21 Temmuz 2020 Salı

ATEİST' İM DİYENLERE !... VAN MİNÜT !...





*** ATEİST' İM  DİYENLERE !  VAN  MİNÜT !...  ********

Kusurumu bağışlayın, İngilizce bilmediğim için ve duyduğum şekli ile ve kendi  lisanım ile yazdım.

Sapkın  olmamak kaydıyla  inançlara  saygılıyım. Bugün burada katiyetle Ateist  olanları kınamak ve eleştirmek niyetiyle bulunmuyorum. Yalnızca bir konuda düşüncenizi öğrenmeyi merak ediyorum:

Etrafımızdaki canlı, cansız tüm varlıklarda ahenkli bir düzen var, veya ben öyle düşünüyorum. Yalnızca insan ile tüm hayvanları ele alalım:

Fiziki olarak dünyaya geliş, yaşamak, içgüdüsel davranışlar olarak aynı özellikleri gösteriyorlar. Erkek - dişi, beslenme, kan dolaşımı, sindirim, üreme gibi canlılık belirtilerinde aynı özelliklerle  donanmış olduklarını  görüyoruz. Bunlara sistemler diyoruz. Sistemden söz edebilmek için, bir bütünlük, tekdüzelik ( yeknesaklık ) ve de aynı akıl ve tasarım ürünü olmaları gerekliliği yok sayılabilir mi ?

Kendiliğinden veya tesadüfen bu özellikler tüm canlılarda bir arada nasıl olabiliyor ? 

Gelişmiş insan aklı ve bilimi bu güne kadar tek bir farklı veya düzen içindeki  mevcut canlılardan yalnızca birini yaratabildi mi ? Yani canlılık oluşturabildi mi ?

Ustalık veya sanat ürünü bir şeyi görüp hayran olduğumuzda, onun sahibi ustayı veya sanatkarını merak ederiz.  Siz de merak ediyor musunuz ?

Bu konulardaki samimi düşüncelerinizi öğrenmek istiyorum...







18 Temmuz 2020 Cumartesi

GÜZELLİK Bakanın Bakış Açısında Gizlidir !...


GÜZELLİK, BAKANIN  ''BAKIŞ AÇISINDA!''  GİZLİDİR !...

Efendim, ben fotoğraf çekme ttkınıyum. Çevremdeki, gezdiğim yerlerdeki güzelliklerin  fotoğraflarını çekmeyi seviyorum.  Yazılarımda ve Facebook ve Twitter gibi sosyal medya sayfalarımda bunları  bunları sergiliyorum.

Bu vesile ile GÜZELLİK kavramı hakkındaki görüşlerimi de belirteyim:

Allah'ın yarattığı bu alemde canlı, cansız her varlık güzeldir. İnsanı da özellikle özene bezene ve çok güzel olarak yarattığını Allah Kur'an'ında ifade etmiştir.

Bazı güzellikler resimdeki ceylan gibi  adeta  '' BEN GÜZELİM '' diye yüksek sesle bağırır. Ona hangi ışıkla ve hangi açıyla baksanız da güzeldir. Bu gibi güzellerin dışındaki büyük çoğunlukta varlıkların en güzel  göründüğü yeri ve anı, güzeli arayan bakış açısıyla arayıp bulmak gerekir.  Zira güzeli değil de kusuru, çirkinliği arayan gözler güzellikleri kolay keşfedemez, göremez...

Güzellik biraz da bakan gözlerin sahibinin duyguları ile bağlantılıdır. Olumlu duygularla ve sevgi ile bakan, baktığında önce güzel  tarafı görür. Genel de de güzellikleri çabuk  keşfeder.

Manevi alemde de bu  böyledir. Tüm güzelleri ve güzellikleri yaratana çok yakın olan, çok seven de her yaratılandaki güzellikleri, tümler gözden önce o fark eder, o görür. Hak aşıkları, Yunus Emre ve Aşık Veysel örneklerindeki gibi. Aşık Veysel  bu anlattığımı şu dizelerlerle nasıl da çok duru, sade ve güzel anlatımla formülleştirmiştir:

'' GÜZELLİĞİN ON PARA ETMEZ BU BENDEKİ AŞK OLMASA 
EĞLENECEK YER BULAMAN, GÖNLÜMDEKİ KÖŞK OLMASA !..  ''

Şimdi de fotoğraf sanatının en temel bilgilerini  hatırlayalım:

Fotoğrafı çekilecek konu; -- alt, üst, sağ, sol olarak -- her yönden ortalanmalıdır. Çekimin yapıldığı çevre  dikkate alınmalı.  Resmin konusu  canlı, cansız varlık veya çevre mi olduğuna göre görüntünün çerçevesi oluşturulmalıdır

Kamera ışığı arkasına almalıdır.  Güneş ışığı gibi çok yüksek ışık altında resim çekilmemeli, ortam çok da az ışık almamalıdır. 

Fotoğrafı çekilecek obje kameraya çok uzak olmamalı özellikle insan ve diğer canlı varlıkların fotoğrafları yakın plan olursa daha iyi sonuç verir.

Gelelim ışık ve çekim açısına;   Bunlar çok iyi ayarlanmalıdır. Bu  özelliği tayin etmek yeni başlayanlarda  kolay olmaz, tecrübe gerekir.  Fotoğraf en iyi ve güzeli gösterecek göz yani kamera açısıyla çekilmelidir. Tabii ki bu aramakla olur. Kamera yani bakış açısı  tam karşıdan mı, sağ - sol - yukarı veya aşağıdan mı çekim yasa daha iyi olur, araştırıp, denenip karar verilmelidir.

Fotoğrafın çekileceği, yani deklanşöre basılacağı an da resmi çekilecek nesneler ve kamera bir kaç saniye sabit kalmalı, hareket etmemelidir. Tabii ki, konu insan veya canlı ise onların pozisyonlarını da dikkatle tasarlanmalı ve çekim anında korunmalıdır.

Şimdi de dostlar sıra, kendi kameramla çektiğim bazı fotoğrafları sunarak yazımı tamamlamaya geldi:





































































13 Temmuz 2020 Pazartesi

::: B E R E K E T ::::: S I R R I :::



Geçmişte insanlarımızın çok bilinen, çok uygulanan, saygı ve özen gösterilen, bazı inançlarımız, davranışlarımız, geleneklerimiz vardı. Bunların çoğu unutuldu, yaşamımızdan çıktı. 50 - 60 yaşlarından küçük olan insanlarımız tarafından, bilinemez, az bilinse de umursanmaz oldu. Bunun sonucunda da adeta birer sır oldular

Bu gün sizler bunlardan birini anlatacağımı, hatırlatacağım:

BEREKET SIRRI nı:

Bir esnafın dükkanına girdiniz,  alış veriş yapıp ödemeyi yaptığınız anın hemen sonrasında;

-- ALLAH BEREKET  VERSİN ! 

Sözlerini duyardınız. Ve adeta istisnasız.
Şimdilerde artık bu sözcüklerin anlamını çocuklar, gençler, orta yaşlılar bilmiyorlar,  az buçuk bilenler ve bilen yaşlılar da önemini, önemsemiyorlar.

Ve de çok az duyuyoruz...

Bu deyim için İnternet'e müracaat etseniz, sözlüğe baksanız genellikle karşınıza anlam olarak bolluk  kelimesi çıkacaktır ve hatta zenginlik kelimesine atıflar yapan açıklamalar çıkacaktır. 

Bunlar yanlıştır efendim. Bereket kelimesinin anlamı bolluk, zenginlik değildir.

Pekiyi nedir ?

Sınırlı veya normal maddi imkanları olanlardan bazılarının, adeta sihirli bir dokunuşla  bolluk içinde ve zenginmiş gibi geniş ve rahat harcama, tüketme, sıkıntısız yaşama imkanına kavuşması ve bunun kişinin şartları davranışları yani ahlaki durumu değişmedikçe bu imkanlarının devam edebilmesidir...

Böyle bir şey olabilir mi ?  Demeyin.  Olur, oluyor, denenmiştir efendim...

İşte bu Allah'ın bazı kişilere lütfettiği güzelliktir, bir sırdır.

Konunun  dahi iyi anlaşılabilmesi için bir kaç örnek vereceğim:

İki aile var birbirlerini tanıyor. Ailevi durumları, evli ve çocuk sayısı gibi birbirlerine denk ve gelirleri de adeta aynı.Bu ailelerden birisi sürekli geçim sıkıntısı çekiyor, kredi kartı borç batağından kurtulamıyor, bunalımda. İcra takipleri ile boğuşuyor...

Diğeri ise rahat ve huzur içinde geçimlerini sağlamakta zorlanmıyorlar,  her ihtiyaçlarını anında karşılıyorlar. Daha mutlular ve yaşamlarından memnunlar.

İki aile arasından fark: İŞTE  BEREKET SIRRI...Bu ailenin kazançlarında ve harcamalarında ALLAH'IN ÖDÜL OLARAK LÜTFETTİĞİ  BEREKET  VAR.

Demek ki BEREKET; az yani sınırlı bir gelirle normal üstü bir yaşama ve harcamaya kavuşmak. Harcama derken, bazı zenginler gibi saçıp savurmamak, hesabını bilmek, israf etmemek.

Bereket lütfuna erişmiş Ailenin fertleri dindar olmasalar dahi ahlaklı davranışlarda bulunurlar, başkalarına zarar vermeden yaşarlar, şükür bilincinde olurlar ve en önemlisi çevrelerindeki ve yakınlarındaki insanlara, canlılara gerektiğinde maddi manevi destek olurlar, maddi ve manevi hırstan uzaktırlar yani hasetlik yapmazlar, nefslerinin kölesi olma yanlışlığından sıyrılmışlardır.

Bir başka örnek: Bir kamu kurumunda 45 yıldan fazla bir süre çeşitli hizmet türlerinde, şef teknisyen, müdür yardımcısı ve müdürlük gibi görevlerde 45 yıldan fazla bir süre çalıştıktan sonra emekli oldum.  Ankara'daki Genel Müdürlüğümüzde Makina mühendisi olan bir ağabeyimiz  bir teknik dairenin başkan yardımcısı görevinde idi.  Kendi branşında bilgi ve deneyim  açısından en ileri seviyede idi. Süper bir çalışma enerjisi vardı. Bir gün aniden emekli olduğunu duydum.  Şok oldum. Kendisi ile telefon görüşmemde sebebini sordum.  Bir kızı vardı, iyi bir üniversite tahsili var, Ankara'da kamu kurumlarında üst bir görevde çalışıyordu. Aynı  yeti ve özelliklere sahip bir beyle evli idi. İşte  bu evli çift gelirlerine göre davranmamışlar, hesapsız bir harcama ile kar koca borca batmışlar. Adamcağız emekli olup, ikramiyesi ile onların borçlarını ödemek istemişti.

Buraya kadar yazdığım her şey  kendi deneyimim ve gözlemlerim ile tecrübelerimin sonuçlarıdır. Alıntı yoktur. Aynı gelirle zengin gibi yaşamak bazı dostların zihin ve mantığına sığmaz ama bu sihir değil bir gerçektir. Tabii ki Bereket sırrında fiziken paranın ve imkanların artışı söz konusu değildir. Yüce Allah dindar olmasa dahi kendi istediği gibi yaşayan kullarına bir  sihre benzer ayrıcalık tanımaktadır. Ama tabii ki her imkanın, güzelliğin de kişilerin bizzat ödemeleri gereken  faturaları vardır: AHLAKLI BİR YAŞAM...