2 Aralık 2019 Pazartesi

İNSANIN -- Kur'an'da ele alınan -- SOSYAL ZAAFLARI




Allah, insanı yeryüzünde halife olarak seçmesi sebebiyle çok değişik ve çok boyutlu ruhsal niteliklerle donatmıştır. Canlılar içinde hayvanların oluşturduğu bazı küçük gruplar dışında insan gibi toplum oluşturan başka varlıklar bulunmamaktadır. Toplum oluşturmak ise , büyük oranda insanın doğasından gelen bir ihtiyaçtır. Çünkü her insan yalnız başına ihtiyaçlarını gidermede, bir çok zorluklarla karşılaşmasının yanında, psikolojik olarak da dertlerine ortak olan, sevinçlerini paylaşan bir hemcinsine muhtaçtır. Bu gibi biyolojik ve psikolojik ihtiyaçlar, insanın sosyal bir varlık olmasını zorunlu kılmıştır. Bu yaradılış özelliği sebebiyle yaşamı boyunca diğer insanlarla bir arada bulunmak, onlarla iletişim içinde olmak zorundadır.
İşte bu sosyal birliktelik onu hiçbir yaratıkta görülmeyen biçimde çok boyutlu ve karmaşık davranışlara sahip kılmıştır.
Böylece yaradılış zorunluluğu olarak kurduğu toplum da kendisi gibi karmaşık bir özellik arz etmekte ve geniş bir ilişki ağı halinde karşımıza çıkmaktadır. Bu iş birliği ve alışveriş hem maddi ve hem de manevi alanda olmaktadır. Bu sebepten insan yaşadığı topluma sıkıca bağlanmakta, toplumun tüm norm ve değerleri kendisini etkilemektedir. Dinini, dilini, giyimini, kuşamını,estetik anlayışını, ahlak kurallarını, zevklerini büyük oranda içinde yaşadığı toplumun norm ve değerleri tayin etmektedir. Zaten bu günkü ilimde , insanın davranışlarını etkileyen unsur olarak genetik yani kalıtımdan sonra çevreyi etkin olarak kabul etmektedir.
Davranışlarımızın temelinde, birer itici güç olarak, toplum aracılığı ile oluşan taklit, telkin, örf-adet ve şartlanmanın büyük oranda etkisi bulunmaktadır. İnsanın alışık olmadığı kendisine yakın bulmadığı şeyler kabul etmesi doğal olarak adeta imkansızdır. Fert alışık olmadığı şeyleri kabul etse de , toplum tarafından yadırganmak suretiyle mahkum edilerek yalnızlığa itilmektedir. Buna örnek olarak peygamberlerin getirdikleri hak mesajları toplumlarının yadırgaması ve kabulde direnç göstermelerini verebiliriz. Bu konu Kur’an’da yoğun olarak işlenmektedir.
Şimdi bunların Kur’an’da ele alınış şeklini önce bir çizelgede ve özet halinde görelim:
Yaratılıştan  Olan  Sosyal Zaaflar
Sıra No:......K O N U.....................................................Kaç Defa Geçtiği
1................. MÜCADELE ETMEK.............................................12
2................ ZULÜM ETMEK......................................................10
3................ TAKLİT VE ATALARA TAPMA..................................7
4................ KAN DÖKMEK..........................................................6
5................ CEHALET..................................................................5
5......... TOPLAM ........................................................................40
TAKLİT,  başkasının sözünün delilsiz olarak biri tarafından kabul edilmesidir.
İnsan doğasında taklide karşı bir eğilim bulunmaktadır. Bu sebepten hayatının ilk dönemlerinden itibaren taklit sayesinde davranışlarına yön verecek bilgileri çevresinden öğrenmektedir.
Her topluluk örf ve adetlerini, geleneklerini ve medeniyetini tamamıyla taklide borçludur.
Taklidin birer ürünü olan örf ve adetin ataları taklit etmek suretiyle oluştuğunu ve bunun insanların önemli zaaflarından biri olduğunu söyleyebiliriz. Atalar gibi davranmak bir çeşit kültür olmaktadır.
Kur’an bu etkiyi doğrular:
" Onlara ( müşriklere ) Allah’ın ,indirdiğine uyun dense, ‘ Hayır ! Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuza uyarız ! ‘ derler. Peki ama, ataları bir şey düşünmeyen, doğru yolu bulamayan kimseler olsalarda mı ? " ( 2 / 170 )
İslâm literatüründe CEHALET kavramı ilmin zıttı olarak kullanılmıştır. Kur’an’da şu anlamları da içermektedir:
  • Puta tapma eğilimi ---  İlâhi emirlere karşı direnme,  İlâhi emirlerle alay etme --- Homoseksüellik  Şehvete eğilim ---   Allah’ın azabını cesaretle isteme ---   Egoizm ve neme lâzımcılık ---  Müstehcen giyiniş ve davranı --- Ateşli bir milliyetçilik ve gurur --- Keyfe göre yaşayış ve buna dayandırılan hukuk sistemi
" Ey inananlar, size yoldan çıkmış bir adam, bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. (...) " ( 49 / 6 )
" Peygamberlerimiz onlara açık mucizelerle gelince, onlar kendilerindeki bilgiden dolayı şımardılar da alaya aldıkları şey kendilerini sarıverdi. " ( 40 / 83 )
ZULÜM   dilimizde her hususta haksızlık etmek  anlamına gelmektedir.
Ayrıca: Haktan yüz çevirerek bâtıla yönelmek -- Haddini tecavüz ederek bir şeyi bulunması gereken yere değil de, başka bir yere koymak --- Karanlık --- Küfür ---Şirk --- Kötülük ---  Baskı --- işkence,
Anlamlarını da kapsamaktadır. Kur’an özellikle tevhid (Allah’ın Birliği ) gerçeğini parçalayan sebebi de zulüm kelimesi ile ifade etmektedir.
" Doğrusu şirk ( Allah’a ortak koşma ) büyük bir zulümdür. " ( 31 / 13 )
" Ancak şunlar aleyhine yol vardır ki, insanlara zulmederler ve yeryüzünde haksız yere saldırırlar. İşte böylelerine acı bir azap vardır. " ( 42 / 42 )
Birisini küçük düşürmek,utandırmak, ona galip gelmek, taşkınlık ederek söz ile aciz bırakmak anlamlarına gelen mücadele kavramı Kur’an’da; tavsiye edilen ve yerilen mücadele olmak üzere farklı iki alanda kullanılmaktadır. Ve Kur’an’ın bizzat kendisi inançsızları ikna etmeğe yönelik mücadelede bulunmaktadır
" Hikmetle ve güzel öğütle Rabbi’nin yoluna çağır ve onlarla güzel bir biçimde mücadele et. ( ... ) " ( 16 / 125 )
" Biz Resulleri, sadece müjdeciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Kâfir ( inançsız ) olanlar ise , hakkı bâtıl ile ortadan kaldırmak için mücadele verirler. (... ) ( 18 / 56 )
Kur’an’da insanın kan dökücülük zaafı konusunda Şu anlatılmaktadır: Allah yeryüzünde bir halife yaratacağını meleklere bildirmişti. Ancak yaratılmadan önce insanın bu zaafını fark eden melekler Allah’a karşı şöyle söylemişlerdi:
" Hatırla ki Rabbin meleklere, ‘ Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım ‘ dedi. Onlar, ‘ Biz hamdinle seni tesbih ( anma ) ve takdis ( kutsama, ululama ) edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek insanı mı halife kılıyorsun ? ‘ dediler. Allah ‘ da onlara ‘ Sizin bilmeyeceğinizi herhalde ben bilirin ‘ dedi. " (2/30 )
Sonradan Edinilen Sosyal Zaaflar
Sıra No:.............................. K O N U..... ...................................Kaç Defa Geçtiği
1........................KİBİR ( Büyüklenme ).....................................................25
..............................Kibir ..................................................................13
...............................Başkalarını küçük görme, alaya alma ................6
...............................Kaş göz işaretlerinde bulunma, dil ile incitme ....3
...............................Başa kakma........................................................1
..............................Ayıplama ..............................................................1
...............................Kötü lakap takma ................................................1
2.......................RİYA ( İki yüzlülük )..............................................................19
...............................İtikadî riya : Münafıklık ( İnançta riya ) ..................17
..............................Amelî riya ( Davranışlarda riya ) ...............................2
3.............YALANCILIK.......................................................................................17
...............................Yalancılık.......................................................................11
..............................İftira .................................................................................3
..............................Yalan şahitlik ...................................................................2
..............................Koğuculuk ( Laf taşıma )..................................................1
4............ FİTNE......................................................................................................15
5............ HASET......................................................................................................7
6............ KABALIK..................................................................................................5
7............ AYIP ARAŞTIRMA....................................................................................5
8........... HAİNLİK.....................................................................................................3
9............ GIYBET.....................................................................................................3
10........... İÇKİ.........................................................................................................3
11........... AZGINLIK...............................................................................................2
12........... FESAT.....................................................................................................1
13...........KUMAR VE ŞANS OYUNLARI...............................................................1

13.......... TOPLAM...............................................................................................106

KİBİR;
  • Küçüklüğün zıttı anlamındadır --- Büyüklük, ululuk taslamak ---  Bir insanın yalnız kendisini beğenerek diğerlerinden üstün görmesi --- Yalnız kendisine ait olan meziyetleri takdir etmesidir

  • Kur’an’da kibir üç şekilde ele alınmaktadır.
---- Allah’a karşı ;
" Rabbiniz dedi ki : Bana dua edip yalvarın ki kabul edip karşılık vereyim.
Doğrusu Bana kulluk etmeyi gururlarına yediremeyenler, zillete uğrayıp aşağılanarak Cehennem’e gireceklerdir. " ( 40 / 60 )
---- Resullere karşı ;
" Dediler ki : ‘ Bu Kur’an, iki şehirden bir büyük adama indirilse olmaz mıydı ? ‘ "( 43 / 31 )
--Kullara karşı;
" Çünkü onlar yeryüzünde büyüklük taslamak ve kötü tuzaklar kurmak istiyorlar. (...) " ( 35 / 43 )
 BAŞKALARINI  KÜÇÜK GÖRME;
Başkasını hiçe saymak,hakaret etmek,
*Gülünecek tarzda birisinin noksanlıklarına ve ayıplarına dokundurmak,
*Maskaralığa almak, eğlenmek, anlamlarını kapsar
 ALAYA ALMA ise: Gizli olarak küçük düşürmek gayesi ile birisine laf dokundurmak ---Taşlamak, alaya almak ---  Gıyabında ( bulunmadığı yerde ) mizahta bulunmaktır.
" İşte siz onları ( müminleri ) alaya aldınız. Sonunda bu davranışınız size beni unutturdu; Çünkü siz onlara gülüyordunuz. " ( 23 / 110 )
AYIPLAMAkınamak, bir mecliste ( toplulukta ) birisini kaş göz işaretleri ile küçük düşürmek, anlamında bir sözdür.
" Onlarla ( müminlerle ) karşılaştıklarında kaş göz hareketi ile alay ederlerdi. Yandaşlarına döndüklerinde inananlarla alay etmenin zevkini tadarlardı. " ( 83 / 30 )
 KÖTÜ LAKAP TAKMAkibrin göstergesi bir davranıştır. Toplumdaki fertlerin birbirlerine karşı nefret etmelerine ve düşmanca tavır almalarına sebep olur.
" (...) Kötü lakaplarla sataşıp atışmayın. İmandan sonra fâsıklık ( günahkarlık ) ne kötü addır. (...) ( 49 / 11 )
 BAŞA KAKMA; birisine yapılan iyiliği ağırlaştırmak, başa kakmaktır.
 Verdiğini iftihar ve kibir vasıtası yapmak suretiyle nefrete sevk etmek,İyiliği hiçe indirmektir.
" Ey iman edenler ! Sadakalarınızı, malını insanlara gösteriş için harcayan,Allah’a ve ahiret gününe inanmayan bir kimse gibi başa kakmak ve incitmek suretiyle heder etmeyin ( boşa çıkarmayın ) (...) " ( 2 / 264
YALAN; bir şeyin mevcut halinin aksine bir haber vermektir.
" (...) Siz zandan başka bir şeye uymuyor ve siz sadece yalan söylüyorsunuz. "( 6 / 148 )
" Onlar ki, yalan yere şahitlik etmezler (...) ( 25 / 72 )
 İFTİRA Toplumda büyük bela ve zararlara sebep olan, insanın şerefini ihlal eden suçlardan biri olması sebebiyle Kur’an, buna giden yolları kapatmak amacıyla günahkarların getirdikleri haberlerin iyice araştırılmasını tavsiye etmektedir.
" Ey iman edenler ! Eğer fâsıkın biri size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa sataşırsınız da sonra yaptığınıza pişman  olursunuz ''
 KOĞUCULUK,
-- Fesatlık yapmak,
-- Ara bozmaya gayret etmek amacıyla şahıslar arasında söz götürüp, getirmek,
-- Sözü yalanlarla süslemek, anlamındadır.
Fesat, bozulma ve bozgunculuk anlamlarında bir kelimedir.
Kur’an bu zaafımızın yaratılıştan olduğuna işaret etmektedir.
" Hatırla ki: Rabb’in meleklere, ‘ Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım ‘ dedi. Onlar, ‘ Biz hamdinle sana tesbih ve seni takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek insanı mı halife kılıyorsun ? ‘ dediler. Allah’da onlara ‘ sizin bilmeyeceğinizi herhalde ben bilirim ‘ dedi. "( 2 / 30 )
FİTNE, Zorluk ile karşı karşıya getirmemek anlamındaki bu söz Kur’an’da;
· Allah’ın ayetlerini engellemek,
· Sapıklığa götürmek,
· Günah işemek,
· Bela ve musibet sebep olacak davranışta bulunmak,,
· Cehennem ateşinde yanmak,
· Delilik gibi anlamlarda kullanılmıştır.
" (...) Fitne çıkarmak adam öldürmekten daha kötüdür. (...) " ( 2 / 191 )
" Hatırla ki: Rabb’in meleklere, ‘ Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım ‘ dedi. Onlar, ‘ Biz hamdinle sana tesbih ve seni takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek insanı mı halife kılıyorsun ? ‘ dediler. Allah’da onlara ‘ sizin bilmeyeceğinizi herhalde ben bilirim ‘ dedi. " ( 2 / 30 )
Önceden de fitne çıkarmak istediler ve sana nice işleri ters çevirdiler. " ( 9 / 48 )
 HASET; Allah’ın şahıslara verdiği bazı üstün vasıflar ve nimetlere tahammül etmeyerek o nimetin sahibi olan müminden, verilen şeylerin yok olması veya kendisine geçmesini isteme duygusudur.
............................
İnsan doğal olarak hemcinsine ( aynı cinsten olana ) karşı üstün olmak arzusuna sahip olduğundan bu duygunun insan tabiatından kaynaklandığını söylemek mümkündür. Çünkü bu duygu sayesinde insanlar hayırlarda da yarışabilirler. Bu sebepten hasedi ikiye ayırmak gerekir.
 İmrenme ve iyilikte yarışma : Kişinin mümin kardeşine verilen nimetin onun elinden gitmesini istemeksizin bir benzerinin kendisine verilmesi isteğidir. Ayrıca kişinin üstün insanlara benzeme ve onların grubuna dahil olmak hususunda başkalarına zarar vermeksizin nefsiyle yaptığı mücadele de bu kapsama girer. Kur’an bu duyguyu yasaklamamış ve teşvik etmiştir.
 " Yarışanlar yarışsınlar. " ( 83 / 26 )
 ÇEKEMEMEZLİK: Haram olup, kınanan bir davranıştır.

" Size bir iyilik dokunsa onları tasalandırır. Size bir kötülük isabet etse onlar sevinirler. Eğer sabreder ve Allah’ta saygı ile korkarsanız, onların hilesi size hiç de zarar vermez. (...) " ( 2 / 105 )

26 Kasım 2019 Salı

Kur'an'da Kıyamet - 2: DÜNYANIN KIYAMETİ 50.000 yılda bir ( ARA KIYAMET )


Kıyamet ile ilgili bundan kısa bir süre önceki yazımda Kıyameti 3 çeşidi olduğunu bunlardan EVREN KIYAMETİ'ni ele almıştıtk. Bu gün kü yazımızın konusu sadece  içinde yaşadığımız dünyamızda olacak DÜNYA KIYAMETİ'ni Kur'an'daki bilgiler çerçevesinde anlatacağım.

DÜNYA KIYAMETİ  her 50 bin senede bir olacak ve Dünya'nı  jeolojik yıkımı, bütün yaratılanlar hesap vermek üzere MAHŞER'de toplanacaktır.  Aşağıdaki Not'da açıkladığım gibi buradaki açıklamalar Prof. Dr. GAZİ ÖZDEMİR Hoca'nın Kur'an yorumu ve ve tespitleridir. 

Gazi Hoca yine Kur'an'daki işaret ve delilleri ile  İnsan ve ruhu anlatımlarında ikisinin  farklı şekilde ele alındığını ve Kur'an'da çeşitli ayetlerde görülen '' İNS  '' kelimesinin insan ruhunu ifade ettiği görüşündedir. Kıyamette yargılanak olan   dünya bedeni ile insan değil, ruhudur.  Azap cezası  da İnsan ruhunadır.  Cehennem ateşi de  ruhun göreceği azabının  ağırlığını  ve sıkıntısı sembolize emektedir.  Ahirette Allah  nezdinde Allah ve görevli meleklere  muhatap insanın ruhu olacaktır. Hocamız insan bedenini ruha dünya yaşamında giydirilmiş bir  elbise, gömlek olarak olarak yorumlamaktadır.

İnsan ruhunun dünya yaşantısı, ruhların eğitimleri için bir EĞİTİM MERKEZİ dir.  Mahşer'deki yargılanmada, insan ruhu ile birlikte tüm eğitici rehber varlıklar ile yardımcıları melekler hazır bulunacaktır. Dünya'ının yıkımı ve  yargılanması sonrasında yıkım esnasında canlı bırakılan az sayıda insan -- yıkım öncesindeki yaşamları   unutturulmuş halde ve ilkel bir düzeyde  --   yeni öğretim dönemine başlanacaktır. Yeni öğrenciler bunların nesillerinden türeyerek eğitimlerini kaldıkları yerden sürdüreceklerdir...

Şimdi Gazi Bey'in  Dünya'nın kıyameti olarak yorumladığı ayetlerden bazılarını Hoca'mızın meali ile veriyorum:

KIYAMET SURESİ:

1 --  Kıyamet gününe yemin olsun.  

2 -- Ayrıca kıyamet gününde hatalarını görüp devamlı vicdan azabı çeken ( pişman olan )  nefse de yemin olsun ki !

13 -- Ve o gün insana eski ve yeni yaptıkları ne varsa, hepsi bildirilecektir...

ENBİYA SURESİ:

104 --  Ey insanlar !  Şunu iyice biliniz ki, Kıyamet koptuğu gün, göğü kitap sayfaları gibi katlar, darmadağın eder, daha sonra onu taratılışın ilk durumundaki haline tekrar döndürürüz. Böylesi bir son ve yenilenme, Vaat ettiğimizi bir değişimdir.. Biz, verdiğimiz sözü mutlaka gerçelleştiririz.

