16 Ekim 2017 Pazartesi

İslam Dini'nin '' Yumuşak karnı '' : HADİSLER

Geleneksel İslam öğretilerinde Hadisler yani Peygamberimizin sözleri İslam Dininin Kur’an yanında temel kaynağı kabul edilmektedir. Bunun yanlışlığını 15 - 20 senedir  çeşili blog sitelerinde  bir çok yazımda belirtmiş, vurgulamıştım.

Şimdi bu  görüşümün dayanağı bilgileri kısaca hatırlatarak söze başlayayım:

^^^^^  Kur’an Allah sözü,  Hadis ise insan sözüdür. Hiç ikisi aynı değerde kabu edilebilir mi ?

^^^^^ Peygamberimiz - Kur’an’la karışmaması için - kendi sözlerinin yazılmasını yasaklamış, sağlığında bu söze uyulmuştur. Vefatından sonra üç halife dönminde de bu yasağa riayet edilmiştir. Ancak ölümünden 200 yıl sonra sistemli bir şekilde hadis yazımına başlanmıştır.

^^^^^  Kur’an ayetleri Allah’tan iner inmez ezberlenmiş ve yazılarak kayıt altına alınmıştır. Hadisler ise söylendiği rivayet edildiği andan çok uzun süre sonra yazılya başlanmıştır. Bir insan sözünün söylendiği andan kısa bir süre sonra başkaları tarafından bir diğerine aktarılırken oluşan iletim hataları malumdur.

^^^^^^ Kur’an 15/9 ayeti ile korunması Allah’ın garantisi altındadır. Hadislerin için ise doğruluğu için bir garanti yoktur.

^^^^^^ Hadisler ancak Kur’an’ın metnine ve ruhuna uygun olduğu ahvalde kabul edilebilir. Fakat aşağıdaki örneklerdeki gibi Kur’an hükümlerine uygun olmayan ve bazan da tamamen zıt olan sözler Kur’an’la eşdeğer bir kaynak olarak kabul edilebilir mi ?

^^^^^^ Peygamberimiz Kur’an’ın kendisine inmeğe başladığı yani Peygamberlik görevi verildiği andan itibaren yaklaşık olarak 22 seneden biraz fazla süre yaşamıştır.Ortada yaklaşık iki milyon hadis dolaşmaktadır. Bu süre zarfında uyumadan günün her an ve dakikası bir hadis lütfetse bu kadar hadisin oluşması fiilen mümkün değildir.

Aşağıdaki örneklerdeki gibi ‘’ uydurma ‘’ olduğu kesin olan binlerce hadis ne yazık ki bu güne kadar en ciddi yazar ve düşünürlerin ve hatta Diyanet İşleri Başkanlığımızın kitaplarında bulunmaktadır. Bırakalım binleri onbinleri, hadis olduğu rivayet edilen bir tek sözün dahi yanlışlığı kesin olsa tüm hadis rivayetlerini reddetmeğe sebeptir.

Şii  hadis literatüründe  '' Aile fertlerimi seviniz, sayınız '' içeriğinde 250 bin hadis bulunmaktadır ki tamamı uydurmadır. Peygamberimiz gibi ulu bir kişilik '' benim aile fertlerimi seviniz sayınız '' kapsamında sözler söylemez.

Aşağıdaki uydurma hadisler, güvenilir hadis yazarları eserlerinden alınmıştır. Bir de güvenilir olmayan hadis riveyetçilerininin derlediği sözleri düşünün.

Yani kısacası, Din Allah’ındır. Kur’an dinin tek kaynağıdır.

KUR’AN: ‘’ Dinde zorlama yoktur. ‘’ ( 2/256 )

HADİS: ‘’ Dinini değiştireni öldürün ‘’ ( Nesei 7-8/14, Buhari 12/1883 )

KUR’AN: ‘’ Doğrusu hiçbir günahkar bir başkasının günah yükünü yüklenmez. ‘’ ( 53/18 )

HADİS: ‘’ Ölü ailesnin kendisi için ağlamasından dolayı azaba uğratılır. ( Buhari – K Cemiz 32-33-34 )

KUR’AN: ‘’ Ben, sizden erkek olsun, kadın olsun hiçbir çalışanın ürettiğini boşa çıkarmayacağım. Hepiniz birbirinizdensiniz. ‘’ ( 3/195 )

HADİS: ‘’ Kadınlar arasında iyi kadın, yüz tane karga arasında alaca karga bir gibidir. ‘’ ( Buhari 9/1391 )

KUR’AN: ‘’ Gerçekten Allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında kalanı ise dilediğini bağışlar. ‘’ ( 4/48 )

HADİS: ‘’ Cehennemde en şidetli azaba uğratılacak kişiler ressamlardır. ‘’ ( Buhari-Tesavir, 89 )

KUR’AN: ‘’ De ki; ‘ Allah’ın kulları için çıkardığı süsü ve temiz rızıkları kim haram etmiş ? ‘ De ki; ‘Bunlar dünya hayatında iman edenler için, kıyamet günün de ise yalnızca onlarındır. Bilen bir topluluk için biz ayetler böyle detaylı anlaatırız. ‘’ ( 7/32 )

HADİS: ‘’ Altın ve ipek ümmetimin kadınlarına helal, erkeklerine ise haramdır. ‘’ ( müslim 2 /16 )

KUR’AN: ‘’ Bundan sonra yeri yumurta biçimine soktu. ‘’  ( 42/11 )

HADİS: ‘’ Dünya balığın üzerindedir. Balık başını sallayınca dünyada depremler olur. ‘’ ( ibni Kesir Tefsiri 2/29 / 68/1’in açıklamaları )

KUR’AN: ‘’.... O’ nun benzeri gibi hiçbir şey yoktur. ‘’   ( 42/11 )

HADİS: Allah ahirette peygamberlere kimliğini kanıtlamak için bacağını açıp baldırını gösterir. ‘’ ( Müsli – İman 302, Buhari 97/24, 10/29, Hanbel 3/1 )


NOT: Hadis örnekleri Ozan Yayıncılık tarafından yayınlanan ‘’UYDURULAN DİN VE KUR’AN’DAKİ DİN '' adlı eserinden alınmıştır.

Bir dua '' Arş '' ı titretebilir mi ?

Kitapçı vitrinlerini seyretmekten ve yeni yayınlanan kitapları izlemekten, takip etmekten keyif alırım. Ara sıra da kitapevleri ve sahafların içinde gezinir, bu anlarda da saatlerin nasıl geçtiğini hiç anlamam. Son bir iki aydır, bir kitabın  ön kapağı sık karşıma çıkmağa başladı. İnternet'ten buldum resmini size aktarıyorum.

Kitabın ismi:  ARŞI TİTRETEN DUALAR.

Bu isim beni tedirgin etti. Arş kelimesinin İslami Literatürde anlamını bilen bir kişi dua kitabına bu ismi verilmemeliydi. Arş kelimesinin anlamı Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları'ndan DİNİ KAVRAMLAR SÖZLÜĞÜ'nde şöyle:

ARŞ: Gerçek mahiyetini, ölçü ve sınırını insan aklının kavrayamayacağı, gerçek içeriğini sadece Yüce Allah'ın bildiği, bütün alem denilen yeri, gökleri, cenneti, cehennemi, sidreyi  ( 7. kat gökte bir makam ) kürsiyi  ( hükmedilen yer )  kaplayan ilahi taht ve hükümranlık makamı, anlamındadır.

Ve Kur'an'da ARŞ kelimesi tam 28 defa geçmektedir.

Evrende bir toz zerresi kadar yeri ve hükmü olmayan bir insan bir dua edecek Arş yani Allah'ın tüm evrene hükmetme makamı titreyecek.

Hadi canım sende !...

Bu, haddini aşmak ve dini ticarete aracı yapmak değilse nedir ?

Ayrıca  ''  dua  ''   kitaplar, metinler yani hazır kalıplarla  değil, yoksa, gönülden, ruhtan kendi sözcükleri ile yapılırsa  Yaratıcı yanında daha makbul olacaktır.

Çok güzel ambalajlı içi boş paket: CEM YILMAZ

Cem Yılmaz: Onu tek kişilik gösterileri ve yoğun reklam faaliyetleri ile tanıyoruz. Yediden yetmişe de onu tanımayan yoktur her halde.

