29 Eylül 2018 Cumartesi

Dünyadaki çılgın silahlanma yarışı konusunda ilginç bilgiler !...



Tüm  dünya  ülkeleri silahlanmaya  insandan daha  çok  önem  veriyor:

==  Dünyada silahlanma  harcamalarında hızlı bir artış  yaşanıyor. 1995 yılında 864 milyar dolar olarak gerçekleşmiş.
= Aynı yıl hastalıklarla mücadele için  yapılan toplam harcama 15 milyar dolar...

== 1945 yılından bu yana 
savaşlarda 13 milyon insan ölürken; Sıtma, Verem, AİDS  gibi hastalıklardan ölen insan sayısı  ise 150 milyon.

== Silahlanmaya harcanan ara, dünyadaki açlık sorununun  tamamen halledilmesi için  gereken paranın tam  100 katı 

28 Eylül 2018 Cuma

İMAN, ama nasıl bir İman ?...



Araştırmaya  kesin  bilgiye  dayanmayan  körü körüne bir iman  Yani  TAKLİDİ  İMAN, İslamın benimsediği, onayladığı bir iman değildir.

Aklın önemini öteleyen  iman anlayışlarını İslam benimsememiştir. İslam'da akli delillere dayalı inanmanın hem  dini  hem de ahlaki temelleri bulunmaktadır. Çünkü insanlar, neye, niçin ve nasıl iman ettiğinden sorumludurlar. Dolayısıyla onlar, sorumlulukları gereği olarak imanlarını,  sağlam temellere oturtmak zorundadırlar... ( ** )


(**)  Metin AYDIN --  '' Ateizm Yanılgısı ''  --  Gece Kitaplığı Yayınları   Say. 188

KUR'AN'IN AKLA VERDİĞİ ÖNEM ...



''Akla, ilme, Kur'an kadar vurgu yapan hiç bir semavi kitap yoktur. Kur'an  '' Taklidi bir imanı değil, bilakis, akla dayanan, düşünerek, araştırarak, sorgulayarak, bilinçli bir eylem olarak edinilen imanı  yani  '' Tahkiki İmanı '' kabul eder. Bu nedenle zaten imanın olmazsa olmaz şartlarından birincisi  '' aklın baliğ olması ''  yani bireyin  analiz, sentez değerlendirme yapabilecek, iyi ile kötüyü ayırt edebilecek seviyede bir akla sahip olabilmesi gerekliliğidir.''  ( * )

''  Şüphesiz Allah katında canlıların et kötüsü, düşünmeyen, aklını kullanmayan  sağır ve dilsizlerdir.   ( Enfal/ 22 )

'' Allah'ın izni olmadıkça hiç bir benlik iman edemez.  Allah pisliği aklını 
kullanmayanlar üzerine bırakır.   ( Yunus/ 100 )


(*)  Ateizm Yanılgısı --  Metin AYDIN --  Gece Kitalığı Yayınları - 2015  Sayfa: 185







25 Eylül 2018 Salı

'' İNŞAALLAH '' sözünün Kur'ansal dayanağı !...



Sen de  bu olaylardan ders çıkar  ve  bir şeyin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini  bilmediğin hiç bir şey için İNŞAALLAH  ( Allah dilerse )  diyerek, Rabbi'ni anmadan  
''  BUNU  YARIN  YAPACAĞIM    ''  deme...

( Kehf/ 23 )



Eğer '' İNŞAALLAH  ''  demeyi unutursan,   hatırlladığında,
''  BELKİ  RABBİM  EN  YAKIN  BİR  ZAMANDA, BENİ  BU SIKINTIDAN KURTARIR  ve DAHA  İYİYE ULAŞTIRIR  ''  diyerek  O' NU  AN  ve  DUA  ET....

( Kehf/ 24 )


















Evrenin devamlı genişlediği Kur'an'da 1400 yıl önce açıklanmış !...



Evrenin genişlediği ve genişlemeye devam ettiği 1930' larda Hubble tarafından belirlenmiştir. Bundan tam 1400 yıl önce Kur'an tarafından bu bilimsel gerçek şu ayetle açıklanmıştır:

Ey İnsanlar !  Hem rızkınızın, hem de dünya azabınızın olduğu göğü gücümüzle biz inşa ettik ve onu BİZ, bir düzen halinde genişletmekteyiz...

                                ( Zariyat/ 47 )








İZAFİYET ( Görecelilik ) TEORİSİ İLE İLGİLİ AYETLER ...




***   SENDEN AZABI  ÇABUK  İSTİYORLAR. ALLAH  SÖZÜNDEN CAYMAZ.. RABBİ'NİN  YANINDA  BİR  GÜN,  SİZİN  SAYDIKLARINIZDAN  BİN  YIL  GİBİDİR...
                               ( Hac/88/ 47 )

*** ( ALLAH )  EMRİ  GÖKTEN  YERE  İNDİRİR.  SONRA  EMİR  SİZİN  HESABINIZCA  BİN  YIL  SÜREN  BİR  GÜN  İÇİNDE O' NA  ÇIKAR...
                                                      ( Secde/ 75/ 5 )

*** MELEKLER  VE  RUH,  ELLİ  BİN  YIL  SÜREN  BİR  GÜN  İÇİNDE  O' NA  ÇIKAR...  ONLAR, ONU  UZAK  GÖRÜYORLAR.  BİZ  İSE  ONU  YAKIN  GÖRÜYORUZ...
                                 ( Mearic/ 70/4 )

       



NESEP ( Soy ) YOLU İLE PEYGAMBERE YAKINLIK FAYDA VERMEZ !...



PEYGAMBERLİK  ALLAH'IN  BAZI UYGUN  GÖRDÜĞÜ  KİŞİLERE  VERDİĞİ BİR GÖREVDİR.  

BAZI  YÖNETİM  ŞEKİLLERİNDE  GÖRÜLDÜĞÜ  GİBİ  SOYDAN  VEYA  BABADAN  OĞULA  GEÇEN  BİR MAKAM  DEĞİLDİR.

PEYGAMBERLERİN  AİLE FERTLERİ  DE  KUTSİYET  İÇERMEZ.

PEYGAMBER  SOYUNDAN  OLMA  YANİ  SEYİTLİK  İNSANLARIN  UYDURDUĞU  BİR  MAKAMDIR...
















24 Eylül 2018 Pazartesi

DİNE VE ALLAH'A YARDIM ETME !...



KUR'AN'DA  BAŞKASINA  YARDIM  ETME,  DOLAYISIYLA  DİNE  YARDIM  ETME, 

''  ALLAH'A  YARDIM  ETME  ''
   
OLARAK  TANIMLANMAKTADIR.

( Al-i İmran/ 52 --  Saff/ 14 )

23 Eylül 2018 Pazar

22 Eylül 2018 Cumartesi

RUH HAKKINDA İNSANLARA AZ BİR BİLGİ VERİLMİŞTİR...




RUH  ALLAH'IN  EMRİNDEDİR:  
SANA  RUHTAN  SORARLAR.  DE Kİ,  RUH  RABBİ'MİN  EMRİNDEDİR.  ( Ruh hakkında )  İNSANLARA  AZ  BİR  İLİM  VERİLMİŞTİR...

                                 ( Nahl/ 85 )

20 Eylül 2018 Perşembe

ŞEYTAN kimlere musallat edilir ?...



Her kim  Rahman'ı  anmaktan  uzaklaşırsa  biz   ona  ŞEYTAN'I  musallat ederiz.  Artık bu  ona  yakın  bir  arkadaş  olur.

( Zuhruf/ 36 )

ŞEYTAN kimlerin üzerine iner ?...



Şeytanların  kimlerin  üzerine  indiğini  size  haber  vereyim mi  ?

Günaha  kendini  kaptırmış,  sahtekar, iftiracı  ve  yalancı  üzerine inerler...

( Şuara/ 221 -  222 )

ŞEYTAN'ın Rablerine tevekkül edenler üzerinde hiç bir etkisi yoktur ...



Gerçek şu ki  iman edip Rablerine  tevekkül edenler üzerinde onun hiç bir hakimiyeti yoktur. ŞEYTAN'ın hakimiyeti ancak onu dost edinenlere ve Allah'a ortak koşanlaradır.

( Nahl/ 99 - 100 )

ŞEYTAN Allah'ın izni olmadan insana zarar veremez !...



( ŞEYTAN )  Allah'ın izni olmadan onlara zarar verecek değildir. Müminler onun için hep Allah'a  dayansınlar.

( Mücadele/ 10 )

19 Eylül 2018 Çarşamba

ALLAH ELEŞTİREL AKLI TERCİH EDİYOR...



ALLAH'IN  İSTEDİĞİ   AKIL;

MERAK  EDEN
SORGULAYAN
ARAŞTIRAN
DÜŞÜNEN
DENETLEYEN
GÖZLEYEN
ve
ELEŞTİREN 

AKILDIR

( Zümer/ 18 )

17 Eylül 2018 Pazartesi

'' Sünnet '' kelimesi Kur'an'da yalnızca '' Allah'ın Sünneti '' olarak geçiyor !...




















Sünnet kelimesi  Arapça'da yöntem, usul, kanun, kural anlamlarını taşır.  İslami literatür ve söylemlerde  '' PEYGAMBERİN  SÜNNETİ '' şeklinde kullanılmasına rağmen. Dinimizin kaynağı Kur'an'da  ''  ALLAH'IN  SÜNNETİ  '' olarak karşımıza çıkmaktadır, Kur'an'ın hiç bir yerinde Peygamberin sünneti sözleri yoktur.

Allah'ın sünneti; Allah'ın kuralı, yöntemi demektir.
Bu anlamda İslam dini için konulan kurallar, DİN ALLAH'IN  olduğuna göre, Peygamberde  Kur'an dışında bir din kuralı, hükmü koyamayacağına göre Kur'an'daki  SÜNNETULLAH  :  Allah'ın sünneti  deyimi daha doğrudur. Peygamberimiz de Allah'ın sünnetini yani kurallarını tebliğ eder, kendi din hükmü, kuralı koyamaz...

ALLAH'N SÜNNETİ SÖZLERİNİN KUR'AN'DA  GEÇTİĞİ YERLER:

Allah'ın sünneti  Kur'an'ın muhkem  ( sağlam, kesin )  hükümleridir: Fatır / 43  --  Enfal/ 38  --  Nisa/ 26

Allah'ın sünnetinde değişme olmaz:  Enfal/ 38 --  Nisa/ 26  --  Fetih/ 23 

Yahudilere yardım olsun diye '' ALLAH'I KIYAMETE ZORLAYAN Evangelist ABD'ye: ALIN İŞTE KIYAMET !...



Kendi elleri ile yazdıkları kutsal metinlerle  kendilerini dünyanın en üstün ırkı ilan eden, diğer insanları hayvan yerine koyan, Allah'ı kıyamete zorlamak için  3. Dünya Savaşını çıkarmayı planlayan ve bu hedef için çalışmalar yapan Siyonist Yahudiler ve onlara yardım  eden ABD'li Evangelistler'e  Kuzey Karolina'yı etkisi altına alan son kasırga Allah'ın cevabı mıdır acaba ?

Siz Kıyametin vaktinden önce mi 
gelmesini istiyorsunuz ?

ALIN  İŞTE  SİZE  KIYAMET !...












14 Eylül 2018 Cuma

Şeytan, kendiliğinden insana musallat olmaz !



''  Ey insanlar !  Şunu iyice bilin ki, sizlere musallat olmak için pusuda bekleyen   şeytan, ancak kendisi gibi olumsuz düşünenleri  ( ona dost olanları ) korkutur, öylelerini yoldan çıkarır.
Fakat içtenlikle iman etmişseniz, şeytan ve dostlarından korkmanıza gerek yoktur.  Sadece  BEN'DEN, BENİM DESTEĞİMİ  KAYBETMEKTEN  KORKUN !... 

***********************  Al-i İmran/ 175 **********************

12 Eylül 2018 Çarşamba

150 YIL YAŞAMAK İSTER MİSİNİZ ?





Son zamanlarda yazılı ve görsel medyamızda bir haber dolaşıp, tartışılıp duruyor. İnsanı 150 yıl yaşatacak bir ilaç bulunmuş. Hata bu konuda kitalar bile yazılmış. Yazımın başına bu kitaplardan birini kapağının resmini koydum.

Bu konu neden ilgi görmüş olabilir dersiniz. ? İnsanlar, daha doğrusu gençler ve orta yaşlarda olanların ilgisini her daim çekiyor. Çok yaşamak, uzun yaşamak çok kişinin hayali. Hatta bir kaç senede bir  '' Ölümsüzlük iksiri  bulundu ''  sevimli yalanı medya tarafından uyduruk bir haberle ortaya atılır. İnsanlar da  -- tam inanmasalar  dahi -- bir süre hayal kurar, oyalanırlar ve konu kapanır.

İnsanlar genelde uzun süre yaşamak, hayattan kopmamak isterler. Çünkü normal olarak ileri zamanlara yayılmış, istekleri, planları, hayalleri vardır. Ve bunlarda bir türlü bitmek bilmez...

Çünkü insan nefsi daima dipdiridir ve ayaktadır. Genç ve orta yaşlarda olanlar ise Kur'an'da Allah'ın  ''  düşkünlük  ''  olarak isimlendirdiği yaşlılığı yani ihtiyarlığı, etrafında örneklerini görse de kendilerine yakıştırmaz. Bir zaman sonra kapılarına gelecek yaşlılık sanki hiç onlara gelmeyecekmiş gibi düşünürler, yani isterler.

Ama,yaşlılık, düşkünlük Allah'ın tabii bir fizik kanunu olarak onlara da gelecektir. Daha önceleri  koşarak indikleri, hızla bir çırpıda tırmandıkları merdivenler onların artık büyük problemi olacaktır. Yer çekimi kanununu bünyelerinde hissetmeye başlayacaklar, artık koşamayacakları gibi adım mesafeleri daralacak, yürürken adımlarında ayakları artık yeterince yukarı kalkamadığı için bazen yürüdükleri zeminde  bir kaç santim yüksekliğinde küçük, taş, çıkıntı engellere ayakları takılacak ve belki de arada sırada düşmeye başlayacaklardır.

Tüm bedenlerindeki, kaslar artık  kısa süre fiziki harekette isyan bayrağını çekecek hale gelmiştir. Sonra , vücuttaki tüm uzuvlarda, da bazen küçük bazen da büyük aksaklıklar yani rahatsızlıklar görülmeye başlayacaktır, 

Tansiyon, romatizma, kalp, damar, sindirim sistemleri problemleri, kendisini ziyaret için arka arkaya sıraya gireceklerdir.

Allah'ın programında  her canlı ve cansız varlık için bir ortalama ömür vardır. Bu ömür bazen kısa süre uzayabileceği gibi, bazen da kısa veya uzunca bir süre kısalabilir.  Çünkü tüm uzuvların çalışma süresi belirlidir. Bu sürelerin fazlaca aşılması istisnai olacaktır. Normal değildir.

Düşkünlük 60' lı ve 70'li yaşlarda başlar, 80 ve 90. yaşlarda zirvesini bulur. Beyin hücreleri de düşkünlük kervanına katılırsa bunama başlıyor, insanın yaşantısı başkasına ve hatta kendisine bir yük olma özelliğine ulaşıyor. Yaşamanın artık tadı tuzu kalmıyor.. 

Benim yaşım 70'i aştı. Yakın akrabalarımdan birisi 90'lı  yaşlar başlangıcında, diğeri de 85 yaşında. Onların durumlarını görünce, Allah'ın uygun gördüğü düşkünlük süresini bana da yaşatması ve kendime ve yakınlarıma yük olmadan beni yanına alması için dua etmeye başladım.

Hele 90 yaşlarından itibaren yaşamaya devam etmenin  insan kendisine zulüm haline geldiğine şahit olduktan sonra Allah'ın herkese hayırlı yaşlılık ve ebediyete yolculuk nasip etmesini diliyorum...





  




















9 Eylül 2018 Pazar

NEFS OLUMSUZ YÖNDE UYANDIĞINDA !...




İnsan kendine ne kadar güvenirse güvensin, yine de olumsuz nefsine mağlup olma riski altındadır. Bunun için sürekli dikkat etmesi  ve nefsinin olumsuz yöne kayması ile ilgili kararlarında mutlaka şeytanın payı olduğunu göz önünde bulundurması gereklidir.

Bu nedenle A'raf/ 220  ve  Müminun/ 98 ayetlerde  olumsuz nefsin uyanışında yukarıdaki resimde görüldüğü gibi  EuzüBesmele çekmesi yani:

EUZÜ BİLLAHİ  MİNEŞŞEYTANİRRACİYM  (  Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah'a  sığınırım )  demesi  tavsiye edilmektedir 

Kur'an '' anlamadan '' okunmayı nasıl değerlendiriyor ?...

                               

Kur'an Anlaşılmadan okunmasını doğru bulmuyor, çeşitli ayetlerde eleştiriyor.1 --  Anlamadan okumak, KUR'AN'DAN uzaklaşmaktır.   ( Müzzemil/ 1 - 5  ---  
Furkan/ 30 --  Nisa/ 82 --  119 )2 --  Suya ulaşmışken içemrden dönmektir..  ( Ra'd/ 14 )3 --  Yaşamı  boşa harcamaktır.  ( Taha/ 127 )3 -- Anlamadan Kur'anokuyan, ne taşıdığını bilmeden yük taşıyan eşek gibidir. ( Cumua/ 5

4 Eylül 2018 Salı

İLAHİ YARDIM -- ARACISIZ -- SADECE ALLAH'TAN İSTENMELİDİR...




''  .................  Şu iyice bilinsin ki,  Allah ayetlerini red edenleri ve bu davranışları ile küfre sapmış olanları doğru yola  ( hidayete ) erdirmez.  '' ( Zümer/ 3 )


''  Bu nedenle bir azap gelmeden  sadece Rabbinize yönelin ve sadece O' na içtenlikle teslim  olun. Ve ilahi bir yardım  için dua eder ve beklerken, ondan başka hiç bir şeyi aranıza koymayın ve öncelik te vermeyin. Aksi takdir de dua etseniz bile ilahi herhangi bir yardım göremezsiniz...  ''    ( Zümer/ 54 )


''   Rabbiniz der ki;  ''  Bana dua edip, ilahi bir desteği sadece benden dileyin ki, size cevap vereyim.  Büyüklük taslayarak, sadece ve doğrudan bana ibadet etmekten  ( Kulluğunu bana belirtmekten kaçınan ve benden başkasından ilahi bir yardım isteyenler ise hor görülecekler ve Cehenneme gireceklerdir.  ''    ( Mümin/ 60 )












3 Eylül 2018 Pazartesi

DİNDE MEZHEP - CEMAAT Ve TARİKATLAR ŞEKLİNDE BÖLÜNMENİN SEBEBİ



İSLÂM' DA  MEZHEP, CEMAAT  Ve TARİKATLAR  ŞEKLİNDE  

BÖLÜNMENİN  SEBEBİ


Kur'an'daki  Al- İmran/ 7 ve  Zümer/ 23. ayetlerde vurgulanan MUHKEM  
 ve MÜTEŞABİH   hükümler ayrımını dikkate almadan tüm Kur'an ayetlerinin MUHKEM yani  tüm zaman ve ortamlarda geçerli olduğuna inanmak, ve MÜTEŞABİH AYETLERİ DE bu yanlış şekli ile MUHKEM kabul ederek uygulamaya kalkmaktır.

DİNDE MUHAFAZAKARLIK



İSLAM  DİNİNDE  MUHAFAZAKARLIK

KUR'ANDAKİ  MÜTEŞABİH  ( Zamana ve ortama göre 

farklı  yorumanabilen ) AYETLER VE HÜKÜMLERİNİ 

MUHKEM ( Her zaman ve her yerde geçerli ) AYETLER  

gibi kabul etmek, inanmak ve uygulamaktır...








2 Eylül 2018 Pazar

Ayetlerdeki MUHKEM ve MÜTEŞABİH hükümler nasıl ayırt edilir ?...



Ayetlerin muhkem ve müteşabih  yani iki türlü olması  literatürde böyle ayetler üzerinden yapılmaktadır. Fakat daha doğru ayrım ayetlerin mesajları üzerinden olmalıdır. Çünkü bir ayette yalnızca bir muhkem veya müteşabih hüküm  bulunabildiği gibi, hem muhkem hemde müteşabih hüküm veya hükümler birlikte bulunabilmektedir.





O zaman karşımıza  ''  Kur'an ayetlerindeki  Muhkem ve Müteşabih hükümler nasıl ayırt edilebilir  ?  ''  şeklinde bir soru karşımıza çıkar.

Ülkemiz de - muhtemelen - diğer İslam ülkelerinde bu konu bu güne kadar genel ve yüzeysel olarak ele alınmış, Kur'an'ın toplam sayısı 6236 olan ayetlerinin içinde hangi ayetler de Müteşabih hükümler bulunduğu ve hangi ayetleri Müteşabih  özellikler taşıdığı konulu bir çalışma yapılmamış ve bir kitapta toplanmamıştır. Ta ki  bir ilahiyat hocası ve  araştırmacısı değilde pozitif ilimler alanın temayüz etmiş bir akademisyen hocamız  Nörolog Prof. Dr. GAZİ ÖZDEMİR'in bu konuya el atmasına kadar.
Bu hocamız, bu iki tür ayetleri bir birinden  bilimsel bir şekilde ayırt etmek için kıstaslar bulup, tüm ayetleri inceleyerek içinde muhkem hükümler bulunanları bir kitapta toplamıştır. Aylardır elimden düşürmediğim bu eser  ''  İSLÂMIN ŞARTI SADECE 5 DEĞİL  Kur'an'daki Muhkem/ Kesin  Hükümlerdir. PEKİ BU HÜKÜMLER NELERDİR ?  ''




Adını taşımaktadr. ŞİRA Yayınlarından çıkan bu eser 352 sayfa hacmindedir. Bendeki kopyası 2014 yılında yayınlanan ilk baskısıdır.  Gazi Bey bu eserinde Kur'an'da toplam 888 adet  muhkem hüküm belirlemiştir. Kendi ifadesine göre  Kur'an'ın bütündeki muhkem hükümler  tekrarlar hariç 400 adet civarındadır Bazı muhkemler Kur'an içinde birkaç defa tekrarlanmaktadır. Bu hısusda dikkate alındığın, Tekrarları ile beraber toplam  muhkem hüküm yukarıda  belirttiğim gibi 888 adettir.

Önceki bazı yazılarımda vurguladığım gibi muhkem hükümler, Kur'an'ın temelidir esasıdır. iman kadar  güçlü inanılması gerekir: Ve en önemlisi de İbadet hükmündedirler..

Gazi Özdemir'in Kur'an'daki Muhkem Hükümleri belirlemek için koyduğu bilimsel kıstaslar şöyledir:

1 - Verilecek bir muhkem hüküm veya bilgi kıssa ( hikaye ) içinde benzetme ve örnekleme yapılarak verilmektedir.  Bazı kıssalar birden fazla tekrarlanmaktadır. Ancak her tekrarda farklı bir muhkem mesaj verilmek istenmektedir.

2 -  Verilecek bir Muhkem Hüküm veya bilgi, ''  kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla  ''  yöntemi ile, yani biri kastedilerek, sanki ona söyleniyormuş gibi verilmektedir.


3  - Verilecek bir Muhkem hüküm veya bilgi, tek bir ayette değil, aynı surenin bir kaç ayetinde, veya bir çok surede ve Kur'an'ın bütününde birden fazla ayete serpiştirilerek verilmektedir.


4 - Olumlu Muhkem hüküm veya bilgi, olumsuz veya yanlış bir ifade içine gizlenerek veya  
'' keşkeli ''  bir temenni şekline büründürülerek verilmektedir.

5 - Bir ayetin önce düşünce, öneri veya amele  ( davranışa ) ilişkin olan fiilini buluyorum. Bu fiil doğrudan biz insanlara hitap etmekte ve yapmamız istenmekte veya Peygambere ve bir başkasına söylenmekte ve bizim de bu hükme uymamız istenmektedir.


Sonra ayette fiili tamamlayan kelime varsa, onu bulmak amacıyla, ilk önce bulmuş olduğum fiile  ''  kimi, kime, neyi, neye, nereyi, nereye  ''  sorularını soruyorum. Böylece bulunan bir  - iki kelime veya cümle, fiilin hedefi, amacı, yani Muhkem ( kesin ) hükmü olmuş oluyor.


Bulunan Muhkem Hükme 1 - 2 kelimeye bu defa ne ile nasıl soruları sorulursa Müteşabih amaç, yani muhkeme, amaç hedefe götürücü, gerçekleşmesini sağlayıcı, araç, yöntem ortaya çıkmış oluyor.


6 - Belirlenen bir Muhkem Hüküm şu üç özelliği taşıyorsa  onu muhkem olarak kabul ettim:


***  BU HÜKÜM TARTIŞILMAZ ÖZELLİKTE İSE


***  ZAMAN ÜSTÜ  YANİ HER ZAMANA UYGUN İSE


***  HER TOPLUMA UYGUN VE UYGULANABİLİR ÖZELLİKTE İSE


Gazi Hoca, eserinin yazım sıralamasında  ayetlerdeki Muhkem Hükmü kısa ve öz ifade ile   vermiş sonra da  bulunduğu ayetin mealini kısaltmayarak kendi tercüme ve yorumu ile aktarmıştır.
Ayetteki  bilgi veya kesin hüküm, açıklama veya yorum gerektiriyorsa ayetin altına DİPNOT şeklinde eklemiştir.











1 Eylül 2018 Cumartesi

MÜTEŞABİH ( Zaman ve mekana göre farklı yorumlanabilen ) AYETLER




İslam'ın kutsal kitabı Kur'an hakkında bize öğretilen ve beyinlerimize adeta nakşedilen bir öğreti vardı:
'
''  Kur'an son peygamber Hz. Muhammed aracılığı ile Allah'tan insanlığa indirilimiş son kitaptır ve tüm hükümleri kati ve değişmezdir, kıyamete kadar tüm mekanlar ve zamanlar için geçerlidir. ''

Fakat bunun böyle olmadığı, Al-i İmran Suresi 7. ayetinde açıklanıyordu. Kur'an ayetlerinin Muhkem ( kesin ) hükümler ve Müteşabih ( zaman ve ortam ile günün şartlarına göre farklı yorumlanacak ) hükümler olmak üzere iki türlü olduğu belirtiliyordu.

İşte o ayet ile ilgili M.Hamdi Yazır Hoca'nın meali:
'' Sana kitabı indiren O'dur. O kitapta manası açık muhkem ayetler vardır ki, onlar kitabın anasıdır. Bir de manası kapalı müteşabihler vardır. Kalplerinde eğiklik bulunanlar, fitne çıkarmak ve kendilerine göre yorumlamak için onun müteşabih olanlarına uyarlar. Oysa onların yorumunu Allah'tan başka kimse bilmez.  -- İlimde ileri gidenler  --  ise: '  Biz ona inandık hepsi Rabbi'miz tarafından gelmiştir  '  derler. Bunları --- ancak akıl sahipleri  -- düşünebilir.  ''

Müteşabih hükümlerin ne olduğu ve muhkem yani kesin hükümlerle ilişkisinin nasıl gerçekleştiği konusunda vahyin tamamlandığından bugüne geçen yaklaşık 1450 senedir çeşitli yorumlar yapıldı. Ama gerçek yoruma ve bilgiye;  din adamları ve din alimleri değil bir pozitif bilimler alanında uzmanlaşmış, bunun yanında Kur'an'a gönlünü vermiş ve günlük hayattaki önemli ve yoğun meşgalesi yanında öğrenciliğinden itibaren Kur'an'ı 50 yıl süre incelemiş bir hoca, Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilimdalı üyesi ve başkanı Prof. Dr. Sayın Gazi Özdemir ulaşmıştır.

Çünkü Kur'an'daki çok önemli bu bilgi ve yoruma, bahse konu ayetteki '' İlimde ileri giden  ve gerçek akıl sahibi ''  kişilerin ulaşabileceği ifadeleri bunu öngörülüyordu.

ŞİMDİ GELELİM GAZİ ÖZDEMİR HOCA'MIZIN BU AYETİN   '' İslam'ın Şartı Sadece 5 Değil, Kur'an'daki Bütün Muhkem / Kesin Hükümlerdir ''   İSİMLİ ESERİNİN 11. SAYFASINDAKİ  ' TEFSİRİ  MEALİ'  NE:

== ''  Ey Peygamber ! Allah'ın indirmiş olduğu bu kitabın bazı ayetleri kesin hükümlü, muhkem ( sağlam ) özellikli, değişmez, herkes tarafından kolaylıkla anlaşılan ve kitabın anaları / temeli / ana iskeleti ve hedef / amaç mesajlarıdır.
Geri kalanların bir kısmı ise çok anlamlı semboller halinde ve benzeşimli ( müteşabih ), bir kısmı da muhkemi gerçekleştiterecek amaç/ yöntem mesajlarıdır.
Kalpleri fesat olanlar, insanların arasına fitne sokmak ve kafaları karıştırmak için, çok anlamlı / araç mesajlara bile bile daha fazla önem verirler.
Halbuki onların sembolik olanlarının gerçek anlamlarını bir Allah, bir de  '  Ey Rabbi'miz ! Bildirdiğin ayetlerin hepsine inandık, hepsi Rabbimizdendir diyen,  bilim adamları bilir. Ayetlerin bu ayrımını da yine akıl, bilim ve düşünce sahiplerinden başkası anlayıp, düşünüp yapamaz  '' ==

Bu ayetin açılımı  Gazi Özdemir Hoca'mız tarafından şöyle yapılıyor:

''  Bu ayete göre muhkem mesajlar, Kur'an'ın ana / Temel hükümleridir. Herbiri birer ibadettir. İnsanın yaşamında uyulması gereken, temel hedef olan ve amaç edinilmesi emredilen mesajlardır. İmanı pekiştirecek ve imanın pratik uygulamaları demek olan '' salih ameller  '' Kur'an'da serpiştirilmiş bilgiler halinde olan muhkem / kesinli hükümlere uygun olumlu işler ve mümin oluşu sağlayacak ahlaksal davranışlar demektir. Kur'an'da sık sık tekrarlanan salih amelleri gerçekleştirmek için, muhkem / kesin hükümleri çok iyi bilmek, anlamak, kişiliğe özümsetmek gerekmektedir.

Bu şekilde yaşayışa Kur'an doğru yolda ( hidayette ) oluş demektedir. Bu yolun sunucu da Kamil ( olgun, makbul )  insan olmaktır.
Salih amellerin dayanakları ve dolayısıyla 'Kur'an Şeriatı ' denince bu hükümler ( muhkemler ) anlaşılmalıdır. Çünkü bu hükümler, din denilen kurallar, uyulması uygulanması ve yerine getirilmesi farz olan görevler / ibadetlerdir.

Müteşabih Mesajlar, üç farklı şekilde karşımıza çıkmaktadır. 

a) Ana hedef ve amaç olan muhkem / kesin hükümlere götürücü, onları gerçekleştirici amaçlar, yöntemler
b) Allah, Ahiret, melek, cennet, cehennem, cin, şeytan, vahiy gibi semboller
c) Sembol olmadığı halde  zaman, ortam, toplum ve şartlara göre farklı yorumlar değerlendirmelere uygun mesajlar

Bu sonuncu grup mesajlar, kişisel kanaatler ve  '  benim inancım budur ' şeklinde başlayan sözcüklerle kurallaştırılmalara uygun mesajlar olduğundan gerçek özellikleri yani değişkenliklerini göz ardı ederek muhkem mesajlar gibi değişmez ve farz özelliklte olarak önemseyenlerin  '' fesat kalpli   ''  olacaklarına ayette dikkat çekilmektedir. Örneğin şeriat diye tanımlanan hukuk kuralları da müteşabih mesajlardır. Hz. Muhammed döneminde henüz devletleşmemiş Bedevi Arapları, geleneklerinden kurtarıp devrimsel yenilikler getiren geçici  hukuk kurallarıdır.


MUHAFAZAKARLIK

Muhkem kesin hükümler gibi  müteşabih mesajları da mutlak ve değişmez kurallar olarak kabul etmek ''  muhafazakarlık ''  diye tanımlanmaktadır. Bu da Kur'an'ı  tamamen değişmez, tek topluma sınırlı, bütün insanlara ve zamanlara hitap etmeyen, bir kaba hapsedilmiş donuk bir su misali cansız, stabil bir kitap olarak kabul etmek olacaktır. Bu tür görüş ve yaklaşımda olan insanlar Müteşabih hükümlerin geçmişte olduğu gibi, günümüzde de İslam Şeriatı / hukuku kimliği altında devam ettirilmesini isteyenlerdir. Dolayısıyla Müteşabih Mesajlar  '' insan şeriatı '' diye istismar edilen mesajlardıır. Hukuk kuralları dışında Müteşabih Mesajlar o zamanın toplumsal yapısına sosyal ve ekonomik muhkem, yani kesin hükümlere götürücü  araç kurallardır.

İnsanların Hz. Muhammed'den yaklaşık 150-200 yıl sonra mezhepler şeklinde gruplaşmaları daha sonra da mezheplerin tarikatlar şeklinde  bölünmeleri, muhkemlerden ziyade Müteşabih Mesajları ön plana almaları, bu yorumu yapanın etrafında gruplaşmaları ve yıllar içinde de ek dini kurallar, rivayetler ve gelenekler eklemeleri, bu görüşlerin din olarak kabul edilmesi  sonucunu doğurmuştur.  ''

Matematikte eğri çizginin sonsuz çeşidi olmasına rağmen, doğru çizginin bir tek olması gibi dinde de, daha doğrusu İslam'da da doğru yalnızca bir tanedir. Mezhep ve tarikat sözcükleri kişiyi Allah'a götüren yol  anlamındadır ve Allah'a götüren yol, yani doğru yol da bir tanedir ve o da Kur'an yoludur...

Bu ayetin iyi anlaşılmamasına örnekler vermek gerekirse Kur'an'daki Cihad kelimesini ele alalım. Geniş anlam kapsamlı bu kelimenin '' anlamları içinde  -- savaş --  olmakla birlikte '' Kur'an'da bu kelime daha ziyade, uğraş, çaba, mücadele anlamlarında kullanılmaktadır. Fakat İslam'ı ve ve genelde dini anlamayan, Kur'an'ı, anlamadan ibadet ediyorum kasdıyla okuyan ve de çok cahil olan bazı çevreler, Kur'an'da '' DİNDE ZORLAMA YOKTUR '' hükmünü bir kenara iterek, cihadı, Allah için, din için savaş anlamında kabul ederek kan dökmekte, terör faaliyetlerine bu kavramı alet etmektedirler. Yani müteşabih anlamı olan bir kelimeyi kesin hüküm halinde görmektedirler.

Bir başka örnek olarak Gazi Özdemir Hocamız vermektedir:

'' Hac / 27 ayette ' insanlara hacca gidişi bildir, yürüyerek veya develeri üstünde gitsinler '  hükmü bulunmaktadır. '' Hacca gitsinler ifadesi kesin bir hükümdür. Yani farz hükmündedir. Bu hedef için o zaman araç yürümek veya devedir, bu da müteşabih mesajdır. Çünkü zaman ve ortama göre değişken bir hükümdür. Yani insanlar hac için  Mekke'ye yürüyerek, otomobil ve taksi, otobüs, kamyon, helikopter veya uçak gibi farklı araçlarla gidebilirler demektir.  ''

Demekte ve muhkem kesin hükmü müteşabih hükümlerden ayırabilmek için şu üç kıstası ortaya koymaktadır

''  1 - Muhkem / kesin hüküm tartışılmaz özellikte ise
2 - Zaman üstü ve her zamana uygun nise
3 - Her topluma uygun ve uygulanabilir ise  ''

Ve Prof. Dr. Gazi Özdemir, yukarıda ismini verdiğim eserinde her suredeki muhkem / kesin hükümleri  ayrı ayrı belirtmekle beraber Kur'an'da 888 kadar sayıda farz ve ibadet hükmündeki ayeti ortaya koymakta ve açıklamaktadır.


NOT.  Bu yazının hazırlanmasında Nörolog Prof. Gazi Özdem'in  İSLAM'IN ŞARTI SADECE 5 DEĞİL KUR'AN'DAKL MUHKEM KESİN HÜKÜMLERDİR '' isimli eserinden yararlanılmıştır.