16 Ocak 2024 Salı
13 Ocak 2024 Cumartesi
2 Ocak 2024 Salı
29 Aralık 2023 Cuma
KUR'AN'IN ÖZET TARİHİ -- KİTAP HALİNE GELMESİ
KUR'AN'IN ÖZET TARİHİ
25 Aralık 2023 Pazartesi
23 Aralık 2023 Cumartesi
Emeklilierİ enflasyona ezdirmiyoruz !... MU ACABA ???
Ülkemizin ekonomi alanında ENFLASYON, son 30 - 40 yıldan beri bir türlü bir türlü içinden çıkamadığı, adeta yaşamımızın olmazsa olmaz '' olağan '' olgusu haline geldi. Bu ortama ne zaman girdik ve ne zaman çıkacağız konusunda bir bilgimiz ve umudumuz da kalmadı. Yalnızca biraz şiddetinin azalması dahi bizi sevindiriyor, mutlu oluyoruz. Ak Parti iktidara geldiğinde bu ortamın hafiflemesi için yoğun çaba harcadı, bir ölçüde başarılı oldu ve paramızdan üç sıfır atılmasını sağladı. Enflasyonun şiddetini azalttı ama tam başarıya ulaşamadı. Kamu personelinin aylık ücretlerine 6 ayda bir enflasyon farkı zammı uygulamasına devam zorunluluğunda kalındı. Ta ki son bir yıl öncesine kadar..
Mayıs / 2023 tarihindeki genel seçim ortamına girilmesi ve bu arada bir de güneydeki on, onbir ilimizi etkileyen şiddetli deprem felaketinin etkisi ile ve de iktidarın seçim kaybetme fobisi ile hesaplar şaştı, giderler arttı. Bunu sonucu ile enflasyon tekrar hızlanmaya başladı. Ekonomimiz olumsuz '' enflasyon hızı artması sarmanılına '' tekrar girdi. Bunun sonucu olanları ve yaşanılacakları biliyorsunuz artık.
Bu arada kendimden biraz bahsedeyim: 45 yıl 7 ay memuriyet hizmet toplamı ile 2009 yılında emekli oldum. 5434 sayılı Emekli Sandığı mevzuatına tabi memur statüsündeyim. Memuriyet yaşamım Temmuz 1963 yılında başladı. Temmuz/2009 yılında sona erdi. 5434 sayılı kanunun; 2898 sayılı kanunun 3. maddesi ile değişen 41 maddesi -- b -- bendine göre EMEKLİLİK MAAŞINDA memuriyet toplam hizmetimin 25 yılı aşan bölümün her yılına %1 oranında artış öngörüldüğü için, son maaşımın % 95 i oranında emeklilik maaşı bağlanmıştı.. Bu hak edişim oranında emekli maaşımı en az memur maaşına % 80 -- memur emeklilerine % 25 oranında FARKLI ENFLASYON FARKI ödemesi kararı uygulanınca alt tüm hakkaniyet dengesi alt üst oldu...
Yarım asra yakın memuriyet hizmeti ile emekli olan benim maaşım // 18.500 TL // bu tarihten itibaren en düşük memurunun maaşının // 22.000 TL // altında kaldı... 5 - 6 aydır bekliyorum. Düzeltilir mi acaba diye....OYALAMA DEVAM EDİYOR... HİÇ BİR ÜMİT IŞIĞI DA GÖRÜLMÜYOR !..: Bir de üstelik EMEKLİYİ ENFLASYONA EZDİRMEYECEĞİZ YALANI ben ve benim gibi haksızlığa uğrayanlara küfre uğramış etkisi yapıyor...
100. yılını idrak ettiğimiz Cumhuriyetimizin 79 yılını şerefiyle yaşamış bir memur emeklisi olarak uğradığım HAKSIZLIĞI kabullenemiyorum. İsminin başında ADALET kelimesi olan partinin adaletten en çok uzaklaşma --- Emekli millet vekilleri maaşına sessiz sedasız bir anda % 30 zam yapılması --- gibi uygulamalarla, geleceğe dair umutlarımız da yok oluyor...
Bu anlattıklarımla ben yarım asra yakın bürokrasi tecrübelerimle siyasi yönetimin bunalım ve bocalama halinde olduğunu görüyorum. Ülkemiz bürokrasinde zafiyet var. Nedenini açıklayayım: Bakan, genel müdür , gibi üst kademe yönetim görevlerinde bulunanlar, işlerin nasıl yürüdüğü mevzuat , işlemler ve ayrıntıları konusunda yeterli donanıma sahip değillerdir, bilemezler... Alt kademelerdeki görevliler Müdür, müdür yardımcıları, şefler bilirler ve işleri onlar yürütürler. UZMANLAR, DANIŞMANLAR çok sayıda var ama görülüyor ki, ve de onla da yetersizler ki, bir hazine bakanı ve diğer bakanlar, EMEKLİLERİ ENFLASYONA EZDİRMİYECEĞİZ -- EZDİRMİYORUZ !!!. yalanına ortak oluyorlar ve böyle sözleri gerine gerine rahatça söyleyebiliyorlar
16 Aralık 2023 Cumartesi
9 Aralık 2023 Cumartesi
3 Aralık 2023 Pazar
::::::::::::::::B E R E K E T :::::: S I R R I ::::::::::::::
Not : BU YAIZNIN İLK YAYINLANDIĞI TARİH : 13 Temmuz 2020 Pazartesi
Geçmişte insanlarımızın çok bilinen, çok uygulanan, saygı ve özen gösterilen, bazı inançlarımız, davranışlarımız, geleneklerimiz vardı. Bunların çoğu unutuldu, yaşamımızdan çıktı. 50 - 60 yaşlarından küçük olan insanlarımız tarafından, bilinemez, az bilinse de umursanmaz oldu. Bunun sonucunda da adeta birer sır oldular
20 Kasım 2023 Pazartesi
KUTSAL KİTAP'TAKİ Ç E L İ Ş K İ L E R -- // 2 //
Kutsal Kitabın ilk bölümü olan Eski Ahit'in tarihi süreç içinde oluşumu ve tanıtımını özet olarak verdikten sonra sıra geldi YENİ AHİT adıyla isimlendirilen İnciller ve kutsal kabul edilen Mektuplardan oluşan diğer dini metinleri tanımaya ve Eski Ahit'in yani Tevrat ve İnciller içeriğindeki tutarsızlık ve çelişkileri anlatmaya. Bu konudaki en detaylı bilgi kitaplığımdaki Ozan Yayıncılık'ın 2010 tarihinde yayınladığı Yahya Kemal Savdır'ın ALLAH'A İFTİRA MI EDİYORSUNUZ ? -- Kitab-ı Mukaddes'ten Tuhaf Ayetler isimli eserinde buldum.
19 Kasım 2023 Pazar
KUTSAL KİTAP bugünkü haliyle NE KADAR KUTSAL ? -- //- I -//
18 Kasım 2023 Cumartesi
GÜNÜMÜZDE TÜRKİYE YAHUDİLERİ

16 Kasım 2023 Perşembe
Ülkemiz Kadınlarının Bir Söylemi: KOCAM BANA SAHİP ÇIKMADI !...
Ülkemiz kadınlarının ne yazık ki çoğunluğunca benimsenen bir düşünce ve duygu var: SAHİPLENİLMEK ! Yani birileri ki genelde '' kocaları '' kendilerini sahiplensin, ola ki bir yanlış ve hata yaparsa sorumluluğunun büyük oranda onun üzerine atıp kendisi mağdur olmuş kişi rolüne sığınsın. Bu davranış şekli daha çok '' cahil ve bilinçsiz insan tutumu''. Hemen burada '' cahillik ve bilinç '' kavramlarının geçmişe göre değişerek zamanımızda geldiği noktaya bakalım:
Benim yaşın 80'e yaklaştı. Bundan 40 - 50 yıl ve öncelerinde '' cahil '' okuma yazma bilmeyenlere denirdi. Zamanla okuma yazma seferberliği uygulandı, okuma yazma bilmeyenlerin oranı oldukça azaldı. Görüldü ki okuma yazma bilmek cahilliği tam yok etmiyor. Son 20 - 30 yılda da bir kaç üniversite ve fakülte bitirenlerin çoğunluğu zamanın kültürel gelişmesi dikkate alındığında cahillik sınırlarını aşamıyor. Yani okullarda yüklenen bilgiler, gelişmenin ilk adımıdır. Gerçek gelişme okullar sürecinde ve daha sonraki dönemde seviyeli, kaliteli edebi, ilmi, tarihi, sosyal, güncel konuları ele alan en az 20 - 30 kitabı baştan sona ilgi duyarak dikkatle okumadıkça ve bunun yanında güncel basında inceleme, araştırma ve güncel meseleleri tahlil eden makaleler, fikir yazıları okumadıkça '' gelişmiş insan '' kategorisine ulaşıp cehalet eşiğini aşamıyor. Zamanımız insanı ne kadar yoğun çalışma ve meşguliyet yükü altında olsa da, her gün en az yarım saat - bir saat okuma alışkanlığını edinmez ve sürdürmezse, yani okumaya ara verirse, zihni, ruhu gelişme süreci durgunluk ve kısa süre sonra da hemen gerileme dönemini giriyor.
Şimdi gelelim bilinç ve bilinçlenme konusuna: Bilinç; gerek okullarda gerekse yaşamın diğer süreçlerinde okuyarak ,duyarak, görerek, deneyleyerek edinilen bilgilerin özümlenmesi yaşamına, zihnine, ruhuna, kişiliğine, gelişmesine rehber edinilmesidir... Bilinçlenme kişiliğe özel yetenektir. Doğrudan okul diplomaları ile bağlı değildir. Ama diplomalar bu yeteneğe sahip kişilere olumlu katkı sağlayabilir. Anadolu'muzda hiç okul yüzü görmemiş, yaşadığı ortamın dışına dahi hiç çıkmamış öyle bilge kadın ve erkek kişilikler vardır ki, yaşamının tamamını kendine okul ve öğrenme ortamı yapmış, yaşadığı olayları tahlil etmiş, gelişmesi ve bilinçlenmesi yolunda -- belki de bilinçsiz olarak -- malzeme haline getirmiştir. rahmetli AŞIK VEYSEL örneğinde olduğu gibi. Ve ülkemizde böyle kişilikler oldukça fazladır.
Şimdi gelelim yazımızın konusu SAHİPLENİLME DUYGUSUNA: Bazı önemli ulusal TV kanallarında gündüz kuşakları yayınlarında '' Esra Erolda '' programı benzeri programlar var. Toplum, aile gibi ortamlardaki yaşayan insanlar arasındaki ilişkileri ve bunlardan doğan sorunlar ele alınıyor. Bazı ülkemiz insanları bu programların toplumda kötü örnek olarak görüyor ve karşı çıkıyor. Kaldırılmasını istiyor. Ben ise -- her ne kadar magazinel yaklaşımlar ve reyting endişeleri gibi sıkıntılar -- öne çıksa da -- kötü ve olumsuz örneklerin tanınması ve bilinmesinin toplumun gelişmesine olumlu katkıda bulunduğunu, toplumuzun ve aile kurumunun içinde olduğu aksaklıkların , yanlışların bilinmesi, tanınmasına aracı olduğunu düşünüyorum. SAHİPLENİLME duygusunun ülkemizin de içinde bulunduğu orta doğu kültürünün kadınlarının yaklaşık genelinde görülen olmazsa olmaz bir olgusudur. Bu kültürün genelinde kadınlar erkeğin egemen olduğu bir yaşamın bir devamı olarak, evliliği kocası tarafından sahiplenilme aracı olarak görürler. Böyle bir ortamda doğmuş, yaşamış ve bu güne gelmişlerdir. Bu duygu, bilindiği gibi vahşi hayvanlar dahil bazı hayvanlarda vardır. Sahibi insana kayıtsız, itirazsız bağlanırlar. Eski kölelik kültürünün yaygın olduğu zamanlarda savaş vs. ortamlarda veya herhangi şekilde tüm insani duyguları yok sayılarak köle haline getirilmiş ve herhangi bir mal gibi alınıp satılan meta haline getirilmiştir. Köle efendisin malıdır, her türlü hürriyeti ve insani hakları elinden alınmıştır.
İşte kölelik budur. Kadınların bunu kabullenmesi, her ne kadar eski kültürün uzantısı bir duygu olsa da doğru değildir, yanlıştır...Kadınların bilinçlenip bunu reddetmeleri gerekir. Herhalde zaman içinde bu da gerçekleşir... Esra Erol ve benzeri TV programlarında bu duygunun kadınlarda yoğun halde devam ettiğini görüyoruz. Bazı kadınlar evlilik kurumuna yeterince sahip çıkmıyorlar, 3 - 4 çocukları dahi olsa, çocuklarını ve eşini boşanmadan terk edip başka bir erkeğe nikahsız sığınıyorlar... İhanetin gerekçesi alarak da kocalarını akıllarınca suçluyorlar ve KOCAM BANA SAHİP ÇIKMADI !... Söylemine başvuruyorlar...
Halbuki, kadın veya erkek tüm insanlar, öncelikle KENDİLERİNE SAHİP ÇIKACAKLAR, KENDİ DAVRANIŞLARININ ÖNÜNÜ ARKASINI HESAPLAYARAK YAŞAYACAKLARDIR. Toplum gelenekleri, kanunlar ve tüm ahlak kuralları bu doğrultudadır.
10 Kasım 2023 Cuma
İYİLİKLERİN // + // KÖTÜLÜKLERİN // -- // PUANLA DEĞERLENDİRİLECEĞİNİN İSPATI OLAN AYET
Yukarıda görselle sunulan Hud Suresi 114. ayeti ne anlama geliyor dersiniz ?
Ahirette insanın amellerinin // olumlu veya olumsuz davranışlarının // tek tek değerlendirilerek ayrı ödül ve ceza verilmeyeceğini yani cennet ve cehenneme gönderilmeyeceğini, tüm davranışlarının takdir edilen eksi // -- // veya artı // + // puanların toplanarak bildiğimiz cebirsel işleme benzer uygulama ile oluşan toplam artı veya eksi puanın ÖDÜL veya CEZAYA hak edişin takdirine esas olacağını gösteriyor.
16 Eylül 2023 Cumartesi
APTALLAR -- ŞİZOFRENLR -- CAHİLLER
================================== APTALLAR .:: Aptal Olduğunu ŞİZOFRENLAR :: Şizofren Olduğunu C A H İ L L E R :::: C a h i ...

-
Kur'an'dan ilginç mesajlar ( 1 ):: '' KUR'AN BİR MESLEK KİTABI DEĞİL, TÜM İNSANLARA ÜCRETSİZ ANLATILMAL...
-
Yazımın başlığına koyduğum mesajımın, söylemimin gerekçesini açıklamam gerekiyor. Yaklaşık bir ay sonra 80. yaşımı dolduruyorum. Eşim ...
-
Son senelerde vefat edenin arkasından söylenen yazılan bir temenni söylemi türedi: '' Işıklar içinde uyu '' ve ...
-
Kur'an ilk insandan itibaren iki dinin, iki felsefenin, iki dünya görüşünün, kısaca iki farklı düşüncenin var olduğunu açıkça belirtiy...