27 Haziran 2021 Pazar

AL BİR '' KRİPTO PARA MADENİ '' CİHAZI SEN DE PARA ÜRET /// Kalpazanlık değil mi ???


Evet, arkadaşlar, bu resimdeki cihazlar KRİPTO PARA ÜRETME MADENLERİ imiş.  Bu tür cihazları üreten başta Çin olmak üzere bazı ülkelerde çok sayıda firma varmış. Bu cihazların tek kusuru çok fazla elektrik enerjisi tüketmeleri imiş.

BİTCOİN'le başlayan kripto para konusunun vardığı noktayı fark edebiliyor musunuz? Bir cihaz alıyorsunuz, bir süre çalıştırıyorsunuz sizin de bir kripto para paranız oluyor !... Yani sözde altın ve gümüş gibi bir DEĞER üretiyorsunuz. Yani bu kripto değer ( para ) üretmenin de af edersiniz, KOKU ÇIKTI. 

Değerli madenlerin ve paranın değeri nereden kaynaklanıyor ? Kıt yani sınırlı sayıda olmalarından kaynaklanıyor. Onların da çoğalmaları oranında değerleri azalıyor. Bildiğiniz gibi bu olaya ENFLASYON deniyor.

İş bu noktaya geldikten sonra kripto paranın değeri kalır mı ? İnternette algı yaratmak için ha bire kripto para güzellemeleri yani reklamları yapılıyor. Çarpılacak akıllılar arıyorlar.

İnsanlarda bu doymak bilmek nefis oldukça .......


 



ALLAH ile 7 Maddelik Anlaşmamız Var! Prof. Dr. Gazi Özd...

18 Haziran 2021 Cuma

Kıyamette beden değil '' RUH '' yargılanacak ! -- ( 2 ) -- KUR'AN'DAKİ '' İNS '' KELİMESİ ?...

Kıyamette beden değil  ''  RUH  ''  yargılanacak ! ( 2 )  


Bir önceki yazımda Kur’an’da kıyamette insanın yargılanmasında Allah’a karşı muhatabın insanın dünyadaki bedenli hali değil, sadece ruhu olduğu konusunu Kur’an’daki delilleri ile anlatmıştım. Bu yazımda bu konunun Kur’an’daki delillerini bir adım daha ileri götürerek yine Prof. Dr. Gazi Özdemir’in tespiti olarak insan ruhunun dünyadaki elbisesi olan bedenli halinin ve ahirete giden bedensiz ruhunun farklı isimlendirilişini örnekleri ile açıklayıp daha anlaşılır hale getireceğim:

Gazi Özdemir Hoca’mız, Türkçe’mizde de benimsenen aslı Arapça olan ‘’ insan ‘’ kelimesi Kur’an’ın Arapça orijinal metninde daha çok ‘’ insanlar ‘’ olarak çoğul haliyle 180 defa kullanılmaktadır.  ‘’ insan ‘’ olarak tekil haliyle 59 defa geçmektedir. Bu 59 tekrarda insan kelimesi – yalnızca--  ruhun dünyada bedenlenmiş halini ifade etmektedir. Öbür alemde / ahirette ise insanın ruhu  ‘’ İNS ‘’ kelimesi ile  ifade edilmiştir. Belirlediğim kadarı ile bu ince ayrıntı bu güne kadar fark edilememiş, Kur’an’daki toplam sayısı 10 adet olan  ‘’ ins ‘’  kelimesi hep meal ve tercümelerde insan olarak anlaşılmış ve tercüme edilmiştir.

Bu durum da yaklaşık 1500 senedir insanın kıyamette mezarından cesedinin canlanarak kalkacağı, mahşerde toplanacağı ve yargılanacağı şeklinde empoze edilen bilgini yanlışlığı bugüne kadar fark edilememiştir..

Önceki yazımda da belirttiğim gibi, insan bedeni ,ruha dünyada giydirilmiş bir elbise hükmündedir. Ölümünden sonra bir değeri yoktur. İnsanın aslı yani cevheri ruhudur. Kıyamette mahşerde toplanıp yargılanacak, cennet ödülü,  azap ve cehennem cezasına muhatap olacak ruhtur.

Şimdi bu gerçeğin Kur'an'ın Arapça metni yazımında nasıl açığa çıktığını örneklerle görelim:

Ayetlerin orijinal metninin Türkçemiz harfleri ile yazılışı ve mealleri:

NİSA/28: Yüriydullahü en yuhaffife anküm,ve hulikal'insânü za'iyfâ

MEAL: Allah sizin yüklerinizi hafifletmek ister. İnsan zaten zayıf yaratılmıştır.

HUD/9: Ve lein enzaknal'insâne minnâ rahmeten sümme neza'nâha minh,innehü leyeûsün kefûr.

MEAL: İnsana katımızdan bir rahmet tattırsak, sonra onu alıversek o şüphesiz her şeyden ümidini keser,  bir nankör olup gider.:

***************************

İSRA/88: Kul leinicteme'atil'insü velcinnü alâ en ye'tûne bi misli hâzel'kur'âni  lâ ye'tûne bimislihi ve lev kâne ba'duhüm li'ba'dın zahiyrâ

M EAL: De ki ;  '' İnsanlar ve cinler bu Kur'an'ın benzerini meydana getirmek için bir araya gelseler, bir kısmı bir kısmına yardımcı da olsalar, yine O'nun benzerini meydana getiremezler.

ZÂRİYAT/56: Ve mâ halaktül'cinne vel'inse liyâ'büdûn

MEAL :  Ben cinleri de ve insanları da ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.

Görüldüğü gibi  insan ruhu diğer ruhsal varlıklar olan cinlerle birlikte anılmaktadır. İNS kelimesinin geçtiği  tüm ayetlerde böyledir.





17 Haziran 2021 Perşembe

KIYAMETTE BEDEN DEĞİL '' RUH '' YARGILANACAK !... ( I )



KIYAMETTE  BEDEN  DEĞİL  '' RUH ''  YARGILANACAK !... ( I )



Değerli arkadaşlar, yazımın başlığı size biraz sürpriz olabilir.  Evet yanlış okumadınız:

KIYAMETTE BEDENLERİMİZ DEĞİL, RUHLARIMIZ ALLAH’IN HUZURUNDA TOPLANACAK VE HESAP VERECEKTİR…!

Neden ?

Çünkü bedenlerimiz ruha giydirilen elbiselerdir. İnsanın bedeni öldükten sonra, ölen her canlı gibi çürüyüp yok olacaktır. İnsanın aslı yani cevheri ruhudur. Yaratıcıya muhatap olan, yargılanacak olan, ceza ve ödül görecek olan da ruhtur. Beden bu dünyaya ait bir varlıktır, öbür alemde bir değeri yoktur.

 İnsan ruhlarının dünyaya beden elbisesi giydirilerek gönderilmeden önce Elest-i Bezmi’de adı verilen mekanda toplanarak Allah’a 7 konuda söz verdikleri *** A’raf/102 --- 169 --- 172-173 --- Yasin/60 --- Taha/115 --- Ra’d/20 ---Maide/7 *** ayetlerinde  vurgulanmaktadır.

Bu durumda öbür alemde melekler dahil – bedenlerle ilgili işlevler, yani yeme içme, erkeklik, dişilik (cinsellik ) yoktur. Kur’an’daki cennet, cehennem ve yargılanma konularındaki bu ayetlere  aykırı anlatımlar sizlerde  Kur'an'da  '' tutarsızlık / tenakuz mu var ? '' düşüncesi uyandırmasın. Çünkü Kur’an’ın anlatımı bundan yaklaşık 1500 önce yaşayan çok yönüyle bu güne göre ilkel , sistemli bir eğitim görme imkanı olmamış  çöl insanlarının  algılama ve kültür düzeylerine uygun sembolik anlatımlar söz konusudur.

Şimdi bu anlattıklarımla ilgili ayetleri görelim:

KAF/20 ***  Ey insanlar şüpheniz olmasın ki, sura üflenecek ve vaad edilen gün kesinlikle gelecektir.

KAF/21 *** Ve nefsler o gün dünya hayatındaki rehber Melek ile nefsin bütün amellerine (davranışlarına ) şahit yazıcı ve diğer görevli  Melekler hep birlikte Allah’ın huzurunda toplanacaklardır.

KIYAMET/14 ***  Yine o gün insan, bütün gerçekleri öğrenmiş olacağı için artık kendi nefsinin puan durumunu kendisi de görebilecek.MÜMİN/17 *** O gün her kişiye nefsinin kazanmış olduğu karşılığı değerlendirilecektir.

KEHF/47 *** Şüphesiz dağları yerle bir edeceğimiz ve yer yüzünü çırılçıplak bir duruma getireceğimiz gün, bir tanesini bırakmadan tüm insanları da mahşerde huzurumuzda mutlaka toplayacağız

KEHF/48 *** Ve hepsi saflar halinde Rabbine sunulduklarında, onlara ‘’ emin olsun ki Biz nasıl yaratıp huzurumuza aldıysak, şimdi de hesap vermek üzere huzurumuzda toplandınız. Oysa siz, vaadimiz olan böyle bir toplanmanın olmayacağını söyleyip duruyordunuz  ‘’  diyerek de hatırlatmamızı yapacağız.

------------------------------------------------------------------------------------------

Bu belirlemeler  bana ait değildir. Bir ilahiyatçıya da ait değildir. Öğrenciliği de dahil son 50 – 55 yılını başarılı  meslek alanı olan Tıp bilimi ile ilgili doktorluk ve akademik çalışmalarının yanında Kur’an’ı anlamaya adamış bir Tıp bilim adamı Nörolog Prof. Dr. Gazi Özdemir’e aittir. Gazi Hoca Arap asıllı olup Hatay 1944 doğumludur. Ana dili Arapça’dır. Kur’an’a bir ilahiyatçı değil, bilim adamı titizliği ve ufku ile yaklaşmıştır. Kur’an’ ile farklı, önemli ve değerli tespitleri vardır. Bu yazımın konusu da bunlardan sadece biridir. Hocamızın Kur’an’la ilgili binlerce sayfa tutarında  -- benim bildiğim 7 eseri vardır. Ben Gazi beyi yaklaşık 15 yıl önce  ‘’  DİN VE BEYİN ‘’ isimli eseri  ile tanıdım.  Kur’an ve din eğitimi ve hizmetleri – ücretsiz olmalı – konulu ayet emri uyarınca kitaplarının gelirine el sürmemekte, yine kendisi gibi akademisyen olan çocukları ile birlikte kurduğu  -- geliri sınırlı tıp öğrencilerine yardım vakfı ( NÖVAK ) a --bağışlamaktadır. İnternette yayınlanan Kur’an konulu eğitim ve sohbet videoları da vardır. Onun eserleri benim  toplam 36 yıllık Kur’an tutkum ve çalışmalarımda son 15 yıldaki en önemli kaynaklarımdır. Allah izin verirse bundan sonra  bu kitaplarını detaylı olarak  sizlere tanıtacağım.

 ------------------------------ D E V A M   E D E C E K -----------------------------------















15 Haziran 2021 Salı

Dini Nikah'ın / İmam Nikahı'nın Hukuki Geçerliliği Yok !...


 Nikah, evlenme akdi yani sözleşmesidir. İslam Dininde bu hukuki bir işlemdir. Bunu sağlamak için de şahitler huzurunda yapılır. Erkek kadına maddi bir teminat olarak anlaştıkları bir oranda  '' mehr ( mihr ) '' adı verilen maddi bir teminat ( güvence ) taahhüt eder. Dini olarak yapılması gelenektendir. Böylece bir dua ile evlilik beraberliğinin olumlu ve hayırlı sonuçlar vermesi temenni edilir.

Resmi  kütüklere kaydedilmediği için de hukuki bir değeri yoktur .

Şimdi gelelim Hristiyan ve  Yahudilerdeki uygulamaların nasıl olduğuna:

Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınlarından olan  '' YAŞAYAN DİNLER '' isimli eserin 98 - 100.. sayfalarında da, Hristiyanlarda Hristiyan Sakramentleri  ( gizemleri / ritüelleri )   ele alınmakta:  Vaftiz -- Konfirmasyon -- Tövbe / Günah itirafı -- Evharist / Komünyon -- Evlliik -- Rahip Takdisi -- Hastayı Yağlama  isimleri verilen bu ritüellerin içinde evliliğin de  bulunduğu görülmektedir. Yani dini açıdanda zorunludur.


.................................. Hristiyanlarda  Nikah  ..................................

Resimde de görüldüğü gibi bir tür dini ayin olan evlilik akdi  töreni aynı zamanda bizdeki resmi nikah törenlerinde olduğu gibi bir kayıt defterine işlenip imzalanarak hukuki işlem ciddiyetini  kazanmaktadır.

Aynı eserin 243. sayfasında Yahudilikteki evlilik işlemi de şöyle anlatılmaktadır:

'' Evlenme Yahudilikte önemli bir husustur. dini kurallara göre yapılması Yahudilikte de gerekir Evlilik işlemlerinin dini kurallara göre yapılması gerekir. Dine uymayan evlilik geçerli değildir. 'Yahudilikte evlenme kutsal bir eylem olduğu için evlilik işlemleri Haham nezaretinde yapılır ve Ketuba denilen '' evlilik sözleşmesi ''  imzalanır ''

Görüldüğü gibi Yahudilikte de , Hristiyanlıkta olduğu gibi;

EVLİLİK, DİNİ BİR TÖREN OLMAK ZORUNDADIR. AYNI ZAMANDA RESMİ BİR HÜVİYETE DOLASIYLA HUKUKİ BİR  ÖZELLİĞE SAHİPTİR . YANİ, HUKUKİ HAK VE SORUMLULUKLAR GETİRİR. 

.
.........................................  Yahudilerde Nikah ..........................


İSLAMDA İSE  DİNİ NİKAH , yalnızca bir  DİNİ GELENEK hüviyetindedir.  Resmi ve hukuki olarak geçerliği yoktur. Çünkü hak ve sorumluluklar getirmez. Çünkü nikah ve evlilik işlemleri dini şeriata göre değil Medeni Kanunumuz hükümleri ile düzenlenmiştir. Bugünkü bu uygulanma şekliyle DİNİ NİKAH / İMAM NİKAHI  ZİNA denen ahlaka ve dine aykırı davranışlara kapı açmaktadır, kılıf olmaktadır. 

İMAM NİKAHI, resmi nikah sonrasında  yapılması ile dini gelenekte saygınlık ve geçerlilik kazanabilecektir. 

Önceden olduğu gibi  resmi nikah yapılmadan imam nikahı  yapılması kanunen önlenmeli, bu tür eylemler suç olarak kabul edilerek cezalandırılmasını sağlayan hukuki düzenleme gecikmeden gerçekleştirilmelidir !...

İmam Hatip okulu mezunu bazı gençlerin kendi aralarında imam nikahı kıyarak evlendikleri konusunda basına da aksayan yanlışlıklar da görülmektedir.

GÖRÜLDÜĞÜ GİBİ  DİNİ NİKAH / İMAM NİKAHI  İslam'dan önceki ilahi dinler olan Yahudilik ve Hristiyanlıktan alınma bir uygulamadır. Bu dinlerde bu işlemin hukuki bir değeri olduğu halde Müslüman Ülkemizde yoktur. Toplumumuzun ahlaken yozlaşmasına  neden olmaktadır...

Toplum hayatımız ve kültürmüzde çok önemli bir yeri olan AİLE  KURUMUNA ÇOK ZARAR VERMEKTE, çökmesine sebep olmaktadır !...