9 Şubat 2020 Pazar

ALLAH'IN '' VAR OLMA '' DELİLİ İNSANIN KENDİSİDİR !...



Ateistlerin  en belirgin sorusu  ''  ALLAH  VAR  MI ?  '' dır.  Kendilerinin  akılları ile değil, genellikle duygularının etkisinde kalarak verdikler cevap ise  ''  YOK  ''  tur.

Onlara verilecek ilk cevap ise  '' Allah'ın varlığının en önemli delili  insanın kendisi ''  olmalıdır.

İnsan ''  ALLAH YOK ''  cevabını genellikle duygularının yönetiminde olan inancının etkisinde kalarak değil de düşünerek, yani aklını kullanarak  verecek olsa, öncelikle kendine ve bedenine bakıp incelese YOK cevabını kolayca veremeyecektir.

İnsan ve tüm canlıların bedeni ile tüm cansız nesneler tasarım ürünüdür. Şimdilik cansız nesneleri değil de dünyamızda en önemli canlı varlık olan insan bedenine bir bakalım, inceleyelim:

***  İnsan bedeni bir tasarım harikasıdır. Doğduğu andan itibaren; Kan dolaşımı, 
Sindirim, boşaltım, sinir, enerji üretimi sistemleri ve  beden ısısını 70 - 80 yıl 36 buçuk derecede, 24 saat sabit tutma, yediği içtiği her şeyi enerjiye dönüştürme, arıza yani hastalık halinde ağrı, öksürme gibi uyarı sinyalleri verme, yine hastalık halinde kendi kendi tedavi etme, kanamanın çok artarak hayatı tehlikeye düşmemesi için pıhtılaşma gibi sistem özellikleri ile  donatılmıştır. 

***  İnsanın dolaşım sisteminin ana elemanı olan KAN DAMARLARININ -- Kılcal damarlarla birlikte --  tüm uzunluğunun 100.000 ( Yüz bin ) Kilometre olduğunu biliyor musunuz ?  İşte yazıma koyduğum  iki resimden biri bu harikayı gösteriyor...
Bu konuda kendi başımdan geçen bir olayı aktarayım:

Bundan 15 yıl  önce kalp ana damarlan biri % 90 aranında tıkanmış, verdiği sıkıntı sonucu Eskişehir OGÜ Tıp fakültesi Kardiyoloji bölümüne  baş burdum tetkikler sonucu iki anjiyo oldum. İkincisinde bu tıkanan ana damara stent kondu. Aradan 8 - 9 sene geçti tekrar kalbimde sıkıntı oldu.  Yine tetkik, anjiyo konulan damar tekrar tıkanmış. Aynı damara bir anjiyo ile  ikinci stent takıldı. Yine 2 - 3 sene geçti. Tekrar tetkik, İki stent konulan ana damarda  tekrar tıkanma meydana gelmiş, fakat  kılcal damarlar kendileri zorlanarak kalple bağlantıyı gerçekleştirmişler. Bir defa daha tıbbi müdahaleye gerek kalmadan bedenim ve damarlarım kendi çözümünü gerçekleştirmiş. Bir kaç senedir bu kendiliğinden oluşan bağlantı ile yaşamımı sürdürüyorum. Bunu ne için anlattım ?  İnsan denen makina veya cihaz o kadar güzel programlanmış ve tasarlanmış ki, kendi operasyonunu kendi yapıyor. Yaradanıma şükrediyorum... 

***  Karaciğer ve börekler gibi iki uzvumuzdan her biri  --  yaptığı işlevlerle --  bu bilgiyi aldığım kaynaklara göre 500 labaratuvarın yapabildiği işlemi gerçekleştirmektedir. Haydi bu bilgide abartı var diyelim ve 500 sayısını 50 ve hatta 5 labaratuvara dönüştürelim.  70 - 80 yıl, günde 24 saat, bilinçsiz çalışan ve kendine yüklenen ve proglananan görevleri yerine getiren  beşer labaratuvar.  

Tasarlayan ve programlayan bir akıl olmadıkça, kendi kendine oluşup  bu kadar süre çalışabilir mi ?

***  İnsan, 1 buçuk 2 metre arasında boyda olmasına rağmen yalnız iki ayakla hareket ederek dengeyi kurabilmekte ve hatta koşarak dahi dengede durabilmekte ve bunu koruyabilmektedir.

Bunlar insana verilen ayrıcalıklı özelliklerden yalnızca bir kaçıdır. Donatıldığı sistemlerin çoğu, uyuma ve  bayılma hallerinde  dahi bilinçsiz olarak işlevini sürdürür. 

Çeşitli duygularla donatılarak hem yaşamın renklenmesi ve hemde içgüdü gibi bir duygu ile  tehlikeden otomatik olarak korunması sağlanmıştır...

Diğer canlılar da  buna benzer, kendi yaşam şekline ve doğadaki genel dengedeki rolüne göre sistemlerle donatılmıştır.

***  İnsanın en önemli bir  yönü de diğer canlılardan farklı olarak yaşamak için düşünme, değerlendirme gibi akli melekelere ve ahlak ve yaratılış ve yaratanı ve sebeplerini merak etme ve bulma, yardımlaşma gibi  manevi değerlere yatkınlık özelliklerine sahip olmasıdır.

Tüm bunlar, yani insanlara ve diğer canlılar ile cansız varlıklara verilen özellikler bir tasarım ürünüdür. Tasarım düşünebilme özelliğinin var olması ile mümkündür. 

İnsan kendisine verilen akıl nimeti ile kendisi de tasarım becerisne sahip olan;   kendisini tasarlayan ve yaratan varlığı bulmak ve maddesel yaşamına ek olarak, hayatına anlam katacak manevi ve ahlaki değerlere sahip olmak ve buna uygun işler yapmak için yaratılmıştır ve buna uygun davranışlar sergilemesi zorunludur.

İnsan yaşamının maddesel boyutunu aşamazsa, hayvan adı verilen diğer canlılardan farkı kalmaz, amaçsız, boş  ve anlamsız bir yaşamla gerçek huzur ve mutluluğa ulaşamaz. VE YAŞAMDA HİÇ BİR İZİ KALMAZ....