3 Aralık 2018 Pazartesi

Şiir okuma yarışmasında birinci olduğum şiir: MACAR RAPSODİSİ

Bundan 55 yıl önce yatılı Demiryolu Meslek Lisesi son sınıf öğrencisi iken okul çapında düzenlenen şiir okuma yarışmasında  kendi seçtiğim, şair ŞİNASİ ÖZDENOĞLU'nun  Rusya'nın Macaristan'ı işgali sonrasında Macar halkının 
'' efsane direnişini konu alan  '' MACAR RAPSODİSİ ''  isimli şiiri ile katıldım, birinci seçildim.

Bundan 30 - 40 yılların öncesinde genç yaşlı insanların önemli bir bölümünde edebiyat ve şiir önemli yer tutardı. Son yıllarda çok şeyde olduğu gibi bu konulara ilgi yok derecesinde azaldı. Ben de bu alanlarla ilgili idim.

Yarışma sonrasında iki üç hafta sınıfımıza ders vermeye gelen hocalarımız  haftanın ilk derslerinde  beni tahtaya davet eder ve bu şiiri okumamı isterdi.

Şinasi Özdenoğlu'nun Cumhuriyet dönemimizde Mehmet Akif Ersoy'dan son en etkin ve tanınmış bir vatan şairimiz olduğunu, bu şiirini Avrupa ülkelerinde tanındığını ve  yine bu şiirden dolayı kendine Macaristan tarafından ödül verildiğini sonradan öğrendim.

İşte şiir:

              MACAR  RAPSODİSİ

Macar ovalarında ve Tuna kıyısında
Martha’nın gözlerinde ve bütün şarkılarda
Ve kurşuna dizilen gençlerin avucunda
Barut isine batmış bayraklarla beraber
Peşte sokaklarında tankların çiğnediği
Genç yürekler içinde üç renkli şafak
Sen göz yaşları, alınteri, en büyük sevda...

Sen, yirminci yüzyılda hukuk kitaplarında
Ve tekmil nutuklarda ismi geçen
İnsanoğlunun beyninde, namlu arpacığında
Doğacak çocuğumun gelecek ninnisinde
Ve güzelim denizlerin tuzundaki lezzet
Şakaklarımızda zonklayan kavga
Ve cümle mahkûmların rüyası
Ey hürriyet!

Ve sen, gerçek insanı yaratamayan insan
Sen, ey kardeş kanıyla beslenen insanoğlu!

Yangın başladı Peşte’de... Kardeşim, yangın!
Taze göğüsler üstünde tanklar horada
Sevgilim alevler içinde, sevgilim orada
Tutulmuş bütün caddeler, tutulmuş
Yanına varamıyorum
Sanırsın anacığım boğazlanıyor
Kurtaramıyorum...
El yordamıyla, tıkanmış sokaklarda 
Ey ölümsüz şarkı, ey merhamet 
Seni bulamıyorum!

Utanıyorum kendimden, petekteki arıdan
Bir başka yıldıza göçetmek istiyorum...
Utanıyorum buluttan, kımıldanan topraktan
Dağdaki kurttan, kuştan
Aslan yavrusu emziren ceylandan
İnsanlığımdan utanıyorum 

Oysa ki insanlığın tekmil antenleri
Peşte üstündedir...
Oysa ki insanlığın Magna Carta’dan bu yana
Nice özgürlük antlaşmasına kanıyla imza koymuş
En yakışıklı oğullarını bu yola kurban etmiş
Ve bir zerresi için
Nice can satmıştır...
Utanıyorum kendimden kardeşim
Aynalara bakamıyorum!

Nerde kaldı çigan havaları, o çılgın kemanlar
Nerde dudak dudağa sevgililer?
Duyuyor musunuz şair Petöfi’nin sesini
Duyuyor musunuz tankların homurtusunda
Macar Rapsodisi’ni?

Biç beni, makineli tüfekle biç
Öldüremezsin!
Çıkar şarkılardan ve cümle kitaplardan adımı
Yine de silemezsin!

Ben, hayır ve şer misali insan kanındayım
1789’da ve Türk ihtilali’ndeyim!
Bugün bir tomurcukta, yarın darağacındayım
Ben, ne satılacak dava, ne kemik, ne etim
Ben, ölümsüzlüğün elindeki bayrak,
Ben, hürriyetim! 


NOT.