15 Kasım 2024 Cuma

Artık yalnızca TURHAN ÇÖMEZİ destekleyeceğiz -- Yeni bir parti kurar ve onun Genel Başkanı olursa -- NEDEN ?

 

  

Yazımın başlığına koyduğum mesajımın, söylemimin  gerekçesini açıklamam gerekiyor. Yaklaşık bir ay sonra 80. yaşımı dolduruyorum. Eşim de 4-5 yaş geriden beni takip ediyor. Eşimle birlikte genelde siyasi yönde görüşlerimiz bir birine çok yakın. AK parti'yi -- kazandığı ilk genel seçim ve son genel seçim ile  mahalli idareler seçimi hariç -- genelde oyumuzla destekledik. Son desteklerimiz kerhen ve alternatif bulamamızdan oldu. AKP bocalıyor ve hata üzerine hataları, yanlış kararları sürüp gidiyor ve iktidara aday başka bir  siyasi kurum bulamıyorduk.

Geldiğimiz son noktada AKP madden ve manen kendini yıprattı yani tükendi.  Dini alanda ki --  dinin tek kaynağı olan Kur'an dışı dini uygulamaları icraatları da ülkemiz insanlarında toplumsal gerileme ve  ahlaki  çöküşe sebep oldu. -- Din iyi ve olumlu ahlaklı insan oluşturma için vardır... İşte bu alandaki yanlış ve hatalar, uygulamalar -- Kur'an ayetlerinin yazısı ve orijinal Arapça metni  değil, sadece anlamları kutsal iken, Kur'an öğretiminde ağırlık Kur'an'ı anlamadan Arapça orijinal okunuşuna ve doğru  ve güzel seslendirilişine verilerek sürdürüldü. Yaşlılar gibi gençlerimizde Kur'an mesajlarının anlamlarından yani Kur'an'dan uzak tutuldu. DİNİ EĞİTİM GERÇEK AMACINDAN KOPARILDI...  Bundan sonra AKP'den düzelme, ülkemize bir şeyler katmasını beklemek ve hatta hayal dahi etmek akıl dışı davranış, yani çok yanlış olur. Yakında Cumhuriyetimizin 101. yılını kutladık. Ama gerçekte ülkemizde Cumhuriyet ve Demokrasinin kup kuru isimleri kaldı ortamımızda... Mevzuat, yasalar uygulamalar,  adım adım uygulanan bir sistematikle tek adam rejimine evrildi, evritildi...Rejimin teminatı anayasa ve anayasal kurumlar bu evrilme potasında etkilerini yitirdi, yitirmesi sağlandı. 

Tüm bunlar olurken muhalefetteki siyasi partiler nerede derseniz, onlar ve özellikle ana muhalefet partisi CHP de  AKP gibi dejenerasyon ve deformasyon sürecinde. Partide  aktif görevlerde olanlar birbirilerine ayak oyunları ile hamleler planlıyorlar. Cukkası ve makamı etkin siyasi makam ve görevler için yarışıyorlar, daha doğrusu savaşıyorlar...

Memleket meseleleri ?... Eski siyaset kurdu partililer. Parti teşkilatı içinde etkili bir görev alıp kış uykusuna devam ediyorlar.  Bunlar içinde gerçek vatan ve millet  duygusu olanlar da çok az var ama  AKP de  olduğu gibi onların da sivrilip öne çıkmalarına sistem ve siyaseti meslek edinmiş partililer izin vermiyor. İktidar ve Muhalefet Partilerinde sistem aynı...Millet vekillerinin parti yöneticilerinin daha doğrusu genel başkanın bilgisi  haricinde fikir beyanı ve icraatı söz konusu değil . Görevleri milletin vekili ama gerçekte parti başkanın vekilleri durumundalar...

Yazımın başına siyaset sistemimizi temsil eden  küçük büyük siyaset ağlarını temsil eden resmi koydum...

Evet sevgili okurlar gelelim TURHAN ÇÖMEZ konusuna...Son zamanlarda en aktif siyasetçimiz. Eski AK Partili ama şimdi mevcut muhalefet partileri  içinde onun kadar çok çalışan, iyi ve aktif  muhalefet yapan bir başka kişi daha  yok. Şimdi bir  muhalefet partisi kadrosu içinde görev yapıyor... 

Ben devlet memurluğu hizmetime TCDD meslek lisesi mezunu olarak henüz 18 yaşına doldurmadan şef yardımcısı ( Sürveyan ) olarak işe başladım. Kısa bir süre sonra Şef oldum... Çalışırken Ege Üniversitesi İktisadi ve Ticari  Bilgiler Fakültesi  Ticaret ve Sanayi İşletmeciliği bölümünü bitirdim...TCDD Sivas Beton Travers Fabrikası Personel müdürlüğü -- mesleki eğitim alanında meslek dersleri öğretmenliği ve eğitim müdür yardımcılığı gibi görevlerde toplam 45 sene 7 ay memuriyetimden sonra 2009 yılında emekli oldum. Bunları şunun için anlatıyorum... Çalışma hayatımda yüzlerce binlerce sayıda çeşitli seviyede insanlar ile çalıştım, tanıdım. Turhan bey kadar çalışkan ve seviyeli idealist insan tanımadım.

Sayın Turhan Çömez'in siyaset alanında üst kademe görevlerde  çalışmasına, görev almasına  memleketimizin ihtiyacının olduğuna inanıyorum. Vatan millet sevgisinin kendi ikbali ve menfaati duygusundan daha yüksek olduğunu hissediyor ve görebiliyorum.

Bu yazım ne kadar çok beğeni alır ve paylaşılırsa kendisini  mevcut partilerde görev alarak değil --  kendi partisini kurup ve genel başkan olmasına ikna ve davet etmemiz gerekiyor.--  GELECEĞİN CUMHUR BAŞKANKLIĞINA EN LAYIK KİŞİ OLDUĞUNA İNANIYORUM..Benim gibi düşünen kimselerin beni desteklemesini rica ediyor ve maddi durumu iyi olan vatanseverlerin de bu doğrultuda ona maddi ve manevi yardımcı olmasını gerekirse siyasete atılmasını umut ediyorum...

Yüce Allah memleketini ve onun insanlarını sevenlere yardım edecektir..

SAYGILARIMLA................................................... Süleyman Sırrı Sözal


114114s@gmail.com




30 Ağustos 2024 Cuma

Pisagor'un yaşlanmadan önce bilmemiz gereken DÜŞÜNDÜRÜCÜ SÖZLERİ

ALLAH' IN '' BİR '' OLDUĞU ( Tevhid ) -- ORTAĞI ( Şirk ) OLAMAYACAĞI Gerçeği...


Kur'an ilk insandan itibaren iki dinin, iki felsefenin, iki dünya görüşünün, kısaca iki farklı düşüncenin var olduğunu açıkça belirtiyor: 

TEVHİD, Allah'ın Tek ( Bir ) olduğu ve ortağının ( Şirk ) olmadığı inancı. 

Yeryüzü bu iki farklı düşüncenin, iki ayrı yaşam biçiminin - sürekli - savaş alanı olmuştur.

Tevhid, Allah'ın elçilerinin sonuncusu Hz. Muhammed'e kadar bütün peygamberlerin dinidir. Şirk ise  Tevhid'in tam karşısında yer alır,  Allah'ın varlığı kabul edilir, fakat bunu yeterli görmez, O'na ulaşmak ve tamamlamak  için başka ve yedek ilahlar edinilir. Bu tür  sapkın inançlıları Kur'an MÜŞRİK ( şirk koşan ) diye vasıflandırıyor, tanımlıyor...

Şirk; gerçek le çelişen bir yaşam biçimidir. Temelde arzu ve tutkularının kölesi olan insanların sahiplendiği bir düşünce ve yaşam biçimi olduğu için cehaletin ve  kuruntunun bir eseridir. Bu yüzden şirk akıl ve mantığa uymaz. Gerçek ile çelişir.

Tevhid, insanın evrendeki doğal döngüye ayak uydurması, evrenin her parçası ile bütünleşmesi ve insan ile evren arasında tam bir birliğin, düzenin ve de tam bir ahengin oluşmasına ortam hazırlarken, şirk insanı evrenin diğer parçalarından ayırarak onu evrende yalnız bırakır...

Şirk en iğrenç bir günah ve en büyük bir zulümdür.

Haksızlık ve adaletsizliktir. 

Doğal olarak insanı ve bütün alemi yaratan, rızık ( yaşamı ve geçimi için gerekli gerekli madde ve maddi imkanları ) ve nimet veren Yüce Allah'a ibadet etmesi gerekir. Yani insanın sadece Allah'a ibadet ( kulluk )  ve itaat etmesi, Yaratıcı'nın insan üzerindeki en tabii hakkıdır.

Ne var ki şirk, kendi taraftarlarına zulüm yolunu açarak, onların başkalarına kulluk ederek, Allah'ın hakkını çiğnemelerine  ortam hazırlar. Dolayısı ile MÜŞRİK, başkalarına ibadet ederek, onlara taparak, Allah'ın hakkını çiğner,  ve böylece en büyü zulmü işler.

Şirk esas olarak Allah'ın varlığını inkar değil, sadece  Allah'a özel sıfatları ve özellikleri başkaları için de düşünmek suretiyle O'na ortak koşmak, O'na denkler kabul etmek ve onları Allah'ı seviyor gibi sevmektir.

Şirk egemenliğine dayalı zulmün hakim olduğu sistemlerde Tevhid inançlıları için rahat ve huzurlu br hayattan söz edilemez TEVHİD'E YER YOKTUR... (*)


 

( * ) --- Tevhid ve şirk konuları tüm yönleri ile en  iyi bir şekilde 1994 yılında İstanbul Şafak YayInlarInda çıkan, MEHMET KUBAT'ın  ''  KUR'AN'DA  TEVHİD '' isimli eserinde işlenmiştir. Bu yazımı adı geçen eserin  '' KUR'AN'DA ALLAH'IN BİRLİĞİ : TEVHİD ''  başlıklı  bölümünün başlangıç kısmından özetleyerek,  dilini günümüz Türkçesine uyarlayarak oluşturdum.  ( Sayfa/ 51 - 52 )


Artık yalnızca TURHAN ÇÖMEZİ destekleyeceğiz -- Yeni bir parti kurar ve onun Genel Başkanı olursa -- NEDEN ?

     Yazımın başlığına koyduğum mesajımın, söylemimin  gerekçesini açıklamam gerekiyor. Yaklaşık bir ay sonra 80. yaşımı dolduruyorum. Eşim ...