Kuantum fiziği son 8 - 10 senedir çok ilgi duyduğum konu. Bu konuya önce kişisel gelişim alanındaki yeri ile girdim. Sonra da konunun kaynağı Kuantum Fiziği'ni anlamaya çalıştım. Tabii ki fizikçi olmamam ve yaşımın ilerlemiş olması dolayısı ile anlamakta öğrenmekte oldukça zorlandım. Çeşitli kitapları ve eserleri inceledim. Sonra vazgeçtim. Bir müddet sonra tekrar ele aldım. Bu süreç üç dört defa tekrarlandı. Son bir iki aydır elimden düşürmediğim ve tekrar tekrar incelediğim 3 kitap var:
## PARÇECIK FİZİĞİ En küçüğü keşfetme macerası - Sezen Sekmen - ODTÜ Yayıncılık 2012
## Ezoterizmin Bilimsel İspatı KUANTUM - Cihangir Gener - DHARMA Yayınları 2013
## Maddenin En Son Yapıtaşı HIGGS BOZONU - Chiristophe Grojean, Laurent Vacavant - SAY Yayınları 2014
Bu tür eserlerin içinde eski klasik fizikçilerin dahi bilmekte, anlamakta zorlanacağı kavramlar ve terimler var. Bu terim ve kavramlar o kadar yoğun ki, anlar gibi olduğun konularda kısa bir süre sonra ipin ucunu kaçırıyor ve tekrar başa dönmek zorunda kalıyorsunuz.
Neyse, ayrıntılı bilgileri değil ama konunun ana hatlarını kavrayabildiğimi söyleyebilirim.
İşin bence ilginç yanı Kuantum Fiziği alanındaki araştırmalar batıda 1901 yılında başlıyor, çerçevesi çizilmeye başlanıyor. 1930' larda bir ölçüde belirginleşiyor. 1940 ve 1950' li yıllarda ana hatlar tamamlanıyor. Benim lise öğrenimini tamamladığım 1960 ların ortasına kadar tüm öğrenim sürecinde bu fizik türünün ismini okumayı bırakın adını dahi duymuyoruz. Kuantum konusu, benim ve toplumumuz fertlerinin çoğunluğunun hayatına son 10 senedir işin magazin boyutu ve kişsel gelişin alanındaki çalışmalar ve yayınlar ile giriyor. Sonra da son bir kaç senedir '' Tanrı Parçacığı - Higgs Bozonu '' terimleri ile güncelleşiyor ve önem kazanıyor.
Bilindiği gibi fizik bilgilerimiz bir cismin bölünebilen en küçük parçası kabul edilen atoma kadar alanla sınırlıydı.. Buna yukarıda belittiğimiz gibi '' Klasik Fizik '' deniyor. Sonra bölünemez denilen atom da bölünüyor ve içine giriliyor. Atomun altındaki parçacıklar birer birer keşfediliyor. Temel olanları ve olmayanları var. Görülüyor ki atom altı, klasik fizik alanına giren beş duyu ile algıladığımız alemden daha geniş, engin ve daha zengin. Milimetrenin bin de ve hatta on binde biri küçüklüklerin söz konusu olduğu bu mikro alan tüm evrenin ve içindekilerin '' varoluşlarının '' temel şifrelerini de içinde saklıyor.
İşte atom altı bu parçacıklar alemine '' Kuantum '' adı veriliyor.
Fizik alanı varlığı görülen, dokunulan tüm duyularımızla algılanan bir alan. Sistemnleri var. Kanunları var. Ölçülebiliyor. Kuantum alanı yani atom altı parçacıklar ise davranışları bilinmeyen, ölçülemeyen, gözlenenmesi çok güç olan ve bazıları ise hiç gözlenemeyen parçacıkları içeriyor. Davranışları genelde kuralsız. Bilim adamları bunları '' tuhaf davranışlı '' diye isimlendiriliyor.
'' Foton '' gibi bazılarının hızları ışık hızında yani saniyede 300.000 km. bazıları da bunu da aşıyor evrenin milyarca yıl ışık hızı uzaklıklarına anında yani saniyesine ulaşıyor. Aynı türde olanlar bu hızla haberleşiyor ve benzer davranışlar gösteriyorlar. Bazıları şimdi burada, bir anda denebilecek en kısa zamanda dünyanın en uzak yerinde, bazen de aynı anda iki yerde veya her yerde olabiliyorlar...
İşte, bilinen algılanan bu fiziki alem dışında bilgilerine, varlıklarına kolay ulaşılamayan ve kanunları bilinmeyen, duyu organları ile algılanamayan bu çok küçük boyuttaki varlıkları içeren alem '' KUANTUM alemi '' artık insanların 21. asrın en önemli fenomeni olmaya aday. ve bu alemlerdeki olaylar da daha önceleri açıklanamayan '' FİZİK ÖTESİ '' olayları ifade etmek için kullanılan '' Metafizik '' terimine eşdeğer anlamı içerdiği için Kuantum alanındaki olaylara da Metafizik yani fizik ötesi diyebiliz.
Bugüne kadar bilinemeyen, açıklanamayan, zihin okuma, durugörü, önsezi, veliler, ermişler, aynı anda Türkiye'de memletinde ve Kabe'de namaz kılarken görünen kişiler gibi metafizik olaylar bu Kuantum bilgileri ve alanı ile açıklığa kavuşabilecektir.
Doğrusunu Allah bilir ya, melekler, cinler gibi bizim algılamayamadığımız boyuttaki varlıkların Kuantum boyutunda olduğunu düşünüyorum.
Sonra hani henüz fantezi gibi görünen '' ışınlanma '' olayı ilerde Kuantum boyutunda gerçekleşebilir.
Ayrıca bu güne kadar insanların mevcut fizik bilgileri ve imkanları ile aşamadığı uzaydaki çok çok büyük uzaklıklar belki de bir gün fizik ötesi Kuantum imkanları ile aşılabilecek ve başka uzak veya yakın gezegenlere ulaşma ufku bu alanla açılacaktır.
Şimdi gelelim mucizeler ve kerametler konusuna:
Bu konuyu Prof.Dr.Süleyman Ateş Hoca'mızın '' Görünmez Alemin İzleri '' isimli eserinin 1. cildindeki bilgilere göre açıklayalım:
'' Olağanüstü bir şey, peygamberin elinde oluşursa '' mucize '' ,mümin yani inançlı bir kimsenin elinde meydana gelirse '' keramet '' başka bir kimsenin elinde zuhue ederse '' istidrac '' sayılır.
Peygamberle veliler arasında, metafizik olay bakımından şu fark vardır:
Peygamberler, Allah'ın kendi ellerinde yaratılmasına izin verdiği mucizeyi göstermekle mükelleftirler. Mucize Peygamberliğin bir delilidir. Bunu gizledikleri takdirde Allah'a isyan etmiş olurlar.
Veli ise, kerametini gizlemelidir. Keramet ile veliliğini ispat etmeğe kalkışmaz. İnsanları irşad ( bilgilendirme ) amacıyla keramet gösterebilir. Fakat dünya menfaati için keramet göstermek, Allah'a karşı gelmektir.
İstidrac'ın inançsız kimselere metafizik olay gösterme yeteneği olduğunu yukarıda belşrtmiştik. Allah, kaprislerinin tutsağı olan sapkınları, bol nimet vererek istidrac eder. onlara verilen nimet, adeta bir tuzak gibi onları yavaş yavaş yakalyıp helak eder.''
Benim görüşüme göre [ doğrusunu Allah bilir ] mucize, keramet ve istidrac Kuantum boyutunda metfizik olaylardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder