27 Mayıs 2018 Pazar

HAFIZLIK YANİ KUR'AN'IN ARAPÇA METNİNİ '' EZBERLEMEK '' BU GÜN İÇİN GEREKLİ Mİ ?...



Hafızlık bilindiği gibi Kur'an'ın Arapça orijinal metnini ezberlemektir. Arap olmayan ülkemiz insanları gibi müslümanların çoğunlukta bulunduğu sayısı 55 civarındaki ülkedeki müslümanlar için bu çaba oldukça zor ve zahmetli bir iştir.
Kur'an'ın 12/2 ve 13/37. ayetleri ve bir çok ayette;
##  ''  Biz onu kendi dilinizde Arapça bir Kur'an olarak indirdik ki anlayasınız !...''  Şeklinde mesajlarr vardır.
Yani, Kur'an Allah'ın insanlara bir mesajıdır ve ANLAŞILMAK  İÇİN İNDİRİLMİŞTİR.
Ama  ne yazık ki, uygulamada Arap asıllı olmayan müslümanlar da, Araplar gibi orijinal Arapça metninden okumakta israr etmektedirler. Araplar okudukları kitabı anlamaktadırlar, fakat Arap olmayanlar anlamadıkları bir dilden okumakta israr ederek içindeki Allah mesajlarından haberleri olmamakta ve okumalarından bir fayda elde edememektedirler.
Yani Kur'an'ın mesajını değil metnini önemsemekte ve bu okumakla ibadet ettiklerini ve Kur'an' ı kutsayarak saygı gösterdiklerini zannetmektedirler. Bu okuyuşta müslümanlara hiç bir fayda sağlamamakta ve maddi ve sonuçta maddi ve manevi olarak tüm müslümanlar dünyanın en geri ve ahlakta da zayıf  insanları olarak olarak kalmakta, müslüman olmayan diğer dinlerdeki insanların ayakları altında ezilmektedirler.
Durun daha bitmedi...
Bir de müslümanlar Arap olsun veya olmasın 604 sayfa hacmindeki Kur'an'ı yukarıda ifade ettiğim gibi ezberleme yoluna gitmektedirler.
Bu günkü basın, yayın, görsel medya ve zengin iletişim ortamında Kur'an'ı anlamadan okuma yanında anlamadığı yabancı bir metni anlamadan ezberleme  çabasına girmektedirler.
Ülkemizde Diyanet İşleri Başkanlığı da bu zamana göre faydasız bu çabaya önderlik etmekte son 40 yılı aşkın sürede yazıma aldığım resimde görüldüğü gibi kendince rekorlar kırmakta 120 bini aşkın hafız yetiştirmekle övünmektedir.
KUR'AN'IN  ORİJİNAL ARAPÇA METNİNİN EZBERLENMESİ NE ZAMAN GEREKLİ VE FAYDLI İDİ ?
Kur'an'ın Allah katından indiği  yaklaşık 1450 yıl önce...
Çünkü okuyanın ve yazanın çok az olduğu, basın, yayın, yazmak, kaydetmek olanaklarının bu günlere kıyasla hiç olmadığı o günkü nesillere ve gelecekteki insanlara aktarıp iletebilmek için ve de tahrifattan korumak için EZBERLEMEK yani insanların hafızalarına kaydetmek en pratik ve gerekli bir çözümdü... Peygamberimiz'de öyle yaptı. Bir taraftan bu güne göre çok ilkel imkanlarla  22 sene 2 ay 22 gün sürede, parça parça Allah'tan inen Kur'an'ı ilk müslümanlar içinden görevlendirdiği vahiy  katiplerine yazdırarak kayıt altına alınmasını sağladı. Diğer taraftan da ve bazı ilk inançlıların hafızalarına kaydedilmesi yani ezberlenmesi için gereken tedbirleri aldı. Diğer Alhlah'tan inen  kitapların  orijinallerine ulaşmak ve tahrif edilmeden gelecekteki insanlara ulaştırmak mümkün olmadığı halde Kur'an'ın yüzlerce ve binlerce yıl tahrife yani bozulmaya uğramadan günümüze kadar gelmesi ve korunması bu şekilde mümkün oldu.
Yani Kur'an'ın mesajlarını layıkı ile bilenlerin anlayabildiği bir gerçek olarak, Bu gün için Kur'an kitabını ve her dilde meallerini ele geçirerek ve okumanın çok kolay ve zahmetsiz olduğu günümüzde bu '' hafızlık '' yani tüm Kur'an'ı ezberlemek çabalarının ve bu doğrultudaki emeklerin pek bir anlamı kalmamıştır. Ama Kur'an'daki gerçek İslamı değilde çoğunlukla hurafelere dayalı, geleneklerin dinleştirildiği, gelenek dini ( ki buna Kur'an '' Atalar Dini '' diyor) nde bu tür inançları insanlara gerekli imiş gibi empoze edilmektedir.
120 bini aşkın hafız mevcudiyeti yalnızca diyanetin  40 yıllık faalietleri sonucunda ulaşılan bir rakamdır. Bunun dışında  cemaatlerin ve tarikatlerin de yoğun çalışmaları vardır. Muhtemelen hafız sayısı toplamı diyanetten çok daha fazladır. 
İslam dini,  bu tür pratikte  ve gerçek dinle ilgisiz uygulama   çabaları  aşıldığında ancak,  gerçek zeminine oturabilecek ve müslümanlar dini doğru bir şekilde uygulama ve yaşama yolundaki engelleri daha kolay aşabileceklerdir..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder