26 Eylül 2022 Pazartesi

ERDOĞAN I KÜÇÜK DÜŞÜRMEK İSTEDİLER AMA ERDOĞAN.....

Kur'an'ı anlamadan okuyanlara -- KAPAK -- İKİ AYET:


Kur'an'ı  anlamadan  okuyanlara -- KAPAK -- İKİ AYET:




KİTABI  ( Kur'an'ı ) AMLAMADAN OKUYAN, KÖR  VE  SAĞIRDIR...

FURKAN / 73 ---  Rablerinin vahiy kitapları ile bildirdikleri  ayetlerine  --  kör ve sağırlar gibi  anlamadan ve hızlı bir şekilde değil, --  anlayıp düşünerek yaklaşırlar...

 

              KİTABI  ANLAMAYAN  TOPLUM HELAK  EDİLİR...

ENBİYA / 11 --- Biz aklını  kullanmayan ve bildirdiklerimizi anlamayan, düşünmeyen ve ders almadıkları için Allah ile yapılan anlaşmaya sadık olarak kesin hükümlere uygun olumlu ameller gerçekleştirmek olan -- doğru yola yönelmemekte -- ısrar eden nice ülkeleri  yerle bir ettik, yerlerine yeni  halklar yarattık.  

  -----------------------------------------------------------------------------------------------------------

NOT: Bu mealler yazımın başında resmi bulunan --  Nöörolog Prof. Dr. GAZİ ÖZEMİR'İN  -- ŞİRA YAYINLARIdan -- Haziran / 2016'da ikinci baskısı olan  ALLAH'IN  TEK DİNİ İSLAM'A  ''  SON  DAVET ''  isimli tefsirli mealinden alınmıştır.

Gazi Hoca Arap asıllı  1945 Hatay doğumlu Ana dili Arapça olan  bir  Türk'tür....

  -------------------------------------------------------r -------------------------------------------------------


24 Eylül 2022 Cumartesi

Kur'an'ın bir konudaki - doğru - hükmünü '' hemen '' nasıl öğrenebiliriz ?..



Kur'an, bu güne kadar gördüğümüz, bildiğimiz hiç bir kitaba benzemez. Çünkü 22 sene 2 ay ve 22 gün devam eden bir süreçte parça parça vahyolunmuş yani Peygamberimizin beynine görevli melek Cebrail tarafından ezber halinde kaydedilmiş ve bu kayıtlar - hemen - gönüllü bazı ilk Müslümanlar tarafından ezberlenerek -- kaybolmaması ve tahrife ( bozulmaya, müdahaleye ) uğramaması o an için sağlanmış sonra ilk fırsatta da  hafızların hepsi bir arada gelip, Peygamberimizin hafıza kayıtları ile karşılaştırılıp denetlenerek, Peygamberimizin yönetiminde, o zamanki  ilkel yazı imkanları ile yazılarak  kayıt garantiye alınmış ve ayetler korunmuştur. Bunun için ilk hafızlar ile peygamberimiz defalarca  bir araya gelerek yazarak kayıt işlemi sürdürülmüştür. Tabii bu işleme o zaman peygamberimizin en yakınında olan ilk 4 halife yardım ve destekte bulunmuştur. Gönüllü  hafızların sayısı Allah'ın yardımı ile azalmamış bazan da oldukça çoğalmıştır.

Kur'an'ın bilinen tüm diğer kitaplardan farklı bir yönünü yukarıda anlatmaya çalıştım. Şimdi sıra diğer farklı yönlerine geldi:

( 1 ) --  Kur'an yine bilindiği gibi 114 bölüm ( sure ) ve toplam 6236 ayetten ibarettir. Ama ele aldığı konuları anlatımı derli toplu  değildir. Çünkü  çok uzun  süreçte ve çok parça halinde indirildiği, aynı zamanda ilk dini eğitimin verildiği bir metindir ilk ayetler. Bugünkü bakışla konuları dağınık bir görüntü arz etmektedir. Bu kaçınılmaz bir olaydır. Vahiyler bazen sık bazen de araların günler hatta aylar denebilecek aralıklarda gerçekleşmiştir. Vahyin ilk görevi insanları eğitip, dini öğretmek ve insanlara benimsetmek olduğu için olduğu için o zamanın şartlarının  ve olayların ve de  insanların durumuna göre  vahiy şekillenmiştir.