HAKKA SURESİ:

13 -- Çünkü boruya bir kez üfürülecek

14 -- Ve yer ile dağlar, kaldırılıp, birbirine çarpılıp paramparça edilecek,

15 --  Ve  zaman bilgisi, sadece Allah'ta olan Kıyamet gerçekleştiğinde iş işten geçmiş olacak.

16 --  Çünkü o gün gök yarılacak, düzen bozulacak, her şey alt üst olacaktır.

17 --  Tüm melekler Dünya'nın bu yıkılışına gözcülük edece ve onların üzerinde daha yetkili olan sekiz üst görevli ise, bulundukları iadere merkezinden o gün Rabbin izni ile bu eylemin bütün sorumluluğunu üstleneceklerdir.

NEBE  SURESİ:

18 --  Ey insanlar şüpheniz olmasın ki, Kıyamet vakti geldiğinde Sur'a üfürülecek ve hepinin bölük bölük Allah'ın huzuruna geleceksiniz  ( Mahşer )

19 --  Gökler geçmeniz için kapı kapı açılacak,

20 --  Dağlar yürütülüp serap gibi kaybolacaktır.

MUTAFFİFİN  SURESİ:

4 -- 5 -- 6 --  İnsanları herhangi bir konuda aldatıp menfaat sağlayanlar, mahşer gününde tekrar diriltileceklerini ve o gün  TÜM  İNS'lerin  Rabbi'nin huzurunda toplanacaklarını  hiç zannetnetmiyorlar mı ?


--------------------------------------------------------------------------------------

Not: Bu yazıdaki  ve devam edecek olan Kıyamet konusundaki bilgiler için;  öğrencilik dahil  yaşamının son 55 yılında Kur'an'ı incelemiş ve Tıp bilim alanında başarılı meslek çalışmaları yanında Kur'an konusunda geniş kapsamlı ve çeşitli eserler vermiş, Ana dili Arapça olup Hatay doğumlu bir Türk tıp akademisyeni - Eskişehir OGÜ Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı  başkanlığı da yapmış olan Nörolog Prof. Dr. GAZİ ÖZDEMİR'in  OKU ! -- KONULARINA GÖRE KUR'AN AYETLERİ ALFABETİK KONU DİZİM  isimli eserinin KIYAMET konulu bölümünden ( Sayfa 733 - 741 ) yaralanılmıştır...

-----------------------------------------------------------------------------------------






















Tıp Akademisyeni KENDİ '' ÖLÜM DENEYİMİ '' Nİ ANLATIYOR ( Prof. Dr. Gazi Özdemir )

22 Kasım 2019 Cuma

KADER - ALIN YAZSI YOKTUR... NE VARDIR ? '' İLAHİ '' MÜDAHALE !...



















İnsanın, bir topluluğun veya bir grubun yaşamında KADER ve ALIN YAZISI  yoktur.

Yaratıcımız  yarattığı insanın, ne yapacağını bilmez, neler yapabileceğini bilir. Tüm yaşamını  önceden planlamamıştır. İnsana akıl ver nefs ile donatmış ve irade yani kendisine tüm davranışlarında seçim yapma olanağı vermiştir.

Bize İslam dininin indiğinden bu güne kadar yaklaşık 1500 senedir, dayatılan 
'' Kader ''  kavramı yanlıştır. Çünkü insanın  tüm yaşamında neler yapacağı, nasıl davranacağı önceden belirlenmiş olsa, aklın, dinin, peygamberin, ibadetin, duanın ve ahirette yargılanmanın hiç bir anlamı kalmaz.

Hem bazı insanlara olumsuz kader vereceksin, sonra da onu bu kaderinin gereği yaptığı davranışından sorumlu tutacaksın...

Peki, kader ve alın yazısı yoksa ne vardır ?...

Tüm davranışlarında hür olan insanın yaşamına, o ana kadar olulu olumsuz davranışlarına göre, ilahi yani ALLAH'IN Ufak veya büyük müdahalesi, yönlendirmesi vardır. 

Yalnız bu  olumlu ve olumsuz müdahalelerin bazıları insanın yaşamında olgun, iyi ahlaklı bir insan olması eğitimine  yardımcı olacak, yaşama güçlü tutunmasını sağlayacak  ''  SINAV '' lar içinddir. 

Peki insanın yaşamındaki her şey kendi elinde midir ?

Tabii ki hayır...

İnsanın nerede, ne zaman, hangi ailede doğacağı ve öleceği ( ecel ) gibi  temel olgular, Allah'ın takdirinde dir. Ve hatta bazı hallerde  ecelde ertelemenin olabileceği NAHL / 54 ve İBRAHİM / 10 ayetlerinde belirtilmektedir.

Sonıç olarak Yüce Yaraatıcımız, doğduğundan itibaren insanı görevli melekleri ile her anını gözlemekte ve yaşamına küçük veya büyük rötuşlar yapmaktadır. İşte dualarımız ile Allah'tan istediğimiz bu müdahelerdir.

Yazımın başına resimlerini koyduğum iki ayet, kaderin Kur'an'dak gerçek anlamlarını  gösteriyor...


KADER kelimesi  Kur'an'da bize bu güne kadar öğretilen anlamda değil,  ÖLÇÜ anlamında kullanılmıştır.

Örnek: A'LA / 3 ---  Her şeyin miktarını, biçimini belirledi / Kaderlendirdi, hedeflerini ve yapacakjlarını ilham ettirdi.














20 Kasım 2019 Çarşamba

Kur'an'da Kıyamet 1 -- Çeşitleri ve EVRENİN KIYAMETİ





Kur'an'da kıyamet konusu çok geniş olarak  ele alınmıştır.

Kur'an'da  3 Çeşit kıyametin  tanımı ve anlatımı yapılmaktadır. 


1 -- Evren'in Kıyameti: ( Tam veya sınırlı )

2 -- Sadece  Dünya'nın Kıyameti  ( Ara Kıyamet ) ve Dünyanın Yeniden Yapılanması -- Her 50 000 senede bir.

3 -- Ara Kıyamlar,  Değerlendirmeler -- Tüm Dünyada ve ya sadece bir Bölgede. ( Her 

1 000 yılda bir )


EVRENİN  KIYAMETİ:

Gökyüzünde bulunan Dünya, Güneş, Ay ve Yıldızların. bir bölümü veya Galaksilerle beraber tümünün yıkılması ve tüm yaratılanların hesap vermek üzere Mahşer'de toplanmasıdır...

Kur'an'ın çok sayıda  Sure ve ayette  Evrenin kıyametinin nasıl oluşacağını  aşağıdaki  Tekvir Suresi 1 de 7. ayete kadar ( dahil ) bölüm örneğindeki gibi Evrenin Kıyametinin nasıl olşacağını  canlı ve etkin bir üslupla anlatan ayetler vardır:

Tekvir Suresi:

1  -- Güneş dürülüp ışığı gittiğinde,


2 --  Yıldızlar düşüp söndüğünde,

3 -- Dağşar parçalanıp  /  yerle bir /   olduğunda,


4 --  En kıymatli varlıklar  / mal - servet - yakınlar / terkedilmek zorunda kalındığında,


5 --  Yabani hayvanlar bike korkudan bşr araya toplandığında,


6 --  Denizler foku fokur kabartıldığında  / taşdığında, 


7 --  insanlar hesap vermek üzere bir araya getirildiğinde / Toplandığında.


--------------------------------------------------------------------------------------

Not: Bu yazıdaki  ve devam edecek olan Kıyamet konusundaki bilgiler için;  öğrencilik dahil  yaşamının son 55 yılında Kur'an'ı incelemiş ve Tıp bilim alanında başarılı meslek çalışmaları yanında Kur'an konusunda geniş kapsamlı ve çeşitli eserler vermiş, Ana dili Arapça olup Hatay doğumlu bir Türk tıp akademisyeni - Eskişehir OGÜ Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı  başkanlığı da yapmış olan Nörolog Prof. Dr. GAZİ ÖZDEMİR'in  OKU ! -- KONULARINA GÖRE KUR'AN AYETLERİ ALFABETİK KONU DİZİM  isimli eserinin KIYAMET konulu bölümünden ( Sayfa 733 - 741 ) yaralanılmıştır...

-----------------------------------------------------------------------------------------

14 Kasım 2019 Perşembe

KİM EMSALSİZ - ÖRNEKSİZ '' YOKTAN VAR EDİYORSA '' İŞTE YARATICI '' O' DUR !...



Yaratma kelimesini bazen yerinde ve doğru olarak kullanmıyoruz. Sanatçıların, yazarların eserlerini oluşturmasına yarattı diyoruz. Yaratmak, örneksiz emsalsiz olarak yoktan var etmektir. İnsanlar yoktan var edemezler, ancak bilgi dağarcıklarının ve yeteneklerinin harmanlanması ile tasarım yapabilirler. Ressamların, heykeltraşların eserleri; Müzisyenlerin besteleri bir yoktan var etme değil ancak tasarım ürünleridir.

Görülen görülmeyen, bilinen bilinmeyen, evrende tüm var olanları varlık sahnesine çıkaran kişi kim ise Allah O’ dur.

Varlık konusu üzerinde pek çok felsefi açıklamalar yapılmıştır. Ancak bunlar varlığı gerçek sahibinden adeta kaçırmaya çalışmışlardır. Halbuki gerçekte yaratan kim ise , varlığın hakiki sahibi O’ dur. Başka yaratıcı olmadığından O’ ndan başka ilahta yoktur. Bu bakımdan yaratma kavramı Kur’an’da Allah’ı tanıtıcı en belirgin unsurdur.
Varlık aleminde bulunan her şeye Allah bir beden bir şekil vermiş ve ona yol göstermiştir.

*** Yalnız yaratıp ortada bırakmamış, yaşamını sürdürmesi için gerekli olan otomatik yeteneklerle donatmıştır.
Çocuğa anasından doğar doğmaz emmeyi,
Ördek yavrusuna yumurtadan çıkar çıkmaz yüzmeyi öğretmesi,
Bin bir çeşit yaratılışla yaratılan canlıların, bin bir şekilde erkeklerinin dişisine varmasını öğretmesi,
Arı beyinin arıları, karıncaların reisinin karıncaları yönetmesi ve uzak mesafelerden yuvalarını, kovanlarını bulabilmelerin öğretmesi,
İnsanlara doğru ve yanlış yolları göstermesi, hep O’ nun gerçek Rabb ( Düzenleyici, terbiye edici ) ilâh ve Allah oluşundandır.
*** Her şeye varlık veren, yollarını gösteren kim ise işte hakiki ilâh, yani Allah O’ dur.
Atomları yaratan, elmayı yaratan bir çekirdeği yaratan kim ise,
Güneş sistemini, yedi semayı, muazzam galaksileri, genişleyen evreni de yaratan O’ dur.
O halde hiçbir şey yaratamayanların Allahlık iddiası ve hiçbir şey yaratamayan nesnelere Allahlık yakıştırması geçersizdir, boştur.

*** Demek ki, Allah’ı tanıcı en önemli özellik yaratma kavramıdır:
‘’ İşte Rabbiniz Allah budur. Her şeyin yaratıcısıdır. O’ndan başka tanrı yoktur. Nasıl da imandan çevriliyorsunuz ‘’ ( 40/62 )
‘’ Allah her şeyin yaratıcısıdır. O, her şeyin yöneticisidir. ‘’ ( 39/62 )
‘’ Rabbiniz Allah budur, O’ndan başka tanrı yoktur. O her şeyin yaratıcısıdır. O’na kulluk edin, O her şeye vekildir. ‘’ ( 6/102 )

*** Allah her şeyi yaratmakla birlikte, yarattığı her şeyi en güzel şekilde yaratmıştır.
‘’ O’dur ki her şeyin yaratılışını güzel yaptı. ‘’ ( 32/7 )
‘’ Sizi şekillendirdi, şekillerinizi de güzel yaptı ‘’ ( 40/64 )

*** Her varlığı ve her varlığın azalarını hikmeti gereğince yapacağı göreve göre elverişli yaratmıştır. Her organı yerli yerince koyup yerleştirmiştir. Yaratmasında bir eksiklik, bir kusur ve bozukluk yoktur.
‘’ Rahman’ın yaratmasında, bir aykırılık uygunsuzluk göremezsin. Gözünü döndür de bak, bir bozukluk görüyor musun ? Sonra gözünü iki kez daha döndür ( bak ) Göz hor, hakir ve bitkin ( aradığını bulamadan ) sana döner ‘’ ( 67/3 )

KİM YARATICI İSE İŞTE ALLAH O’ DUR...

8 Kasım 2019 Cuma

HRİSTİYANLARI MI TAKLİT EDİYORUZ ?...



Dinimizde tek bir kutsal gece vardır:
KADİR GECESİ
Kur'an'ın indiği, daha doğrusı inmeye başladığı gecedir.
Neden çünkü Kur'an'da sözü edilmektedir.
Diğer kandiller yani kutsal geceler, kutsal değildir. 
Yani dinden değil, gelenektendir.
Bir şeyin dinden olabilmesi için yaratıcımız ile ilgili olmalıdır ve Kur'an'da yer almalıdır.
İşte Mevlit Kandili de GELENEKTENDİR.
Peygamberimizin doğum gününü kutlanmaktadır.

Peygamberimizin inmesine aracı olduğu KUR'AN KUTSALDIR. Fiziki bedeni kutsal değildir.
Onun doğum gününü kutsamak, fiziki bedenini kutsamaktır.
Canlı cansız fizik bir şeyi kutsallaştırmak, ona aşırı sevgi göstermek dimimizde ŞİRKTİR.

Süleyman Çelebi'nin yaklaşık 150 yıl önce kalem aldığı Mevlit, Peygamberimizi aşırı yücelten, onu kutsallaştıran bir metindir. Onu besteleyip özel dini kisveye büründürülen toplantılarda okuma geleneği toplumumuzda yerleşmiş ve ne yazık ki kökleşmiş, insanların beyinlerinde dini bir hüviyet haline konulmuştur

Bu neden olmuştur ? 
Hristiyanların İsa Peygamberin doğum günü kutlamalarına özenilmekle, bu yanlış yola gidildiğini düşünüyorum. Bilindiği gibi Hritiyanlar gerçeği 24 - 25 Aralık günleri olan bu doğum gününü NOEL ismiyle kutlarlar. Müsüman ülkelerin çoğunda ve neredeyse tüm dünyada YENİ YIL kutlaması olarak benimsenmiş ve gelenek haline gelmiştir.

Bu yetmemiş ülkemizde her sene 20 Nisan günleri civarında ayrıca  yine ikinci bir doğum günü haftaları kutlanır hale gelmiştir. Hatta geçmişte bir sene, BİR AY MÜDDETLE bu kutlama törenleri ihdas edilmişti.

Kur'an'da da belirtildiğ gibi canlı cansız nesneleri bu arada  ölü veya diri insanları kutsallaştırma merakı vardır ve bu davranış ne yazık ki tedavisi çok zor bir hastalığıa dönüşmüştür...

Peygamberimizin bedeninin gül gibi koktuğu inancı da bu kapsamdadır....

Yani dostlar kısaca bu gelenek ve davranışlar Allah nazarında yalnıştır, şirktir...








31 Ekim 2019 Perşembe

İLAHİ DÜZENDE YANİ DİNDE -- KUR'AN'DA '' MUCİZE '' YOKTUR !...



İnsanların  oldum olası bir  MUCİZE merakı vardır.

Nedir mucize ?

Olağan dışı , benzeri görülmemiş, manevi ve maddi yani fiziki tüm kuralların çalışmadığı olay ve oluşumlara tanık olmak ve onları gerçekleştirmek.

İnsanlar böyle şeylerin varlığına inanmak isterler, ve hatta daha da ileri giderek inanırlar. Ululuk özelliği verdikleri Peygamber, evliya, şeyh gibi  uhrevi ( dini ) ve ulvi özellikleri olduklarına inandıkları  kişilerde ve yaşayan ve yaşamayan  siyasi lider ve önderler hakkındada uydurulan iddia ve dedikoduları benimserler ve  bazıları da o kişiler hakkında böyle bir yeteğin varlığı ile ilgi idiaları gözleri ile  görmüş gibi savunurlar. 

Mucize, ilahi düzendeki özellikle fiziki kanunların, düzenin aşılması, yok olması demektir ki, bu mümkün değildir. YANİ ALLAH'IN  KOYDUĞU  YERÇEKİMİ  GİBİ FİZİKİ KANUNLAR, ALLAH'IN  EVRENİ YARATTIĞI İLK ANDAN BERİ VADIR. BUNDAN SONRA DA VAR OLACAKTIR...

Yüce Allah mucize özelliğinin var olması halinde bunu insanların suistimal edeceğini, Peygamber gibi Allah görevlilerinde görülmesi halinde sihir, büyü kabul ederek, inanılır, güvenilir bulmayacaklarını bildiğinden MUCİZE KAPISINI HİÇ AÇMAMAYI uygun görmüştür.

Kur'an dışı, dini metinlerde böyle rivayetlerin var olduğunu iddia edenler olacaktır. İşte bu iddialar tamamen gerçek dışıdır. Kur'an'da Allah mucize kavramını reddetmektedir. Mucize kavramı kapsamına yalnızca  KUR'AN'I  VE BU KİTABINDAKİ AYETLERİ ALMAKTADIR...

Şimdi de bu yazdıklarımın Kur'an'dak dayanaklarını görelim:

===  Mucizenin etkisi kısa sürelidir : ( Rum/ 58 )

===  İlahi sistemde  Mucize yoktur:  ( Ra'd / 31 )

 ''  Gerçi dağları yürüten, yeryüzünü parçalayan, yahur ölüleri konuşturma gibi mucize özellikleri olan bir Kur'an olsaydı bile, onlar yine içindeki buyruklarıma iman etmeyecekler vealay etmelerine devam edeceklerdir. Onların bu durumu sanadert olmasın, çünkü 
TÜM İŞLER ALLAH'IN EZELİ  VE EBEDİ EVRENSEL KURALLAR  UYGUN GÖRMESİ İLE OLMAKTADIR. İman edenler de emin olsunlar ki, eğer ALLAH UYGUN BULSAYDI TÜM İNSANLARI DOĞRUYA YÖNLENDİRİRDİ. Allah'ın sözü  Kıyamet saatı gerçekleşinceye kadar, küfresapmış olanlar, karşılık olarak etkilenecekleri  yerlerde oluşturulacak felaketlere uğrayacaklardır.  Şu bir gerçek ki,  ALLAH  VAAD ETTİĞİNDEN ASLADÖNMEZ...  ''

===  Mucizeler Allah'a  mahsustur.  ( Ankebud / 50 )

===  Kur'an  dışında  mucize aramayın.  ( Ankebud / 51 )

=== Mucizeler  gerçek  imana  ulaştırmaz.  ( En'am / 35 --- 109 - 110 - 111 )

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yani dostlar, özet olarak bu güne kadar okuduğumuz, dinlediğimiz, izlediğimiz Mucize ile ilgili hikayeler , bilgiler, gerçek dışıdır, doğru değildir.

Örnek verecek olursak, İsa Peygamber '' ÖLÜLERİ DİRİLTMEMİŞTİR '',  PEYGAMBERİMİZLE İLGİLİ KUR'AN DIŞI  MUCİZE HİKAYELERİ  GERÇEK DEĞİLDİR; UYDURMADIR...

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------








APTALLAR -- ŞİZOFRENLR -- CAHİLLER

    ================================== APTALLAR .:: Aptal Olduğunu ŞİZOFRENLAR ::  Şizofren Olduğunu C A H İ L L E R  :::: C a h i ...