Allah, insanı yeryüzünde halife olarak seçmesi sebebiyle çok değişik ve çok boyutlu ruhsal niteliklerle donatmıştır. Canlılar içinde hayvanların oluşturduğu bazı küçük gruplar dışında insan gibi toplum oluşturan başka varlıklar bulunmamaktadır. Toplum oluşturmak ise , büyük oranda insanın doğasından gelen bir ihtiyaçtır. Çünkü her insan yalnız başına ihtiyaçlarını gidermede, bir çok zorluklarla karşılaşmasının yanında, psikolojik olarak da dertlerine ortak olan, sevinçlerini paylaşan bir hemcinsine muhtaçtır. Bu gibi biyolojik ve psikolojik ihtiyaçlar, insanın sosyal bir varlık olmasını zorunlu kılmıştır. Bu yaradılış özelliği sebebiyle yaşamı boyunca diğer insanlarla bir arada bulunmak, onlarla iletişim içinde olmak zorundadır.
İşte bu sosyal birliktelik onu hiçbir yaratıkta görülmeyen biçimde çok boyutlu ve karmaşık davranışlara sahip kılmıştır.
Böylece yaradılış zorunluluğu olarak kurduğu toplum da kendisi gibi karmaşık bir özellik arz etmekte ve geniş bir ilişki ağı halinde karşımıza çıkmaktadır. Bu iş birliği ve alışveriş hem maddi ve hem de manevi alanda olmaktadır. Bu sebepten insan yaşadığı topluma sıkıca bağlanmakta, toplumun tüm norm ve değerleri kendisini etkilemektedir. Dinini, dilini, giyimini, kuşamını,estetik anlayışını, ahlak kurallarını, zevklerini büyük oranda içinde yaşadığı toplumun norm ve değerleri tayin etmektedir. Zaten bu günkü ilimde , insanın davranışlarını etkileyen unsur olarak genetik yani kalıtımdan sonra çevreyi etkin olarak kabul etmektedir.
Davranışlarımızın temelinde, birer itici güç olarak, toplum aracılığı ile oluşan taklit, telkin, örf-adet ve şartlanmanın büyük oranda etkisi bulunmaktadır. İnsanın alışık olmadığı kendisine yakın bulmadığı şeyler kabul etmesi doğal olarak adeta imkansızdır. Fert alışık olmadığı şeyleri kabul etse de , toplum tarafından yadırganmak suretiyle mahkum edilerek yalnızlığa itilmektedir. Buna örnek olarak peygamberlerin getirdikleri hak mesajları toplumlarının yadırgaması ve kabulde direnç göstermelerini verebiliriz. Bu konu Kur’an’da yoğun olarak işlenmektedir.
Şimdi bunların Kur’an’da ele alınış şeklini önce bir çizelgede ve özet halinde görelim:
Yaratılıştan Olan Sosyal Zaaflar
Sıra No:......K O N U.....................................................Kaç Defa Geçtiği
1................. MÜCADELE ETMEK.............................................12
2................ ZULÜM ETMEK......................................................10
3................ TAKLİT VE ATALARA TAPMA..................................7
4................ KAN DÖKMEK..........................................................6
5................ CEHALET..................................................................5
5......... TOPLAM ........................................................................40
TAKLİT, başkasının sözünün delilsiz olarak biri tarafından kabul edilmesidir.
İnsan doğasında taklide karşı bir eğilim bulunmaktadır. Bu sebepten hayatının ilk dönemlerinden itibaren taklit sayesinde davranışlarına yön verecek bilgileri çevresinden öğrenmektedir.
Her topluluk örf ve adetlerini, geleneklerini ve medeniyetini tamamıyla taklide borçludur.
Taklidin birer ürünü olan örf ve adetin ataları taklit etmek suretiyle oluştuğunu ve bunun insanların önemli zaaflarından biri olduğunu söyleyebiliriz. Atalar gibi davranmak bir çeşit kültür olmaktadır.
Kur’an bu etkiyi doğrular:
" Onlara ( müşriklere ) Allah’ın ,indirdiğine uyun dense, ‘ Hayır ! Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuza uyarız ! ‘ derler. Peki ama, ataları bir şey düşünmeyen, doğru yolu bulamayan kimseler olsalarda mı ? " ( 2 / 170 )
İslâm literatüründe CEHALET kavramı ilmin zıttı olarak kullanılmıştır. Kur’an’da şu anlamları da içermektedir:
- Puta tapma eğilimi --- İlâhi emirlere karşı direnme, İlâhi emirlerle alay etme --- Homoseksüellik Şehvete eğilim --- Allah’ın azabını cesaretle isteme --- Egoizm ve neme lâzımcılık --- Müstehcen giyiniş ve davranı --- Ateşli bir milliyetçilik ve gurur --- Keyfe göre yaşayış ve buna dayandırılan hukuk sistemi
" Ey inananlar, size yoldan çıkmış bir adam, bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. (...) " ( 49 / 6 )
" Peygamberlerimiz onlara açık mucizelerle gelince, onlar kendilerindeki bilgiden dolayı şımardılar da alaya aldıkları şey kendilerini sarıverdi. " ( 40 / 83 )
ZULÜM dilimizde her hususta haksızlık etmek anlamına gelmektedir.
Ayrıca: Haktan yüz çevirerek bâtıla yönelmek -- Haddini tecavüz ederek bir şeyi bulunması gereken yere değil de, başka bir yere koymak --- Karanlık --- Küfür ---Şirk --- Kötülük --- Baskı --- işkence,
Anlamlarını da kapsamaktadır. Kur’an özellikle tevhid (Allah’ın Birliği ) gerçeğini parçalayan sebebi de zulüm kelimesi ile ifade etmektedir.
" Doğrusu şirk ( Allah’a ortak koşma ) büyük bir zulümdür. " ( 31 / 13 )
" Ancak şunlar aleyhine yol vardır ki, insanlara zulmederler ve yeryüzünde haksız yere saldırırlar. İşte böylelerine acı bir azap vardır. " ( 42 / 42 )
Birisini küçük düşürmek,utandırmak, ona galip gelmek, taşkınlık ederek söz ile aciz bırakmak anlamlarına gelen mücadele kavramı Kur’an’da; tavsiye edilen ve yerilen mücadele olmak üzere farklı iki alanda kullanılmaktadır. Ve Kur’an’ın bizzat kendisi inançsızları ikna etmeğe yönelik mücadelede bulunmaktadır
" Hikmetle ve güzel öğütle Rabbi’nin yoluna çağır ve onlarla güzel bir biçimde mücadele et. ( ... ) " ( 16 / 125 )
" Biz Resulleri, sadece müjdeciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Kâfir ( inançsız ) olanlar ise , hakkı bâtıl ile ortadan kaldırmak için mücadele verirler. (... ) ( 18 / 56 )
Kur’an’da insanın kan dökücülük zaafı konusunda Şu anlatılmaktadır: Allah yeryüzünde bir halife yaratacağını meleklere bildirmişti. Ancak yaratılmadan önce insanın bu zaafını fark eden melekler Allah’a karşı şöyle söylemişlerdi:
" Hatırla ki Rabbin meleklere, ‘ Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım ‘ dedi. Onlar, ‘ Biz hamdinle seni tesbih ( anma ) ve takdis ( kutsama, ululama ) edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek insanı mı halife kılıyorsun ? ‘ dediler. Allah ‘ da onlara ‘ Sizin bilmeyeceğinizi herhalde ben bilirin ‘ dedi. " (2/30 )
Sonradan Edinilen Sosyal Zaaflar
Sıra No:.............................. K O N U..... ...................................Kaç Defa Geçtiği
1........................KİBİR ( Büyüklenme ).....................................................25
..............................Kibir ..................................................................13
...............................Başkalarını küçük görme, alaya alma ................6
...............................Kaş göz işaretlerinde bulunma, dil ile incitme ....3
...............................Başa kakma........................................................1
..............................Ayıplama ..............................................................1
...............................Kötü lakap takma ................................................1
2.......................RİYA ( İki yüzlülük )..............................................................19
...............................İtikadî riya : Münafıklık ( İnançta riya ) ..................17
..............................Amelî riya ( Davranışlarda riya ) ...............................2
3.............YALANCILIK.......................................................................................17
...............................Yalancılık.......................................................................11
..............................İftira .................................................................................3
..............................Yalan şahitlik ...................................................................2
..............................Koğuculuk ( Laf taşıma )..................................................1
4............ FİTNE......................................................................................................15
5............ HASET......................................................................................................7
6............ KABALIK..................................................................................................5
7............ AYIP ARAŞTIRMA....................................................................................5
8........... HAİNLİK.....................................................................................................3
9............ GIYBET.....................................................................................................3
10........... İÇKİ.........................................................................................................3
11........... AZGINLIK...............................................................................................2
12........... FESAT.....................................................................................................1
13...........KUMAR VE ŞANS OYUNLARI...............................................................1
13.......... TOPLAM...............................................................................................106
KİBİR;
- Küçüklüğün zıttı anlamındadır --- Büyüklük, ululuk taslamak --- Bir insanın yalnız kendisini beğenerek diğerlerinden üstün görmesi --- Yalnız kendisine ait olan meziyetleri takdir etmesidir
- Kur’an’da kibir üç şekilde ele alınmaktadır.
---- Allah’a karşı ;
" Rabbiniz dedi ki : Bana dua edip yalvarın ki kabul edip karşılık vereyim.
Doğrusu Bana kulluk etmeyi gururlarına yediremeyenler, zillete uğrayıp aşağılanarak Cehennem’e gireceklerdir. " ( 40 / 60 )
---- Resullere karşı ;
" Dediler ki : ‘ Bu Kur’an, iki şehirden bir büyük adama indirilse olmaz mıydı ? ‘ "( 43 / 31 )
--Kullara karşı;
" Çünkü onlar yeryüzünde büyüklük taslamak ve kötü tuzaklar kurmak istiyorlar. (...) " ( 35 / 43 )
BAŞKALARINI KÜÇÜK GÖRME;
* Başkasını hiçe saymak,hakaret etmek,
*Gülünecek tarzda birisinin noksanlıklarına ve ayıplarına dokundurmak,
*Maskaralığa almak, eğlenmek, anlamlarını kapsar
ALAYA ALMA ise: Gizli olarak küçük düşürmek gayesi ile birisine laf dokundurmak ---Taşlamak, alaya almak --- Gıyabında ( bulunmadığı yerde ) mizahta bulunmaktır.
" İşte siz onları ( müminleri ) alaya aldınız. Sonunda bu davranışınız size beni unutturdu; Çünkü siz onlara gülüyordunuz. " ( 23 / 110 )
AYIPLAMA, kınamak, bir mecliste ( toplulukta ) birisini kaş göz işaretleri ile küçük düşürmek, anlamında bir sözdür.
" Onlarla ( müminlerle ) karşılaştıklarında kaş göz hareketi ile alay ederlerdi. Yandaşlarına döndüklerinde inananlarla alay etmenin zevkini tadarlardı. " ( 83 / 30 )
KÖTÜ LAKAP TAKMA, kibrin göstergesi bir davranıştır. Toplumdaki fertlerin birbirlerine karşı nefret etmelerine ve düşmanca tavır almalarına sebep olur.
" (...) Kötü lakaplarla sataşıp atışmayın. İmandan sonra fâsıklık ( günahkarlık ) ne kötü addır. (...) ( 49 / 11 )
BAŞA KAKMA; birisine yapılan iyiliği ağırlaştırmak, başa kakmaktır.
Verdiğini iftihar ve kibir vasıtası yapmak suretiyle nefrete sevk etmek,İyiliği hiçe indirmektir.
" Ey iman edenler ! Sadakalarınızı, malını insanlara gösteriş için harcayan,Allah’a ve ahiret gününe inanmayan bir kimse gibi başa kakmak ve incitmek suretiyle heder etmeyin ( boşa çıkarmayın ) (...) " ( 2 / 264
YALAN; bir şeyin mevcut halinin aksine bir haber vermektir.
" (...) Siz zandan başka bir şeye uymuyor ve siz sadece yalan söylüyorsunuz. "( 6 / 148 )
" Onlar ki, yalan yere şahitlik etmezler (...) ( 25 / 72 )
İFTİRA , Toplumda büyük bela ve zararlara sebep olan, insanın şerefini ihlal eden suçlardan biri olması sebebiyle Kur’an, buna giden yolları kapatmak amacıyla günahkarların getirdikleri haberlerin iyice araştırılmasını tavsiye etmektedir.
" Ey iman edenler ! Eğer fâsıkın biri size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa sataşırsınız da sonra yaptığınıza pişman olursunuz ''
KOĞUCULUK,
-- Fesatlık yapmak,
-- Ara bozmaya gayret etmek amacıyla şahıslar arasında söz götürüp, getirmek,
-- Sözü yalanlarla süslemek, anlamındadır.
Fesat, bozulma ve bozgunculuk anlamlarında bir kelimedir.
Kur’an bu zaafımızın yaratılıştan olduğuna işaret etmektedir.
" Hatırla ki: Rabb’in meleklere, ‘ Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım ‘ dedi. Onlar, ‘ Biz hamdinle sana tesbih ve seni takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek insanı mı halife kılıyorsun ? ‘ dediler. Allah’da onlara ‘ sizin bilmeyeceğinizi herhalde ben bilirim ‘ dedi. "( 2 / 30 )
FİTNE, Zorluk ile karşı karşıya getirmemek anlamındaki bu söz Kur’an’da;
· Allah’ın ayetlerini engellemek,
· Sapıklığa götürmek,
· Günah işemek,
· Bela ve musibet sebep olacak davranışta bulunmak,,
· Cehennem ateşinde yanmak,
· Delilik gibi anlamlarda kullanılmıştır.
" (...) Fitne çıkarmak adam öldürmekten daha kötüdür. (...) " ( 2 / 191 )
" Hatırla ki: Rabb’in meleklere, ‘ Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım ‘ dedi. Onlar, ‘ Biz hamdinle sana tesbih ve seni takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek insanı mı halife kılıyorsun ? ‘ dediler. Allah’da onlara ‘ sizin bilmeyeceğinizi herhalde ben bilirim ‘ dedi. " ( 2 / 30 )
" Önceden de fitne çıkarmak istediler ve sana nice işleri ters çevirdiler. " ( 9 / 48 )
HASET; Allah’ın şahıslara verdiği bazı üstün vasıflar ve nimetlere tahammül etmeyerek o nimetin sahibi olan müminden, verilen şeylerin yok olması veya kendisine geçmesini isteme duygusudur.
............................
İnsan doğal olarak hemcinsine ( aynı cinsten olana ) karşı üstün olmak arzusuna sahip olduğundan bu duygunun insan tabiatından kaynaklandığını söylemek mümkündür. Çünkü bu duygu sayesinde insanlar hayırlarda da yarışabilirler. Bu sebepten hasedi ikiye ayırmak gerekir.
İmrenme ve iyilikte yarışma : Kişinin mümin kardeşine verilen nimetin onun elinden gitmesini istemeksizin bir benzerinin kendisine verilmesi isteğidir. Ayrıca kişinin üstün insanlara benzeme ve onların grubuna dahil olmak hususunda başkalarına zarar vermeksizin nefsiyle yaptığı mücadele de bu kapsama girer. Kur’an bu duyguyu yasaklamamış ve teşvik etmiştir.
" Yarışanlar yarışsınlar. " ( 83 / 26 )
ÇEKEMEMEZLİK: Haram olup, kınanan bir davranıştır.
" Size bir iyilik dokunsa onları tasalandırır. Size bir kötülük isabet etse onlar sevinirler. Eğer sabreder ve Allah’ta saygı ile korkarsanız, onların hilesi size hiç de zarar vermez. (...) " ( 2 / 105 )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder