17 Şubat 2020 Pazartesi

ÖLÜMLE '' BARIŞMAK '' GEREK !...



İnsanların korkuları olur. Çeşit çeşit ve her insanda farklı.

** Bazıları karanlıktan korkar, bazıları da fazla aydınlıktan, ve loş mekanlar arar

** Bazı kişiler yalnızlıktan korkar, bazıları da kalabalık içinde olmaktan…

** Bazı insanlar hastalık hastasıdır. Her an kendini dinler, iki saatte bir vücut ısısını ölçer.

** Kimilerinde yükseklik korkusu vardır. Kimileri de kapalı yerlerde kalamaz.

Bu listeyi uzatıp gidebiliriz. Belki de insan sayısı kadar korku çeşidi vardır. Fakat tüm insanlarda diye genelleyebileceğimiz bir korku çeşidi daha vardır, ÖLÜM KORKUSU. Ölüm korkusu da herkeste farklı sebeplere dayanır.

** Bazıları sevdiğinden veya sevdiklerinden ayrılacağı için,

** Bazı kişiler de dünya yaşantısına ve zevklerine doyamadıkları için ölümden korkarlar.

** Genellikle de ölümle yok olup gitmekten…

Evet, ölüm korkusu az veya çok herkes de vardır. Ama bazı kişilerde çok fazla… Öyle ki tüm yaşamlarını kavrar ve kapsar. Her an ve her dakika bu korkunun etkisindedir. Bu korkunun esiridirler. Kabussuz ve rahat bir uyku uyuyamazlar. Ölüm korkusundan kurtulmak yani ölümle barışmak için ben size bir ilaç ve bir reçete önereceğim. Bu korkunuz yok olacak. 

Daha huzurlu ve mutlu bir yaşamınız olacak.

Bu korkunun ilacı nedir, biliyor musunuz ? ALLAH SEVGİSİ Allah’ı severseniz, ama gerçekten severseniz. Gerçek gücünü sanatını, büyüklüğünü, adaletini ve tüm özelliklerini tanıyıp severseniz. Bu korkudan kortulacaksınız. Gerçek Allah sevgisine de ulaşmak öyle de kolay ki …

** Allah’ın tüm özellikleri Kur’an’da verilen isimleri ve sıfatlarında saklıdır. Her isim ve sıfatı tek tek ele alıp, anlamaya, kavramağa çalışacaksınız. Ve de bu isim ve sıfatlar ile Yüce Allah’ı anmaya… Ayrıca tüm canlı ve cansız yaratılmışları, yani eserlerini inceleyeceksiniz. Emsalsiz tabiat manzaralarını. Yani, büyülü güzellikleri …

İnceleyince Yaratıcımızın büyük sanatını, maddi ve manevi olarak büyük gücünü tanıyacaksınız, anlayacaksınız.
Her biri, bir tasarım harikası olan büyük, küçük hayvanları ve küçücük böcekleri ve de çiçekleri …
İnsanı unutmayın. Allah'ın özene bezene yarattığı ve ruhundan üflediği insanı

Evrende mevcut olan her şeyin bir yapanı ve tasarımcısı ve yaratıcısı vardır. Olaya böyle yaklaşınca Allah’ı daha yakınınızda hissetmiyor musunuz ?…

Evet, bu canlı varlıkların detaylı resimlerine, fotoğraflarına daha yakından ve bir daha bakın…Ve bir de milyonlarca türdeki gerçeklerini, canlılarını düşünün. Bu kadar büyük bir sanatkarı görmemezlikten gelebilir miyiz ? Bu sanatkarın yaptığının bir örneğini bırakın bir uçtan bir uca 50 milyar ışık yılı boyutunda olan evrendeki küçücük bir böceği dahi, herhangi bir insan, Einstein gibi bir bilgin de olsa yapabilir mi?

Güzellikleri görüp hissedebiliyoruz. Ve mutlu oluyoruz. Bu güzelliklerin tasarımcısını, yani yaratıcısını hissetmemek ve hayran olmamak mümkün mü ? İşte olay bu kadar basit ve kolay… Her gördüğümüz güzellikte, büyüklükte ve dahi küçüklükte yaratıcısını yani Allah’ı hissettik mi, gördük mü, Allah sevgisine ulaşmış oluyoruz. Bu noktaya geldikten sonra geri dönüş yok… Bu yol hep ve daima ileri gidiyor. ALLAH SEVGİSİ ile yaşantımız daha bir anlam kazanır, streslerimiz azalır, hatta yok olur. Büyük hayranlık duyduğumuz sevgilimizi darıltmamak isteriz. Artık her şeye bir başka gözle, yani onun gözüyle bakarız. Davranışlarımıza yani amellerimize daha bir çeki düzen veririz Sonra da…. Evet sonra da O’nu daha iyi ve daha çok tanımak isteriz. Bazı sırlar ve bilinmeyenler bize bilinenler olur. Bu arada, ölümün bir kaybolma ve yok olmak olmadığını kavrarız. Ruh insan bedeninden ayrılacaktır, sonsuzluk alemindeki boyutunda yerini alacaktır. Taa ne zamana kadar ? Kıymete kadar.

Kıyametin sözlük anlamı ayağa kalkmak ve yürümek demektir. Nereye yürümek ? Hesap vermek üzere yaratıcısına yürümek. Öyle kabir azabı da yoktur. Bu konuyu bir yazımızda ele almıştık. Ruh bedenden ayrılınca herhangi bir cansız cisimden farkı kalmayacaktır. Cansız bedenimiz toprak altında çürüyecektir. Mezarda hiçbir şey hissetmeyecektir. Çünkü  ruh mezarda değildir artık. Nededir ?  Kıyamete kadar yalnız Alla'ın bileceği bir  yerde bekleyecektir. KIYAM EDECEK yani Kıyamette ayağa kalkarak sorgulanacak olan çürüyen beden değil, ruhtur Orada bizim ölçümüzle binlerce, belki de milyonlarca yıl kalacaktır. Kıyamette diriltildiğinde sanki bir an kalmış gibi hissedecektir. 

Kur’an öyle söylüyor.

Ölüm bir yok oluş değildir. Mezara giren bedenimizin, ruhtan ayrıldığı için maddi ve manevi olarak bir değeri ve anlamı yoktur. Bu bilgiler ışığında da ölüm korkulacak bir olgu değildir. Korkulacak olan şey kıyametteki yargılanmadan yüz akıyla çıkıp çıkamayacağımızdır.