31 Mayıs 2020 Pazar

Kur'an'da REENKARNASYON VAR MI ?... -- 2 --




























Kur'an'da  REENKANASYON  VAR MI ?  -- 2 --


Kur'an'da  Reenkarnasyon olup olmadığı hakkındaki ilk yazımı bundan yaklaşık bir buçuk ay önce ( 8 Nisan 2020 ) 
'' Kur'an'da REENKARNASYON  VAR MI -- 1 --  ''   başlığı ile yayınlamıştım '' Aradan uzunca bir süre geçtiği ve konunun bütünlüğünün bozulmaması için  bu yazımın önemli bölümlerini tekrar veriyorum:


-----------------------------------------------------------------------------------

''  İSLAM  LİTERATÜRÜNDE  ( Yazılı kaynaklarında )  REENKARNASYON  İDDİASI '' Tenasüh ''  KELİMESİ İLE İFADE EDİLMEKTE   VE  KUR'AN'DA VE HADİSLERDE  -- Katiyyetle Yoktur  --   DENİLMEKTEDİR...

İLAHİYAT HOCALARININ  NEREDEYSE TAMAMI  BU GÖRÜŞE KATILMAKTADIR.

-----------------------------------------------------------------------


Fakat; ülkemizde bir  Tıp Bilim Adamı, Eskişehir OGÜ Tıp Fakültesi Nöroloji, Bölümü  Başkanlığı görevini uzun yıllar yapmış ve bir süre önce emekli olmuş --- Öğrencilik yılları dahil  son 55  yılını Kur'an'ın incelemeye ayırmış  ve  diğer mesleki çalışmaları  yanında Kur'an'la ilgili  yaklaşık 7 eser vermiş, Ana dili Arapça olan, Hatay / 1945 doğumlu  bir Türk olan Nörolog Prof.Dr. GAZİ ÖZDEMİR, aksi görüştedir.


Eserlerinde Kur'an'da REENKARNASYON 'un olduğuna dair güçlü işaret ve deliller olduğunu iddia etmekte ve konuya ilişkin Kur'an ayetlerinin şimdiye kadar dikkat ve fark edilmemiş inceliklerini ortaya koymaktadır.


Gazi Özdemir, SON DAVET KUR'AN  isimli  büyük boy  ciltli  700 satyfa hacmindeki  Kur'an mealinde ve  İSLAM'IN ŞARTI SADECE 5 DEĞİL --- DİN VE BEYİN ---  KUR'AN VE SON İSLAM isimli eserlerinde bu konuya geniş olarak yer vermekle birlikte yukarıda kapak resmini verdiğim Ciltli, büyük boy 1265 sayfa hacmindeki   OKU ! KONULARINA GÖRE KUR'AN AYETLERİ KONU DİZİMİ ( SÖZLÜK ) isimli kitabında Kur'an'da Reenkarnasyon'un olduğınu  Kur'an'dan delilleri ile birlikte ispat etmektedir.  

Ben bu yazı dizisine başlamadan önce  bu Reenkarnasyon konusunun İslami çevrelerde şiddetle ve kesin reddedilmesi sebebi ile yazma konusunda uzunca bir süre tereddüt ettim. Detaylı olarak inceledim, Kendim ikna oldum ve bu gerçeğin daha geniş çevrede görülmesi ve bilinmesi gerektiğini düşündüm

Allah'ın izni ve yardımı ile başlıyoruz:

İşte Kıyametteki diritme ile ilgili ayetlere bir örnek.: 

CASİYE / 26:  '' Ya Muhammed !  Böyle diyenlere sen de  -- Sizi Allah diriltir ve öldürür. Sonra da gerçekleşmesinde asla kuşku olmayan Kıyamet gününde sizi tekrar diriltip bir araya topayacaktır --  '' de.

Reenkarnasyonla ilgili ayetlere ilk örnek:

ABESE / 21  :  Daha sonra onu öldürmekte ve mezara koymaktadır.

ABESE / 22 :  Sonra da uygun görünce onu tekrar diriltmektedir.

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

  REENKARNASYON : İnsan bedeninde tekrar dirilme  anlamındadır

Dirilme olayı Kur'an'da iki yönlü işlenmiştir: 

İlki, Yunus / 4 --- Rum / 11  ile 27. ayetlerde belirtildiği gibi Mahşerde hesap vermek üzere son dirilmedir. Allah'ın yararmayı başlattığı, sonra bunu tekrar tekrar yaptığı ve en son olarak da hesap vermek üzere Mahşer'de dirilttiği belirtilmiştir.

İkinci diriltme konusu ise, '' Dünya Meleklik Eğitimi '' bitinceye kadar ve devamlılığını sağlamak üzere FARKLI BEDEN VEYA BEDENLERLE YAŞAMIN TEKRARLANMASI DEDİĞİMİZ  '' Reenkarnasyon  -- Tekrar Doğuş '' işlemidir.
( Gazi Hoca, İnsan ruhunun  dünyadaki yaşamını -- DÜNYA MELEKLİK EĞİTİMİ -- olarak isimlendirmektedir. )


Gazi Özdemir kapak resmini yukaırıya koyduğum '' OKU ! ''isimli büyük boy 1265 sayfa eserinde Kur'an'da Reenkarnsyon'un var olduğu ile ilgili 7 delil sunmaktadır:


Şimdi bu delilleri özetle veriyorum:  ( Sayfa: 936 - 962 )


***************************************************************
NOT: Verilen bilgileri yeterince açık olması ve delillendirilmesi için renklendirme dahil farklı düzenlendirmeler yaptım.  Sayısal yoğunluklar, verilen bilgileri delillendiren Kur'an ayetlerinin isim ve ayet no.larını içermektedir. Bu delil özelliğindeki ayetlerin bazılarının meallerini verdim. Mealleri verilmeyenler istenildiğinde bir Kur'an mealinden incelenebilinir.

***************************************************************

''  İşte Reenkarnasyon'ın Kur'an'daki 7 İpucu:

1. İPUCU : -- Sadece Dünya yaşamına özgü olan diritme ve öldürme işlemlerinin Jeolojik Dünya Kıyametin'e kadar tekrarlandığı:   ( Hicr / 23 -- Casiye / 26 -- Nahl / 70 -- Enbiya / 104 -- Ankebut / 19 -- Bakara / 28 -- 55 -- 243 -- 259 -- İnsan / 28  )

-----------------------------
HİCR / 23 --  Şüpheniz olmasın ki Biz, elbette Biz diriltiliriz, öldürürüz ve gerçekte her şeyin daimi ve geeçek sahipleri ve daimi varisleri de Biziz.

CASİYE / 26 -- Ya Muhammed! Böyle diyenlere sen de: '' Sizi Allah diriltir ve öldürür. Sonra, gerçekleşmesinde kuşku olmayan Kıyamet gününde sizi tekrar diriltip bir araya toplayacaktır......''
-------------------------------

--  Son diriltmenin Mahşer'de olduğu:  ( Kaf / 23 -- A'raf / 25 -- Mü'minun / 79 - 80 -- Rum / 11 -- Bakara / 28 -- Al-i İmran / 27 )

--------------------------------------
BAKARA / 28 --  Bildirdiğimiz bu gerçeklere rağmen ve ayrıca sizi ölü iken dirilten, sonra öldürecek ve en sonunda da kıyamet günü O'nun huzurunda hesap vermek üzere toplanacağınız Allah'ın tek ilah olduğunu O'na şirk koşarask nasıL inkar edersiniz ?
--------------------------------------

--  Adem neslinin tekrar tekrar yaratılmakta olduğu:   ( A'raf / 172 )  vurgulanmıştır.

--------------------------------------
A'RAF / 172: Rabbin, her ne zaman Ademoğullarının bellerinden soylarını çıkarmayı / İnsan neslini oluşturmayı kararlaştırdıkça, onların kendi nefisleri için söz alır  ve birbirlerine birbirlerini şahit tutarak  '' Ben sizin Rabbiniz değil miyim ? diye sorunca  ''  Evet şahitlik ediyoruz, Sen bizim Rabbimizsin, -- Kalu bela -- ''derler. Biz bu işlemi, son kıamet / hesap gününde '' Biz bunu bilmiyorduk '' demeyesiniz diye yapıyoruz.
---------------------------------------


2. İPUCU :  -- Birden fazla tekrarlanan işlemlere diğer örnekler : ( Yağmur ile toprağın ve bitkilerin diriltilerek canlandırılması... gibi )

Bu konu çok ayette işlenmiştir.  
( Leyl/ 1 - 3 --- Necm / 42 - 44 --- Kaf / 9 - 11 ---  A'raf / 53 --- 57 --- Fatır / 9 --- Yunus / 2 --- En'am / 95 ---Fussilet / 39 --- Zuhruf / 11 --- Kehf / 45 --- Nahl / 65 --- Nuh / 17 - 18 --- Müzzemil / 79 - 80 --- Secde / 27 --- Mülk / 24 --- Rum / 19 --- 50 --- Al-i İmran / 27 --- Hadid / 17 --- Hac / 5 - 6 --- 66 )

--------------------------------------------
LEYL / 1 - 2 - 3 : Karanlıkta ortaya çıkan geceye --- Aydınlıkta ortaya çIkan gündüze ---  Ve erkek ile dişiyi Yaratana yenin olsun ki !

NECM / 42 - 43 - 44 : Hiç kuşkusuz son varış Rabinedir / hesap vermek üzere Huzurunda toplanılacaktır. --- Güldüren de, ağlatan da, --- Öldüren de, dirilten de O' dur.

FATIR / 9:   Ey insanlar ! Rüzgarları gönderip de bulutları yürüten Allah'tır. Böylece Biz, bulutları ölü gibi kurumuş bir yere sürüp, ondan indirdiğimiz yağmurla o yerdeki toprağa hayat verir ve diriltiriz. İşte, ölmüş, çürümüş insanların yeniden dirilişi de böyle olacaktır.

 ZUHRUF / 11 : Gökten bir ölçüye göre de su indirip, onunla ölü haldeki kupkuru toprağa can verdi. İşte siz de böyle canlandırılıp, çıkarılmaktasınız.
--------------------------------------------

3. İPUCU :  --  KEŞKE' li temenniler içeren ayetler:
( Fecr / 24 --  A'raf / 53 --  Fatır / 37 --  Şuara / 102 -- En'am / 27-29  -- Zümer / 58 -- Mümin / 11  --  Duhan / 56 - 57  --  İbrahim / 44 --  Müminun / 99-100 ---  107 ---  Secde / 12  -- 
Bakara / 167  --  HaDİD / 13 )
--------------------------------------------

FECR / 24 :  İşte o zaman insan, '' Ah keşke bu ahiret anım için Dünyada olumlu ameller gerçekleştirseydim '' diye pişmanlık duymaya başlayacak.

ŞUARA / 102 :  '' Keşke dünyaya dönmek için bir şansımız daha olsaydı da, Allah'a şirk koşmayan müminler olurduk '' diyerek pişmanlıklarını belirttiler.

EN'AM / 27 :  Sen, o şirk koşan inkarcıların, Cehennem ateşinin kenarına getirildiklerinde, '' Eyvah ! Keşke Dğnya'ya geri dönebilsek de Rabbi'mizin ayetlerini inkar etmesek, yalanlamasak, ve biz de müminlereden olsak  ''  diyerek pişmanlık içinde çırpınacakları anı bir görsen !.

MÜMİNUN / 99 - 100 : Şirk koşanlardan ve riyakar olanlardan birine vaad edilen ölüm anı geldiğinde  '' Rabbim beni Dünya'ya geri döndür ki ''  ---   '' Daha önce yapmamış olduğum salih / olumlu  ameller gerçekleştireyim  '' diyecektir.  Hayır ! Bu son söylediği boş bir laftan başka bir şey değildir. Böylelerinin Dünya'ya tekrar dönmelerini engellemek üzere, onlarla dünya arasında Mehşer gününe kadar bir engel / Berzah bulunmaktadır...

---------------------------------------------------

4. İPUCU : Cennetlik ve aşırı Cehennemlik Ruhlar tekrar Dünya yaşamına dönmeyecekler :

( Duhan / 56 - 57 ---  Müminun / 99 - 100  ---  Hadid / 13 ) 

--------------------------------------------------

DUHAN / 56 - 57 : Cennette artık son ölümlerinden başka bir ölüm tatmayacaklar. Böylece de tekrar dirilitilip olur da bir suç işleyip Cehennem azabı tatmasınlar diye  ---   Rabbinin bir lütfu olarak korunmuş da olacaklar.  İşte en büyük mutluluk da budur.

MÜMİNUN / 99 - 100 : Şirk koşanlardan ve riyakar olanlardan birine vaad edilen ölüm anı geldiğinde  '' Rabbim beni Dünya'ya geri döndür ki ''  ---   '' Daha önce yapmamış olduğum salih / olumlu  ameller gerçekleştireyim  '' diyecektir.  Hayır ! Bu son söylediği boş bir laftan başka bir şey değildir. Böylelerinin Dünya'ya tekrar dönmelerini engellemek üzere, onlarla dünya arasında Mehşer gününe kadar bir engel / Berzah bulunmaktadır...

----------------------------------------------------

5. İPUCU : Şüpheniz olmasın ki  ---  Şüphesiz  --- Şunu da iyice bilin ki --- Hiç düşünmezler mi ? ----  Hala nasıl kabullenemiyorsunuz ! --- İşte budur ! ---  Zanna göre değerlendirme yapıyorlar  --- 
Ol der, oluverir ----  şekillerinde anlatımı bulunan ayetler:

( Necm / 47 --  Kaf / 15 --  Tarık / 8 --  Yasin / 82 --  En'am / 73 --  Lokman / 28 ---  Mümin / 68 
Casiye / 24 --  Ahkaf / 33 --  Nahl / 40 --  77  -- Rum / 27  --  40 --  Bakara /117 --  Al-i İmran/ 39 --  47 --  Hadid / 2 --  Ra'd / 5 ) 

-------------------------------------------------
NECM / 47 :  Şüphesiz sonra tekrar yaratmak Allah'a aittir.

KAF / 15 : Biz, ilk yaratılışta acizlik mi gösterdik ? Asla ! Ama şirtk koşan inkarcılar, onları tekrar yenileyerek yaratacağımızdan şüphe içindeler

TARIK / 8 : İşte Allah, Şüpheniz olmasın ki, insanı yeniden diriltmeye / Dünyaya geri göndermeye gücü yetendir.

YASİN / 82 : Çünkü O , bir şeyin olmasını dilediği an ona sadece   '' OL DER ve O HEMEN  OLUVERİR. ''

MRYEM / 35 : Şunu da iyice bilin ki, Allah için bir çocuk edinmek asla söz konusu olamaz. Allah çok yücedir. Allah bir işin olmasını diledi mi, ona sadece  '' OL  '' der Ve O' DA ANIN DA OLUR.

--------------------------------------------------

6. İPUCU :  ''  Atalardan geri dönen olmadığı  '' itirazı

( Duhan / 35 - 36 ---  Ahkaf / !7 )

--------------------------------------------------

DUHAN / 35 - 36 :   '' Sadece bir kez öleceğiz ve yeniden diriltilmeyeceğiz ''  ---  Söyledikleriniz doğru ise atalarımızı geri getirin bakalım  '' diyerek bildirdiğimiz gerçekleri inkar etmektedirler.

AHKAF / 17 :  Bunların dışındakiler ise anne ve babasının kendilerini Kur'an mesajları ile uyarmalarına,  ''  Bizden önce epey nesiller  geçmiş olmasına rağmen, şimdiye kadar onlardan yeniden dirilmiş olana rastlamadık.   Fakat siz hala benim yeniden dirilitileceğimi mi iddia ediyorsunuz ?  ''  diyerek, anne ve babaları ile alay ederler.  Anne ve babaları yine de, ''  Yazık olur size, ne olur inanın. Çünkü Allah'ın sözü gerçektir  ''  diye diretince de  '' Bunlar boş laflar ve daha öncekilerin uydurdukları rivayet ve masallardan başka şeyler değil  ''  diyerek karşı çıkmalarına devam ederler.

---------------------------------------------------

7. İPUCU :  ''  Her insanın FARKLI  ve ÖZEL .Parmak ucu  izleri ile yaratılması  '' 

( Kıyamet / 4  --- Kaf / 3 )

---------------------------------------------------

KIYAMET / 4 :  Hayır !  Sanıldığı gibi değil; Bizim, insanı,  kendine özel olan parmak uçlarına varıncaya kadar, yeniden düzenlemeye / yaratmaya  gücümüz yeter.

KAF / 3 :   Ve, ''  Bu olacak şey değil !   O'nun dediği gibi biz, ölüp toprak olduktan sonra yeniden diriltileceğiz ha ?  Bu imkansız bir şey  '' deyip bildirdiklerimizi reddettiler... ''   [ ** ]

----------------------------------------------------



[ ** }  --  OKU !  KONULARINA GÖRE  KUR'AN AYETLERİ  ALFABETİK  KONU DİZİMİ  ( SÖZLÜK ) --
Prof. Dr. GAZİ ÖZDEMİR  --  Nergiz Yayınları  2016. Sayfa: 936 - 962 






20 Mayıs 2020 Çarşamba

Kur'an'daki S A L A T Kelimesi Nasıl '' NAMAZ '' a Evrildi ?... [ 1 ]





Kur'an'daki  S A L A T  Kelimesi  Nasıl  '' NAMAZ ''  a  Evrildi ?... [ 1 ]

Ben 75 yaşındayım. Hayatımın son 35 yılında kendime ayırdığım zamanlarda ki  -- emekli olduğum 11 senedir de daha fazla  olmak üzere -- en önemli meşguliyetim kutsal kitabımız Kur'an'ı teknik özellikleri ve mesajlarını bilmek - öğrenmek - incelemek olmuştur.  Ve de hangi konuda ne söylediğini anlamaya çalışmak...

1400 yıldır   din adamları ve ilahiyatçılar tarafından biz Müslümanlara  Kur'an'daki  '' SALAT '' sözcünün NAMAZ anlamına geldiğİ ifade edildi. Ama son zamanlarda da farkına varıyoruz ki bu  yanlıştır.  SALAT kelimesinin gerçek anlamı  NAMAZ değildir. Dinimizde en önemli ibadet olarak bildiğimiz NAMAZ sözcüğü Arapça değil, Farsca'dır.  Kur'an'da KIYAM -- RÜKU ve SECDE Rüknleri yani temel RİTÜELLERİ içeren NAMAZ ismi ile bildiğimiz müstakil bir ibadet Kur'an'da bulunmamaktadır. 

Bu ritüelleri içeren ve Kur'an'da  9 defa geçen RÜKU ve Allah'a yönelik 14 defa geçen SECDE kelimeleri  Allah'a şükür ve dua amaçlı bir ibadeti
ifade etmektedir.

Bundan kısa bir süre önce Yaynladığım  ''  Kur'an'da Namaz, RÜKU ve SECDE kelimeleri ile, SALAT ibadetinin bir bölümü olarak var !.. ''  başlıklı yazımda,  
http://6236sss.blogspot.com/2020/02/kuranda-namaz-ruku-ve-secde-olarak-var.html ) 
NAMAZ'ı tamen yok saymanın doğru olmadığını, isim verilmese bile böyle bir ibadetin var sayılması gerektiğini belirtmiştim. 


Peki bu SALAT ibadetinin aslı ne imiş ?...

Sonradan Acemler yani İranlılar tarafından Namaz olarak ifade edilen bölüm,  Kur'an'da  SALAT kelimesi ile ifade ana ibadetin dua amaçlı bölümü imiş.

Kur'an'da SALAT adı verilen ibadetin amacı ne imiş ?

Bu konuda zengin Arap dilinin özelliğinden olsa gerekir ki işte bu sözcüğün ne anlama geldiği konusunda tercüme edenler ve yorumlayanlar arasında MUTABAKAT yok ne yazık ki.
 '' DESTEK '' gibi -- dar -- anlama geldiğini de iddia edenler var. Başka anlam yükleyenler de var. Bu  nedenle ben  bir din adamı ve ilahiyatçı hocanın yorumunu değil, Kendisi Arap asıllı poziif bilim dalından bir bilim adamının  --- ana dili Arapça olan Hatay 1945 doğumlu bir Türk Tıp bilim adamı  NÖROLOG  Prof. Dr. GAZİ ÖZDEMİR' in  ayrıntılı bilgisini yazımın sonundaki dip notunda vereceğim eserinden aldığım '' Salat '' kelimesinin Arapça'daki anlamını esas aldım.  

Anladığım kadarı ile SALAT Cuma namazları örneğinde kısmen uygulanan, 
MÜSLÜMANLARIN ;
--  Din ve Kur'an eğitimini de kapsayan, 
--  Sosyal yardım ve dayanışma esaslı,
--  Allah'a ibadet -- KIYAM, RÜKU, SECDE ritüelleri -- ve sonunda Dua yı da içeren,

--- Uygun göreceklere zamanlarda  TOPLANMALARI,  Kur'an'daKi   SALAT ibadetinin kapsamında imiş...

Şimdi Gazi Özdemir'in  açıklamaları ile devam  edelim:

''  SALAT   kelimesi, başlıca; sosyal yardım toplantıları, faaliyetleri yapmak ve sosyal yardım kurumları, vakıflar, dernekler, aş evleri v.s kumak  ( Bak.Alak/ 10 -- Müzzemil / 20 -- Ahzab / 56 --  Hac / 77 --Maide / 66 -- Tevbe / 103 ) gibi temel anlamı olan bir kelimedir. İşte '' cihad etmenin gerçek anlamı '' da budur. Daha inen ilk sure olan ALAK Suresi' de  ( 9. ayet ) Salat'a  önem verilmesine değinilmiştir.  Bu paralelde İranlı şair Sadi, şu sözü söylemiştir:

'' Gidilecek yol halka hizmetten başka bir şey değildir. Tesbihe, seccadeye ve yamalı cübbeye değildir. ''

Kur'an'da SALAT kelimesi çoğunlukla ZEKAT kelimesi ile birlikte kullanılmaktadır. Bu ikili ifade, -- soyal yardım faaliyetleri ve bunları maddi olarak destekleme -- anlamında olmaktadır. 

Hz. Muhammed'e inananların sayısı arttıkça önce evlerde gizli toplanılırken, sonraları Mescid ( secde edilen yer ) de açıkça ve  bir binada  toplanılır olmuştur.

Halife Ömer'in 639 da Kudüs' te bir kiliseyi mescide çevirmesi ile bu binaya CAMİ yani toplanma yeri denilmiştir.

Buradaki toplantılar özellikle sosyal dayanışma ve yardımlaşma, sosyal sorunları tartışıp çözümleme yanında Kur'an'ın  inen sure ve ayetlerini ezbertletme ve eğitim amaçlı yapılırdı.  Sonraları da bazen Namaz dediğimiz toplu dua etmeler de eklenmiştir... 

Ancak Halife Osman'dan başlamak üzere SALAT toplantlıları  önce Kur'an eğitimi ve NAMAZ uygulamalarına, Muaviye'den başlamak üzere sadece Namaz kılınan yerlere dönüşmüştür. Halen aynı uygulama maalesef bu şekilde devam ettirilit hale gelmiştir.

Üçlü toplantlar şeklinde uygulamanın kısmen sadece Cem Evlerinde  devam ettiğini söyleyebiliriz.

SALAT kelimesi Sayın Hakkı Yılmaz ve Mustafa Sağ'ın mealleri dışındaki bütün meallerde tek ve dar anlamı ile olan her nerede bu kelime geçmişse hemen sadece NAMAZ anlamında kullanılmıştır. Bu şekilde kullanılış ise, tüm meallerde tek ve dar anlamı ile olan NAMAZ kelimesinin  sık sık geçmesine ve namazın sanki ilk ve temel ibadet olduğu yanılgısına  neden olmaktadır..

**  Halbuki A'raf / 206 -- Cin /18 -- Furkan / 64 -- Hac / 26 -- 77 ve Tevbe / 112. ayetlerde NAMAZ kelimesi KIYAM -- RÜKU ve SECDE üçlüsü, ikilisi ve teklisi şeklinde tanımlanmıştır.

**  Çünkü NAMAZ, NÜSUK diye tanımlanan ( şekilsel ) dua ritüellerinden biridir. En'am / 162. ayette, Salat kelimesinden ayrı yer almıştır. 
(Nüsuklar: Namaz -- Oruç -- Hac ) Müzzemil / 20. ayette SALAT kelimesi ile KUR'AN'I ÖĞRENME ifadesi de ayrı  belirtilmişlerdir.

**  Bu nedenle de SALAT kelimesini  --- Sosyal dayanışma, yatdımlaşma  toplantıları ve bu faaliyetleri yerine getirin --- / Bazen namazlı ve / veya Kur'an eğitimli  ifadesini kullandım...

**  Salat-ıl Vusta  ifadesi ise sosyal faaliyetlerde bulunmak ve namaz kılmak şeklinde üçlü işlemi bir arada yapmak üzere toplanmak demektir diye düşünüyorum. Sayın Hakkı Yılmaz ve Mustafa Sağ'da aynı görüşteler. Keşke böyle toplantıları sadece Cuma günleri değil, daha sık ve daha uygun zamanlar olan -- sabah erken  -- akşam  üstü veya gece vakitlerinde yapsak diyorum.

**  Ekimus salate ifadesi de, sosyal yardımlaşma ve dayanışma kurumları
( Dernek -- vakıf -- huzur evleri -- aş evleri -- sığınma evleri gibi )  oluşturmak ve devamlı kılmak anlamındadır.

SALLİ ve SALAVAT  kelimeleri ise Kur'an'da sadece  '' destek olmak, yardım etmek, yolunda olmak  ''  anlamlarına kullanılmıştır.

Salat ile ilgili ayetlerde ise ayrıca;

***  Salat'a, temiz olmak üzere abdest ile başlanması gerektiği  
( Maide / 6 )

***  Engel olunmaması gerektiği  ( Maun / 7 )

***  Sadece Allah rızası için yapılması gerektiği   
( Maun / 7  -- Müminun / 2-4 )

***  Aşırılı ve yanlışlıktan  ( Fahşa ve Münkerden )  koruyacağı  -- 

***  Bağırmadan, gösterişe ve riyaya kaçmadan yapılması gerektiği,

***  Orucun kazası olduğu halde, SALAT'ın ve NAMAZ'ın kazası olmadığı,

***  Salat'ın İBADET   --  Ruhu-Secde denilen NAMAZ'dan ayrı olduğunun belirtildiği  
( Bakara / 43  --- Hac / 77 --- Maide / 55  -- Tevbe / 112 )
*** Kur'an okumaktan ayrı ve önce olduğunun belirtildiği (İsra / 78 )

***  Şekilsel İbadetler olan NÜSUKLAR'dan da ayrı olduğu ,  
( En'am / 162 )

AÇIKLANMIŞTIR...''   [ # ]

*****  DEVAM  EDECEK  *****
-------------------------------------------------------------------------------------

[ # ] Nörolog Prof. Dr GAZİ ÖZDEMİR  --  OKU KONULARINA Göre KURAN AYETLERİ - ALFABETİK KONU DİZİMİ  -- NERGİZ YAYINLARI -- Sayfa. 980 - 982 --  SALÂT maddesi  -- Mayıs / 2016 

--------------------------------------------------------------------------------------------


















3 Mayıs 2020 Pazar

İLAHİ DÜZENDE '' MUCİZE '' YOKTUR !...


İnsanların  oldum olası bir  MUCİZE merakı vardır.

Nedir mucize ?

Olağan dışı , benzeri görülmemiş, manevi ve maddi yani fiziki tüm kuralların çalışmadığı olay ve oluşumlara tanık olmak ve onları gerçekleştirmek.

İnsanlar böyle şeylerin varlığına inanmak isterler, ve hatta daha da ileri giderek inanırlar. Ululuk özelliği verdikleri Peygamber, evliya, şeyh gibi  uhrevi ( dini ) ve ulvi özellikleri olduklarına inandıkları  kişilerde ve yaşayan ve yaşamayan  siyasi lider ve önderler hakkındada uydurulan iddia ve dedikoduları benimserler ve  bazıları da o kişiler hakkında böyle bir yeteğin varlığı ile ilgi idiaları gözleri ile  görmüş gibi savunurlar. 

Mucize, ilahi düzendeki özellikle fiziki kanunların, düzenin aşılması, yok olması demektir ki, bu mümkün değildir. YANİ ALLAH'IN  KOYDUĞU  YERÇEKİMİ  GİBİ FİZİKİ KANUNLAR, ALLAH'IN  EVRENİ YARATTIĞI İLK ANDAN BERİ VADIR. BUNDAN SONRA DA VAR OLACAKTIR...

Yüce Allah mucize özelliğinin var olması halinde bunu insanların suistimal edeceğini, Peygamber gibi Allah görevlilerinde görülmesi halinde sihir, büyü kabul ederek, inanılır, güvenilir bulmayacaklarını bildiğinden MUCİZE KAPISINI HİÇ AÇMAMAYI uygun görmüştür.

Kur'an dışı, dini metinlerde böyle rivayetlerin var olduğunu iddia edenler olacaktır. İşte bu iddialar tamamen gerçek dışıdır. Kur'an'da Allah mucize kavramını reddetmektedir. Mucize kavramı kapsamına yalnızca  KUR'AN'I  VE BU KİTABINDAKİ AYETLERİ ALMAKTADIR...

Şimdi de bu yazdıklarımın Kur'an'dak dayanaklarını görelim:

===  Mucizenin etkisi kısa sürelidir : ( Rum/ 58 )

===  İlahi sistemde  Mucize yoktur:  ( Ra'd / 31 )

 ''  Gerçi dağları yürüten, yeryüzünü parçalayan, yahur ölüleri konuşturma gibi mucize özellikleri olan bir Kur'an olsaydı bile, onlar yine içindeki buyruklarıma iman etmeyecekler vealay etmelerine devam edeceklerdir. Onların bu durumu sanadert olmasın, çünkü 
TÜM İŞLER ALLAH'IN EZELİ  VE EBEDİ EVRENSEL KURALLAR  UYGUN GÖRMESİ İLE OLMAKTADIR. İman edenler de emin olsunlar ki, eğer ALLAH UYGUN BULSAYDI TÜM İNSANLARI DOĞRUYA YÖNLENDİRİRDİ. Allah'ın sözü  Kıyamet saatı gerçekleşinceye kadar, küfresapmış olanlar, karşılık olarak etkilenecekleri  yerlerde oluşturulacak felaketlere uğrayacaklardır.  Şu bir gerçek ki,  ALLAH  VAAD ETTİĞİNDEN ASLADÖNMEZ...  ''

===  Mucizeler Allah'a  mahsustur.  ( Ankebud / 50 )

===  Kur'an  dışında  mucize aramayın.  ( Ankebud / 51 )

=== Mucizeler  gerçek  imana  ulaştırmaz.  ( En'am / 35 --- 109 - 110 - 111 )

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yani dostlar, özet olarak bu güne kadar okuduğumuz, dinlediğimiz, izlediğimiz Mucize ile ilgili hikayeler , bilgiler, gerçek dışıdır, doğru değildir.

Örnek verecek olursak, İsa Peygamber '' ÖLÜLERİ DİRİLTMEMİŞTİR '',  PEYGAMBERİMİZLE İLGİLİ KUR'AN DIŞI  MUCİZE HİKAYELERİ  GERÇEK DEĞİLDİR; UYDURMADIR...

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------



28 Nisan 2020 Salı

KUSURSUZ OLAN İSLAM'DIR, MÜSLÜMANLAR DEĞİL


Son günlerde okuduğum Gece Kitaplığı Yayınları'ndan Sancaktar Tekkılıç'ın 'DÜŞÜNMEYEN ORMANDA YAŞASIN''  isimli eserinde bir kavramı çok güzel özetleyerek ifade eden iki kelimeden oluşan deyim çok hoşuma gitti. ''Kültür Müslümanlığı '' Bugünkü İslam ülkelerindeki tüm Müslümanların neredeyse % 97- 98 ' ini vasıflandıran bir çok yerinde tesbiti içeren bir deyim bu.
Nedir bu KÜLTÜREL MÜSLÜMANLIK ve Kültür Müslümanları ? Kısaca eski ifade ile Sureta Müslümanlar ''Türkçe'mizdeki yeni ifade ile, SÖZDE MÜSLÜMANLAR
Hemen, ''ne demek efendim, Sözde Müslümanlık olu mu ? '' diye itiraz edenler olacaktır.
Olur efendim, bugüne kadar oldu ve ne yazık ki yukarıda belirttiğim gibi Müslümanların çoğunluğu böyle. Bu teşhisi de Müslümanlığın anayasası Kur'an koyuyor. Tabii ki Kur'an'da  '' kültür '' kelimesi yok ama aşağıda verdiğim ayetlerde vurgulanan kavram bu.
Müslüman bir ülkede, Müslümanların çoğunlukta olduğu kültürel bir çevrede, Müslüman ana ve babadan doğmuş; kendini Müslüman bilmiş, öyle zannetmiş. Büyük olasılıkla da anne ve babası ile tüm akrabaları da kendisi gibi HAZIR MÜSLÜMAN imiş.
Yani Müslüman olmayı kendisi araştırarak, düşünerek ve bir nebze dahi olsun diğer semavi dinleri de inceleyerek seçmemiş. 
Muhtemelen ana ve babaları da kendileri gibi hazır Müslümanmış.
Eski İslam alimlerinin İman konusunda bir tasnifi var. İnanmayı iki türlü sınıflandırıyorlar:
TAKLİDİ  İMAN  ---  TAHKİKİ İMAN
Yukarıda  anlatmaya çalıştığım işte bu Müslümanların genelinde bulunan  Taklidi iman İslam'ı araştırarak, inceleyerek, düşünerek kendileri seçmememiş. Anne ve babasını taklit etmiş. Allah yanında bu iman türü pek makbul değil. Hatta Kur'an' da bu tür Müslümanlar Mümin olarak kabul edilmiyor.
Tahkiki iman ise bunun tam tersi. Kişinin İslam Dinini kendi rızası ile inceleyip, ruhen ve mantıken tatmin olup inanması yani kabul etmesidir. Allah nezdinde işte makbul olan bu tür iman ve bu tür Müslümanlıktır.
Taklidi imana sahip, kültür  Müslümanları yani sözde müslümanlara örnekleri mi arıyorsunuz  ?
Pek çok efendim pek çok. Aşağıda hepinizinde bildiği, tanık olduğu örnekler etrafınızda, her yerde ve pek çok.
Adam namaz kılıyor, yalan, dedikodu, arada sırada şans oyunları alışkanlıklarından vazgeçemiyor.
Hacca gitmiş, herkes kendisine Hacı diye hitabediyor, emlak komisyoncusu, işini görmede rüşvet vermede sakınca görmüyor.
Başında eşarp, dar bir bluz, altında dar bir kot pantolon. Dış çevrede davranışlarında hiç sınırlama ve tesettür yok. Yani o baş örtüsünü kocasının veya ağabeyinin zoruyla takmış. TV' de evlendirme programlarında da arzı endam eden örnekleri var.
Sorulduğunda ''  Elhamdülillah Müslümanım '' diyor. Kur'an okumayı Arapça aslından bir şarkı gibi beste ile okumak olarak biliyor. Kur'an'in içinde ne var ? Bu hususta hiç merakı yok. Öğrenmeye hiç teşebbüs etmemiş. Allah'ın içinde diriler için indirildiği bildirilen Kur'an'ı ölmüş yakınları için okuyor, veya para ile birilerine okutturuyor.
Peygamberimizin sağlığında Kur'an'la karışmasın diye kendi sözlerinin yazılmasını yasakladığı en az % 95'i uydurma olan - Kur'an la çelişen hadisleri Kur'an'ın önüne geçirerek önemsiyor.
Günahları bilinçle işleyip, Peygamberin şefaat ederek affettirmesini bekliyor.
Namaz kılmıyor, Allah'ı anmıyor, ancak zora düştüğünde hatırlıyor.
Bazıları da o kadar bilinçsiz ki, Cuma günü camiye gidiyor. Üstündeki tişörtünde koca harflerle bir İngilizce Ateizmi öven bir slogan...
Bugün dünyada 54 Müslüman ülke var. Kültürel, teknik, ekonomik ve her alanda en geri ülkeler, bilindiği gibi bunlar. Ve de dini teröre alet edenler de genellikle Müslümanlar. Bir birlerini mezhep kavgaları ile öldürenlerde ne yazık ki Müslümanlar. Başlarına gelen kötülükleri hep kendi dışlarında arıyorlar fakat kendilerini islah etmeyi de düşünmüyorlar. Yazımın resim bölümüne koyduğum yazı da görüldüğü gibi, yanlışlıkların faturasının İslam'a çıkarılmasına sebep oluyorlar. 
Bunlar taklidi imanın, kültür müslümanlığının bazı örnekleri.
Şimdi bu konuda Kur'an'ın hükümleri neymiş ona da bir bakalım:
ENBİYA / 52 -- O, babasına ve kavmine: Şu karşısına geçip tapmakta olduğunuz heykeller de ne oluyor ? demişti 
ENBİYA / 53  --- Dediler ki: Biz, babalarımızı bunlara tapar kimseler bulduk.  
--------------------------
ŞUARA / 136  ----  (Onlar) şöyle dediler: Sen öğüt versen de, vermesen de bizce birdir.  
ŞUARA / 137  -----  Bu, öncekilerin geleneğinden başka bir şey değildir. 
ŞUARA / 138  -----  Biz azaba uğratılacak da değiliz.  
 
--------------------------
 
BAKARA / 170  ----  Onlara (müşriklere): Allah'ın indirdiğine uyun, denildiği zaman onlar, ''  Hayır !  Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız  '' dediler. Ya ataları bir şey anlamamış, doğruyu da bulamamış idiyseler?  
 
===================
 
HACC  54  -----  Bir de, kendilerine ilim verilenler, onun (Kur'an'ın) hakikaten Rabbin tarafından gelmiş bir gerçek olduğunu bilsinler de ona inansınlar, bu sayede kalpleri huzur ve tatmine kavuşsun. Şüphesiz ki Allah, iman edenleri, kesinlikle dosdoğru bir yola yöneltir.  

18 Nisan 2020 Cumartesi

'' Beklenen Mehdi '' Allah'a Ortak Koşmanın farklı bir versiyonu !...



Hristiyan ve Yahudilerin MESİH, müslümanların da MEHDİ  beklentisi ikisi de aynı tür bir sapkınlıktır. Daha doğrusu müslümanlar bu beklentiyi Yahudi ve Hristiyanlardan kopyalamış. Yüzlerce binlerce yıllık bir hurafedir. Çünkü Allah'tan inen ---  Tahrif edimemiş, bozulmamış --- son kutsal kitap KUR'AN' da böyle bir şey yoktur...Bu güne kadar müslümanlardan yüzlerce binlerce Mehdi iddiasında olan insanlar çıkmış ve diğer bazı insanlar da bunu kabullenmişlerdir.

İşin aslı şu:

İnsanlar her varlığı, gözle görülür, elle tutulur şekilde, maddesel bir şekilde algılamaya, tanımlamaya alışmışlar. Bu sebeple bazı insanlar GÖZLE GÖRÜLMEYEN,  DOĞURULMAYAN VE DOĞURMAYAN, GÜCÜ VE KUDRETİ SONSUZ TANRI YANİ ALLAH kavramını anlamakta, kabullenmekte çok zorlandıkları için, insanlığın başlangıcından beri muhtemelen  milyarlarca yıldır, Allah'ı insanlaştırma kolaylığına gitmişlerdir. Buna İlahiyat Biliminde  İNSAN BİÇİMCİ TANRI Yaklaşımı adı verilmektedir. Mitolojide yüzlerce, binlerce böyle insan tanrılar vardır. Bu gün de hala bazı kıt akıllı insanlar, beğendikleri, devlet adamlarını, sanatçıları, bazı tarikat ve cemaat gruplarının liderlerini tanrılaştırmakta ve onlara istekle kul yani köle olmayı sürdürmektedirler.

Hristiyanların İsa Peygamberi tanrılaştırmaları ile MEHDİ --  MESİH  beklentisi de bu pagan inanışın uzantısıdır.

Nedir Mehdi inanışı ?  Kıyametin yaklaşması  döneminde bir insan gelecek tüm insanları hidayete yani doğru yola erdirecek, kurtaracaktır...

Nasıl yani bi tek insan mı bunu yapabilecektir ?

3 buçuk milyar yılda, belkide daha uzun bir zaman diliminde  İNSANLARI HİDAYETE ERDİRMEK İÇİN  GÖNDERİLEN  124 BİN  PEYGAMBERİN yapamadığını bu bir tek insan mı becerecektir ?

Böyle bir insan, insan üstü insan ki İşte bu TANRI  GÜCÜNDE  ( hâşâ ) ALLAH  GÜCÜNDE  bir insan olmalıdır ki, binlerce,  peygamberin yapamadığını  yapsın...

İşte bu  MESİH VE MEHDİ BEKLENTİSİ bu bazı kıt akılların  İNSAN BİÇİMCİ TANRI inanışının  sonucudur.

Sonuç olarak beklenen Mehdi - Mesih, insan değil, insanlaştırılmış  bir tanrıdır,  yani ŞİRKTİR ---  ALLAH'A ORTAK KOŞMANIN farklı bir versiyonudur....

15 Nisan 2020 Çarşamba

Yeni bir virüs türü LABARATUARDA:::: Ü R E T İ L E M E Z !. ::::



'' YENİ BİR VİRÜS TÜRÜ LABARATUARDA '' :::ÜRETİLEMEZ !:::



Yeni bir virüs türü  labaratuarda üretilemez. Çünkü virüsler de  canlı organizmalardır. 

Böyle bir işlem, yeni bir insan türünün insanlar tarafından üretilmesine benzer ki, bu Allah'ın  evrenin ve dünyanın,ilk yaratılışlarında koyduğu kanunlara yani  FITRAT'A AYKIRIDIR !... Milyarlarca yıldır fıtrat kanunu değiştirilememiştir, bundan sonra da değiştiriliemez !...

İnsanlar ancak aynı türden iki hayvan olan  at ve eşeği çiftleştirerek oluşturdukları KATIR adı verilen ve her iki hayvanın da genetik özelliklerini taşıyan melez bir  tür olur ki  bu da  fıtratın ın değiştirildiği bir işlem değildir...

İNDİGO isimli bilimsel derginin Mart sayısından ( 15 Nisan tarihli İnternet sayfasında yer alıyor)  alınan aşasğıdaki bilgi. Bu tezimi doğruluyor:

''  Yanılgı 4: Bu virüs laboratuvarda üretildi
Virüsün insanlar tarafından üretildiğine dair herhangi bir kanıt mevcut değil. SARS-CoV-2 yakın zamanda salgına neden olan SARS-CoV ve MERS-CoV isimli diğer iki corona virüsüne çok benziyor ve bu üç virüs de yarasalardan kaynaklanmış görünüyor. Kısaca, SARS-CoV-2’nin özellikleri hayvanlardan insanlara bulaşan, doğal olarak oluşan koronavirüslere dair bildiklerimizle örtüşüyor.  ''










13 Nisan 2020 Pazartesi

FITRATI DEĞİŞTİRMEĞE HİÇ BİR İNSANIN GÜCÜ YETMEZ !...


FITRATI  DEĞİŞTİRMEĞE  HİÇ BİR İNSANIN  GÜCÜ  YETMEZ !...

Son bir kaç senedir, Bazı insanlar, tüm  dünya devletlerini tefecilikle sömürerek aşırı zenginleşmiş ve dünyanın en gelişmiş ülkelerine  dahi  hükmedecek kodamanlar  haline gelmiştir

Bu özellikler ile azgınlaşarak  tüm dünya insanlarına hükmetme ve hatta  güdümledikleri ve  kontrollerine aldıkları teknolojik gelişmeleri kullanarak  dünya insanlarının nüfusunu azaltma, insan kitlelerini topluca yok etme ve  tüm dünya insanlarına nano teknoljik çipler takarak kukla haline getirerek yönlendirme  gibi akla zarar şımarık istekler manyaklığına  kapılmışlardır...

 KÜRESELCİ diye tanımlananan haddini bilmez sapkınların, İNSAN FITRATINI DEĞİŞTİRME niyetiyle ALLAH'IN FITRATINI  yani '' EVRENDEKİ İLK YARATILIŞI ÖZELLİKLERİNİ  '' DEĞİŞTİRME gibi sapkınca bir hülyaya kapıldıkları ve bunu uzun seneler önce senaryolaştırdıkları, adım adım,  pervasızca ve  alenen  ilan ederek yürürlüğe koydukları gerçeği, son KORONA VİRÜSÜ SALGINI İLE İNSANLIĞI EVLERİNDE ESARETE TABİ TUTARAK  ve  DÜNYA İNSANLARINA BULAŞTIRMA TEHDİDİ OLAN SALGIN BİR HASTALIK HALİNE GELMESİNİ SAĞLAMALARI  sonucu tüm çıplaklığı ile ortaya çıktı !..

Bu sapkınların bilmedikleri ve hasap edemedikleri bir şey var.:

FITRATI yani, Evrenin  ve içindeki dünya adlı gezegenimizin milyarlarca yıl önce YARATICI'NIN  oluşturduğu '' ilk yaratılış  özelliklerini '' kanunlarını değiştirmeğe hiç bir varlığın, canlının, insanın gücü bu güne kadar yetmemiştir, bundan sonra da yetmeyecektir.

Peki, bu sapkın  planın başlangıç kaos ve kabuslarına Allah neden müdahale etmiyor ?  Diye bir soru akla gelebilir.  Yüce Allah insanı ya  deprem, tufan gibi tabiat felaketleri ile cezalandırır veya uyarır. Ya da  başka kötü niyetli insanların  kötü  amellerine ( davranışlarına ) bir süre izin vererek  uyarır veya cezalandırır.

Dünya insanlarının, çevrelerine, tüm diğer canlılar ve  insanlara yaptığı yanlışları ve kötülükleri ve yapanları görmeyen, kabul etmeyen tek bir insan dahi kalmadı artık dünyamızda. 

Bazı insanlar da iyice şaşırdılar,  hadlerini aştılar, yukarıda anlattığımız azmış kodamanlar türedi ve Allah'a kafa tutarak, O'nu yok sayarak. O'nun düzenini yani Fıtratı değiştirme cesaretini göstermeye kalktılar.  Son KORONA VİRÜSÜ  SALGININDA  virisün, tabii değişim geçirerek aldığı son şeklini bazI çervrelerin bilinçle  gerçekleştiğine inananlar oldu. Ama bilindiği gibi virüste canlı bir organizmadır, yapısal özelliklerini değiştirmek FITRAT  kavramı kapsamına girerki, bu da İNSANLARIN  YAPABİLECEĞİ BİR ŞEY DEĞİLDİR

ABD ve Rusya örneklerindeki gibi fiziki ve ekonomik bakımdan gelişip güçlenen devletler, fiziken ve  ekonomik olarak gelişmeleri sonucu tüm diğer ülkelerin insanlarını, ezmeye, sömürmeye, yok etmeye, kuklalaştırmaya ve köle gibi kullanmaya başladılar.

İnsan olmanın temeli olan AHLAK DEĞERLERİ yok edildi, sapkınlıklar çok yaygınlaştı ve olağan hale geldi. Yaratıcı'nın varlığını kabul etmeyenlerin oranı büyük ölçüde arttı. 
 Doğruyu Allah bilir, benim kişisel kanım o dur ki; eğer bu Korona belası şeklinde insanlığa verilen azap cezası uzamazsa bu başımıza gelen çok güçlü ve sert bir   '' KENDİNİZE  GELİN  UYARISI '' dır... 
Ama  bu uyarı cezası uzarsa, akılmıza gelemeyecek derecede şiddetl felaketlere uğrayacağımız, AZAPLARA DÜÇAR OLACAK  şekilde cezalandırılacağımız OLASIDIR...

Allah'a sığınalım, hatalarımız fark edip, tövbe edelim, düşünüp yanlışlarımızı görelim...

ALLAH'IMIZ  BİZ İNSANLARI  BAĞIŞLASIN, MERHAMET ETSİN !... Amin...

APTALLAR -- ŞİZOFRENLR -- CAHİLLER

    ================================== APTALLAR .:: Aptal Olduğunu ŞİZOFRENLAR ::  Şizofren Olduğunu C A H İ L L E R  :::: C a h i ...