Çok faal bir sanatçı. Özellikle reklam filmleri ile her gün, her an evlerimizde, karşımızda

Bu güne kadar dört bine yakın tek kişilik gösteride bulunmuş. Gösterilerinin birkaç yüz TL den aşağı olmayan pahalı biletleri yok satıyor. Sonra o gösterileri CD ve DVD'leri satılıyor, bundan sonra İnternet'te senelerce dönüyor.

Kendi projesi olan senaryo ve rejisini bizzat yaptığı filmler,  hasılat rekorları kırıyor. Bunun yanında bazı sinema filmlerinde de oynuyor. Tabii ki yıldızlaşmış ismi nedeniyle de bu filmleri de ilgi görüyor.

Ayrıca  mizah dergisi Leman'a karikatür çiziyor.

Kendi projesi olan tek kişilik gösterilerde ve sinema yapıtlarında öne çıkan ana unsur mizah. Seyirci onun gösterileri ve filmlerine gülmek için gidiyor. Konu sanatsa işte bu yok bu tür  çalışmalarında. Evet  ''mizah''  yeni söylemde gülmece diye anılıyor. Fakat içeriğinde geri planda düşündüren, zeka ürünü espri içeren, ve topluma bir mesaj vermesi gereken bir gülmece. İşte Cem Yılmaz'ın kendi projeleri olan gösterileri ve filmleri sadece güldürmeye yönelik. Bunun dışında bir şey yok, yani zeka pırıltısı içeren bir espri, insanları gülerken düşündürmeye yönelten buruk veya keyifli bir tat veren sanat yaklaşımı yok.

İki saatlik bir gösteri veya filminden çıkyorsunuz. Sizde o anlık gülmelerden başka bir şey kalmamış. Bu özellik karikatürleri için de geçerli. Öyle yazısız denilen türde bir kare karikatürle insanı düşündüren ve mesaj veren derinliği olan bir tek çalışması yok.

Evet, Cem Yılmaz'ın kendi projeleri olan çalışmalarında sanat yok, derinlik yok. 

Pek ne var ?

Kurnazlık var. Zamanın geçerli olan alanlarını yani reklamcılığı ve teknolojiyi en üst düzeyde değerlendirme var. Bir film veya gösteriyi planladığı zaman aylar öncesinden reklamını yapmaya başlıyor. Reklamcılık ve basın sektörlerinin tüm kademeleri ile iyi ilişkide olduğu için onları kendi lehinde kullanıyor ve değerlendiriyor.

Ve en önemlisi  ticari yetenek var. Bunlar için de zeka pırıltısı yerine kurnazlık becerisi yeterli oluyor.

Ve bu türden eksik yönlerini MARKALAŞMA yolu ile perdeliyor. 

Bu düşüncelerim yalnızca kendi ürünü projeleri içindi. Diğer aktör olarak rol aldığı senaryo ve rejisini başkalarının yaptığı filmlerdeki sanatsal çaışmaları hakkında buları söyleyemem.

Evet Cem Yılmaz bu gün Ülkemizde bir markadır. CMYLMZ benzeri yazılım ve bir takım özel özel grafik ve işaretlerle kendi ismini marka yapmış tek kişidir.

Çok güzel ve yaldızlı ambalaj ve marka fakat derinlik yok ...

Çok yüksek fiyata '' marka '' ürün alacaksın. Sonra o markanın reklamını '' bedava '' yapacaksın !...

Son 30 - 40 yıldır, insanlarda dikkati çekecek derecede gelişen, yerleşen bir davranış şekli var.


Marka ürün merakı, daha doğrusu tutkusu.
Çok yüksek fiyatlara marka ürün alıyorsun.
Ürünün markası çok yüksek puntolarla üzerine işlenmiş.
Sonra bu ürünü '' ayrıcalıklı kişi olmak '' amacıyla sırtında ve elinde gerine gerine, kıvanç duyarak taşıyorsun.
Böylece o markanın reklamını da bedava yapmış oluyorsun.
Şimdi sen bu davranışınla  '' ne '' oluyorsun ?
Çok düşünmeyin ben hemen söyleyeyim:
E N A Y İ ...