Ateizm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ateizm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Mayıs 2022 Pazar

TANRI VARSA >> NEDEN '' K Ö T Ü L Ü K '' VAR >> ?...




TANRI VARSA NEDEN  KÖTÜLÜK  VAR ?

Bu soru, Ateist düşüncenin  kendi yaklaşımına en büyük dayanak ve problem olarak öne sürdüğü bir konudur, sorun ve sorudur bu... 

Tanrı varsa ve kullarını seviyorsa evrende neden kötülük var ?

Neden kötülüğe izin veriyor ? Kötülüğü engellemeye gücü yetmiyor mu ?

İzin veriyorsa bu mutlak iyi olduğu söylenen  ve kullarını seven Tanrı düşüncesi ile nasıl bağdaşır ?

Kıt aklın, yani kendisine verilen bir yeteneği kullanamamanın, yeterince düşünmemenin ve çok dar bir pencereden  kendi yaklaşımı doğrultusunda '' taraflı '' bakmanın  sonu olarak oluşturulmuşmuş, uydurulmuş bir soru ve yapay bir problemdir  bu konu..

İnsanın bir olayı bir konuyu algılayabilmesi ve kavrayabilmesi için zıt yani tamamen ters olgu ve kavrama da ihtiyacı vardır. Bir şeye '' büyük '' demek için karşılığında '' küçük '' ve de , ''' çirkin ''  olarak vasıflandırabilmek için, onun karşıtı  '' güzel ''  bir olgu, olay ve  nesne olmalıdır.

Yani bizim yaratıldığımız evrende, her şey zıttı ile bir anlam  bulur... Az - çok, var - yok, kısa - uzun, dar - geniş ... gibi... İnsan tek düze bir hayatta sıkılır, bunalır, yaşama heyecanı duyamaz, mutlu olamaz... Örnek olarak; herkesin, her ihtiyacını karşıladığı,fakirlerin olmadığını bir ortamı düşünün, insanların yaşama  ve özellikle çalışma isteği olmaz, zengin olanlar da her ihtiyacını karşılayamaz, çünkü ağır, zor ve kirli ortamlarda çalışmak isteyen insan olmaz....

 Bu günkü yaşantıda çok zengin ve ünlülerin  yaşantıları medya aracılığı ile gözler önündedir.  Çok zenginlerin de  çok mutlu oldukları söylenebir mi ?  Onun için yaratıcının oluşturduğu düzen çok yönlü, çok renkli ve çok seçeneklidir. İnsanın mutlu olması ve yaşama heyecanı duyması için bu zıtlıklara, farklılıklara  ve aksaklıklara, olumsuzluklara da  ihtiyaç vardır. Yaşam bunlarla anlam bulur... 

Her gün, her mevsim, her yer ve her insan farklıdır. Bugünkü düzende, insanlar bir çok ihtiyaçlarını ve problemlerini halletmiş durumdadırlar. Ama bu güzel evleri, inşa edecek işçiye, mühendise, yük taşıyan, ağır zor işler ile, kanalizasyon gibi hizmetlerde çalışacak insanlara da ihtiyaç vardır.

Hiç bir düzende herkes zengin, herkes fakir, herkes cahil, herkes bilinçli olamaz.. Olursa yaşamanın bir anlamı kalmaz... 




 



18 Mayıs 2022 Çarşamba

ATEİZM' İN İNSAN' A BAKIŞI

 




ATEİZM'İN  İNSAN'A  BAKIŞI

Madde ötesini ve paralelinde manevi inançları reddeden, materyalist felsefe anlayışına göre evren yaratılmamış, kendiliğinden ezeli olarak var olagelmiştir. Bu kabule göre evrenin ve evrende - bir şekilde - kendiliğinden oluşan yaşamın herhangi bir amacı yoktur. Canlının - tek amacı - yaşadığı kısa süre içindeki canlılığını, yaşamını en iyi şekilde sürdürebilmesidir.

Bu durum evrenin ve yaşamın başlangıcına ve insanın nereden geldiğine ve dünyada ne için yaşadığına; yani hayatın amacına dair soruları tamamen belirsiz ve yanıtsız bırakan ya da insanı ve yaşamı tesadüflere mal eden bir anlayıştır kuşkusuz... Oysa vahyi ve dini red eden kesimin en sık kullandığı kavram '' Aydınlanma '' dır. Ve yine onların iddialarına  göre bilim ve akıl, .insanı karanlıklardan ışığa çıkaran yegane araçtır.

Acaba gerçekten öyle mi ?...

Düşünen her insan yaşamında bir kez dahi olsa şu soruları kendine sormuştur:

Nereden geldim ?

Hayattaki amacım ne ? 

Neden yaşıyorum ?

Öldükten sonra nereye gideceğim ?

Bilim ve aklın bu sorulara verdiği cevaplar şunlardır:

'' Ey insanlar;

Sizler hiçlikten, yokluktan tesadüflerin ve bir takım rastlantılar ile bazı kaotik şartların sonucu olarak dünyaya gelen hayvanlarsınız. Aslında sizler de maymunlar ailesinin ve gelişmiş birer ferdisiniz.  Geçmişiniz tamamen belirsiz ve karanlık... Sizler, amaçsız, gayesiz, hedefsiz, bilinçsiz kör tesadüflerin ürünüsünüz...

Hayatta yaşamaktan başka bir amacınız yok. Her durumda ne olursanız olun öleceksiniz. Bu dünyada yaptıklarınızın hiç bir anlamı olmayacak, yalnızca sağlığınızda tattığınız zevk ve hazlar yanınızda kar kalacak. Ruh diye bir varlıkta yoktur. Sevap ve günah gibi kavramlar gerçek dışıdır. Eğer birilerine iyilik yapacaksanız sakın size bir karşılığı olacağını sanmayın. Keza dünyanın en şerli, zalim ve zorba insanı olsanız da yakalanmadan ölürseniz kimse size hesap sormayacaktır...

Dünyadaki yaşamın en temel yasası '' GÜÇLÜ OLAN HAYATTA KALIR ''' yasasıdır. Zira  EVRİM zayıfları yok eder. O halde hayattaki insanın en önemli ilkesi bir şekilde GÜCÜ elde etmek ve onu elinde tutabilmek olmalıdır.

Keza dünya bir savaş meydanıdır, güçlülerin hayatta kaldığı, zayıfların haklı olsalar da yok olmaya mahkum oldukları bir savaş bu...

Yani salt akıl  ve bilime göre geçmişi karanlık ve belirsiz olan insanın geleceği de geçmişin karanlığından daha karanlık ve sıkıntılı karanlık olacaktır. Evrende başıboş, savunmasız ve yalnız olan insan, bir mikroptan tutunda göktaşlarına kadar tüm düşmanları ile boğuşmak zorunda kalan aciz, zayıf ve çaresiz bir varlıktır... (*)

İşte materyalist felsefenin öngördüğü ateist insan !...



(*)  Gece Kitaplığı yayınlarından Metin Aydın'ın ATEİZM YANILGISI - Ankara  -- 2015 -- S.101-103




27 Mart 2021 Cumartesi

Kur'an'ı doğru kaynaklardan ÖNYARGISIZ inceleyenler -- Ateist ve Deist -- olamazlar !..


 


Yazıma eklediğim grafikte görüldüğü gibi Teizm'in tek tanrının varlığına inanmayı, bunun tersi olan Ateizm'in  tanrıya ve dinlere inanmamak anlamına geldiğini, Deizm'in ise Allah'ın varlığını kabul edip  hiç bir dine inanmyan inanç türü olduğunu biliyoruz.

Ülkemiz ve İslam dinine mensup müslümanların yaşadığı sayısı 60'a yaklaşan ülkelerdeki insanlar adına iddia ediyorum ki; ateist ve dinsiz yani deist olmanın en önemli sebebi din konusuna ilgisizlik ve bilgisizliktir. Bir de  hurafelerin, geleneklerin dinleştirildiği, Allah'ın dinine bazı mezhep imamlarının, tarikat ve cemaat liderlerinin kerametleri kendilerinden menkul hoca efendilerin katkılarını içeren, dinin gerçek kaynağı Kur'an'dan koparan  Geleneksel İslam öğretisinin neredeyse tüm İslam aleminde -- din algısı ve uygulamalarında -- egemen olmasıdır.

Neler var Geleneksel İslam öğretisinde ?
İslam'ın tek gerçek kaynağı Kur'an'da yer almayan bir çok uygulamalar.

Kur'an'da, Kur'an'ın anlaşılmak için indirildiği hükmüne rağmen Kur'an'ın anlaşılmadan ibadet etmek kasdıyla okunmasında israr. İşte şimdi Ramazan yani Kur'an ayındayız, Kur'an, evlerde ve camilerde  '' mukabele '' adı altında anlaşılmadan okunuyor, böylece hatimler indiriliyor.

Başka ? Devlet kanalında da Kur'an'ı güzel okuma yarışması düzenleniyor. Kur'an'ı güzel  ve doğru anlama ve anlatma yarışması yapılması daha doğru olmaz mı idi ?

Kur'an'ın Arapça okunması öğretilmesini esas alan resmi ve özel Kur'an Kurs'ları eğitimleri olabildiğince sürdürülüyor.
Peygamberimiz Kur'an'la karıştırılmasını önlemek için  kendi sözlerinin yazılmasını yasaklamış fakat ölümünden 150  - 200 yıl sonra sözlerinin yazılması ve kutsallaştırılması doğrultusunda -- hadis -- adı altında faaliyet başlamıştır. Allah'ın sözleri olan Kur'an'ın yanına neredeyse ona eş değer olacak şekilde kendisi de bir fani ve kul olan peygamber sözleri din kaynağı olarak getirilmiştir. Tabii ki çok büyük çoğunluğu uydurma ve sahte olan bu sözlerle din tanınmaz hale getirilmiştir.

Dirilere indirilen Kur'an çoğunlukla ölülere okunur hale gelmiştir.

Kur'an şefaati yani insanların günahlarını Allah nezdinde affettirmeye yardımını Allah'ın iznine bağladığı halde ve bu yetkinin Peygamberimize verildiği hakkında bir hüküm olmadığı halde, şefaat yetkisi peygamberimize verilmiş gibi Müslümanlar  yanıltılarak, peygamberinden şefaat beklentisine sokulmuştur.

Kur'an'da insanlar ahirette diriltilerek yargılanacağı ve bunun sonucunda cezalandırılacağı ve ödüllendirileceği açıkça bildirildiği halde  '' Kabir azabı ''  adı altında din ve Kur'an dışı bir inanç insanlara benimsetilmiş ve ikinci bir kabir yargılaması inancı uydurulmuştur.

Kur'an'da '' Kıyametin aniden geleceği '' defalarca vurgulanığı halde  Bir KIYAMET ALAMETLERİ safsatası ve inancı peygamberimizin ağzından uydurulmuş ve bu konuda yüzlerce binlerce kitap ve makale yazılmıştır.
Yukarıd bir kaç örneğini verdiğim Kur'an dışı olduğu halde ,din hükmü olarak insanlara dayatılan bu uygulamaların başlıcalarının sayısı  en iyimser bir görüşle 200'ü geçmektedir.

Şimdi gelelim asıl konumuza:

Ateist ve dinsiz olmanın en önemli sebeplerinden biri işte bu Kur'an ve din dişı uygulamaların insanlara İslam dini öğretisi olarak dayatılmasıdır. Kültür seviyesi biraz yükselen kişiler işte bu din dışı '' ilkel '' inanışları din olarak kabul edememekte, kendi özel gayretleri ile Kur'an'ı inceleme zahmetine girmezlerse, Kur'an'daki gerçek dini tanımamakta ve öğrenememekte, bu konudaki bilgisizlikleri sonucu  Kur'an'daki Allah'dan ve gerçek İslamdan haberdar olamamakta ve ALLAH'ı VE DİNİ REDDETME noktasına gelebilmektedirler.

Evet iddiamı tekrarlıyorum:

KUR'AN'I  ÖN YARGISIZ  İNCELEYEN, İÇİNDE NELER OLDUĞUNU ÖĞRENME GAYRETİNDE OLAN BİR KİŞİNİN  ATEİST VE DİNSİZ OLMASI İMKANSIZDIR:

Şimdi bu söylediğimi  Kur'an içindeki bazı ayetlerle ispat edeyim:

İnsan biliminin ancak  son 50 - 100 sene önce ulaştığı bilgileri Kur'an 1400 yıl önceden haber vermiştir. 

@@ -- Göklerin başlangıçta gaz halinde oluşu  ( 41 / 11 )

@@ -- Göklerle yer bitişik idi, biz onları ayırdık ve her canlıyı sudan yarattık  ( 21 / 30 )

@@ --  Göklerin ve yerin 7 katmandan oluştuğu ( 65 / 12 )

@@ --  Güneşin bir yıldız, ayın uydu oluşu  ( 71 / 15 - 16 )

@@ --  Uzaydaki mesafelerin aşılamaz boyutlarda olduğu --  Göklerin ve yerin çerçevesinden çıkmaya gücünüz yetemez  ( 55 / 33 )

@@ -- Evrenin devamlı büyümekte ve genişlemekte olduğı  --  Göğü kudretimizle biz inşa ettik şüphesiz onu genişleticiyiz   ( 51 / 47 )
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Kıyameti tasvir eden şu ayetlere bakar mısınız ?

## --  O gün gök, bir çalkalanışla çalkalanır, dağlar bir yürüyüşle yürütülür ki  ( 52 / 9 - 10 )
## --  Kıyamet günü, yeryüzü bütünüyle O'nun avucunda, gökler de elinde dürülmüş ( katlanmış ) olacaktır  ( 39 / 67 --  81 / 1 )
## --  Arz ve dağlar yerlerinden kaldırılıp, şiddetle birbirlerine çarpılarak darmadağın olduğu zaman   ( 69 / 14 -- 73 / 14 )
Bu tasvirlerin insan hayali ile yapılması mümkün müdür ?

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Aşağıdaki hitaplar ancak ilahi bir güç tarafından yapılabilir:

@@  --  Ben, evet, Ben seninin Rabi'nim. Ayakkabılarını çıkar. Çünkü sen mübarek vadide Tuva'dasın ..........  ( Taha / 12 )

@@ --  Ben seni buyruklarımı tebliğ edici olarak seçtim. Şimdi sana vahyedeceklerimi iyi dinle !  (  Taha / 13 )

@@  --  Ben, evet, Ben, bir tek Allah'ım ve Ben'den başka ilah yoktur. Bana kul olduğunu ifade et. ve Ben'den başka ilah olmadığını ve bildirdiklerimi tebliğ etmek üzere salata ( bilgilendirme ve eğitme toplantılarına ) başla !   ( Taha / 14 )

@@ --  Herkesi uyar, çünkü hesap saati mutlaka gerçekleşecektir. Ve bütün nefslerin yaptıklarının karşılığı olan cezalarını vermeğe karar vereceğim zamana kadar onu gizleyeceğim ve onun saatini hiç bilmeyeceksiniz !   ( Taha / 15 )
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Doğru kaynaktan kastım. Kur'an'ı geçmiş zaman bilgilerine göre yorumlamış eski din uleması kabul edilen hoca efendi ve geleneksel islam öğretisi etkisi altındaki akademisyen hocalardan değil zamanımız  Kur'an'daki gerçek İslamı anlatan ve benimseyen hocalardan ve onların  meal ve tefsirlerinden öğrenin.

Bunların başında zamanımız pozitif ilimlerinden olan Tıp biliminde temayüz etmiş emekli olmadan önce Eskişehir Osmangazi Üniversitesi öğretim üyesi ve bu üniversitenin araştırma hastahanesi Nöroloji Bilim Başkanlığı yapmış, Türkiye Nöroloji Derneği Başkanı olan, öğrenciliği dahil son 50 yılını Kur'an'ı incelemeye hasretmiş Arap asıllı ve Arapça dili ana dili olan Prof. Dr. GAZİ ÖZDEMİR gelmektedir.

Gazi Hoca'nın Kur'an konusunda 5 - 6 eseri vardır.  En önemli üçü:
DİN Ve BEYİN  Beynimiz nasıl çalışır, dini nasıl algılar ? 
İSLAMIN ŞARTI SADECE 5 DEĞİL  -- Kur'andaki  herbiri ibadet özelliğindeki Muhkem ( sağlam, asıl  ayetleri belirleyen eseri 
ALLAH'IN TEK DİNİ İSLAM'A SON DAVET: KUR'AN  --  Tefsirli meal

Diğer ilahiyatçı akademisyen hocalar.

Prof. Dr. MEHMET  OKUYAN
Prof. Dr.  BAYRAKTAR BAYRAKLI
Prof. Dr. HÜSEYİN HATEMİ ve de ülkemizde DİNDE   ''  KUR'AN'A DÖNÜŞ HAREKETİ ÖNCÜLERİNDEN rahmetli YAŞAR NURİ ÖZTÜRK

Akademisyen olmayıp en az akademisyen hocalar kadar İslam'a ve Kur'an'a vakıf  MUSTAFA İSLAMOĞLU
Bu değerli hocalardan dini ve Kur'an'ı rahatça öğrenebilir ve gerçek bilgilere ulaşabilirsiniz.

Bu son 3 hocamızın ( Mehmet Okuyan -- Bayraktar Bayraklı -- Mustafa İslamoğlu ) İnternet ortamında videoları var onlara da müracaat edebilirsiniz

Çevre tepkisinden çekinen Ateist'lerin yeni sığınağı : DEİZM





Bilindiği gibi dünyadaki insanların çoğunluğu  yaratıcımız Allah'ı tanıyan semavi dinlere inanmaktadır, ülkemizde olduğu gibi. Yahudi, Hristiyan ve Müslüman topluluklardaki bazı insanlar da  Allah'ı yani bir yaratıcının varlığını inkar etmekte ve bunlara Ateist denmektedir.

Ateizm son yıllarda tüm dünyada ve ülkemizde hızla ilerlemektedir. Bunun ülkemiz deki sebebini  çeşitli yazılarımda ele almıştım. Son 35 yılımda benim en önemli uğraşım inançlar konusu ve Kur'an'ın mesajlarını araştırıp inceleme ve bunun sonucu oluşan görüş ve belirlemelerimi çeşitli blog ( günlük ) siteleri ve sosyal medya ortamında paylaşmak oldu. 35-40 kitap hacminde  3000 civarı yazımı yayınlandı. Bunları kitap olarak yayınlamadım çünkü az veya çok tanınma imkanı olmayanların kitaplarını yayınlaması ve dağıtımını sağlaması -- imkansız -- derecede zor ve çileli  bir iştir. 

Gelelim DEİZM konusunda oluşan görüşüme:

DEİZM, büyük çoğunluğu ateist olan ve yakın ve uzak çevresinde  -- genel yaklaşıma ters olan -- bu inancını açıkça ifade edenler -- özellikle ülkemizde ve dini inançlı olanların yoğun olduğu diğer ülkelerde -- tepki görür ve dışlanırlar. Bu sebepten Deizm gibi  '' akıl, mantık, bilgi ve  duygu  dayanağı olmayan''  Deizm'e sığınırlar.

Evet, Deizm de , tutarlı akıl, mantık, bilgi ve duygu dayanağı yoktur !

Neden ?

Allah'a inanıyorum, diyeceksin: 

--  Allah'ı  tanıyor musun ki inanıp inanmamakta bir görüş sahibi olabiliyorsun ?

--  Tanımadığın, hiç bir kuralını kabul etmediğin, ETKİSİZ, YETKİSİZ ve samimiyetsiz bir ALLAH  inancının DAYANAĞI NE ?...

--  Allah'ı tanımak için, onun gönderdiği kitap ve elçileri de kabul edip, tanıman gerekli.

--  Allah'ın son gönderdiği kitap olan Kur'an'da Allah 133 isim ve sıfatla tanıtılıyor. 

--  Tevrat ve İncil'de de konu ile ilgili bilgiler var. 

----  İŞTE  133  isim ve sıfatı ile KUR'AN'DAKİ  ALLAH:

>>>  https://6236sss.blogspot.com/2020/02/allahi-en-iyi-133-isim-ve-sfat-ile.html  >>>>

--  İnsan tanımadığı, ne olduğunu bilmediği, yaratma ve yaratılan konusunu  reddettiği halde Allah'a hangi akıl, mantık ve BİLGİ ile inanır, yaratıcılığını kabul eder ?

İNANMAMAK TA BİR İNANÇ  TÜRÜDÜR. Allah kendisine inanmayanların dahi, yaptığı iyi ve olumlu işleri, kabul eder, değerlendirir....





 

9 Eylül 2020 Çarşamba

Ateizm'in hızla yayılmasının en önemli sebebi : TARİKATLAR !...



Ülkemizde Ateizm'in hızla yayıldığı artık herkesce gözlemleniyor. Bunun iki önemli sebebi var:

***  Dini tarikatlar ve cemaatlerin günümüzdeki dejenerasyonu ve şirk yuvaları haline gelmesi,
***  Resmi  eğitim dahil, din eğitiminin  yanlış  eksene oturtularak yürütülmesinde ısrar edilmesi

Bu yazımda cemaat ve tarikatların bu yayılmadaki rolünü ele alacağım:

Bilindiği gibi Cemaat ve Tarikatlar mezhepler, insanların din eksenli fırkalaşmaları yani gruplaşmalarıdır.  İslam Dini'nin anayasası olan Kur'an bunu hoş görmez, 
'' dinde bölünme '' olarak nitelendirir ve yasaklar. Bu yola gidenlerin azaba uğratılacağını net olarak şu ayetlerle ifade eder: EN'AM / 65 -- AL-İ İMRAN / 105

AL-İ İMRAN / 105: Sakın, kendilerine ( Tevrat ve İncil ile )  apaçık bilgiler -uyarılar gelmiş olduğu halde anlaşmazlıkları bahane edip gruplara ayrılmış olanlar ( Musevi ve Hristiyanlar ) gibi olmayın. Bu şekilde dini görüşlerdeki farklılıklara dayanarak, birbirine düşman farklı gruplar ( tarikatlar,  mezhepler ) oluşturanlara büyük bir azap söz konusudur.

En'am / 65. ayette  gruplaşarak bölünmenin  doğal bir afet gibi azap aracı oldu vurgulanmıştır.

Ayrıca; En'am / 159 -- Rum / 32 -- Cin /11 ve Mü'minun / 53. ayetlerde de konuya değinilmiştir.

Bilindiği gibi Tarikat  '' yol '' demektir.  Dini anlamda da bu kelime  '' ALLAH'A ULAŞTIRAN YOL ''  anlamında kullanılmaktadır. Yukarıda belirttiğim gibi Kur'an din konusunda kendi hükümlerinin tek kaynak olduğunu defalarca vurgular ve DİNDE ARACI KOYMAYI  Fatiha / 5 -- İnşirah / 8 -- Enbiya / 90  .... ile beraber toplam 14 ayette noktayı koyar ve son hükmünü verir: 

DİNDE ARACI YASAKTIR...

Tasavvuf bilindiği gibi başlangıcı yüzlerce yıl öncesine dayanan bir dini yorumlama akımıdır. Cemaat ve tarikatlarda bu akımın uzantılarıdır. Yüzlerce yıl öncesinin Yunus Emre gibi gerçekten hak aşığı kişilerin yetişmesi  yaşadığımız modern çağın özellikleri ve bazı rezilce davranışların olağan hale gelmesi sebebi ile artık mümkün olamamaktadır. İnsanların nefslerin kontrolü çok zor ve hatta imkansız hale gelmektedir. Zaptedilmesi zor olan ve bazen de kontrol edilemeyecek derece azan insan nefsi bu tasavvufi akımda  kendini olumsuz yönde  göstermekte ve ilahlaşma iddiasında olan kişilerle beraber, onları ilahlaştırmaktan kendini alamayan müritler türemekte, sapkın kişiler ve davranışlar oluşmakta ve genellikle bu günkü hali ile tarikatlar şirk bataklığına saplanan insan grupları haline dönüşmektedir.

Dinimizin ana yasası olan Kur'an hala bazı çevrelerde anlamını bilmeden -- ibadet ediyorum -- zannı ile okunmaya direnilmekte, güzel bir güfte ve müzik bestesi işlemine tabi tutularak aslı görevi insanları eğitmek ve iyi ahlaklı insan olarak yetiştirmek olan kutsal kitabımızın hükümleri, kuralları, öğütleri bilinmeden, müslüman olduğunu zanneden ama gerçekten müslümanlıkla ilişkisi olmayan insan yığınları oluşmakta ve varlığını  sürdürmektedir. Kur'an -- kendisi sevilen ama yeterince okunup mesajları iyi anlaşılmadığı için gittikçe uzaklaşılan bir tuhaf kutsal kitap haline getirilmiş olmaktadır.

İşte bu tuhaf ilkel ve yanlış tutumu körükleyen resmi veya özel din eğitimi  ile her şeyi görsel olarak tanımlama, okumadan, konuşmadan ilkel çağlardaki gibi sembollerle anlaşmaya zorlanan, düşünmeyen robotik insanlar oluşturma yolundaki küreselci hedeflere, onların kontrolünde ve güdümündeki SOSYAL MEDYA  araçlarının da başarılı etkisi ile, kendini dindar zanneden ama din ile ilgisi, bilgisi olmayan, Kur'an cahili olduğu için neyin dinden, neyin din dışı olduğunu bilmeyen, ayıramayan insanlar, ilginç ve farklı dini  ritüellerin de etkisi ile tarikatlara merak saiki ile giriyor,  bilinçsiz bir sosyal  ve din yaşamı oluşturuyorlar. Sonuçta da, kendilerine, ailelerine ve içinde bulundukları topluma yabancı, yozlaşmış ve bazende sapkın emellere bulaşmış, insan grupları haline dönüşüyorlar. 

Çağımızda insan ilişkileri ve iletişimi çok gelişmiştir. Öyle ki her kişinin cep telefon sahibi olması her yerde ve her an, her olumlu veya olumsuz davranışın olayın fotoğraflanması ve haber kanallarına anında ulaştırılması mümkün olmakta, bunun sonucu olarak da, güzel veya çirkin her olay, kişi, grup, kendi ülkesi ile beraber dünya insanının karşısına anında çıkabilmektedir. Yani;

GÜZEL VEYA ÇİRKİN OLAN HİÇ BİR ŞEY GİZLİ KALMAMAKTADIR...

Sıradan insanlar bunun bilincinde değildir. Göz önündeki defalarca  tekrar eden kötü örneklere rağmen, iyi veya cazip bir şey yapıyorum zannı ile bir tarikata girebilmektedir.

Ne  diyorsun arkadaşım, hepsi mi kötü diyen ve itiraz eden okurum, iyi bildiği 
'' iyi '' örneği net ismi ve adresi ile açıklamalıdır. Bazende çevre ve arkadaş etkisi tarikat batağına saplanılmakta, kendilerinin, aile fertlerinin mağduriyetlerine yol açılmaktadır. 

İşte din konusunda olumsuz düşünceleri olan kişiler genellikle din gerçeğini tüm yönleri ile bilmediklerinden, İslam dini diye  hep  medyada kötü din uygulamaları örnekleri Tarikat ve Cemaat olguları ile hep olumsuz yönde karşısına geldiğinden ilgisini çeken grupların gerçek dini temsil edip etmediklerini   düşünüp, araştırma  bilincinden de yoksun olduklarından, DİN KONUSUNDA OLUMSUZ YÖNDE ETKİLENMEKTE, EN KOLAY YOLU SEÇMEKTE  --  KAÇMAKTA -- YANİ ATEİZM'E VE DEİZM'E YÖNELMEKTEDİRLER. 






18 Şubat 2020 Salı

'' YANLIŞ DİN EĞİTİMİ '' nedeniyle ATEİZM ve DEİZM -- Hızla -- İLERLİYOR !...



Çoğunluğun Müslüman olduğu memleketimizde ve diğer Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkelerde ATEİZM ve DEİZM gibi çarpık inanç akımları  taraftarları büyük bir  hızla artıyor

Neden ?...

Memleketimizde ve diğer Müslüman ülkelerinde iki türlü din yaşanıyor.

***  Kur'an'la inen  KATKISIZ  GERÇEK  İSLAM.  

***  Başka dinlerin etkisinde kalarak, söylemleri yani inanç esasları değiştirilmiş, hurafeler ve rivayetler ile yozlaştırılmış, tanınamayacak hale getirilmiş, ilimleri kendilerinden menkul sözde din, mezhep, tarikat liderleri uydurmaları ile neredeyse %90 oranıda  DEJENERE  EDİLMİŞ UYDURULMUŞ SAHTE İSLAM.

Acı bir gerçek ki; Memleketimiz dahil, toplam sayısı 54'ü geçen  tüm İslam ülkelerinde KATKISIZ yani SAF GERÇEK İSLAM  YAŞANMIYOR. 

Çünkü resmi din eğitimi dahil, tüm dini gruplarda VERİLEN DİN EĞİTİMİ  ASLINDAN TAMAMEN UZAK,  DEJENERE EDİLMİŞ, UYDURULUMUŞ, SAHTE DİN AKIMI öğretisi üzerine oturtulmuş.

Ne yazık ki Ülkemizdeki resmi din öğretimi kurumları da dahil özel tüm din eğitimi kurumları, kursları  bu kapsamda.

Genel kültür seviyesi biraz gelişmiş insanlarımız işte bu türlü gerçek dışı dini kabullenemiyor, ateist ve deist inanç akımı faaliyetlerinin etkisinde kalarak bu
EN SON, EN MÜKEMMEL DİNİ OLAN İSLAMI TANIYAMIYOR, ÖĞRENEMİYOR. Sapkın öğretilen etkisinde kalarak KOLAYA KAÇIP, DOĞRUYU ARAŞTIRMA, ARAMA  ZAHMETİNE DE GİRMEDEN YANLIŞ YOLA GİRİYOR....

13 Ocak 2020 Pazartesi

ATEİSTE MANİFESTO - (( 2 )) İDDİA EDİYORUM ! Gerçek Dini Kur'an'dan Öğrenenler ATEİST OLMAZ -- OLAMAZ !....



EVET, ATEİSTİM  DİYEN  ARKADAŞLAR !...

Vurgulayarak  iddia ediyorum ki, Ateist olduğunu ifade edenler,

GERÇEK  yani  SAF  VE KATKISIZ  DİNİ  YALNIZCA  KUR'AN'DAN  ÖĞRENENLER,

ATEİST  OLMAZ -- OLAMAZ !...

Neden ?...

Çünkü bu dinin  Allah'tan inmesine aracılık eden Hz. Muhammed bu Dini;  

DİNDEN NEMALANAN, PRESTİJ VE STATÜ KAZANMA AMACI  OLANLARDAN  
DEĞİL,  BİZZAT  DİNİN, TÜM EVRENİN YARATICISI VE  SAHİBİ TARAFINDAN  adım adım, parça parça 22 sene 2 ay 22 gün sürede, GÖNDERİLEN -- YALNIZCA -- KUR'AN  ADINDAKİ  KİTAPTAN  ÖĞRENDİ...

Kur'an'ı  ciddi ve emin kaynaklardan inceleyen kişinin bu kitabı ve Allah'ı reddetmesi mümkün değil, Çünkü akla, mantığa aykırı -- kabul edilemeyecek  -- hiç bir bilgi verilmiyor ve insandan yapamayacağı şeyler istenmiyor bu kitapta...

Dinden insanları uzaklaştıran göndediği dine ve kitaplara müdahaleler sonradan ve genellikle kendilerine din adamı süsü ve görevi verenler tarafından yapıldı. 

Önce dinin  iyi ahlaklı insan olunması temel  amacı değiştirildi ve , bununla uzaktan yakından ilgisi olmayan  YARATICIYA  İBADET'tir dinin inme sebebi,  şeklinde ters - yüz edildi, dödürüldü. Bu doğrultu da dine değişim ve  ilaveler yapıldı.  SALAT  adı verilen , sosyal yardımlaşma, din eğitimi ve dua'yı da içeren temel ibadet, yalnızca Farsca NAMAZ adı verilen ibadet bölümü  esas alınarak Salat, Cuma ibadeti hariçi amacından saptırıldı.

Kur'an'da Rükû ve Secde kelimeleri ile Allah namazı açıklar ve yalnızca iki rekat bir namaz tarifi yaparı ve  vakit ve rekat sayılarını net olarak verilmezken  birilerinin Peygamberin  söylediği iddiası ile günde 5 vakit namaz var, denildi ve her namaz için rekat sayıları KUR'AN'DAN BİR DAYANAK OLMADAN  ilave edildi.

Bununla da yetinilmedi Kur'an'da '' DİN ALLAH'INDIR  ''  temel hükmü ve bununla bağlantılı olan kılınan Namaz'da FARZ  namazlara -  peygamber uygulamasıdır diyerek sünnet namazlar dine ilave edildi ve ve Sünnet namazlar da önemle vergulanarak, bir tür farz namazlar kimliğine büründürüldü.  

Yani sonuçta  ALLAH'IN DİNİ VE İBADETLER değiştirildi, ilaveler yapıldı. 

Değerli  arkadaşlar  bu anlattıklarım  yalnızca yapılan yanlışlıkların kısa ve örnek bir bölülümü.  ALLAH'TAN İNEN DİN İSLAM, Kur'an'daki  özelliklerinden neredeyse % 90 değiştirildi, saptırıldı.  ÖYLE Kİ AKIL VE MANTIĞA SIĞMAZ DEĞİŞİM,  İLAVE VE SAPTRILMALARLA BU GÜNKÜ  Cemaat ve tarkatlar şeklindeki sapkınlıklara evrildi,  İYİ AHLAK OLAN TEMEL AMACI DA  RAYINDAN ÇIKARILDI, AHLAK DİNİ OLAN İSLAM'IN Kur'an'daki ahlakla ilgili temel esaslarları göz ardı edilir hale ve Müslümanlar da genelde AHLAK YOKSUNU İNSANLAR HALİNE GETİRİLDİ.

 İnsan hayatının ve mutluluğunun önemli bir bölümü olan din de tanınmaz hale gelince  dinden uzaklaşmalar, Ateizm ve Deizm gibi sapmalar artmaya başladı.
 Bu konuyu bir yazı dizisi halinde işlemeyi düşünüyorum. İlgi görürse dindeki tüm aksama ve yanlış uygulamaları özet halinde vermeye çaklışacağım....









12 Ocak 2020 Pazar

ATEİSTE MANİFESTO : Ateist olmak, kolaya yönelmek, yani GERÇEKTEN KAÇMAKTIR !...( 1 )




Ateistim diyen, yani ateist olan arkadaşlar  gerçekten kolay yola  yönelmişler yani gerçeği arama zahmetine girmemişler  ve sonucunda da  gerçekten  sapmışlardır. 

Çünkü gerçeğe ulaşmak biraz emek ister, ilgilendiği,  kabul veya reddettiği konuda  temel ve doğru bilgilere bilgilere ulaşmak gerekir.

Bunları belirtirken peşinen şunu söylemek isterim ki; 
Bu gün 75 başındayım, gençlik yıllarımda ve 40 yaşıma kadar ki zaman diliminde dini inanç bakımından tedirgindim, büyük ölçüde ateizme yakındım, doğruyu aranış sürecinde idim. 40 yaşımı doldurduktan sonra ilk 5 yılda inceleme ve araştırmalarımın sonunda gerçek inancın nerede olduğunu yani kaynağını keşfettim. Sonraki beş yılda da bilgi ve inancım pekişti. Gerçek İslam'ı tanıdım öğrendim:

Gerçek İslam Kur'an'da idi.  Bununla beraber gerçek Hristiyanlık yani  İsevilik ve Yahudilik daha doğrusı Musevilik, Allah'tan gönderilen kutsal kitaplarda, Tevrat ve İncil de idi.

Ki; Tevrat ve İnciller'in asılları  o zamanın din adamları, din alanını kendi menfaatleri uğruna kullanmak isteyen kişilerce yok edilmiş ve kendi kafalarından bazı bölümleri değiştirilmiş ve bazı bölümler eklenmişti. O kadar ki, Allah'tan inen bu semavi kitaplar insanlara ulaştırıldığı tahrif edilmiş yani bozulmuş halleri ile tanınamayancak hale getirilmişti.

Kur'an ise insanların bu türlü müdahalelerinden Korunmuş, Kur'an'ın 15.sırada bulunan Hicr suresi 9. ayetinde ''  O'nu Biz indirdik Biz, koruyacak olan da Biz'iz  ''  taahhüdü ile  ayetlerinde hiç kimsenin tahrifat yapamayacağı belirtilmiştir. Sonrasında kimse de ayetlere müdahale edememiş ve Kur'an indirildiği hali ile günümüze kadar gelmiştir.






Fakat insanların dini dejenere ederek kendi menfaaleri lehine yararlanma isteği  sonlanmamış, Hristiyan ve Yahudilerin Tevrat ve İncil ayetleri üzerinde yaptıkları tahrifat bazı Müslüman din adamlarınca Kur'an üzerinde yapılamamış, Kur'an'da yasaklanmasına rağmen  ( A'raf / 203 --  Yunus / 15 -- Ahkaf / 9 --  Hakka / 44 - 45 --  Bakara / 79 - 80 ---  Al-i İmran / 187 )   Peygamberin ağzından   uydurdukları sahte hadis iddiasındaki sözler ile yine gerçekleştirilmiş,   Allah'tan inen diğer İsevilik ve Musevilik dinleri gibi İslam Dini de tanınmaz hale getirilmiştir.

Burada hemen şunu belirtmek gerekir. ALLAH'TAN  İNEN  DİN  TEK DİR.  KUR'AN ÖNCESİNDEKİ  semavi kitaplar  olan  Tevrat ve İncil ve Zebur'un tahrif olmamış bölümleri Kur'an'la aynı hükümleri taşımaktadır. Kur'an'da bu husus aşağıdaki ayetle belirtilmiş ve Allah'ın tek olan Dini' nin  ismi  '' İslam '' olarak konulmuştur...

 AL- İ İMRAN SURESİ 19. AYETİ :Gerçek şu ki, Allah'ın kabul edip tüm peygamberler aracılığı ile gönderdiği tek Din, şirk koşmadan tek ilah olarak Allah'a teslim olmak temelli  din olan İslam'dır.

Müslümanların Allah'ın dininden Ateizm ve Deizm  şeklinde sapmaların en önemli sebebi dindeki bu bozulma ve dejenerasyondur.  Bu sapma genellikle insanların kültür seviyelerinin yükseldiği kişilerde artmaktadır. Çünkü kendilerine öğretilen ve toplumca dayatılan din, gerçek din değil, bir takım insanların katkısı ile gerçek kimliğinden saptırılmış, yanlış ve akla ve mantığa yatmayan din öğretileridir.  Kültürlü insanların bunları kabul etmeleri, ve inanmaları zor olmakta ve zaten dejenere olmuş dinin esaslarını bir de farklı ve sapkın şekilllerde öğretilerle topluma  dayatan ve  mezhep, tarikat ve cemaatler şeklinde uygulayanlara oluşan tepkidir...

Peşinen belirtmeliyim ki, Kur'an'ı incelediğim son 35 yılın sonunda edindiğim intiba Allah'ın nezdinde   ''  Ahlaksız müslümanlar değil, düzgün ahlaklı ateisler daha makbul kişilerdir.  '' 

Neden  ?

Çünkü, dinin esası insanların Allah'a ibadet etmesi değil,  güzel, olumlu ahlakı insanlarda ve toplumlarda tesis etmektir.

Bu islam dinin birincil yani en önemli varlık sebebidir. Bu yazılarımda din diye insanlarımıza dayatılan ve tepki olarak dinden uzaklaşmalarına sebep olan yanlış öğreti ve uygulamaların önemli olanlarını örnekleri ile açıklayacağım...

Yani devam edecek yazılarımda '' Allah'ın izni ile  ''   buluşmak dileği ile hoşça kalın....























26 Ekim 2018 Cuma

ATEİZME BİR ELEŞTİRİ ....



Bir önceki '' Ateistin Evren İnancı '' başlıklı yazımda görüldüğü üzere;

  • ALLAH'IN VAR OLMADIĞI EVREN TASAVVURU,
  • En kötü kabuslardan bile daha korkunç,
  • Cehennemden bile daha azap verici,
  • İşkencelerin en acımasız olanından bile daha ürkütücü,
  • İnsanı derin bir yalnızlığa iten,
  • Hiçlikle her şeyi anlamsızlaştıran,
  • İnsani hiç bir değerin olmadığı,
  • CEHENNEMİ BİR ORTAMDIR

ATEİSTİN EVREN İNANCI...



Ateizmin en temel dayanağı olan ve evrenini bir yaratıcı olmadan kendiliğinden var olduğunu iddia eden felsefi görüşe göre  EVREN;

  •  Amaçsızlık dışında hiç bir özelliği olmayan,
  • Maddesel güçlerin ve kör tesadüflerin ürünü,
  • Hiç bir tasarım barındırmayan,
  • İyillik ve kötülüğe dair bir niyeti ve bir tasası olmayan,
  • Demir çarklar ve dişliler gibi duygusuz, tesadüfi mekanik sistemlerden oluşan,
  • Tehlikelerle dolu,
  • Başıboş, 
Kaotik ve düzensiz bir  OLUŞUMDUR...

Bu inançsız görüşe göre; EVREN ucu bucağı olmayan boğucu ve sıkıcı karanlıklar içinde, türlü tehlikelerle dolu, tesadüflerin ve rastlantıların elinde belirsiz ve bilinsiz bir evrilme gösteren, iyilik ve kötülük gibi herhangi bir tasası olmayan, ezici, güçlülerin zayıfları ezerek ayakta kaldığı, dehşetli ölüm kalım savaşları meydanı, adaletsiz ve zulüm dolu, mekanik bir düzensizlik ortamıdır.

Bu dehşetli meydanda bir şekilde şans eseri var olan canlılar, insan olsun, hayvan olsun, her ne olursa olsun hiç bir önem arz etmemektedirler. Rastlantısal şartlar  ya da zorunlulukların ürünü olan canlıların tek amacı hayatta kalmaktır.

Böylesi bir evrende canlının yaşamını devam ettirmekten daha önemli gayesi, davası mücadelesi mantıken olamaz. Zira hayatını ne için feda edecektir ? HANGİ AMAÇ İÇİN ? EVRENİN KENDİSİ ZATEN AMAÇSIZDIR...

Keza bu düşünceye göre  evren acımasızdır ve evrenin en temel kuralı  ''  hayatta kalmak için güçlü olmak gerektiğidir  ''  Bu da genelde evreni, özelde ise dünyayı büyük bir savaş meydanı şekline sokmaktır. Bu savaş neydanında var olmanın kaçınılmaz sonucu ise ÇATIŞMADIR...

Not:  Bu yazının hazırlanmasında Gece Kitaplığı Yayınları'ndan Metin Aydın'ın '' Ateizm Yanılgısı  '' isimli eserinden faydalanılmıştır. ( Say.93-94 )



APTALLAR -- ŞİZOFRENLR -- CAHİLLER

    ================================== APTALLAR .:: Aptal Olduğunu ŞİZOFRENLAR ::  Şizofren Olduğunu C A H İ L L E R  :::: C a h i ...