( 2 ) -- Kur'an ele aldığı konuları başka hiç bir izaha, açıklamaya ve tefsir ile yoruma gerek kalmayacak şekilde çok net ve açık olarak işlemiş, ele almıştır. Burada tek problem KUR'AN'IN BİR KONU HAKKINDAKİ HÜKÜMLERİ DERLİ TOPLU BİR ARADA DEĞİL, KURAN'IN TAMAMINA DAĞILMIŞ BİR DURUMDADIR. Bu sebepten bir konu ile ilgili bir veya birkaç ayeti okuyarak Kur'an'ın o konu ile ilgili ** tam gerçek hükmünü ** öğrenmemiz mümkün değildir.
 
( 3 ) -- Ne yapacağız ?  

KUR'AN'IN BİR KONU İLE İLGİLİ TÜM AYETLERİNİ BİR ARADA GÖRÜP, HEPSİNİ OKUYUP ANLAYIP, DEĞERLENDİRİP KARAR VERECEĞİZ. Bu iş yalnızca meal ve tefsir okumakla gerçekleşemez. Tek çare Kur'an'daki bütün ayetleri okuyup, konularına göre tasnif edip aynı konudaki ayetleri harf sırasına göre bir ara getirip düzenlemek gerekir ki bu çok uzun çalışma gerektiren ve yalnızca yetenekli ve uzman seviyesindeki  kişilerin yapabileceği bir iştir. Yani uygulama bakımından çok zordur, PRATİK DEĞİLDİR  

( 4 ) -- Bir başka yöntem KONULU TEFSİRLERDİR. Kur'an'da ele alınan konulardan birisi için, o konuyla ilgili tüm ayetler bir kitapta toplanır, incelenir. . Örneğin '' HARAM '' konusundaki ayetlerin tümü bir kitapta bir araya getirilir. Yazar  bütün ayetleri inceler, vardığı sonuç veya sonuçları kendi yorumu ile birlikte değerlendirerek açıklar. Bu yöntem ilk bakıştı insana cazip gelir. Ama Kur'an'da ele alınan konular çok fazla sayıdadır. Her biri için ayrı bir tefsir eseri  oluşturmak gerekir ki, bu pratik, kolay ve hatta olası  değildir. Bunu düşünen herkesin başarılı olması halinde tek başına  geniş bir  KUR'AN TEFSİRİ KİTAPLIĞI OLUŞTURMASI GEREKİR, Çok uzun zaman alacak ve maddi manevi çok uğraşı gerektirecek bir iştir. Ben 37 yıllık Kur'an'ı anlama yolculuğumda edindiğim 400 civarındaki  eserin   konulu tefsir  özelliğindeki kitapların sayısı 250 - 300 adedi bulmuştur ki tam sayısını takip edemiyorum. Çünkü birbirinden bağımsız ve habersiz kişiler ve kaynaklardan yayınlan kitapları takip etmek, onlara ulaşarak edinmek pek kolay ve olası değildir. Çünkü yayınlanma yerleri, zamanları çok düzensiz ve farklıdır. BAZI KONULARDA YAYINLANAN BİR VEYA BİR KAÇ ESER OLABİLİYOR. FAKAT  BAZI KONULARI ELE ALAN ESERLER HİÇ GERÇEKLEŞEMİYOR... 

( 5 ) -- Ben son 37 yılımı Kur'an'ı tanımaya ve doğru anlamını bulmaya adamış bir Müslüman olarak bulduğum ve benim gibi bu meseleye yoğunlaşan insanların bulduğu tek çare, tek çözüm. Bu iş için hazırlanmış   KUR'AN FİHRİSTLERİ' dir. Bu konudaki kapsamlı ve yeterli eser sayısı da ne yazık ki oldukça azdır.  

( 6 ) --Şimdi size bu konuda son 25 senede bulduğum ve çok faydalandığım iki ciddi ve önemli eseri tanıtacağım:

İlki; KELİME VE KONULARINA GÖRE ALFABETİK  '' KUR'AN FİHRİSTİ  '' isimli eser:
***  Yazarı  RECEP  AYKAN  -- PINAR YAYINLAR'ndan  elimdeki nüshası 2002 yılında çıkan 3. baskısı  Hacmi:  Büyük boy -- Kaliteli baskı 1040 sayfa Çok emek verilmiş. Ülkemizdeki konuya ilişkin çıkan ilk mükemmel eser. Bu eserden başka daha küçük boy ve kapasitede olan bir kaç kitap daha var. Onlar kaynak olarak ciddiye alınacak bir seviyede değil. Bu kitapta  Kur'an'da ele alınan konulardan atlanan - unutulan fark edilmeye bir konu yok, ne ararsan bulabiliyorsunuz !...

İkinci önemli kaynak eser bir tıp bilim adamının imzasını taşıyor: Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Nöroloji bölüm başkanı Arap asıllı Türk bilim adamı Nörolog Dr. GAZİ ÖZDEMİR'e ait:... O K U  KONULARINA GÖRE KUR'AN AYETLERİ ALFABATİK KONU DİZİMİ ( SÖZLÜK ) Gazi Hocamız  Nöroloji Bilim Dalında Ülkemizde başarılı ilmi çalışmaları olan bir TIP bilim insanı. bir dönem TÜRK NÖROLOJİ DENEĞİ bölüm başkanlığı da yaptı. Nöroloji ile ilgili  çalışmaları ve eserleri var. Fakat öğrencilik yıllarından itibaren -- ana dili de Arapça olması -- sebebiyle kendini Kur'an'ı anlamı yönünden çalışmaya adamış benim bildiğim Kur'an konulu 10 kadar kitap yayınlamış...



 
Bazıları yukarıaki fotoğrafta görülüyor.


Yazımıza konu yukarıda fotosu bulunan  O K U  KONULARINA GÖRE KUR'AN AYETLERİ ALFABETİK KONU DİZİMİ ( SÖZLÜK ) isimli eseri  NERGİZ YAYINLARI'ndan çıkmış. Bendeki nüshası 2016 yılındaki 1. Baskısı. Kuşe kağıda lüks baskı -- Büyük boy tam 1263 sayfa hacminde.. Mükemmel ötesi bir çalışma. Allah kendisinden razı olsun.  Gazi Hoca'nın Eskişehirde birkaç sene önce bir buçuk sene süreli  Kur'an konulu derslerine konferanslarına devam ettim. Kişisel tanışıklığım var.  Eserini kendi elinden aldım ve adıma ithaflı imzalı.

Diğer tantımını yaptığım eserden farkı, yine konulara göre alfabetik sıralı. Ama konu ile ilgili ayetler  diğer eserde özet olarak ve ana fikri kapsamlı idi, bunda ayetler bütünü ile verilmiş hocamızın açıklama ve tefsirleri ile birlikte yani daha kapsamlı... İncelediğim kadar ile tüm konuları kapsamıyor, önemli temel konuları içeriyor. Bu eserden de çok yararlanıyorum.

 Hocamızın bir özelliği daha var. Kur'an'daki Din ve Kur'an eğitim, faaliyetlerinin maddi menfaat olmadan yapılması emrine uygun olarak, kitapların gelirlerinden kendisi faydalanmıyor, maddi durumu kısıtlı tıp öğrencilerine destek amaçlı vefat eden ilk eşi adına ,  kendisi gibi akademisyen iki çöcuğu ile bilikte kurduğu  NÖVAK VAKFI'na bağışlıyor. VAKFIN ANA GELİRİ HOCAMIZIN  ESERLERİNDEN SAĞLADIĞI TELİF ÜCRETLERİ  oluyor.HOCAMIZIN  '' SON DAVET '' isimli meali  de çok mükemmel. İyi bir meal arayana tavsiye ederim ben çok faydalanıyorum çalışmalarımda. Kitapların satış ücretlerine gelinve hepsi  büyük boy itinalı lüks baskılı ve ciltli olduğu için Mealinin 300 TL Fihristinin ise 400 - 500 TL civarında olabileceüni tahmin ediyorum...

İşte Gazi Özdemir Hocamız:













 

12 Eylül 2022 Pazartesi

Kur'an'ın benzersiz üslubunu '' yansıtan '' meale örnek : KIYAMET SURESİ




Üslup, sanatçının düşünürün, yazarın işini yaparken oluşturduğu kendine özel ifade ve topluma aktarım şeklidir. Kur'an'ın Arapça özel metninde  o dile özel ve güzel anlatım ve ifade sanatları kendini gösterir. Özellikle şiirsel üslup dikkati çekmektedir Araplar ve Arap diline yeterince vakıf  yabancı kişiler bu  farklı ve özel ifade tarzını, görebilir ve sezinleyebilirler. Fakat, sıradan okuyucuların bu  güzelliklere ulaşması, hissetmesi zordur.  En önemlisi de Arapça'dan başka bir dile aktarılması çok daha zordur. İşte bu günkü yazımda bu konu ile ilgili sıra dışı bir örnek meal çalışmasını ele alacağım..

2 - 3  hafta önce Süleyman Sırrı'dan (6236sss.blogspot.com)  linkindeki sitemde bir Kur'an adamı R.İhsan Eliaçık 'ın YAŞAYAN KUR'AN  isimli  Tefsirli Mealini tanıtır kısa bir yazı yayınlamıştım. Geçmişte kitapçılarda arayıp da bulamadığım bu eserini 1 ay kadar önce buldum ve hemen aldım. Çünkü 37 senedir devam eden  Kur'an'ın en doğru  anlamına ulaşma yolculuğumda, İnternet yayınlarında İhsan Şenocak dikkatimi çekmiş ve onun  mealinden haberim olmuştu. 1050  büyük boy sayfa hacmindeki eseri incelemeğe başlamış, etkilenmiş ve dikkat çekiçi bulduğum için size tanıtmak istemiştim. 

Eser hala elimden düşmüyor, bulabildiğim sakin zamanlarda  incelemeğe devam ediyordum. Kitaptaki sureler, vahiy sırası ile ele alınıyor. Tabii ki önce Mekke'de inzal başlangıcındaki MEKKİ SURELER karşınıza çıkıyor. Bu surelerin özelliği kısa,  sert ve net ifadeleri  olan ayetleri içermesi.  Eserin 169. sayfasına geldiğimde inzal sırası 29 fakat bugünkü Kur'an'da 75. sırada olan KIYAMET SURESİ karşıma geldi. Okumaya başladığımda  irkildim. Baştan sona 40 ayeti de Kıyameti işleyen bu surenin  Kıyamet olayını  adeta yaşattığını  fark ettim. Tertemiz net bir Türkçe, Yazar her kelimeyi oya titizliğinde işlemiş, kök kelimeleri  Kur'an'da ilk  defa geldiğinde  tek tek ele almış, Arapça'daki o kökten tüm üretilmiş ve türetilmiş kelimelerinin  dilimizdeki en uygun  anlamlarına ulaşmış, o ayetteki anlamını  -- kanımca -- en doğru şekli ile vermiş.

Dediğim gibi bu güne kadarki ömrümün hemen yarısını Kur'an'a adamış bir kişi olarak görüşüm odur ki, Türkçemizde  Kur'an meali ve tefsiri olarak en ciddi ve güzel çalışmayı bu İhsan Bey arkadaşımız yapmış. Yazar  her sure mealini  anlam geçişlerini  dikkate alarak bölümlere ayırmış. Kıyamet Suresini de 4 bölüm olarak işlemiş. Şimdi  yazarın sunumuna paralel olarak bu sure mealini beraber inceleyelim:

------------------------------------------------------------------------------------------------------------


K I Y A M E T    S U R E S İ    


*********  KIYAMET  NE  ZAMAN ?  ( 1 - 6 )  ***********

SEVGİ VE MERHAMETİ SONSUZ ALLAH'IN ADIYLA 

1 --- ( Kıyamet ) günü dile gelsin ! )   ******

2 --- Vicdan azabı çeken nefis dile gelsin !

3 --- ''  İnsan kemiklerini tekrar bir ara getiremeyeceğimizi mi sanıyor ?

4 --- Evet ! Onu parmak uçlarına kadar yeniden var etmeye kadiriz ''

5 --- Fakat insanoğlu önündeki gerçeği inkara kalkışıyor.

6 --- Soruyor: '' Şu kıyamet günü ne zaman gelecekmiş ? ''

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Bir yazılı eserin edebi özellikle şiirsel özelliğini yukarıda belirttiğim gibi başka bir dile aktarmak çok zordur. Bu sure mealini başka meallerle karşılaştırdım. Çok farklı. Sizde bunu yapın göreceksiniz.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


*******   HER ŞEYİN ORTAYA ÇIKACAĞI GÜN   ( 7 -  19 )   ******

7 ---  Şimşek çakıp gözler kamaştığında ...

8 ---  Ay tutulup karanlığa gömüldüğünde ...

9 --- Güneş ve ay bir araya getirildiğinde ...

10 -- İnsan o gün  '' Nereye kaçmalı ? ''  diye hayıflanıp sorduğunda ...

11 -- Hayır ? Kaçacak hiç bir yer yok !

12 -- O gün varıp sığınılacak tek yer Rabbindir.

13 -- O gün insana, yaptığı yapmadığı her şey haber verilecek.

14 -- Dahası insan mazeret arayıp yaptıklarını gizlemeye çalışsa da ...

15 -- Bizzat kendi vicdanından kaçamayacak.

16 -- Öyleyse aceleye getirip yaptıklarına mazeret arayıp durma.

17 -- Çünkü yaptıklarının bir bir anlatılması Bize aittir.

18 -- Yaptıklarını bir bir anlattığımızda sen sadece dinle.

19 -- Yapıp ettiğin her şeyi açıklamak Bize aittir.

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Lütfen dikkatle inceleyin. Her kelime yerli yerinde. Hiç bir anlaşılmayan kelime ve ifade yok.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------


****** ' ŞİMDİ' Yİ SEVEN  ' SONRA' YI  BIRAKANLAR    ( 20 - 25 )

20 -- Hayır ! Siz hep şimdi olanı seviyorsunuz.

21 -- Sonra'yı bırakıyorsunuz.

22 -- Bazı yüzler o gün sevinçten parlayacak.

23 -- Rablerinden umacaklar.

24 -- Bazı yüzler ise o gün mosmor kesilecek.

25 -- Kemiklerini çatırdatacak yaman bir hesabın gelmekte olduğunu anlayacaklar.

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Bu şiirsel , ahenk, uyum ve güzellik işte kısa kelime ve anlatımı içeren MEKKİ AYETLER'de  daha kolay ve mümkün.  Medine de inzal olan uzun ayet ve uzun ifadeler de pek mümkün değil.  MEDENİ  AYETLER'e de bir göz attım. İfade rahatlığı güzelliğ devam ediyor.. Ama şiirsel özellik yok.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


********   ÖLÜM, EŞİT YARATILIŞ VE YENİDEN DİRİLİLİŞ  ( 26 - 40 )  ********

26 -- Hayır ! Ne zaman ki can boğaza dayanır ...

27 -- '' Tabip yok mu ? '' diye bağrışılır ...

28 -- Ayrılık vaktinin geldiği anlaşılır ...

29 -- El ayak birbirine dolanır ...

30 -- İşte o zaman kişi Rabbine geldiğini anlar.

31 -- Gel gör ki ne verdi, ne de destek oldu.

32 -- Bilakis yalanladı, sırt çevirdi.

33 -- Hep kibirlendi; tarafı etrafı kendine yeter sandı.

34 -- Yazıklar olsun böylesine, yazıklar olsun!

35 -- Yazıklar olsun böylesine, yazıklar olsun !

36 -- İnsan başıboş bırakılacağını mı sanıyor ?

37 -- O akıtılan bir meni damlası değil miydi ?

38 -- Sonra bir pıhtı oldu, yarattı, şekil verdi.

39 -- Ve ondan erkek ve dişi iki eş var etti.

40 -- Öyle ise düşünün ! Bunu yapan, ölüleri diriltemez mi ?

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------- 

Bakın bu son bölümde Kıyametin dehşeti  çok sert, fakat rahatsız etmeyecek kulağa ve ruha uyum sağlayacak üslupta vurgulanmış. İhsan Beye  heyecanımı ve teşekkürümü ifade etmem gerekiyor.  

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------






10 Eylül 2022 Cumartesi

OSMANLI ECDADIMIZDIR, O' NA HAKARET SUÇ KAPSAMINA ALINMALIDIR !...





Tam 100 önce  9 Eylül günü, işgalci Yunan askeri  ülkemizden  def edilerek denize dökülmüştür. Bu herkesçe bilinen tarihi gerçeği,  hala içimizde olup ta ruhen bizden olmayan Tunç Soyer gibiler kabullenmek istemiyor. İzmir'in Kurtuluşu kutlamasındaki söyleminde,  sanki düşmanımız Yunan değil de  Osmanlı imiş ve o gün  denize Osmanlı dökülmüş algısı yapacak laf cambazlığına soyunuyor... İhanetin, hainliğin böylesine katlanılabilir mi ?

Osmanlı bizim Ecdadımızdır, atamızdır. Manevi değerimizdir öğüncümüzdür, gururumuzdur. 600 yıl süre ile en büyük imparatorluğu kurmuş, örnek bir adaletle egemenliği altındaki ulusları yönetmiştir. Bu gün her biri  devlet olan toplumları yalnızca birer vali ile....

Tabii ki her kişinin ve toplumun yaşamı tekdüze değildir, olumlu ve güzel geçmişinde hataları, yanlışları da, olmuştur. Bu olgu insanın olduğu  ortamda olağandır  600 yıllık dev bir imparatorluk sürecinde eksi puanlar, artı puanları yanında oldukça azdır... 

Manevi değerlerimizi  koruma altına alma, onlara saldıranlara, hakaret edenlere  haddini bildirme zamanı artık gelmiştir. Bu içte oluşturulan ve büyütülen ihanet ve  düşmanlıkları bugün fark edip durdurmazsak, yarın artık geç kalınmış olacaktır !...

Osmanlıya  hakaret ceza kanunumuzda suç kapsamına acilen alınmalıdır