İslam'ın kutsal kitabı Kur'an hakkında bize öğretilen ve beyinlerimize adeta nakşedilen bir öğreti vardı:
'
'' Kur'an son peygamber Hz. Muhammed aracılığı ile Allah'tan insanlığa indirilimiş son kitaptır ve tüm hükümleri kati ve değişmezdir, kıyamete kadar tüm mekanlar ve zamanlar için geçerlidir. ''
Fakat bunun böyle olmadığı, Al-i İmran Suresi 7. ayetinde açıklanıyordu. Kur'an ayetlerinin Muhkem ( kesin ) hükümler ve Müteşabih ( zaman ve ortam ile günün şartlarına göre farklı yorumlanacak ) hükümler olmak üzere iki türlü olduğu belirtiliyordu.
İşte o ayet ile ilgili M.Hamdi Yazır Hoca'nın meali:
'' Sana kitabı indiren O'dur. O kitapta manası açık muhkem ayetler vardır ki, onlar kitabın anasıdır. Bir de manası kapalı müteşabihler vardır. Kalplerinde eğiklik bulunanlar, fitne çıkarmak ve kendilerine göre yorumlamak için onun müteşabih olanlarına uyarlar. Oysa onların yorumunu Allah'tan başka kimse bilmez. -- İlimde ileri gidenler -- ise: ' Biz ona inandık hepsi Rabbi'miz tarafından gelmiştir ' derler. Bunları --- ancak akıl sahipleri -- düşünebilir. ''
Müteşabih hükümlerin ne olduğu ve muhkem yani kesin hükümlerle ilişkisinin nasıl gerçekleştiği konusunda vahyin tamamlandığından bugüne geçen yaklaşık 1450 senedir çeşitli yorumlar yapıldı. Ama gerçek yoruma ve bilgiye; din adamları ve din alimleri değil bir pozitif bilimler alanında uzmanlaşmış, bunun yanında Kur'an'a gönlünü vermiş ve günlük hayattaki önemli ve yoğun meşgalesi yanında öğrenciliğinden itibaren Kur'an'ı 50 yıl süre incelemiş bir hoca, Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilimdalı üyesi ve başkanı Prof. Dr. Sayın Gazi Özdemir ulaşmıştır.
Çünkü Kur'an'daki çok önemli bu bilgi ve yoruma, bahse konu ayetteki '' İlimde ileri giden ve gerçek akıl sahibi '' kişilerin ulaşabileceği ifadeleri bunu öngörülüyordu.
ŞİMDİ GELELİM GAZİ ÖZDEMİR HOCA'MIZIN BU AYETİN '' İslam'ın Şartı Sadece 5 Değil, Kur'an'daki Bütün Muhkem / Kesin Hükümlerdir '' İSİMLİ ESERİNİN 11. SAYFASINDAKİ ' TEFSİRİ MEALİ' NE:
== '' Ey Peygamber ! Allah'ın indirmiş olduğu bu kitabın bazı ayetleri kesin hükümlü, muhkem ( sağlam ) özellikli, değişmez, herkes tarafından kolaylıkla anlaşılan ve kitabın anaları / temeli / ana iskeleti ve hedef / amaç mesajlarıdır.
Geri kalanların bir kısmı ise çok anlamlı semboller halinde ve benzeşimli ( müteşabih ), bir kısmı da muhkemi gerçekleştiterecek amaç/ yöntem mesajlarıdır.
Kalpleri fesat olanlar, insanların arasına fitne sokmak ve kafaları karıştırmak için, çok anlamlı / araç mesajlara bile bile daha fazla önem verirler.
Halbuki onların sembolik olanlarının gerçek anlamlarını bir Allah, bir de ' Ey Rabbi'miz ! Bildirdiğin ayetlerin hepsine inandık, hepsi Rabbimizdendir diyen, bilim adamları bilir. Ayetlerin bu ayrımını da yine akıl, bilim ve düşünce sahiplerinden başkası anlayıp, düşünüp yapamaz '' ==
Bu ayetin açılımı Gazi Özdemir Hoca'mız tarafından şöyle yapılıyor:
'' Bu ayete göre muhkem mesajlar, Kur'an'ın ana / Temel hükümleridir. Herbiri birer ibadettir. İnsanın yaşamında uyulması gereken, temel hedef olan ve amaç edinilmesi emredilen mesajlardır. İmanı pekiştirecek ve imanın pratik uygulamaları demek olan '' salih ameller '' Kur'an'da serpiştirilmiş bilgiler halinde olan muhkem / kesinli hükümlere uygun olumlu işler ve mümin oluşu sağlayacak ahlaksal davranışlar demektir. Kur'an'da sık sık tekrarlanan salih amelleri gerçekleştirmek için, muhkem / kesin hükümleri çok iyi bilmek, anlamak, kişiliğe özümsetmek gerekmektedir.
Bu şekilde yaşayışa Kur'an doğru yolda ( hidayette ) oluş demektedir. Bu yolun sunucu da Kamil ( olgun, makbul ) insan olmaktır.
Salih amellerin dayanakları ve dolayısıyla 'Kur'an Şeriatı ' denince bu hükümler ( muhkemler ) anlaşılmalıdır. Çünkü bu hükümler, din denilen kurallar, uyulması uygulanması ve yerine getirilmesi farz olan görevler / ibadetlerdir.
Müteşabih Mesajlar, üç farklı şekilde karşımıza çıkmaktadır.
a) Ana hedef ve amaç olan muhkem / kesin hükümlere götürücü, onları gerçekleştirici amaçlar, yöntemler
b) Allah, Ahiret, melek, cennet, cehennem, cin, şeytan, vahiy gibi semboller
c) Sembol olmadığı halde zaman, ortam, toplum ve şartlara göre farklı yorumlar değerlendirmelere uygun mesajlar
Bu sonuncu grup mesajlar, kişisel kanaatler ve ' benim inancım budur ' şeklinde başlayan sözcüklerle kurallaştırılmalara uygun mesajlar olduğundan gerçek özellikleri yani değişkenliklerini göz ardı ederek muhkem mesajlar gibi değişmez ve farz özelliklte olarak önemseyenlerin '' fesat kalpli '' olacaklarına ayette dikkat çekilmektedir. Örneğin şeriat diye tanımlanan hukuk kuralları da müteşabih mesajlardır. Hz. Muhammed döneminde henüz devletleşmemiş Bedevi Arapları, geleneklerinden kurtarıp devrimsel yenilikler getiren geçici hukuk kurallarıdır.
MUHAFAZAKARLIK
Muhkem kesin hükümler gibi müteşabih mesajları da mutlak ve değişmez kurallar olarak kabul etmek '' muhafazakarlık '' diye tanımlanmaktadır. Bu da Kur'an'ı tamamen değişmez, tek topluma sınırlı, bütün insanlara ve zamanlara hitap etmeyen, bir kaba hapsedilmiş donuk bir su misali cansız, stabil bir kitap olarak kabul etmek olacaktır. Bu tür görüş ve yaklaşımda olan insanlar Müteşabih hükümlerin geçmişte olduğu gibi, günümüzde de İslam Şeriatı / hukuku kimliği altında devam ettirilmesini isteyenlerdir. Dolayısıyla Müteşabih Mesajlar '' insan şeriatı '' diye istismar edilen mesajlardıır. Hukuk kuralları dışında Müteşabih Mesajlar o zamanın toplumsal yapısına sosyal ve ekonomik muhkem, yani kesin hükümlere götürücü araç kurallardır.
İnsanların Hz. Muhammed'den yaklaşık 150-200 yıl sonra mezhepler şeklinde gruplaşmaları daha sonra da mezheplerin tarikatlar şeklinde bölünmeleri, muhkemlerden ziyade Müteşabih Mesajları ön plana almaları, bu yorumu yapanın etrafında gruplaşmaları ve yıllar içinde de ek dini kurallar, rivayetler ve gelenekler eklemeleri, bu görüşlerin din olarak kabul edilmesi sonucunu doğurmuştur. ''
Matematikte eğri çizginin sonsuz çeşidi olmasına rağmen, doğru çizginin bir tek olması gibi dinde de, daha doğrusu İslam'da da doğru yalnızca bir tanedir. Mezhep ve tarikat sözcükleri kişiyi Allah'a götüren yol anlamındadır ve Allah'a götüren yol, yani doğru yol da bir tanedir ve o da Kur'an yoludur...
Bu ayetin iyi anlaşılmamasına örnekler vermek gerekirse Kur'an'daki Cihad kelimesini ele alalım. Geniş anlam kapsamlı bu kelimenin '' anlamları içinde -- savaş -- olmakla birlikte '' Kur'an'da bu kelime daha ziyade, uğraş, çaba, mücadele anlamlarında kullanılmaktadır. Fakat İslam'ı ve ve genelde dini anlamayan, Kur'an'ı, anlamadan ibadet ediyorum kasdıyla okuyan ve de çok cahil olan bazı çevreler, Kur'an'da '' DİNDE ZORLAMA YOKTUR '' hükmünü bir kenara iterek, cihadı, Allah için, din için savaş anlamında kabul ederek kan dökmekte, terör faaliyetlerine bu kavramı alet etmektedirler. Yani müteşabih anlamı olan bir kelimeyi kesin hüküm halinde görmektedirler.
Bir başka örnek olarak Gazi Özdemir Hocamız vermektedir:
'' Hac / 27 ayette ' insanlara hacca gidişi bildir, yürüyerek veya develeri üstünde gitsinler ' hükmü bulunmaktadır. '' Hacca gitsinler ifadesi kesin bir hükümdür. Yani farz hükmündedir. Bu hedef için o zaman araç yürümek veya devedir, bu da müteşabih mesajdır. Çünkü zaman ve ortama göre değişken bir hükümdür. Yani insanlar hac için Mekke'ye yürüyerek, otomobil ve taksi, otobüs, kamyon, helikopter veya uçak gibi farklı araçlarla gidebilirler demektir. ''
Demekte ve muhkem kesin hükmü müteşabih hükümlerden ayırabilmek için şu üç kıstası ortaya koymaktadır
'' 1 - Muhkem / kesin hüküm tartışılmaz özellikte ise
2 - Zaman üstü ve her zamana uygun nise
3 - Her topluma uygun ve uygulanabilir ise ''
Ve Prof. Dr. Gazi Özdemir, yukarıda ismini verdiğim eserinde her suredeki muhkem / kesin hükümleri ayrı ayrı belirtmekle beraber Kur'an'da 888 kadar sayıda farz ve ibadet hükmündeki ayeti ortaya koymakta ve açıklamaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder