11 Şubat 2020 Salı
'' KAFİR '' Kelimesi '' KÜFREDEN '' anlamındadır !...
Kafir kelimesnin anlamı '' Küfreden '' dir.
Peki, Küfr -- Küfür -- ne demektir ?...
Arapça kökenli bu kelimenin anlamı '' ÖRTMEK '' dir.
Neyi örtmek ?
Gerçekleri, güzellikleri, iyi ve olumlu herşeyi örtmek !...
İnsanın bir başka insana hakaret etmesi ve küfretmesi ise de aynı anlama gelir. O kişinin iyi, güzel olumlu özelliklerini örtmeye çabalamak, karalamak yani saklamak, ve '' yok '' hükmünde olduğunu iddia etmektir...
Dini anlamı ile KAFİR ise Dinin sahibi Yaratıcıyı Allah'ı örtmek yani YOK saymaktır...
'' KAFİR OLMAK '' İnsanın kendisi de dahil tüm evreni belki de evrenleri ve onlardaki her şeyi yaratan en büyük, en alim ve en güçlü varlık olan ALLAH'I YOK SAYMAKTIR...
Allah tarafından, aralıklarla gönderilen diğer dinlerin aslında tek din olduğunu belirtip, adını son göndediği kitap Kur'an ile İSLAM olarak koyan Allah, bu dini kabul etmemeyi Yüce Allah bir ölçüde -- belirli bir süre için -- Reddetmeyi, belkide gerçeği ileride görebilir olasılığı ile hoş görür, toleranslı davranır.
Fakat KENDİ YÜCE VARLIĞINI reddedeni ise hiç hoş görmez ve Dünya yaşamında ve Ahiret'te en ağır şekilde cezalandırır.
DÜNYA YAŞAMI SÜRESİNDE ONU YAPAYALNIZ BIRAKIR. Her türlü maddi manevi '' destek ve korumasından '' mahrum bırakır... Her hangi bir nedenle Bunaldığında onun sığınacağı bir güç ve varlık olmaz ...
10 Şubat 2020 Pazartesi
Aklını kullanmayan -- yani kendi görüşü olmayan -- sürüleşir ( davarlaşır ) ...
Çoban koyun sürüsü arkasında bir dere kenarına gelir, sürüyü karşı tarafa geçirmesi lazımdır. Eğer bir tedbir almazsa sürü dere kenarına gelir, karşı tarafa geçmeye korkar. Bunu bilir çoban ve daha önce cesaretini denediği bir koyunu sürünün önüne geçirir, kendisi suya atlayınca arkasındaki cesur koyunda suya atlar ve sürüdeki koyunlara cesaret gelir hepsi suya atlar ve yüzerek suyun karşısına geçerler.
Hayvancılıkla geçinen bazı Anadolu köylerinde böyle bir eylemi yani, koyun sürüsününü karşı kıyıya geçirme yarışı yaparlar ve bu gelenek haline gelir. Yazımın başındaki fotoğraf da bunu resmediyor...
Bu eylem, insan davranışlarında da görülür. Bir nedenle bir nedenle, bir yerde toplanan insanlar bazen sürü psikolojisine bürünür, tek tek yapamayacakları hareketleri topluluktan güç alarak yaparlar. İşte bu davranışa SÜRÜ PSİKOLOJİ denir.
Sürü psikolojine katılanlar kendi fikir ve düşüncelerini bir tarafa bırakır, sürünün bir elemanı haline gelirler. heyecan duygusuyla, bir ölçüde davarlaşırlar, sürüleşir yani hayvanlaşırlar...
İşte Kur'an'da bü tür davranışı anlatan iki güzel ayet var:
BAKARA / 104 :
'' Ey iman edenler ! Peygamber de dahil, idarecilerinize '' RAİNA '' Bizi davar gibi güt - bizi dinleme ve görüşümüze baş vurmadan istediğin gibi idare et, demeyin;
'' UNZURNA '' bizim görüşümüze baş vur, bizi dinle ve ondan sonra karar ver '' deyin. Şunu da bilin ki, bu emrimizi benimsemeyip inkar edenlere elem verici bir azap söz konusudur... ''
NİSA / 46:
Bunlardan özellikle kitaplardaki gerçekleri değilştiren veya gizleyenler, seninle karşılaştıklarında '' RAİNA '' -- Senin söylediklerini duyduk, önememiyor ve duymamış gibi yapıyoruz -- deyip, dinle ilgili bildirdiklerinle alay ettikleri gibi '' raina '' diyerek seninle de alay ediyorlar. Halbuki onlar saygılı bir dille sana -- senin bildirdiklerini duyduk ve kabul ediyoruz -- ve UNZURNA, -- İdarecimiz olarak bizi dinleyip görüşlerimizi de alarak ve bize danışarak bizi yönet -- deselerdi, kendileri için daha hayırlı olurdu. Ne var ki,Allah'ın tek oluşunu ve bildirdikleri gerçekleri inkar ettiklerinden küfre saplanmış olan bu kişileri, Allah lanetlemiş bulunmaktadır. Bu nedenle de onların ancak pek azı iman etmektedirler...
NOT: Bu yazının hazırlanmasında Nörolog Prof. Dr. Gazi Özdemir'in '' OKU !. Konularına göre Kur'an ayetleri Alfabetik Konu Dizimi ( Sözlük ) '' adlı eserinden ( sayfa/52 ) faydalanılmıştır.
9 Şubat 2020 Pazar
ALLAH'IN '' VAR OLMA '' DELİLİ İNSANIN KENDİSİDİR !...
Ateistlerin en belirgin sorusu '' ALLAH VAR MI ? '' dır. Kendilerinin akılları ile değil, genellikle duygularının etkisinde kalarak verdikler cevap ise '' YOK '' tur.
Onlara verilecek ilk cevap ise '' Allah'ın varlığının en önemli delili insanın kendisi '' olmalıdır.
İnsan '' ALLAH YOK '' cevabını genellikle duygularının yönetiminde olan inancının etkisinde kalarak değil de düşünerek, yani aklını kullanarak verecek olsa, öncelikle kendine ve bedenine bakıp incelese YOK cevabını kolayca veremeyecektir.
İnsan ve tüm canlıların bedeni ile tüm cansız nesneler tasarım ürünüdür. Şimdilik cansız nesneleri değil de dünyamızda en önemli canlı varlık olan insan bedenine bir bakalım, inceleyelim:
*** İnsan bedeni bir tasarım harikasıdır. Doğduğu andan itibaren; Kan dolaşımı,
Sindirim, boşaltım, sinir, enerji üretimi sistemleri ve beden ısısını 70 - 80 yıl 36 buçuk derecede, 24 saat sabit tutma, yediği içtiği her şeyi enerjiye dönüştürme, arıza yani hastalık halinde ağrı, öksürme gibi uyarı sinyalleri verme, yine hastalık halinde kendi kendi tedavi etme, kanamanın çok artarak hayatı tehlikeye düşmemesi için pıhtılaşma gibi sistem özellikleri ile donatılmıştır.
*** İnsanın dolaşım sisteminin ana elemanı olan KAN DAMARLARININ -- Kılcal damarlarla birlikte -- tüm uzunluğunun 100.000 ( Yüz bin ) Kilometre olduğunu biliyor musunuz ? İşte yazıma koyduğum iki resimden biri bu harikayı gösteriyor...
Bu konuda kendi başımdan geçen bir olayı aktarayım:
Bundan 15 yıl önce kalp ana damarlan biri % 90 aranında tıkanmış, verdiği sıkıntı sonucu Eskişehir OGÜ Tıp fakültesi Kardiyoloji bölümüne baş burdum tetkikler sonucu iki anjiyo oldum. İkincisinde bu tıkanan ana damara stent kondu. Aradan 8 - 9 sene geçti tekrar kalbimde sıkıntı oldu. Yine tetkik, anjiyo konulan damar tekrar tıkanmış. Aynı damara bir anjiyo ile ikinci stent takıldı. Yine 2 - 3 sene geçti. Tekrar tetkik, İki stent konulan ana damarda tekrar tıkanma meydana gelmiş, fakat kılcal damarlar kendileri zorlanarak kalple bağlantıyı gerçekleştirmişler. Bir defa daha tıbbi müdahaleye gerek kalmadan bedenim ve damarlarım kendi çözümünü gerçekleştirmiş. Bir kaç senedir bu kendiliğinden oluşan bağlantı ile yaşamımı sürdürüyorum. Bunu ne için anlattım ? İnsan denen makina veya cihaz o kadar güzel programlanmış ve tasarlanmış ki, kendi operasyonunu kendi yapıyor. Yaradanıma şükrediyorum...
*** Karaciğer ve börekler gibi iki uzvumuzdan her biri -- yaptığı işlevlerle -- bu bilgiyi aldığım kaynaklara göre 500 labaratuvarın yapabildiği işlemi gerçekleştirmektedir. Haydi bu bilgide abartı var diyelim ve 500 sayısını 50 ve hatta 5 labaratuvara dönüştürelim. 70 - 80 yıl, günde 24 saat, bilinçsiz çalışan ve kendine yüklenen ve proglananan görevleri yerine getiren beşer labaratuvar.
Tasarlayan ve programlayan bir akıl olmadıkça, kendi kendine oluşup bu kadar süre çalışabilir mi ?
*** İnsan, 1 buçuk 2 metre arasında boyda olmasına rağmen yalnız iki ayakla hareket ederek dengeyi kurabilmekte ve hatta koşarak dahi dengede durabilmekte ve bunu koruyabilmektedir.
Bunlar insana verilen ayrıcalıklı özelliklerden yalnızca bir kaçıdır. Donatıldığı sistemlerin çoğu, uyuma ve bayılma hallerinde dahi bilinçsiz olarak işlevini sürdürür.
Çeşitli duygularla donatılarak hem yaşamın renklenmesi ve hemde içgüdü gibi bir duygu ile tehlikeden otomatik olarak korunması sağlanmıştır...
Diğer canlılar da buna benzer, kendi yaşam şekline ve doğadaki genel dengedeki rolüne göre sistemlerle donatılmıştır.
*** İnsanın en önemli bir yönü de diğer canlılardan farklı olarak yaşamak için düşünme, değerlendirme gibi akli melekelere ve ahlak ve yaratılış ve yaratanı ve sebeplerini merak etme ve bulma, yardımlaşma gibi manevi değerlere yatkınlık özelliklerine sahip olmasıdır.
Tüm bunlar, yani insanlara ve diğer canlılar ile cansız varlıklara verilen özellikler bir tasarım ürünüdür. Tasarım düşünebilme özelliğinin var olması ile mümkündür.
İnsan kendisine verilen akıl nimeti ile kendisi de tasarım becerisne sahip olan; kendisini tasarlayan ve yaratan varlığı bulmak ve maddesel yaşamına ek olarak, hayatına anlam katacak manevi ve ahlaki değerlere sahip olmak ve buna uygun işler yapmak için yaratılmıştır ve buna uygun davranışlar sergilemesi zorunludur.
İnsan yaşamının maddesel boyutunu aşamazsa, hayvan adı verilen diğer canlılardan farkı kalmaz, amaçsız, boş ve anlamsız bir yaşamla gerçek huzur ve mutluluğa ulaşamaz. VE YAŞAMDA HİÇ BİR İZİ KALMAZ....
8 Şubat 2020 Cumartesi
6 Şubat 2020 Perşembe
Kur'an'da Namaz, RÜKU ve SECDE kelimeleri ile, SALAT ibadetinin bir bölümü olarak var !..
Son senelerde Kur'an'daki Salat kelimesin gerçek anlamı fark edilmesi ile '' KUR'AN'DA SALAT VAR, NAMAZ YOK ! '' düşünce ve inanç akımı başladı.
Bu düşünce yanlıştır.
Evet, Kur'an'daki SALAT kelimesi yakın zamana kadar adı Farsca NAMAZ olarak tercüme edilerek neredeyse tüm kaynaklarda bu şekilde kullanılmıştır. Salat kelimesi anlamının '' İçinde Allah'a dua ve ibadet eylemide bulunan, Müslümanların sosyal yardımlaşma ve dayanışma, din ve Kur'an eğitimi amacıyla yapacakları toplantı '' olduğunun anlaşılması ve Kur'an'da Namaz ibadetini tam olarak ifade eden bir kelimenin bulunmaması ile adı Farsca Namaz olarak konulan ibadete karşı bir hareket ve söylem gelişti.
Kur'an'da adını namaz olarak bildiğimiz müstakil bir ibadet yok ama SALAT kelimesi ile ifade edilen Müslümanların, sosyal yardımlaşma, dayanışma, Allah'ı anma ve ona dua etme, Kur'an eğitimi ( Arapça okunma eğitimi değil ) eylemlerini kapsayan toplanma eyleminin bir bölümü olarak var.
Nasıl var ?
RÜKU ve SECDE kelimeleri ile var.
RÜKU kelimesi Kur'an'da ;
Bakara / 42 - 43 ---- 125
Al-i İmran / 43
Maide / 55
Tevbe / 112
Hacc / 26 ---- 77
Fetih / 29
Mürselat / 48. ayetlerde olmak üzere 9 defa geçiyor...
SECDE kelimesi ise; Allah'a secde etmek anlamında;
A'raf / 206
Ra'd / 15
Nahl/ 49
İsra / 107
Meryem / 58
Hacc / 18
Furkan / 60
Neml / 25
Secde / 15
Sad / 24
Fussiet / 37
Necm / 62
İnşikak / 21
Alak / 19. ayetlerinde olmak üzere tam 14 defa kullanılıyor.
Namaz ibadeti hakkındada bu güne kadar bilinen, topluma dayatılan bilgilerde ise önemli anlam kaymaları ve yanlışlıklar var.
*** Namaz zorunlu bir ibadet değil,
*** Namaz ibadetinde sünnet denilen ilave bölümler Kur'an'a uygun değil, Kur'an'da ibadet yalnızca Allah'a yapılır, Allah'ın kuralları geçerlidir. Pergamber sünneti Peygamber kuralı anlamına gelir ki bu Kur'an'a uygun değildir.
*** Namaz ibadetinde vakit ve rekat sınırlaması yok Kur'an'da.
*** Kur'an'da Rüku ve Secde bölümleri ile tanımlaman bu ibadet Kur'an'daki ele alınışı ile yalnızca iki rekat olarak tarif ediliyor.
*** Vakit ve diğer özellikleri ile Kur'an'da bahsi geçen Cuma namazı Salat anlamına en yakın namaz. Yanız 2 rekat olan Cuma namazı fazladan Sünnet ilaveleri ile 16 rekat olarak kılınıyor.
*** Ayrıca namazda okunan Kur'an ayetlerinin Türkçe anlamları ile okunması Kur'an'ın daha ruhuna uygundur.
*** Kur'an'ın önem verdiği bir konu da bu ibadetin zaman ve rekatlarda sayı sınırlamaları olmadan az da olsa hergün yapılması öngörürülmesidir....
Kur'an Salat'ın anlamındaki sosyal yardımlaşma ve dayanışma işlevi de muhtaç insanlara yardım şeklindeki gerçek amacına uygun olarak değil de yalnızca Camilere, İbadethaneler ile dini eğitim kurumları inşaatına ve bakımına, giderlerine katkı şeklinde uygulanıyor. Cami civarındaki muhtaç insanlar hiç düşünülmüyor..
*** Önemli bir hususu da arz ederek bu yazımı bitiriyorum:
KUR'AN'DA İBADETİN GERÇEK KAPSAMI bu güne kadar bildiğimizden oldukça farklı.
Kur'anda ibadetin kapsamı ritüel ( şekilsel ) ibadetle sınırlı değil. Ayrıca İSLAM DİNİ DE İBADET DİNİ DEĞİL, Kur'an'da SALİH AMELLER olarak ifade edilen İYİ DAVRANIŞLAR yani AHLAK KURALLARINA UYGUN DAVRANIŞLAR her şeyin önünde. Bu kurallara uymak, ve de Allah'ın yarattığı canlı cansız her yaratılmışa yardım ve destek olarak İNFAK kelimesi ile ifade ediliyor. İBADET KABUL EDİLİYOR Ve de...... Bu kurallara uygun davranışlar ALLAH'A BORÇ VERMEK ŞEKLİNDE çok önemseniyor....
5 Şubat 2020 Çarşamba
Allah'ın varlığını ispat et diyenlere gelsin bu yazı !...
Allah'ın varlığını inkar eden ve var diyenlere ispata davet eden arkadaşların doğadaki canlı varlıklardan bir kaçı ile ilgili fotoğraflara lütfedip bakmalarını rica ediyorum.
Bu balıklar, kuşlar ve çiçekler en tabii halleri ve güzellikleri ile doğamızı süslemektedirler. Bu fotoğraflarda bir hile olup olmadıklarını sorsam, yoktur diyecekler.
Bu resimlere lütfen dikkatle baksınlar, onların sorularına karşılık benim şu sorularıma cevap düşünsünler.
**** Bu balıklar, kuşlar ve çiçekler renkleri, desenleri renk uyumları, güzellikleri ile doğada mevcut mu ?
**** Bu durumları yani, rekleri, desenleri uyumları,estetik ve simetrileri ile kendi kendilerine oluşabilirler mi ?
**** Birer tasarım ve estetik harikası olduklarına itiraz edebilir misiniz ?
**** Tasarımın bir akıl ürünü olduğunu, tasarlayan bir akıl omadan
TESADÜFLERLE, EVRİMLE, KENDİ KENDİLERİNE OLUŞABİLİR Mİ ?
**** Bu güzellikler birer sanat eseri değil mi ?
**** Sanatçı olmadan sanat eseri olabilir mi ?
**** Olabilir derseniz, ben söylemim doğrultusunda milyonlarca örnek gösterebilirim, sizler yalnızca tek bir örnek gösterebilir misiniz ?...
**** Cevabı olan lütfen bir yorumla bildirsin...
2 Şubat 2020 Pazar
Dinin İlme Verdiği Önemden Habersiz Ateistlere KAPAK AYETLER !...
Kur'an' da neler olduğundan bihaber fakat Allah'ı ve Kur'an'ı reddetmek gafletinde bulunan Ateistlerin en büyük özelliği Dinin ilme '' karşıt '' olduğunu iddia etmeleridir.
İşte onlara din ile ilim arasındaki paralel ilişkiyi gösteren KAPAK AYETLERİ aşağıda onlar için derledim:
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
YUNUS / 6 --- Gece ile gündüzün sürekli uzayıp kısalarak, birbirini takip etmesinden ve Allah'ın göklerde ve yer yüzünde yarattığı şeylerde takva ( samimi iman ) sahibi toplum için deliller ve imanlarını kuvvaetlendirecek ibretler bulunmaktadır.
YUSUF / 105 --- Göklerde ve yerde ders alınacak o kadar ibretler var ki, ama insanlar onlarla hiç ilgilenmezler.
EN'AM / 75 --- Biz İbrahim'e gücümüzü kavrayıp, bilinçli iman edenlerden olsun diye, ona göklerdeki ve yerdeki varlıkları gözlemleyip incelemesini ve gizledikleri delillerimize dikkat etmesini önermiştik.
FUSSİLET / 53 --- Kur'an'ın gerçek olduğunu ve varlığımızı, bir zaman sonra varlığımızın belirti ve belgelerini de hem kendi nefslerinin ( vücutlarının ) mükemmelliğini anlayınca, hem de uzayı ( evreni ) çözdüklerinde insanlara zaten göstereceğiz. Böylece Rabbin her şeyi kuşatmış olduğunu ve her şeyde bulunduğunu görmeleri, öğrenmeleri, onların iman etmeleri için yeterli değil mi ?...
FUSSİLET --- 54 --- Aslında insanlar rablerini bulacakları konusunda şüphe içindedirler. halbuki Allah, her şeyi bilgisi ve yönetimi ile kuşatmıştır.. Dikkat eder, ilim yapıp araştırırsanız, O'nun varlığını mutlaka fark edersiniz.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Not: Yazıma koyduğum resim Eskişehir' merkezinden geçen Porsuk Çayı'ndan bir görüntüyü tabletimin kamerası ile 2 yıl önce çektim
İNSANA SÖYLEDİĞİ YAŞATILIR ! --- Ayıp kusur aramayın !...
İnsanlara Kur'an Muhammed / 31' de ilginç bir uyarı var:
Başkalarında ayıp, kusur aramayın. Sözlerinize dikkat edin.
SÖYLEDİKLERİNİZ SİZE YAŞATILIR. İşte ayet meali:
'' Ve şunu da bilin ki, Biz sizi çeşitli sıkıntılara
uğratıyoruz ki, içinizden kimin içtenlikle çaba göstereceğini, mücadeleye katlanacağını ve güçlüklere karşı sabredeceğini belirleyip ortaya çıkaralım. Şunu da bilin ki, söylemekte olduklarınızı da size yaşatacağız. Bu nedenle de söyleyeceklerinize dikkat edin.
28 Ocak 2020 Salı
Peygamberin '' Elçilik Görevi '' ile ilgili Kur'an Hükümleri
=== Peygamber, Allah'ın bildirdiklerini sadece tebliğ eder, örnek olur, zorlamaz, eleştirmez... ( Fatır / 23 --- Ahzab / 39 --- Maide / 67 )
=== Peygamber, Peygamber, bekçi değil ( Elçidir )... ( En'am / 107 --- Şura / 48 --- Gaşiye / 22 --- Nisa / 80 )
=== Peygamber'de beşerdir... ( Kehf / 110 )
=== Peygamber de hata yapabilir... ( Abese / 3 - 6 --- İsra / 45 --- Maide / 42 ---
Tevbe / 43 )
=== Peygamber de günah işleyebilir ... ( Muhammed / 19 --- Feth / 2 )
=== Peygamberin örnek davranışları Kur'an'a göredir... ( Duha / 11 --- Zümer / 11 ---
Al-i İmran / 33 --- Ahzab / 21 --- Nisa / 64 --- Mücadile / 13 --- Maide / 48 -50 )
=== Peygamber de sorgulanacak... ( A'raf / 6-7 --- Al-i İmran / 81 - 82 --- Ahzab / 7 - 8 )
=== Peygamber'e itaat, bildirdiği Kur'an gerçeklerine itaattır ... ( Al-i İmran / 32 )
=== Peygamber ek kural koyamaz... ( Ahzab / 39 )
=== Peygambere Kur'an dışında ek dini kural sözü yasak... ( A'raf / 203 ---
İsra / 73 - 74 --- Yunus / 15 --- Lokman / 6-7 --- Ahkaf / 9 --- Hakka / 44 - 47 ---
Bakara / 79 - 80 --- Al- i İmran / 187 )
=== Peygamberi aşırı övmek yasaktır... ( Cin / 18 - 19 --- Münafikun / 2 )
=== Peygamberi ilahlaştırmayın... ( Al-i İmran / 80 --- Hucurat / 1 )
=== Allah, Peygamberlerin ruhları ile 8 konuda anlaşma yapmıştır... ( Al-i İmran / 81 -
82 )
=== Peygamber, insanların imanının değerlendiremez... ( A'raf / 46 --- Muhammed / 30 --- Rahman / 41 )
=== Peygamberin mirasçıları Kur'an'ı tebliğ edenlerdir... ( Fatır / 32 )
=== Peygamberin şefaatı kesin değildir... ( Şuara / 86 --- 171 -172 --- Neml / 57 ---
Hud / 46 - 37 --- Tevbe / 80 )
=== Peygamberi yakınlarına şefaat yok... ( Şuara / 86 --- 170-173 --- Neml / 57 ---
Hud/ 46 - 47 --- Tevbe / 80 )
=== Peygamberi sevmek, Kur'an ile bildirdiklerine uymaktır... ( Duha /11 --- Saffaat / 108 --- Zümer / 11 --- Al-i İmran / 32 - 33 )
=== Peygamberi övmek boşuna ... ( Cin / 18 - 19 )
=== Peygamber Kur'an'daki kuralların canlı uygulayıcısıdır... ( Duha / 11 --- Saffaat / 108 --- Zümer / 11 --- Al-i İmran / 32 - 33 --- Ahzab / 21 --- Nisa / 64 ---Mücadile / 13 ---
Maide / 48 - 50 )
=== Peygamberler, Allah'ın görevlileridir... ( Sad / 26 )
=== Peygamberler de ayrım yok ( Hepsi aynı değerdedir ) ... ( Bakara / 253 --- 285
Al-i İmran / 84 --- Nisa / 150-152 )
=== Peygamberler de hesaba çekilecek ... ( A'raf / 6 - 7 --- Zümer / 30 -31 --- Secde / 30
Al-i İmran / 55 --- 81 - 82 --- Ahzab / 7 - 8 --- Mücadile / 117 / 118 )
=== Peygamberler gaybı bilmez ... ( A'raf / 188 --- En'am / 50 )
=== Peygamberlerin ölümlümlerinden sonra dünya ile iletişimleri yok... ( Maide / 109 --- 117-118 )
=== Peygamberleri '' Deliller - Mucizeleri '' Kitaplarıdır... ( Ankebut / 51 --- Ra'd / 7 )
=== Peygamberler sadece Allah'în vahyettiklerini aktarırlar... ( Ahzab / 39 )
=== Peygamberler görevleri için ücret istemediler... ( Kalem / 46 --- Mğüddesir / 6 ---
Sad / 86 --- Yasin / 20 -21 --- Şuara / 109 --- 127 --- Yusuf / 104 --- En'am / 90 --- Sebe / 47 --- Şura / 23 --- Müminun / 72 )
=== Peygamberler, vahyedilenler dışında kural koyamazlar ... ( Ra'd / 38 )
=== Peygamber okur yazardı... ( A'raf / 157--- Furkan / 5 --- Yusuf / 3 --- Ankebut / 48
--- Bakara / 78 --- Al-i İmran / 20 --- Cumua / 2 )
=== Peygamber sadece duyuran ve uyarandır... ( Şura / 48 )
Not: Bu yazının hazırlanmasında Nörolog Prof. Dr. GAZİ ÖZDEMİR'in '' OKU ! Konularına Göre Kur'an Ayetleri Alfabetik Konu Dizimi '' aslı eserinin 1236 - 1241. sayfaları arasındaki bilgilerden yararlanılmıştır...
21 Ocak 2020 Salı
Hz. Muhammed'in Kur'an'da Vurgulanan '' Kişilik '' Özellikleri ...
Kur'an ele aldığı konuyu çok detaylı bir şekilde anlatır. Ama buna rağmen insanlar O'na kendi kafalarından uydurdukları, özellikleri yanlış, eksik ve fazla olmasına bakılmaksızın tanımışlar ve Allah'ın bize Kur'an'da tanıttığı kişiliğinden çok uzak ve yanlış kimlik ve kişilik özelliği vererek adeta dinde en büyük günahlardan olan Şirke konu etmişlerdir. Bu husus elçilik görevi içinde böyle olmuştur.
Bu yazımda O'nun kişilik özelliklerini anlatan ayet hükümlerini özet olarak verecek ve sonraki yazım da ELÇİLİK GÖREVLERİ HAKKINDA Kur'an hükümlerini aktaracağım:
=== KİŞİLİĞİ VE KİŞİLİĞİNE VERİLEN ÖZELLİKLER ============
*** Hz. Muhammd'de beşerdir. ( İsra / 93 --- Fussilet / 6 --- Kehf / 110 )
*** Kalem / 3 : Senin için mutluluk verici bir ödül hazırlamışız.
*** Kalem / 4 : Çün Sen, üstün ve farklı bir yaratılış üzerinesin.
*** A'la / 6 : Ya Muhammed ! Biz Sana Kur'an'ı öğreteceğiz / okuyacağız ve asla unurmayacaksın.
*** A'la / 7 : Allah'ın istemediği dışındaki açığı da. gizli olanı da öğreneceksin
*** A'la / 8 : Zor olanı da Sana iyice kolaylaştıracağız.
*** Kevser / 1 : Ya Muhammed ! Biz Sana Kevser ile bolca nimet ve mutluluk dolu bir hayatı verdik, şanını yücelttik.
*** Kaf / 22 : Ya Muhammed ! '' Yemin olsun ! Kur'an'dan önce sen bu gerçek bilgiden habersizdin ( Veya unutmuştun ) İşe Biz,Kur'an ile Senin gözlerinden perdeyi kaldırdık ve gözünün keskinleşmesiyle ( ilahi gerçekleri kavrama özelliğin ile ) anlattığımız bu gerçekleri fark etmeye başladın. ''
*** İsra / 74 : Şunu da iyice bil ki, Biz Seni güçlü yaratmamış olsaydık yemin olsun, şirk koşanlara meyledip az daha onlara uyacaktın.
*** Hicr / 87 : Yemin olsun, Biz Sana kendi içinde de ikili, çifter katman halinde yedi anlam çözme yeteneği ve Kur'an'ı verdik.
*** Hakka / 40 : Bu Kur'an, özel olarak seçilmiş, kerem sahibi bir elçi aracılığı ile vahyedilip size bildirilen bir sözdür.
*** Tevbe / 128 : Gerçek şu ki, size kendi içinizden, fakat sizden Aziz ( farklı özellikleri olan ) bir elçi gelmiştir ki, size düşkünlüğü nedeni ile müminler olarak sıkıntıya uğramanız onu çok üzer. Şunu da iyi ce bilin ki, Allah çok şefkattlidir / zorlukları kolaylaştırıcı, afferdici, Rauf ve sevgisi ile merhameti oldukça bol olandır. Rahimdir.
=== Hz. MUHAMMED'in YETENENEKLERİ VE YETKİLERİ SINIRLIDIR ---
GAYBI ( Bilinmeyeni ve geleceği ) BİLMEZ. =======
*** A'raf / 188 : Ben Allah'ın uygun görmesi dışında, kendi kendime yarar sağlama, ya da zarar verme yetkisine de sahip değilim. Ayrıca gaybı ( bilinmeyen geleceği ) bilme yeteğim olsaydı, Bana dokunacak zararı için önceden tedbirlerimi alırdım.
*** En'am / 50 : Ey Peygamber Şirk koşan insanlara söyle '' Ben size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum. Gaybın ( Yaratılanların ve geleceğin gizliliklerinin ) ilmini de bilmiyorum. ''
*** BAŞKALARI İÇİN ŞEFAAT ( Yardım ) DİLEMEZ ( Mümin / 55 --- Muhammed / 19 ---
Nasr / 3 --- Tevbe / 80 )
*** Hz: MUHAMMED ÜMMİ GRUPTANDI : Kültür bakımından içinde bulunduğu toplumun özelliklerine sahipti. Sıradışı bir durumu yoktu.
( A'raf / 157--- Yusuf / --- Ankebut / 48 --- Bakara / 78 --- Al-i İmran / 20 --- Cumu'a / 2 )
*** OKUMA YAZMA BİLİYORDU : ( Furkan / 5 ayetinin anlatımında anlaşılan )
*** KALBİ TEMİZLENDİ : ( İnşirah / 1 - 2 )
*** NOT: Bu yazının hazırlanmasında Nergis yayınlarından Prof.Dr. Gazi Özdemir'in OKU ! KONULARINA GÖRE KUR'AN AYETLERİ ALFABETİK KONU DİZİMLİ isimli eserinden yararlanılmıştır...
17 Ocak 2020 Cuma
AVUSTRALYA'DA İNSANLAR ALLAH'IN GAZABINA MI UĞRADI ?...
USTE
Avustralya son bir kaç yüzyıldır görülmemiş '' iki felaketin pençesinde '' kıvranıyor.
Birincisi binlerce, belkide onbinlerce hektar ormanlarda yangın aylardır söndürelemiyor. Milyonlarca ağaç ve ormanlardaki milyonlarca hayvan yanıyor, telef oluyor. İnsanların elinden bir şey gelmiyor...
Bu da yetmez miş gibi, Avustralya'da bir başka yangın daha varmış. Etrafı çepeçevre su yani deniz ile çevrili bu büyük kıta adası susuzluktan yanıyormuş. Su kaynakları tükenmiş. Hayvanlar bir de bu yüzden yok oluyor. Bu kıtadaki fazla su tüketen yabani develerin 10 bin adedinin vurularak öldürülmesi, yani su kaynaklarının tüketilmesinin önlenmesi değilse bile yavaşlatılması düşünülüyormuş. Bir çare bulunamazsa oradaki insanlar bir de susuzluktan yanacak, ya orayı terk edecekler ya da ölecekler. Kısa bir süre öncesine göre modern dünyanın seküler insanlarınca cennet olarak nitelendirilerek popüler hale gelen bu kıtanın insanın hayatı artık bir cehenneme dönmüş durumda...
İnsanın aklına hemen bir soru geliyor:
Neden başka yerler değil de dünyanın bu bölgesi böyle büyük felaketi yaşıyor ve dünyanın cehennemi haline geliyor.
Siz bu soruya bir cevap bulabildiniz mi ?
Ben bir cevap buldum. Bakalım siz de onaylayacak mısınız ?
Binlerce yıllık tarhi geçmişte defalarca bazı toplumların başına gelen:
KAVİMLERİN HELAKI...Cezalandırması...
Allah ahlak bakımından çok düşkün duruma gelmiş ve islah edilemeyecek derecede dejenere olmuş, sapmış toplumları önce son bir defa uyarmış, sonra aniden tabii bir felaketle yok etmiş. Tevrat ve İncil'de, sonrada hikayeleri var. Ve insanlar sapkınlığın sonucunu görsünler diye Allah onların yok olmuş haldeki kalıntılarını binlerce yıla rağmen günümüze kadar ulaştırmış...
Kısa bir süre önce bu kıtada yapılan bir ankatte, EŞCİNSEL EVLİLİĞİ OLAĞAN GÖREN VE ONAYLAYANLARIN ORANI Tam %61 imiş...
Ne dersiniz, Allah'ın gerçekleştirdiği bu olay buradaki insanlara son bir ihtar mı, yoksa helak devam edecek mi ???
Avustralya son bir kaç yüzyıldır görülmemiş '' iki felaketin pençesinde '' kıvranıyor.
Birincisi binlerce, belkide onbinlerce hektar ormanlarda yangın aylardır söndürelemiyor. Milyonlarca ağaç ve ormanlardaki milyonlarca hayvan yanıyor, telef oluyor. İnsanların elinden bir şey gelmiyor...
Bu da yetmez miş gibi, Avustralya'da bir başka yangın daha varmış. Etrafı çepeçevre su yani deniz ile çevrili bu büyük kıta adası susuzluktan yanıyormuş. Su kaynakları tükenmiş. Hayvanlar bir de bu yüzden yok oluyor. Bu kıtadaki fazla su tüketen yabani develerin 10 bin adedinin vurularak öldürülmesi, yani su kaynaklarının tüketilmesinin önlenmesi değilse bile yavaşlatılması düşünülüyormuş. Bir çare bulunamazsa oradaki insanlar bir de susuzluktan yanacak, ya orayı terk edecekler ya da ölecekler. Kısa bir süre öncesine göre modern dünyanın seküler insanlarınca cennet olarak nitelendirilerek popüler hale gelen bu kıtanın insanın hayatı artık bir cehenneme dönmüş durumda...
İnsanın aklına hemen bir soru geliyor:
Neden başka yerler değil de dünyanın bu bölgesi böyle büyük felaketi yaşıyor ve dünyanın cehennemi haline geliyor.
Siz bu soruya bir cevap bulabildiniz mi ?
Ben bir cevap buldum. Bakalım siz de onaylayacak mısınız ?
Binlerce yıllık tarhi geçmişte defalarca bazı toplumların başına gelen:
KAVİMLERİN HELAKI...Cezalandırması...
Allah ahlak bakımından çok düşkün duruma gelmiş ve islah edilemeyecek derecede dejenere olmuş, sapmış toplumları önce son bir defa uyarmış, sonra aniden tabii bir felaketle yok etmiş. Tevrat ve İncil'de, sonrada hikayeleri var. Ve insanlar sapkınlığın sonucunu görsünler diye Allah onların yok olmuş haldeki kalıntılarını binlerce yıla rağmen günümüze kadar ulaştırmış...
Kısa bir süre önce bu kıtada yapılan bir ankatte, EŞCİNSEL EVLİLİĞİ OLAĞAN GÖREN VE ONAYLAYANLARIN ORANI Tam %61 imiş...

13 Ocak 2020 Pazartesi
ATEİSTE MANİFESTO - (( 2 )) İDDİA EDİYORUM ! Gerçek Dini Kur'an'dan Öğrenenler ATEİST OLMAZ -- OLAMAZ !....
EVET, ATEİSTİM DİYEN ARKADAŞLAR !...
Vurgulayarak iddia ediyorum ki, Ateist olduğunu ifade edenler,
GERÇEK yani SAF VE KATKISIZ DİNİ YALNIZCA KUR'AN'DAN ÖĞRENENLER,
ATEİST OLMAZ -- OLAMAZ !...
Neden ?...
Çünkü bu dinin Allah'tan inmesine aracılık eden Hz. Muhammed bu Dini;
DİNDEN NEMALANAN, PRESTİJ VE STATÜ KAZANMA AMACI OLANLARDAN
DEĞİL, BİZZAT DİNİN, TÜM EVRENİN YARATICISI VE SAHİBİ TARAFINDAN adım adım, parça parça 22 sene 2 ay 22 gün sürede, GÖNDERİLEN -- YALNIZCA -- KUR'AN ADINDAKİ KİTAPTAN ÖĞRENDİ...
Kur'an'ı ciddi ve emin kaynaklardan inceleyen kişinin bu kitabı ve Allah'ı reddetmesi mümkün değil, Çünkü akla, mantığa aykırı -- kabul edilemeyecek -- hiç bir bilgi verilmiyor ve insandan yapamayacağı şeyler istenmiyor bu kitapta...
Dinden insanları uzaklaştıran göndediği dine ve kitaplara müdahaleler sonradan ve genellikle kendilerine din adamı süsü ve görevi verenler tarafından yapıldı.
Önce dinin iyi ahlaklı insan olunması temel amacı değiştirildi ve , bununla uzaktan yakından ilgisi olmayan YARATICIYA İBADET'tir dinin inme sebebi, şeklinde ters - yüz edildi, dödürüldü. Bu doğrultu da dine değişim ve ilaveler yapıldı. SALAT adı verilen , sosyal yardımlaşma, din eğitimi ve dua'yı da içeren temel ibadet, yalnızca Farsca NAMAZ adı verilen ibadet bölümü esas alınarak Salat, Cuma ibadeti hariçi amacından saptırıldı.
Kur'an'da Rükû ve Secde kelimeleri ile Allah namazı açıklar ve yalnızca iki rekat bir namaz tarifi yaparı ve vakit ve rekat sayılarını net olarak verilmezken birilerinin Peygamberin söylediği iddiası ile günde 5 vakit namaz var, denildi ve her namaz için rekat sayıları KUR'AN'DAN BİR DAYANAK OLMADAN ilave edildi.
Bununla da yetinilmedi Kur'an'da '' DİN ALLAH'INDIR '' temel hükmü ve bununla bağlantılı olan kılınan Namaz'da FARZ namazlara - peygamber uygulamasıdır diyerek sünnet namazlar dine ilave edildi ve ve Sünnet namazlar da önemle vergulanarak, bir tür farz namazlar kimliğine büründürüldü.
Yani sonuçta ALLAH'IN DİNİ VE İBADETLER değiştirildi, ilaveler yapıldı.
Değerli arkadaşlar bu anlattıklarım yalnızca yapılan yanlışlıkların kısa ve örnek bir bölülümü. ALLAH'TAN İNEN DİN İSLAM, Kur'an'daki özelliklerinden neredeyse % 90 değiştirildi, saptırıldı. ÖYLE Kİ AKIL VE MANTIĞA SIĞMAZ DEĞİŞİM, İLAVE VE SAPTRILMALARLA BU GÜNKÜ Cemaat ve tarkatlar şeklindeki sapkınlıklara evrildi, İYİ AHLAK OLAN TEMEL AMACI DA RAYINDAN ÇIKARILDI, AHLAK DİNİ OLAN İSLAM'IN Kur'an'daki ahlakla ilgili temel esaslarları göz ardı edilir hale ve Müslümanlar da genelde AHLAK YOKSUNU İNSANLAR HALİNE GETİRİLDİ.
İnsan hayatının ve mutluluğunun önemli bir bölümü olan din de tanınmaz hale gelince dinden uzaklaşmalar, Ateizm ve Deizm gibi sapmalar artmaya başladı.
Bu konuyu bir yazı dizisi halinde işlemeyi düşünüyorum. İlgi görürse dindeki tüm aksama ve yanlış uygulamaları özet halinde vermeye çaklışacağım....
12 Ocak 2020 Pazar
ATEİSTE MANİFESTO : Ateist olmak, kolaya yönelmek, yani GERÇEKTEN KAÇMAKTIR !...( 1 )
Ateistim diyen, yani ateist olan arkadaşlar gerçekten kolay yola yönelmişler yani gerçeği arama zahmetine girmemişler ve sonucunda da gerçekten sapmışlardır.
Çünkü gerçeğe ulaşmak biraz emek ister, ilgilendiği, kabul veya reddettiği konuda temel ve doğru bilgilere bilgilere ulaşmak gerekir.
Bunları belirtirken peşinen şunu söylemek isterim ki;
Bu gün 75 başındayım, gençlik yıllarımda ve 40 yaşıma kadar ki zaman diliminde dini inanç bakımından tedirgindim, büyük ölçüde ateizme yakındım, doğruyu aranış sürecinde idim. 40 yaşımı doldurduktan sonra ilk 5 yılda inceleme ve araştırmalarımın sonunda gerçek inancın nerede olduğunu yani kaynağını keşfettim. Sonraki beş yılda da bilgi ve inancım pekişti. Gerçek İslam'ı tanıdım öğrendim:
Gerçek İslam Kur'an'da idi. Bununla beraber gerçek Hristiyanlık yani İsevilik ve Yahudilik daha doğrusı Musevilik, Allah'tan gönderilen kutsal kitaplarda, Tevrat ve İncil de idi.
Ki; Tevrat ve İnciller'in asılları o zamanın din adamları, din alanını kendi menfaatleri uğruna kullanmak isteyen kişilerce yok edilmiş ve kendi kafalarından bazı bölümleri değiştirilmiş ve bazı bölümler eklenmişti. O kadar ki, Allah'tan inen bu semavi kitaplar insanlara ulaştırıldığı tahrif edilmiş yani bozulmuş halleri ile tanınamayancak hale getirilmişti.
Kur'an ise insanların bu türlü müdahalelerinden Korunmuş, Kur'an'ın 15.sırada bulunan Hicr suresi 9. ayetinde '' O'nu Biz indirdik Biz, koruyacak olan da Biz'iz '' taahhüdü ile ayetlerinde hiç kimsenin tahrifat yapamayacağı belirtilmiştir. Sonrasında kimse de ayetlere müdahale edememiş ve Kur'an indirildiği hali ile günümüze kadar gelmiştir.
Fakat insanların dini dejenere ederek kendi menfaaleri lehine yararlanma isteği sonlanmamış, Hristiyan ve Yahudilerin Tevrat ve İncil ayetleri üzerinde yaptıkları tahrifat bazı Müslüman din adamlarınca Kur'an üzerinde yapılamamış, Kur'an'da yasaklanmasına rağmen ( A'raf / 203 -- Yunus / 15 -- Ahkaf / 9 -- Hakka / 44 - 45 -- Bakara / 79 - 80 --- Al-i İmran / 187 ) Peygamberin ağzından uydurdukları sahte hadis iddiasındaki sözler ile yine gerçekleştirilmiş, Allah'tan inen diğer İsevilik ve Musevilik dinleri gibi İslam Dini de tanınmaz hale getirilmiştir.
Burada hemen şunu belirtmek gerekir. ALLAH'TAN İNEN DİN TEK DİR. KUR'AN ÖNCESİNDEKİ semavi kitaplar olan Tevrat ve İncil ve Zebur'un tahrif olmamış bölümleri Kur'an'la aynı hükümleri taşımaktadır. Kur'an'da bu husus aşağıdaki ayetle belirtilmiş ve Allah'ın tek olan Dini' nin ismi '' İslam '' olarak konulmuştur...
AL- İ İMRAN SURESİ 19. AYETİ :Gerçek şu ki, Allah'ın kabul edip tüm peygamberler aracılığı ile gönderdiği tek Din, şirk koşmadan tek ilah olarak Allah'a teslim olmak temelli din olan İslam'dır.
Müslümanların Allah'ın dininden Ateizm ve Deizm şeklinde sapmaların en önemli sebebi dindeki bu bozulma ve dejenerasyondur. Bu sapma genellikle insanların kültür seviyelerinin yükseldiği kişilerde artmaktadır. Çünkü kendilerine öğretilen ve toplumca dayatılan din, gerçek din değil, bir takım insanların katkısı ile gerçek kimliğinden saptırılmış, yanlış ve akla ve mantığa yatmayan din öğretileridir. Kültürlü insanların bunları kabul etmeleri, ve inanmaları zor olmakta ve zaten dejenere olmuş dinin esaslarını bir de farklı ve sapkın şekilllerde öğretilerle topluma dayatan ve mezhep, tarikat ve cemaatler şeklinde uygulayanlara oluşan tepkidir...
Peşinen belirtmeliyim ki, Kur'an'ı incelediğim son 35 yılın sonunda edindiğim intiba Allah'ın nezdinde '' Ahlaksız müslümanlar değil, düzgün ahlaklı ateisler daha makbul kişilerdir. ''
Neden ?
Çünkü, dinin esası insanların Allah'a ibadet etmesi değil, güzel, olumlu ahlakı insanlarda ve toplumlarda tesis etmektir.
Bu islam dinin birincil yani en önemli varlık sebebidir. Bu yazılarımda din diye insanlarımıza dayatılan ve tepki olarak dinden uzaklaşmalarına sebep olan yanlış öğreti ve uygulamaların önemli olanlarını örnekleri ile açıklayacağım...
Yani devam edecek yazılarımda '' Allah'ın izni ile '' buluşmak dileği ile hoşça kalın....
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
APTALLAR -- ŞİZOFRENLR -- CAHİLLER
================================== APTALLAR .:: Aptal Olduğunu ŞİZOFRENLAR :: Şizofren Olduğunu C A H İ L L E R :::: C a h i ...

-
Kur'an'dan ilginç mesajlar ( 1 ):: '' KUR'AN BİR MESLEK KİTABI DEĞİL, TÜM İNSANLARA ÜCRETSİZ ANLATILMAL...
-
Yazımın başlığına koyduğum mesajımın, söylemimin gerekçesini açıklamam gerekiyor. Yaklaşık bir ay sonra 80. yaşımı dolduruyorum. Eşim ...
-
Son senelerde vefat edenin arkasından söylenen yazılan bir temenni söylemi türedi: '' Işıklar içinde uyu '' ve ...
-
Kur'an ilk insandan itibaren iki dinin, iki felsefenin, iki dünya görüşünün, kısaca iki farklı düşüncenin var olduğunu açıkça belirtiy...