrılıklardan dolayı uydurmalar :
Peygamberimizin vefatı üzerinden 40 yıl bile geçmeden Hz. Ali ve Muaviye arasında çatışmalar başlamıştır. Bu dönemden itibaren İslam geriye dönüşü olmayacak bir şekilde siyasi ayrılıkların içine girmiştir. Birbirine muhalif siyasi gruplar ise birbirleri ile bir çok alanda çelişmeyi hüner saymışlar, kendi siyasi düşüncelerini destekleyecek hadisler uydurmuşlar, kendi siyasi görüşlerini Allah’ın bir farzı olarak sunma gayretine düşmüşlerdir.
Halili Şiilerin Hz. Ali hakkında 300 bin hadis uydurduğunu itiraf etmektedir.

3- Dini eksik zannedip, kendince dini kurtaranların uydurmaları:
Bir çok sözde dindarın hadis uydurduğu hadisçiler tarafından da itiraf edilmektedir. Bunların arasında, en önemli iki hadisçiden biri olan Müslim’de vardır.

4 – Dini sevdirmek için uydurmalar:
Bu tiplerdeki esas kaygı, dini sevdirmek ve ibadetleri sevimli göstermek kaygılarıdır. Aşırı dindar olan bu kişiler, bu davranışları ile dine en çok zarar veren kişiler haline gelmişlerdir.

5 – Mezheplerini, fikirlerini doğru çıkarmak için hadis uyduranlar:
Allah’ın saf dini olarak Kur’an’a dayalı bir İslam modelinden uzaklaşılıp, insan sözlerinin Allah’ın hükmü olarak takdim edildiği, hadise dayalı bir gelenekçi modelin kuvvetlendiği ortamda, insanlar dini farklı farklı olarak anlamaya başlamışlardı. Bu durum. İslamı anlama ve yaşamada birbirleri ile uzlaşamayan, dini konularda ayrılığa düşen farklı düşünce kamplaşmalarının yani mezheplerin doğmasına sebep oldu. İnsanlar Kur’an savunuculuğundan uzaklaşıp, mezhep savunuculuğuna başladılar. Bunu yaparken de kendi düşüncelerinin haklılığını ispat etmek, halkı etkileyebilmek ve kendi mezheplerine çekebilmek için, Peygamberin dilinden kendi mezheplerini öven, öteki mezhepleri aşağılayan uydurma hadislere dayanma ihtiyacına yöneldiler.
Örnek:

‘’ Ümmetimde İmam Şafii adında biri ortaya çıkacaktır ki, şeytandan daha zararlı olacaktır. Ve yine ümmetimden Ebu Hanife denecek biri gelecektir ki o ümmetimin ışığıdır ‘’

6 – Zorlama altında uyduranlar :
Hadis toplama hareketinin başlangıç yıllarında Emevi halifelerinin zorlama, tehdit ve işkenceleri önemli yer tutar.

7 – Maddi çıkar sağlamak için uyduranlar :
Müşterilerin isteği üzerine sipariş üzerine hadis üretenler de çıkmıştı. Bir çok tüccar sattıkları mallara karşı halkın ilgisini arttırabilmek için, ilgili malların yararlarını anlatan hadisleri para karşılığında hadis simsarlarına uydurtmuşlardır. Örnek olarak, koku satıcılarının güzel kokular kullanmanın faziletleri hakkındaki uydurttukları hadisler.

8 – Manevi çıkar sağlamak için uyduranlar:
Halkın nazarında kendisine nam, şöhret ve prestij sağlamak için de güzel konuşma yapma ve bu konuşmada dini konulardan faydalanmak için de hadis uyduranlar olmuştur.

9 – Gelenek ve görenekleri dinselleştirmek için hadis uyduranlar:
Kur’an insanların bazı davranışlarına yön vermiş, açıklama getirmediği bazı konular için de insanların kendi tercihlerini ön görmüştür. İşte bu kural konulmayan hususlarda gelenek ve görenekler insanları yönlendirmektedir. İşte Kur’an dışı bu gelenek ve görenekler birileri tarafından hadis kılıfına sokularak din hükmü haline getirilmiştir. Örnek olarak, yemeğin nasıl yeneceği, kadın ve erkeklerin kıyafetleri, erkeklerin küçük abdestlerini oturarak yapmaları gibi konulardaki hadis söylentilerini gösterebiliriz.

10 – Diğer dinlerdeki uydurmaların dinimize taşınmasıyla oluşan hadis uydurmaları:
Bu tür uydurmalar da iki bölümde ele alınabilir. Birincisi İslamı dejenere etmek, mantıksızlaştırmak, kendi inançlarına benzetmek için yapılan kasıtlı uydurmalar. İkincisi diğer dinlerden İslam’ geçmelerine rağmen vazgeçemedikleri kendi alışkanlık, örf ve adetlerini dinimize taşımak için yapılan uydurmalar.

Not: Bu yazının hazıtrlanmasında Ozan Yayıncılık tarafından yayınlanan '' UYDURULAN DİN VE KUR'AN'DAAKİ DİN '' adlı eserden faydalanılmıştır





























UYDURMA HADİSLER



İslam alemindeki çeşitli cereyanlar, kendi ideolojilerini, öğretilerini güçlendirmek için Kur'an'da dahi dayanak aramış ve bazı ayetleri kendi ideolojilerini güçlendirecek biçimde tefsir etmişlerdir. Böyle bir faaliyette yeterli ve geniş hareket alanı bulamayınca hadis alanına yönelmişlerdir. Bunun sonucunda da Kur'an ve hadis hükümlerine tamamen aykırı bir çok söz ortaya çıkmıştır. 

Bunlara genel olarak zayıf hadis denilmektedir. Zayıf hadislerin en aşağı derecesi Apokprif ( Uydurma ) olanlardır. Peygamberimizin açık ihtarlarına rağmen, kendisine dayandırılan bir çok yalan yani uydurma hadis ortaya çıkmıştır. Bazen kötü ve feci olaylara sebep olmalarından dolayı, bu tür hadisler İslam alemi için çok zararlı olmuştur. 





Bu şekilde Müslümanlar arasına bir çok fitne ve fesat girmiş, bilhassa bazı hurâfeler ve kurallar da aralarına sokulmuştur. 
Aslında yalan olduğu bilinen bir bir hadise uyularak hareket etmek doğru olmadığı gibi, bu çeşit hadisleri rivayet etmek dahi haramdır. Ancak uydurma olduklarını açıkça belirtmek şartıyla bunlar zikredilebilir. 

Bir hadisin içeriği uydurma ise veya zayıf bir hadis ise bunları güçlendirmek için onlara sahih bir dayanak yakıştırılır. 

Bir hadisin uydurma olduğu aşağıdaki hallerden daha ilk bakışta belli olur.

1- Kur'an'a ve Peygamberimizin sünnetine aykırılıkları, . 

Örnek: '' Muhammed veya Ahmed isimleriyle adlandırılanlar cehenneme girmezler. '' 

2- Ahlak ve edep kurallarına aykırılığı,  

3- Akla ve tabiat kanunlarına aykırılığı,  

4 - İçeriğinde komik ve maskaraca sözlerin bulunması,  

5 - Manen ve söz olarak eğriliği bulunması,  

Örnek : '' Pirinç insan olsaydı halîm olurdu '' 

6 - Sözde ölçüsüzlük 

Yukarıda sözü edilen hallerden birine bir hadiste tesadüf ettiğimiz zaman, başka tetkiklere girişmeden bunun Peygamber'imiz tarafından söylenmediğine hükmedebiliriz. 

Bazı eski filozofların ve düşünürlerin veciz sözleri Peygamber'imize atfedilerek hadis kılıfına büründürülmüştür. Örnek olarak, müşrik Arap hekimlerinden Hâris İbn Kelede ve Malik İbn Dînar'ın bazı sözleri , Peygamber'imize atfedilmiştir. Eski 

Yunan Filozoflarından Eflatun'un bazı tıbbî sözleri de hadis olarak gösterilmiştir. Nihayet Benû İsrail Peygamberlerine atfedilen sözler ile Hristiyan kutsal kitaplarından çıkarılan bir takım ibareler de Hz. Muhammed'e nisbet edilmiştir. 

İçeriği bakımından uydurma olan hadisler iki çeşittir:

* İslamiyete karşı fikir ve bilgileri içerenler. 

* İslami kurallara aykırı olmayıp güzel ve faydalı bilgi ve fikirleri olanlar 

Uydurma Hadislerin Oluşumunda Dış Etkiler:

Yahudi ve Hıristiyan Kutsal kitaplarından çıkarılan bir takım sözlerin hadis şeklinde ortaya atıldığı bilinmektedir. Bunun dışında Yahudilik ve Hıristiyanlıktan dönenlerin de bu konuda önemli rolleri olmuştur. Bu gibi hadislerin çoğu kaynakları itibariyle muhaddislerce belirlenmiştir. 

Örnek: '' Münafık istediği zaman ağlamak için iki göze sahiptir. '' uydurma hadisi için Şevkânî '' Sabit değil fakat Tevratta geçmektedir '' demektedir. 

Ayrıca Gazâlî'nin İhyâu Ulûmi'd-Dîn'inde geçen '' Yerlerim göklerim beni ihata edemedi; fakat mümin kulumun kalbi beni ihata etti '' kutsî hadisi hakkında el-Irâkî: '' Aslını görmedim '' , İbn Teymiyye ise ''İsrâîliyyatta zikredilmiştir, yoksa 

Peygamber'imizden bilinen bir dayanağı yoktur. '' demişlerdir. 

Diğer örnekler: 

1- Dr.Ignaz Goldziher bu konu üzerinde önemle durmuştur. eserlerinde bazı hadislerin İncil'de benzerleri bulunduğu konusunu işlemiştir. Bunlardan bazıları ; hadis şekline girmiş bir hıristiyan duası ki - Hıristiyanların Fatihası hükmündedir. Bu dua dört İncilden ikisinde yer almaktadır. İşte bu dua hadis şeklinde Ebû Davûd ve et-Tirmizi'nin '' Es-Sünen'' lerinde , Ahmed İbn Hanbel'in '' el-Müsned '' inde , ez- Zehebî , el-Muttakî, el-Hindî, İbn Teymiyye ve el-Kilânî tarafından eserlerinde nakledilmektedir. 

2- '' Domuzların ağızlarına inci atmayınız '' uydurma hadisi İbn Mâce'nin es-Sünen'inde yer almaktadır. Matta İncil'i VII . nci babın 6. maddesi şudur: '' Mukaddes olanı köpeklere vermeyiniz ve incileri domuzların önüne atmayınız. '' 

3 - '' Onlara haklarını verin, kendi hakkınızı da Allah'tan isteyin '' hadisi de metin olarak Matta İbcil'indeki şu cümleye benzemektedir : '' Kayser'in şeylerini Kayser'e ve Allah'ın şeylerini Allah'a ödeyin '' 

4 - el-Bağavî'nin '' Mesâbîhu's-Sünne' sinde '' Ümmetimin arasında ashabımın durumu yemekteki tuz gibidir. Yemek ancak tuzla iyi olur. '' hadisi Matta İncil'i V. babındaki 13. cü cümleye benzemektedir: '' Dünyanın tuzu sizsiniz, fakat tuz tatsız olmuşsa o ne ile tuzlanır ? Artık dışarıya atılıp insanların ayağı altında ezilmekten başka bir işe yaramaz. '' 

5 - '' Güvercinler gibi ebleh yani safdil olunuz '' hadisine karşı Matta İncil'inde '' İşte sizi kurtların arasına koyunlar gibi gönderiyorum. Şimdi yılanlar gibi akıllı ve güvercinler gibi saf olun '' ibaresi vardır. 

6 - Goldziher, '' Fakirliğin zenginliğe tercih edilmesini '' bildiren hadis ie '' Sadakanın gizli olarak verilmesi '' ile ilgili hadisin İncil'den alındığını iddia etmiştir. Bu iddialar İslam din adamları ile muhaddisleri tarafından kabul görmemiştir. 

7 - Goldziher ayrıca Hz Muhammed'in yaratılış bakımından önceliği ile ilgili aşağıdaki ve benzeri hadislerin de gerçek olmadığını ve dış etkilerden kaynaklandığını iddia etmiştir. 

’ Ben yaradılış bakımından ilk ve görevlendirme bakımından son Peygamber oldum ‘’
‘’Âdem, henüz ruh ile ceset arasında iken, ben Peygamber idim ‘’
‘’ Âdem, henüz su ile çamur arasında iken, ben Peygamber idim ‘’
‘’ Âdem, su ve çamur yok iken, ben Peygamber idim ‘’

‘’ Yaratılan ilk ve görevlendirilen son insan benim ‘’
Dikkat edildiğinde görüleceği gibi, bu sözlerin içeriklerinde de farklılıklar vardır. Goldziher’in bu itirazı sünnilerce kabul edilmiş, fakat şiilerce reddedilmiştir. 

Bazı uydurma hadisler İslamiyete aykırı görüş ve fikirleri yansıtır. Aşağıdaki iki örnek gibi:

‘’Halk, hükümdarların dinine tabi olur. ‘’ 

‘’ Halkın dilleri Cenab-ı Hakk’ın kalemleridir ''. Diğer tabirle : Halk ne söylerse , Allah’da onu onaylayıp yazdırır. 

Fakat öyle uydurma hadisler vardır ki; halk tarafından benimsenmiş ve halk arasında cami kürsülerinde sık sık söylenmektedir. Bunlar mana itibariyle de İslâm öğretilerine tamamen uygundur. 

Örnekler: 

‘’ Çin'de bile olsa ilmi arayınız ‘’ 

‘’ Vatan sevgisi imandandır ‘’ 

‘’ Eğer sen olmasaydın felekleri yaratmazdım ‘’ 

‘’ Nefsini bilen Rabbini bilir ‘’ 

‘’ Sana karşı olan muhabbeti arttırmak için aralıklı ziyaret yap ‘’ 

13 Ocak 2018 Cumartesi

Gelin bir oyun oynayalım !...



Gelin basit bir oyun oynayalım. 8-10 sene önce Televizyon kanallarının birinde bir eğlence programında oynanıyordu

Altı yetişkin kişi olalım. Yan yana oturalım. İlk beş kişi, dış çevreden hiçbir şey duymayacak şekilde kulaklarına tıkaçlar koysun.

Altıncı kişi en başa geçsin. yanındakinin kulağına tıkacını alarak diğerleri duymayacak şekilde, 10-15 kelimeden oluşan bir olayı veya bir fikri içeren yazılı bir metni okusun. Bu beşinci kişi de anladığını, hafızasında kaldığı şekilde sıradaki dördüncü kişinin kulağındaki tıkacı alarak aktarsın.

Böylece sonuncu kişiye kadar devam edelim.

Sonuncu kişinin söylediğini bir yere not edelim. Ve elimizdeki yazılı orijinal metin ile karşılaştıralım.

Muhtemelen göreceğiz ki, bahsi geçen sözler aktarıla aktarıla oldukça farklı bir özelliğe ulaşmıştır.

Bazı kelimeler değişmiştir.

Bazı kelimeler tamamen yok olmuştur.

Ve hatta aslında olmayan bazı ilaveler olmuştur.

Sonuçta da belki de olay veya fikir tanınamayacak farklılığa ulaşmıştır.

Ne dersiniz, böyle olmaz mı ?...

Olmaz derseniz lütfen bir deneme yapın ! ...

Değerli okurlar. Böyle bir oyunda yani denemede. Arada zaman mefhumu yoktur.

Her şey birkaç dakikada olup bitmiştir.

Kulaktan kulağa söz aktarımında araya zaman girdiğini varsayalım.

Her aktarma arasında birkaç ay.
Hatta birkaç sene...
Sonuç ne olabilir dersiniz ?
Buradan nereye geleceğim.

Hadislere.

Hadis Arapça’da ‘’ söz ‘’ kelimesi karşılığıdır.

Bilindiği gibi Kur’an vahyolunmuş. Allah tarafından peygamberimizin hafızasına yani ezberine alınmış. Peygamberimizin vahyi ile beraber, vahiy katipleri tarafından kayda alınmış ve ayrıca çok kişi tarafından ezberlenmiştir.
Günümüze kadar bir tek kelime ve harfi dahi değişmeden korunarak gelmiştir.
Ve bu koruma Allah’ın Hicr Suresi ( 15. Sure ) 9. Ayeti ile garantisi altına alınmıştır.

‘’ Onu biz indirdik, koruyacak olan da biziz ‘’

Daha önceki yazılarımda da defalarca belirttiğim gibi. Peygamberimiz kendisinin sözlerinin yani hadislerinin yazılmasını yasaklamıştır. Kur’an’la karışmaması için. O’ nun vefatından sonra 4 halife döneminde de bu yasağa uyulmuş, yani yazılmasına izin verilmemiş, ve hatta yazılanlar da imha edilmiştir. 4 halife devri yaklaşık 30 yıl sürmüştür. 4 halifeden sonra da bu yasağa uyulmuş ve takriben Peygamberimizin vefatından 80 yıl sonra hadis yazımına başlanmıştır.

Şimdi burda lütfen dikkat buyurun !

Yukarıda oyun adı verdiğimiz denemede sözlerin aktarımı birkaç dakika sürdüğü halde olacak değişimi düşünün, bir de aradan birkaç nesil geçtikten sonra bu aktarılan sözlerin sıhhatini ve doğruluğunu tasavvur edin.

Durun daha bitmedi !

Gerçek ve sağlıklı hadis yazımı çabası, sahih ( doğru ) ve zayıf hadis ayrımı Buhari ile başlar. Buhari’ nin ölüm tarihi Hicri 256 dır. Buradan 10 yıl Hicretten sonra Peygamberimizin ölümüne kadar geçen süreyi, takriben de 46 yıl da Buhar’nin bu işle uğraş verdiği süreyi düşelim. Sonuçta Allah Resulünün vefatından tam iki yüz sene sonra ciddi hadis yazma ve derleme faaliyetleri başlamıştır.

Diğer tanınmış Hadisçilerin ölüm tarihleri de şöyledir :

Hicri sene hesabı ile Müslim 261, Tirmizi 279, Ebu Davut 275, Nesei 303, İbni Mace 275.
Yazımın yasaklandığı bir 80 yıl sonra, gerçek anlamda da 200 yıl sonra başlayan söz yazımının sağlığı nasıl düşünülebilir.
Peygamberimizin sevilip sayıldığına hem fikiriz. Kimse itiraz edemez. Peygamberimizin böyle bir yasağı olduğu tüm hadis yazarları tarafından da kabul edilmektedir. Bu yasağa uymanın gerektiğinin de bir hikmeti yok mudur ?
Bu konunun en tuhaf ve vahim tarafı da hadislerin, Kur’an’la birlikte din kaynağı kabul edilmesidir. Burada henüz sahte ve uydurma hadisler gerçeğini yok kabul ediyoruz ve sadece Peygamberimizin gerçek sözlerinin aktarıldığını varsayıyoruz – ki hadis diye günümüze gelen sözlerin en az % 90 ı uydurma ve sahtedir.

Ne dersiniz ?

Bir tarafta Allah’ın iner inmez kayda alınan sözleri, yani Kur’an.

Diğer taraftan kulaktan duyularak yüzlerce yıl sonra aktarılan insan sözleri yani hadisler ve her ikisinde aynı derecede din kaynağı kabul edilmesi.

Bu işteki tersliği hala görmeyecek miyiz  ? ...





APTALLAR -- ŞİZOFRENLR -- CAHİLLER

    ================================== APTALLAR .:: Aptal Olduğunu ŞİZOFRENLAR ::  Şizofren Olduğunu C A H İ L L E R  :::: C a h i ...