Değerli arkadaşlar, yazımın başlığı size biraz sürpriz olabilir. Evet yanlış okumadınız:
KIYAMETTE BEDENLERİMİZ DEĞİL, RUHLARIMIZ ALLAH’IN HUZURUNDA TOPLANACAK
VE HESAP VERECEKTİR…!
Neden ?
Çünkü bedenlerimiz ruha giydirilen elbiselerdir. İnsanın bedeni öldükten
sonra, ölen her canlı gibi çürüyüp yok olacaktır. İnsanın aslı yani cevheri
ruhudur. Yaratıcıya muhatap olan, yargılanacak olan, ceza ve ödül görecek olan
da ruhtur. Beden bu dünyaya ait bir varlıktır, öbür alemde bir değeri yoktur.
İnsan ruhlarının dünyaya beden elbisesi
giydirilerek gönderilmeden önce Elest-i Bezmi’de adı verilen mekanda toplanarak
Allah’a 7 konuda söz verdikleri *** A’raf/102 --- 169 --- 172-173 --- Yasin/60
--- Taha/115 --- Ra’d/20 ---Maide/7 *** ayetlerinde vurgulanmaktadır.
Bu durumda öbür alemde melekler dahil – bedenlerle ilgili işlevler, yani
yeme içme, erkeklik, dişilik (cinsellik ) yoktur. Kur’an’daki cennet, cehennem
ve yargılanma konularındaki bu ayetlere
aykırı anlatımlar sizlerde Kur'an'da '' tutarsızlık / tenakuz mu var ? '' düşüncesi uyandırmasın.
Çünkü Kur’an’ın anlatımı bundan yaklaşık 1500 önce yaşayan çok yönüyle bu güne
göre ilkel , sistemli bir eğitim görme imkanı olmamış çöl insanlarının algılama ve kültür düzeylerine uygun sembolik
anlatımlar söz konusudur.
Şimdi bu anlattıklarımla ilgili ayetleri görelim:
KAF/20 *** Ey insanlar şüpheniz olmasın
ki, sura üflenecek ve vaad edilen gün kesinlikle gelecektir.
KAF/21 *** Ve nefsler o gün dünya hayatındaki rehber Melek ile nefsin bütün amellerine (davranışlarına ) şahit yazıcı ve diğer görevli Melekler hep birlikte Allah’ın huzurunda toplanacaklardır.
KIYAMET/14 *** Yine o gün insan, bütün gerçekleri öğrenmiş olacağı için artık kendi nefsinin puan durumunu kendisi de görebilecek.MÜMİN/17 *** O gün her kişiye nefsinin kazanmış olduğu karşılığı değerlendirilecektir.
KEHF/47 *** Şüphesiz dağları yerle bir edeceğimiz ve yer yüzünü çırılçıplak bir duruma getireceğimiz gün, bir tanesini bırakmadan tüm insanları da mahşerde huzurumuzda mutlaka toplayacağız
KEHF/48 *** Ve hepsi saflar halinde Rabbine sunulduklarında, onlara ‘’ emin olsun ki Biz nasıl yaratıp huzurumuza aldıysak, şimdi de hesap vermek üzere huzurumuzda toplandınız. Oysa siz, vaadimiz olan böyle bir toplanmanın olmayacağını söyleyip duruyordunuz ‘’ diyerek de hatırlatmamızı yapacağız.
------------------------------------------------------------------------------------------
Bu belirlemeler bana ait değildir. Bir ilahiyatçıya da ait değildir. Öğrenciliği de dahil son 50 – 55 yılını başarılı meslek alanı olan Tıp bilimi ile ilgili doktorluk ve akademik çalışmalarının yanında Kur’an’ı anlamaya adamış bir Tıp bilim adamı Nörolog Prof. Dr. Gazi Özdemir’e aittir. Gazi Hoca Arap asıllı olup Hatay 1944 doğumludur. Ana dili Arapça’dır. Kur’an’a bir ilahiyatçı değil, bilim adamı titizliği ve ufku ile yaklaşmıştır. Kur’an’ ile farklı, önemli ve değerli tespitleri vardır. Bu yazımın konusu da bunlardan sadece biridir. Hocamızın Kur’an’la ilgili binlerce sayfa tutarında -- benim bildiğim 7 eseri vardır. Ben Gazi beyi yaklaşık 15 yıl önce ‘’ DİN VE BEYİN ‘’ isimli eseri ile tanıdım. Kur’an ve din eğitimi ve hizmetleri – ücretsiz olmalı – konulu ayet emri uyarınca kitaplarının gelirine el sürmemekte, yine kendisi gibi akademisyen olan çocukları ile birlikte kurduğu -- geliri sınırlı tıp öğrencilerine yardım vakfı ( NÖVAK ) a --bağışlamaktadır. İnternette yayınlanan Kur’an konulu eğitim ve sohbet videoları da vardır. Onun eserleri benim toplam 36 yıllık Kur’an tutkum ve çalışmalarımda son 15 yıldaki en önemli kaynaklarımdır. Allah izin verirse bundan sonra bu kitaplarını detaylı olarak sizlere tanıtacağım.