14 Aralık 2018 Cuma

ALLAH'IN İNSANA RUHUNDAN ÜFLEMESİ ne anlama geliyor ?



Kur'an'ın 32. sırasındaki Secde Suresinde 7 ve 8. ayetlerde insanın yaratılışında söz edilmekte;

32 / 7 -- O ( Allah ) ki yarattığı her şeyi güzel yapmış ve ilk başta insanı çamurdan yaratmıştır.

32 / 8 --  sonra onun zürriyetini, dayanıksız bir suyun özünden üretmiştir

32 / 9. ayette -- Sonra onu tamamlayıp şekillendirmiş, ona kendi ruhundan üflemiştir. Ve sizin için kulaklar, gözler, kalpler yaratmıştır. Ne kadar az şükrediyorsunuz.
Denilmektedir.

ALLAH'IN İNSANA RUHUNDAN  ÜFLEMESİ çok derinlik içeren bir ifadedir ve ilgi çekicidir.

Allah'ın kendi özelliklerinden bazılarını örnek olacak ve sembolik miktarda insana vermesi, bahşetmesi anlamındadır. Örnek olarak adil olma, bir şeyler planlayıp yapma, maddeye şekil verme, tasarımlama ve irade gibi bazı özellikler Allah'ta sonsuzdur ama insanda bir parça vardır. Çünkü Allah insana ruhundan üflemiştir..

''  En-el Hak ''  Ben Allah'ın yansımasıyım felsefesi buradan gelmektedir.

Not: Bu yazının hazırlanmasında Gece Kitaplığı yayınlarından Sancaktar Tekkılıç'ın ''  Düşünmeyen Ormanda Yaşasın '' isimli eserinden ( s.141 ) faydalanılmıştır.

HANİ BİR GÜN...


HAN  BİR  GÜN

Bir zamanlar
Her iki çocuktan biri
''  Öğretmen olacağım ''  derdi
Küçük dünyalarının 
Büyük hayallerini
Öğretmenlik süslerdi
Hani bir gün 
Genç beyinlerin tercihlerinde 
En alt sıralara düşmüşse
Öğretmenlik
İdeal yerine 
Sıradan bir ekmek parası
Mesleği olmuşsa
İşte o gün
Öğretmenliği düşünmenin 
Tam vaktidir.
Senin için

Hani bir gün 
Yapılacak çok şey var 
Diyorsanız
Bu memleket için
Ve insanlık için
İşte o gün 
Öğretmenlik
En ideal meslektir
Sizin için

Hani bir gün
Bilgiye susamış beyinlerde
Işıltılı gözlerde
Öğretmenim,
Hocam  !
Diyen dillerde
Sevgiyi tatmak
Gönül tahtlarında yer etmek
İsterseniz
Eğitim ordusu 
Neferi olmanın
Tam zamanıdır
Senin için

Hani bir gün
İnsan
Sıradan bir yaratık değildir
Boşuna gelip geçemez
Bu dünyadan
Eser vermelidir
En büyük eser 
İnsandır
Noktasına gelirseniz
İşte o gün
Öğretmen olmayı düşünmenin
Zamanı gelmiştir
Sizin için

Bir zamanlar
Süzgün gözlü kadınlar
Romantik bakışlı erkekler
Süslerdi gençlerin düşlerini
Sinema salonları 
Onlar için dolardı
Hani bir gün
Madonnalar ve iri pazulu adamlar
Alıyorsa baş rolleri
Ve her filmde
En az yüz insan ölüyorsa
Vampirler, cadılar
Ve büyücülerin
Biri gidip bir geliyorsa
Düş perdesine
İşte o gün
Öğretmen olmanın 
Sırası  gelmiştir
Senin için.

Hani bir gün
Madonnalar
Ve iri pazulu erkeklerle beraber
Kadınla erkek arası
Ne idüğü belirsiz yaratıklar
Kurulmuşsa gönül tahtlarına
Büyük sanatçı diye,
Sanat güneşi diye
Diva diye
En büyük tirajlı gazetelerde
Tüm sapkınlıklara
Tam sayfa
Methiyeler düzülüyorsa
Cinsel tercih
Ahlaksızlığa kılıf oluyorsa
İşte o gün
Bu çarpıklıklar sürüp gidemez
Öğretmenden başkası
Bu gidişe dur diyemez.

Bir zamanlar
'' Ekmek parasını hak etmek ''
İnancı vardı
Ve '' alın teri ''  en büyük değerdi
Hani bir gün
Kısadan köşeyi dönmek 
Marifet olmuşsa
Tüm insanlar
Bağlamışlarsa umutlarını
Toto, loto, piyango
At yarışı 
Ve Kazı kazana
Alınteri 
Olmuşsa mizah konusu 
İşte o gün
Beklemektedir seni eğitimci ordusu

Hani bir gün
Mutsuzluk, umutsuzluk
Genç yüreklere de dolmuşsa
Ve de uyuşturucu 
Toplumun, gençliğin başına
En büyük bela olmuşsa
Bu çıkmaz sokak
İnanan, idealist eğitimcilerle geçilir
İşte o gün
Öğretmenlik mesleği seçilir.

Hani bir gün
İnsanlığın geleceği diye
Uzay çağı diye
Kısır akıllar
Sevgi değil
Barış değil
Savaş senaryoları üretiyorsa
Bilim kurgu adına
Üretilen yapıtlar
Uzayda savaş
Yıldızlar savaşı
İsimleri alında
Seyirci rekorları
Hasılat rekorları kırıyorsa
Anlamsız bir iç savaş
Mezhep savaşı
Yani kardeş kavgası çıkarılıp
Günahsız binlerce insan
Ve insanlığın geleceği
Öğretmenler  öldürülüyorsa
Bu gidişe de dur diyecek
Yine öğretmenlerdir
Kurtarılması geren
Çocuklaerdır, gençlerdir...

Hani birgün
Dolu dolu hissederseniz kendinizi
Dolmuşta taşmakta olan bir su testisi gibi
Yapacak çok şey var diyorsanız
Memleketimiz için
İnsanlık için
İşte o gün
Gelin
Öğretmenliği seçin


NOT: Bu şiirimi 25 yıl önce yazdım. İlk defa !3 Şubat 2017 tarihinde  milliyet bloktaki sayfamda yayınladım...

YARIM ASIRLIK DEMİRYOLU EMEKTARI OLARAK SON YÜKSEK HIZLI TREN KAZASI HAKKINDAKİ YORUMUM .....



Hızlı olarak  '' geçmiş olsun '' ve ''  başımız sağ olsun '' dileklerimle hemen konuya giriyorum:

Evet arkadaşlar beni takip edenlerin çoğunluğu tarafından bilindiği gibi  yarım asırlık demiryolu  emektarıyım ( 45 yıl 7 ay )   Demiryolu işletmemizin  en ilkel  dönemi olan buharlı tren döneminde işe girdim.  ( 1963 )  Yüksek hızlı tren dönemi  başlangıcında emekli oldum.  Demiryolu Meslek Lisesi mezunu olduktan sonra ilk atandığım  3. Bölge Alsancak 312. yol bakım şefliğinde 9 ay kadar şef yardımcısı olarak çalıştıktan sonra 19 yaşında Yol Bakım Şefliğine atandım. O günden, emekli olduğum tarihe kadar, şef teknisyen,  Sivas ve Afyon Beton Travers Fabrikaları, Personel Müdürlüğü görevleri, Demiryolu Meslek Lisemiz  sonra da  Eskişehir Eğitim Mekezi meslek dersleri öğretmenliği yaptım -- arada --  Meslek Lisemiz  1998 yılında kapatılınca da etkin ve yetkin çalışmalarımdan  dolayı ödül olarak ''  siyasi amaçlarla başka kurumdan torpilli olarak Eğitim Dairesi Başkanlığı görevine getirilen zatın icraatıyla  Demiryolu hastahanmize 2 yıl kadar sürgün  edildim.

Şimdi gelelim hızlı tren dönemine:

Hızlı tren teknolojisinin geçilmesine başlangıcından beri tereddütlü ve endişeli oldum. Yüksek teknoloji ve onun getirdiği yüksek hız insanı ile ekipmanı ve trafiği ile bir bütün olarak bir sistem meselesi. Bu sistemi oluşturan tüm detaylar mükemmel olmalı, ve azami dikkatle  takip edilmeli. İşte ben buna ülkemizin özellikle yöneten ve yönetilen insanlar açısından ''  Tam hazır olmadığına '' inanıyordum. Çünkü hızlı tren işletmeciliğimizin başlamasından kısa bir süre önce  DEMİRYOLCU OLMAYAN BİR GENEL MÜDÜR'ün  yanlış kararları ile HIZLANDIRILMIŞ TREN FACİASI yaşanmıştı. Yine büyük bir GELİYORUM DİYEN kaza,  bir çok can kaybı.  

Bu olayda yine ne yazık ki olayın derin ve gerçek araştırılması, analizi yapılmadı. Kusur bir kaç personele  fatura edildi. İşin gerçek müsebbibi üst yöneticiler görülmedi, görmezden gelindi. Bir de ödüllendirildi. Şimdi biri  milletvekili....

HIZLANDIRILMIŞ TREN uygulaması çok yanlıştı. Mesleğim Demiryolu İnşaatı ve Bakımı olduğu içim biliyorum ki. Her yolun, yaşı, malzemesinin özelliği, bakım şartları gibi durumlar, üzerinde yapılacak azami hızı belirler. Özellikle yol teknik terimi olan kurplar ( virajlar ) hızın sınırlanmasında oldukça etkilidir. Bu hız sınırları aşılınca  KAZA kaçınılmaz olur. Çünkü genel fizik kanunlarının  işlemesi önlenemez. Bu bölgede çok önemli bir yanlış karar daha alındı. MAKİNİSTE DURUMA GÖRE HIZI KENDİLİĞİNDEN % 10 ( hatırladığıma göre )  ARTTIRMA YETKİSİ VERİLDİ.  Bu demiryolu işletme tekniğine uymayan ve yanlış bir karardı.  İşin tekniğine çok aykırı bir karar. Hızı arttırma yetkisi, yol teknik ekibi sorumlularına aittir. 
 Ne yazık ki o gün görevde olan yol, cer, trafik bölümleri üst yöneticileri, de genel müdürü uyarmadılar, sessiz ve dirençsiz kaldır.

Yüksek teknoloji ve yüksek hız öncelikle uygun özelliği olan personel yani insanla gerçekleşebilir: 

==  Seçilecek elemanlar, çok zeki, çok çalışkan, toplulumuzun en seçkini denebilecek gençler arasından seçilmelidir. Mutlaka makina ve motor gibi branşlardan yüksek tahsilli olmalıdırlar...
==  Makinist,  çok iyi ve yeterli eğitimden geçirilmelidir.  Bence Hızlı veya Yüksek Hızlı tren makinistliği bir sivil ve askeri uçak pilotuna eşit yetenek isteyen ağırlıkta  bir görevdir.
==  Bu seçimde toplumumuzun önemli bir aksak ve yanlış yönü olan adam kayırma, siyasi mülahazalar, torpil gibi alışkanlıklarından sıyrılmak ve bunları devre dışında tutmak gerekir
==  Makinist  ve  hızlı tren trafiğini yöneten personel, maddi ve manevi yönler açısından  ileri seviyeye getirilmelidir. Bu görevlerini yaparken dikkatlerini  toplamasına engel bir durum olmaması çok önemlidir.  Özel hayatlarında, boşanma, ayrılma, büyük kayıplar olan personel  bu göreve getirilmemeli, sonradan oluşan problemlerde de bu görevden alınmalıdırlar.
==  Yüksek hızlı tren trafiği içinde görev alacak diğer personel de yine bu imkanlara yakın olması gözetilmelidir.
==  Sık sık takviye eğitimine alınmalıdırlar. Moralleri de yüksek tutulmalıdır.
==  Personelin iş disiplini ve özellikle kişisel iç disiplinleri de yüksek olmalıdır.
==  Bunun yanında Yüksek Hızlı Tren makinist ve trafik görevlilerinin başına getirilecek  yöneticilere de özel bir önem verilmeli uyumlu çalışmaları sağlanmalıdır.

Tabii ki  personel dışında,  çeken ve çekilen araçların  periyodik  teknik kontrolleri ve bakımları ile yolun bakımı yüksek disiplinle yürütülmelidir. 

Ne yazık ki ülkemiz insanının özelikle yöneticilerinin iflah olmaz bir eksikliği var, merakla ve hızla iyi etüt edilmeden ve sürecin tüm ayrıntıları gözetilmeden hızla karar veriliyor ve TEDBİRLER  İÇİN İSTİM ARKADAN GELİYOR.  Mükemmellik detaylarda gizlidir. İşte bizim atladığımız göremediğiz yanlışlık eksiklik bu noktada. Yine bu kazanın faturası  -- mutlak az veya çok kusurlu da olabilen  -- bir kaç canın dişine takarak çalışan faal personele kesilecek, üst ve siyasi yöneticilerin yanlış  karar ve ihmalleri dikkatlerden  kaçırılacak... 





























İSRAİL FÜZELERLE TÜRKİYE'Yİ KUŞATTI! ( Ramazan Kurtoğlu'ndan olay iddia )

BESMELE'NİN İLK 7 HARFİNDE GİZLENEN NE ?...







  

Bugün size Kur'an'la ilgili farklı özel ilgi alanımdaki çalışmalarımdan ve bulgularımdan bir bölüm sunacağım. Anlatacaklarımı kavrayabilmek için aşağıdaki notlarımı göz önünde bulundurmak gerekmektedir.

*Kur'an'ın indiği zaman diliminde Araplar rakam kullanmamakta ve sayıları, rakamları alfabelerindeki 28 harfin her birine bir sayı değeri vererek kullanmakta idiler. Kur'an indikten 200 sene sonra ancak, bu uygulamayı terk etmişler ve rakamları ihdas etmişlerdir. Bu sebeple Arap harfleri sağdan sola doğru okunurken, rakamlar ve sayılar buna uymamakta ve soldan sağa doğru okunmaktadır. Yani HER KUR'AN HARFİNİN BİR  SAYI DEĞERİ  VARDIR:

**  Arap Alfabesindeki bu Sayı-Harf sistemine EBCED denir. Bu sistemdeki harfler ve sayı değerleri şöyle: 

Tek haneli sayılar :
Elif -- 1  Be -- 2 Cim -- 3  Dal  -- 4  He -- 5  Vav -- 6   Ze -- 7  Ha -- 8  Tı -- 9 
İki haneli sayılar :
Ye -- 10  Kef -- 20  Lam  30  Mim -- 40 Nun -- 50  Sin -- 60  Ayın -- 70  Fe -- 80  Sad -- 90
Üç haneli sayılar : 
Kaf -- 100  Re -- 200  Şın -- 300  Te -- 400  --  Se -- 500  Hı -- 600  Zel -- 700  Dad -- 800   Zı -- 900
Dört haneli tek sayı:
Ğayın -- 1000

Şifrenin çözümü için iki - üç -- dört haneli sayıların sıfırlarını attıktan sonra oluşan tek haneli sayıları da ben '' mutlak sayı değeri ''  diye isimlendirdim. Örnek olarak Lam harfinin 30 olan sayı değerini (3), Te harfininin 400 olan sayı değerini (4),  Ğayın harfinin 1000 olan  sayı değerini de (1) olarak hesaba kattım.

=====================================================================

Şimde gelelim konumuza:
BESMELE 19 Arap harfi ile yazılır.
Bunlar;

Be - Sin - Mim - Elif - Lam - Lam  - He  **** Bu 7 harften oluşan bölüm  BİSMİ  ALLAH diye yazılır, BİSMİLLAH diye okunur.
İkinci bölüm:  Elif - Lam - Rı  - Ha - Min - Nun  **** 6 harften oluşan bu ikinci bölüm EL RAHMAN diye yazılır, ER-RAHMAN olarak okunur.
6 harften oluşan son bölüm: Elif - Lam - Rı - Ha - Ye - Mim  **** EL RAHİYM olarak yazılır, ER-RAHİM olarak okunur.
Sonuç olarak Besmele'nin anlamı  Rahman ve Rahiym  Allah'ın adıyladır.

------------------------------------------------------------------------------------------------

7 harften oluşan ilk bölüm  BİSMİLLAH Allah'ın adıyla anlamına gelir.
Şimdi bu ilk 7 harfin Ebced sayı-harf sistemindeki sayı değerlerini sıra ile yerlerine koyalım ve toplamını alalım.

Be - Sin - Mim - Elif - Lam - Lam - He :  2 + 60 + 40 + 1 + 30 + 30 + 5  ==  168 sonucunu vermektedir. Bu 7 harfin Ebced sayı değerleri toplamı da  sayısını 24 katıdır.
168 / 7 = 24

İlginçtir.  Kur'an'da  en çok '' bir ''  sayısı  geçmektedir. 62 defa.  Ondan sonra en çok geçen sayı '' 7 '' dir ve tam 24 defa geçmektedir....

Burada Toplam 7 ayetten oluşan Fatiha suresi ve 7 sayısı ile ilgili bir ayeti devreye sokmamız gerekmektedir:

Kur'an 15. sırasındaki HİCR suresi ve 87. ayeti:

'' Ve lekad âteynâke seb'an minel mesani vel Kur'an elaziym ''
Anlamı: '' And olsun ki biz sana 7 mesaniyi ve şu büyük Kur'an'ı verdik '' 

Rahmetli  Haluk Nurbaki Hocamız FATİHA'NIN 40 YORUMU adlı eserinde  bu ayetin düğüm kelimesi ''  yedi mesani 'yi şöyle açıklamaktadır: '' Seb'an mesani ''  tanımının Fatiha'yı kastettiği kesindir. '' Çifter çifter katlanan 7  ''  anlamındadır.

Sonuçta ' ayetin anlamı ''Biz sana çifter çifter katlanan yediyi ve Yüce Kur'an'ı verdik '' olmaktadır. ' demiştir.

7 sayısı ve 7 harf teklik içermektedir ve ikiye katlamaz.

Burada benim naçizane yorumum devreye giriyor. 

Kur'an'ın ve ilk suresi Fatiha'nın ilk ayeti BESMELE'nin ilk 7 harfinin mutlak sayı değerlini sırasıyla yana yazıyoruz ve 7 rakamlı bir sayı oluşuyor. İlk rakamı tek bırakıyor sonrak 6 rakamı ikişer ikişer eşleştiriyoruz yani katlıyoruz:

Allah'ın adıyla anlamındaki ilk 7 harf ebced ve mutlak sayı değerlerini yazalım:
2  60 40 1 30 30 5 **** mutlak sayı değerleri  2  -  6 - 4 - 1 - 3 - 3 - 5

Yukarıda anlattığımız gibi  ikişer ikişer katlayarak toplamlarını alalım:
2 + 64 + 13 + 35  =  114

Ne çıktı sonuç ?  114 bu sayı  neyi temsil ediyor ? Yukarıdaki açıklamamızdan hatırlayalım:
114 Kur'an'daki toplam sure sayısıdır.

Sonucu toparlayalım:

Bir önceki BESMELE HARFLERİNDE  ŞİFRELENEN NE ?  başlıklı yazımda Besmele yazımı için gerekli 19 Arap harfinin EBCED  Harf - Sayı  sitemindeki  harflerin Ebced sayısal değerlerindeki sıfırların atılması ile oluşan mutlak sayı değerlerini etoplamının 66 sayısını  oluşturması ile ALLAH  sözcüğünün yazımında geçen 4 Arap harfinin Ebced değerleri toplamının 66 sayısına tevafuk etmesi ( eşitlenmesi ) sonucu hatırlandığında; oluşan mucizevi  sonuçları özetleyerek belirtelim:

İlk ayeti Besmele olan Fatiha Suresi Kur'an'ın başına konuyor.

ALLAH'IN ADIYLA anlamındaki bu BESMELE'nin ilk  7 harfinin sayısal değerlerinde KUR'AN'IN TOPLAM SURE SAYISI ŞİFRELENENİYOR....

Şimdi de Kur'an'ın toplam sure sayısı olan 114 ü ele alalım. 

Bu sayıyı ikiye katlayalık 3 rakamlı küçük bir sayı olduğu için ikiye katlamayı bu defa bir başka şekilde uygulayalım.

İki 114 sayısı yan yana getirelim yani kiye katlayalım. Ve oluşan 6 rakamlı sayıyı da ikişer ikişer eşleştirelim yani tekrar ikiye katlayalım:

114114 --- 11 + 41 + 14 =  66

Sonuç 66, bu sayıyı da açıklama bölümümüzde belirtmiştik. 

1 -  BESMELE'nin 19 Arap harfinin  - sıfırları atılmış - Ebced sayısal değerlerinin toplamının ALLAH kelimesinin  Kur'an'daki sayısal değeri olan 66 sayısına ulaşıyor,

2 - Kur'an'ın, Besmelenin ilk 7 harfinde Kur'an'ın toplam sure sayısı olan 114 şifreleniyor. 

3 - Bu toplam sure sayısında da Allah kelimesinin 4 harfinin Ebced değerleri toplamı olan 66 sayısı şifreleniyor....

BESMELE HARFLERİNDE ŞİFRELENEN NE ?...

Kur’an bütünüyle bir mucizedir. Yüzde doksanı, belki de doksan beşi okuma yazma bilmeyen bir topluma inerken, ilk ayeti, ilk kelimesi ve ilk emrinin OKU! ( İkra ) olması ile, bilgilenmenin ve öğrenmenin önemine ve gereğine yüzlerce, binlerce yıl öncesinden değinerek damgasını vurması ile bir mucizedir. Edebi üslubu ile, tek bir ayetinin dahi taklit edilmesi imkansız ilahi seslenişi ile bir mucizedir. İnsan bilgisinin bu gün ancak ulaşabildiği uzay ve tabii bilimler konularındaki teknik bilgileri 1400 yıl öncesinden vermesi ile bir mucizedir.  

Besmele bilindiği gibi Kur’an’ın toplam 114 olan suresinin 113 ünün başında bulunmaktadır. ( Tevbe isimli surenin başında yoktur. )  

Türkçeokunuşu: BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİYM
Arapça yazılışı: Sağdan sola sıra ile harfler: Be-Sin-Mim-Elif-Lâm-Lâm-He-Elif-Lâm-Rı-Ha-Mim-Nun-Elif-Lâm-Rı-Ha-Ye-Mim

Kur’an’ın indiği dönemde Araplar rakam kullanmamakta ve alfabelerindeki 28 harfe verdikleri sayı değerlerini rakam yerine kullanmakta idiler. Arap rakamları Kur’an’ın Allah katından inmesinden 200 yıl sonra ihdas olunmuştur. Arapça konusunda bilgisi olanlar bilirler ki, Araplar harfleri sağdan sola doğru okur ve yazarken; rakamları diğer dünya ülkeleri gibi – daha sonra ihdas edildiği için – soldan sağa doğru okur ve yazarlar.  

Arap alfabesindeki harf sayısına takılan olabilir. Arap alfabesindeki gerçek harf sayısı 29 değil 28 dir. Lamelif harfi Kur’an yazımında kolaylık olması için sonradan Lam ve Elif harflerinin özel bir işarette birleştirilmesi ile oluşturulmuştur.  
İşte İbraniler ve Araplarda görülen bu sayı - harf sistemine EBCED adı verilmiştir. Bu sistemde her harfin bir sayı değeri vardır.  

Gelelim BESMELE’ ye:  

Besmele 19 Arap harfi ile yazılır.  

Bu Harfler sırası ile: Be-Sin-Mim-Elif-Lâm-Lâm-He-Elif-Rı-Ha-Mim-Nun-Elif-Lâm-Rı-Ha-Ye-Mim harfleridir.  

Sonra bu harflerin EBCED harf sayı sistemindeki değerlerini alalım:  

2 – 60 – 40 - 1- 30 – 30 – 5 – 1 – 30 – 200 – 8 – 40 – 50 – 1 – 30 – 200 – 8 – 10 – 40  

Burada koyu harflerle yazılı 4 sayı ( 1-30-30-5 ) Besmele’deki ALLAH sözcüğünün Arap harfleri ile yazılmasında gereken 4 harf olan Elif-Lâm-Lâm-He harflerinin EBCED’deki sayı karşılıklarıdır.  

ALLAH kelimesi Hangi Arap harfleri ile yazılıyormuş ?  

Elif- Lam – Lam – He harfleri ile:  

Ebced sayı değerlerini toplayalım:  

1 + 30 + 30 + 5 = 66  

Ne çıktı sonuç ? 66  

Şimdi BESMELE’ deki 19 harfin çizelgedeki Ebced sayı değerlerinin sıfırlarını atarak mutlak sayı değerlerinin toplamın alalım:  

2 + 6 + 4 + 1 + 3 + 3 + 5 + 1 + 3 + 2 + 8 + 4 + 5 - 1 + 3 + 2 + 8 + 1 + 4 =  66  

Sonuç ne çıktı değerli dostlar ? 66  

Allah kelimesinin Kur’an’ın yazıldığı Arap harflerinden dördünün Ebced sayı değerleri toplamı 66 sonucunu veriyor. 

Besmele’nin yazılmasında kullanılan 19 Arap harfinin mutlak sayı değerleri toplamı da 66  

Bu tesadüf müdür ?  

Yoksa;  

Yüce Yaratıcı’nın Besmele’deki dolayısıyla Kur’an’daki imzası mı ?