Önceleri, altın ve gümüş gibi gözle görülür, elle tutulur bir madene dayanıyordu. O madenler tabiatta az bulunuyor ve yer altından çıkarılmaları için çok emek ve masraf gerekiyordu. Ayrıca işlenmeleri de zordu. Bu sebepten değerli idiler.
Sonraları paraların bu değerli madenlere dayanmaları özelliği kaldırıldı. Karşılıksız çoğaltılmaya başlandı. Değerleri enflasyon sebebi ile sürekli değer yitirmeye başlasa da arkalarında yine devletlerin siyasal varlığı, ekonomik ve siyasal güçleri, ve merkez bankaları gibi dayandıkları güç ve varlıklar vardı. Sık sık parasal ve ekonomik krizlere rağmen işlevlerini sürdürdüler bu günkü tıkanma noktasına ve dar boğaza gelindi.
insanlar altın ve gümüş gibi sınırlı değer yani para üretme arayışına giriştiler. Sonunda Bitcoin gibi ilk sanal para ortaya çıktı. Bilgisayar teknolojisi ve İnternet'e dayalı bu sanal para güya istendiğinde çoğaltılamayacak şekilde tasarlanarak üretilmişti. Evet, Bitcoin çoğaltılamadı fakat onun benzeri şekilde üretilen -- belki de -- yüzlerce çeşit Kripto para piyasayı doldurdu. Ülkemizdeki kripto para vurgunu gibi olaylar, başka ülkelerde de oldu mu? Billmiyorum fakat bu sistemin anlatıldığı ve sanıldığı kadar güvenli olmadığı anlaşılmaya başlandı...
Bu kriz olmasaydı belki de binlerce çeşit yeni paralar ortaya çıkacak, paranın değerliliğini sağlayan '' az ve sınırlı miktarda olması '' özelliği yok olacağı için kripto paranın, gerçekte bir sanal değer üretmeyeceği, insanların kitleler halinde maddi ve manevi zararlara uğrayacağı çok büyük krizler gelecekti..
İnsanların artık bu konuyu daha mantıkla gözden geçirmeleri vakti geldi, umarım... Her şerde vardır bir hayır !...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder