25 Temmuz 2023 Salı

Bu derece '' Kazanılmış hak gaspı '' örneği bugüne kadar '' görülmedi !...


=======================================================================

***  KAZANILMIŞ HAK kavramı ise “tüm yönleri ve sonuçları ile kesin olarak elde edilen haktır” şeklinde tanımlanmaktadır. Kazanılmış haklar kanundan doğar ve kamusal makamlar tarafından verilirler. Bir yargı kararı veya diğer hukukî durumlar ve olaylar da kişilere hak kazandırabilirler.   Kazanılmış haklar kural olarak bireysel idarî işlemlerle elde edilirle.   Kazanılmış haklar korunur; bunlara hiçbir şekilde müdahale edilemez. Dolayısıyla kazanılmış hak bahşeden (idarî) işlemler kaldırılamazlar ve geri alınamazlar. ***

================================================================

Günümüzde tüm dünya ülkeleri , ekonomik olarak  farklı oranlarda ENFLASYON  etkisi altındadır.  Ülkemiz de vatandaşlarını sürekli artan fiyatların olumsuz baskı ve zararlarından  korumak için ekonomik tedbirler uygulamakta ve bu doğrultuda çalışanların ve emekli olanların aylık gelirlerinde belirli periyotlar ila artış yani zam yapılmaktadır. 

Yakın zamanda,  yılın ikinci 6 aylık  periyotunda uygulanmak ve Temmuz ayından geçerli olarak tüm kamu çalışanlarının, emeklilerinin aylık gelirleri ve sosyal yardım ödemelerinde artışlara gidilmiş ve ENFLASYON OLGUSU  HER VATANDAŞI EŞİT ORANDA ETKLEDİĞİ HALDE; memurlara % 87, emeklilere ve % 25 zam kararı alınmış, uygulanma çalışmalarına başlanmıştır.

Her insan yaşamak ve sağlıklı olarak hayatını sürdürmek üzere belirli ve zorunlu ihtiyaç maddelerini tüketmek zorunluluğundadır. genelde de her insan aynı marketlerden  alış veriş yapmaktadır. Bu farklı zam Anayasa'ya ( 2. ve 35. madde ) ve de insan haklarına  aykırı, '' Kazanılmış ( müktesep )  hak geri alınamaz  ''  ilkesine aykırıdır !

Vatandaşlar olarak tabii ki bu enflasyon ortamını aşıncaya kadar ---- bazı zorluk ve sıkıntılara katlanmak zorunda olduğumuz bilincindeyiz. --- Ama enflasyon fark ödemesi halen çalışan memurlara da memur emekliler gibi  gibi %25 oranında uygulansa idi ve de '' geçmişte emekli millet vekillerine kendi aldıkları kararla ve idarenin onayı ile - toplam 147 bin TL  çift emeklilik maaşı  ödenmesi gibi ''  uygulamalar olmasa idi hiç kimsenin itirazı olmayacaktı. Ama nimete olduğu gibi külfete katlanmakta da EŞİTLİK ilkesine göz göre göre uymamak adalet inancımızı zedeliyor!. 

Şimdi  konunun daha net  anlaşılması için '' Hak gaspı nasıl oluşuyor ? '' Bir örnek vereyim:

2009 yılında eğitimci sınıfında bir eleman 1. derece 4. kademesinden 3600 ek gösterge ile ve toplam 45 yıl, 7 ay süreli memuriyet hizmeti ile emekli oluyor.  5434 sayılı Emekli Sandığı kanunu 15.maddesine göre,((( her çalışma yılı için % 3 Puan -- , 25 yıl x 3 =  % 75  +  15 yıl çalışma  X  1 puan =  % 90 ))) puan olmak üzere  o andaki memuriyet kıdemi sebebi ile çalışırken aldığı maaşın  % 90' ını  almaya hak kazanmış ve bu güne kadar da almıştır.  Şu andaki maaşı 15 bin TL dir. BU ZAM ORANLARI UYGULANDIĞINDA  bırakın 45 seneden fazla kıdemli  bir eğitimciyi, muhtemelen işe yeni girmiş bir memur kadar dahi maaş alamayacaktır...   Yani çalışırken alınırken maaş -- emekliliğinde alacağı maaş ile sıkıca bağlantılıdır. Bu bağ çözüldüğünde, keyfi ve adil olmayan ve tüm memuriyet, --- emeklilik statüsü dengesi  bozulacak --- İDARE  ANASAL HAK KAYIPLARI DAVALARI VE SONUÇLARI İLE BAŞBAŞA KALACAKTIR !... Bir hakkı geri alıp sonra da  birazını telafi etmeyi lütuf gibi empoze etmek,  -- yarım asra yakın süre emekliliğinde haksızlığa uğramak düşüncesini ve kırgınlığını  ÖNLEYEMEYECEKTİR !...