20 Temmuz 2023 Perşembe

HADİSLER NEDEN '' DİNİN KAYNAĞI '' OLAMAZLAR ? /// 1 ///

 

  

Aslında  bu sorunun cevabı basittir. Hadisler dinin kaynağı olamaz çünkü örnek verilen bir çok ayetten net bir şekilde görüldüğü gibi dinin tek kaynağı vardır o da  Kur'an'dır. Allah dinini Kur'an vahyi ile bildirerek tamamlamıştır. Hadis rivayetleri  hem Kur'an ile  -- hem kendi aralarında -- hem de akıl ve mantık kuralları ile çelişiyor. Çelişme olmasa dahi yine de  dinin kaynağı olamazlardı. ÇÜNKÜ DİNİN KAYAĞINI NE OLDUĞUNU. İNSANLAR DEĞİL  DİNİN SAHİBİ OLAN ALLAH BELİRLER. Allah'ın dinine uymak isteyen  Allah'ın belirlediği ile yetinmek zorundadır.

Allah'ın belirlediğinin dışında kalan şeyler Allah'ın dininden değildir !...

Dinin Kur'an'dan öğrenilmesinin olmazsa olmaz bir gereklilik olduğu ifade edildiğinde  güvenilir kabul edilen hadis kitapları olmadan dinin anlaşılamayacağı çünkü söz konusu hadislerin ayetleri açıkladığı ve dini tamamlayarak anlaşılır hale getirdiği iddia edilir. Oysaki söz konusu kitaplardaki bir çok hadis, HEM KUR'AN İLE  -- HEM KENDİ ARALARINDA -- HEM DE İNSAN AKLI VE YARADILIŞI  ile  ÇELİŞMEKTE ve dini tam anlamı ile anlaşılmaz, içinden çıkılmaz ve yaşanılamaz bir hale getirmektedir.

Dolayısı ile GÜVENLİR kabul edilen hadis kaynakları, hiç de zannedildiği gibi  güvenilir değildir. Yaygı olan kanaat, KUR'AN'IN  HADİSLERE  MUHTAÇ OLDUĞUDUR.   Oysa bu kanaat son derece yetersiz temelsizdir. AKSİNE  HADİS  RİVAYETLERİ  TAM ANLMAMI İLE KUR'AN'A MUHTAÇ OLDUĞUDUR. Kur'an'ın yanına  İLAVE BİR KAYNAK OLMASI MAKSADI İLE SÖYLENMEMİŞ OLAN  hadislerin belirlenebilmesini  KUR'AN DIŞINDA BİR YOLU YOKTUR...

Peygamberimizin Kur'an ayetlerini tebliğ ettiği konusunda inanan insanlar açısından bir şüphe olmadığına göre, PEYGAMBERİMİZİN KUR'AN'A UYGUN OLMAYAN  YANİ KUR'AN'DAN REFERANS ALMAYAN BİR SÖZÜ  SÖYLEMEYECEK OLMASINDANDA  BİR ŞÜPHE  BULUNMAMASI  GEREKİR.

Ancak güvenilir kabul edilen hadis kaynakları incelendiğinde bu noktada bir çok şüphenin  açık bir şekilde ortaya çıktığı görülür. Şüpheli olan güvenilmez olandır. BU YÜZDEN AYETLER  her fırsatta  KUR'AN'IN ŞÜPHE VE ÇELİŞKİ BARNDIRMAYAN BR KİTAP OLDUĞU VURGUSUNU YAPAR. KUR'AN'DAN TEK BİR DİN ÇIKAR. Oysa Hadis kaynakları içinde bir çok konuda birbirinden farklı uygulanabilinecek BİRDEN FAZLA DİN ÇIKABİLİR .... Örneğin insanlar bir çok konuda  KENDİ GÖRÜŞLERİNİ DESTEKLEYEBİLECEK bir HADİS RİVAYETİ BULABİLİRLER.

Kur'an ayetleri birbirlerini tamamlar. Kendi aralarında çelişmezler. Bu yüzden Kur'an'dan bir hüküm çıkartırken Kur'an'a bütünsel yaklaşmak gerekir. Oysa hadis rivayetleri için aynı şey söz konusu değildir. HADİSLERE BÜTÜNSEL YAKLAŞILAMAZ.  BİR KONUDA HADİSLERDEN TUTARLI VE NET BİR HÜKÜM  ÇIKARTILAMAZ!...ÇÜNKÜ HADİSLER HEM KUR'AN İLE HEM DE KENDİ ARALARINDA  ÇELİŞİRLER !...((( * )))

---- Devam edecek ---

 

((( * )))   Alıntı  -- Prof. Dr.Emre DORMAN  '' ALLAH'A ÖĞRETİLEN DİN  '' İstanbul Yayınevi 37. Baskı 2021 -- Sayfa 91 - 92 









9 Temmuz 2023 Pazar

Kitap Tantımı : ALLAH'A ÖĞRETİLEN DİN -- Prof.Dr. Emre Dorman

 


Allah'ın dini bilindiği gibi tekdir. İSLAMDIR Temelde aynı ve benzer hükümleri Dinin sahibi olan Allah'a DİN ÖĞRETİLEBİLİR Mİ ? Tabii ki hayır, ama uygulamada insanlardan bazıları Alllah tarafından gönderilen dini tam olarak için sindirememiş, kendi görüş ve menfaatleri doğrultusunda değişiklik ve rötuşlar yapma faaliyetlerine girişmişlerdir. Yahudi ve Hristiyanlar Allah tarafından kendilerine gönderilen Tevrat ve İncil'in aslını yok ederek içindeki ayetlerden bazılarını muhafaza edip bazılarını değiştirerek doğru, ayetlerin bütününe bu güne kadar ulaşılmasına  engel olmuşlardır.  Bunun için Allah Kur'an'ı korumasına almış, vahyin ilk gününden tamamlanmasına kadar, inen ayetler önce Peygamberin hafızasına Allah görevlisi melek tarafından  kaydedilmesi  sağlanmıştır. Peygamberimiz de ilk Müslümanlardan gönüllü olanların ezberlerine almalarını sağlamış ve Kur'an'ın  korunması, peygamberimiz ve bu ilk hafızlar tarafından günümüze kadar değişmeden, gelmesi sağlanmış, ilk fırsatta da bu hafızalardaki ayetler, denetlenip kitap haline getirilmiştir. Tabbi ki, bu yola baş koymuş inanlıların çabaları, Allah'ın himayesi ile gerçekleşebilmiştir.

Müslümanlarda da bu vahye müdahale yani ayet hükümlerini kendi menfaatleri doğrultusunda değiştirme  çabaları olmuş, fakat ayet hükümleri koruma ve kayıt altında olduğu için bunun gerçekleştirememişlerdir. 

Ne yapmışlardır ? 

Peygamberi  gereğinden fazla Kur'an hükümlerine aykırı bir şekilde yücelterek, Allah'ın dinine  ortak etmişler -- şirke konu etmişler ve onun  Kur'an dışı  sözlerini Kur'an ayetleri gücünde göstererek % 99'u uydurma ve Kur'an hükümlerine aykırı hadisleri  -- sözleri  -- DİNİN KAYNAĞI  -- sıfatı vererek ALLAH'IN DİNİ'ni dejenere etmişlerdir. Buna itiraz edenleri de yanlış ve haksız bir şekilde dine ve peygambere KARŞI GELME suçlaması  ile  -- susturma --  gayretine girmişlerdir...

Ne yazık ki bu güne kadar büyük ölçüde de başarılı olmuşlardır.  Bunun soncu olarak, peygamberin davranışlarını dinleştirrme de SÜNNET kelimesi ile başka dine KATMA  KAYNAĞI   --  o da başlı başına bir problemdir. ---  oluşturularak.  KUR'ANDA'Kİ YALIN  DİNE İLAVE DİN  KAYNAKLARI ile İSLAM DİNİ, Kur'an'daki gerçeğinden koparılarak -- değiştirilerek,  BAMBAŞKA  TANINMAZ HALE GETİRİLMİŞTİR..

Sonuçta ???

Vahyin başlangıcından bu güne  ---  Kur'an'daki net  ve doğru hükümlere rağmen İLAM DİNİ gerçek eksenine tam oturmasında TAM NET 1400 gecikme olmuştur...
Bu doğruları bundan 30 - 40 yıl önce yazmak bile CESARET İŞİ idi.

.Son 8 -10 yıldır yazıya ve söze getirmeye başlayabildik.  Allah'a şükür. 1400 yıllık  kayıp nasıl telafi edilir sorusu düşündürüyor artık..

Gelelim sunuca: Yukarıda kapak resmini verdiğim kitabın  konusu  H A D İ S L E R.
İslam Felsefecisi Prof. Dr. Emre DORMAN'ın eseri  Dinin problemi  Kur'an dışı Peygamber sözlerini araştırmış. Benim tesbitime göre  konusundaki ilk ciddi çalışma  -- çok önemli ve değerli
İsanbul Kitabevi yayını  -- ilk baskı 2016 benim elimdeki kitap 2021 yılı ve 37. baskı
Gerçek bilgiyi arayanlara öneririm.....









6 Haziran 2023 Salı

KUR'AN'DA '' C E N N E T L İ K L E R '' KİMLER ?... -- 1 --

 


Bilindiği gibi Kur'an,  teknolojik bakımında zamanımıza göre çok ilkel  şartların ve imkanların olduğu  yaklaşık 1500 yıl önce ve 22 sene 2 ay 22 gün gibi uzun bir sürede ve parça parça  indiği yani vahiy olunduğu için bugünkü kitaplardan oldukça farklı özellikler taşımaktadır.

Ele aldığı  her konuyu tüm yönleri ile ve çok detaylı olarak incelemekte fakat konuların detayları  bir arada derli toplu olmayıp  tamamı 114 sure e 6236 ayet ve 600 sayfayı aşkın kitabın içinde dağılmış  durundadır. Herhangi bir konu ile ilgili bir ayet karşımıza çıktığında, verilen bilgi ve hükmü anlamak için  o konu ile ilgili tüm ayetleri görüp incelemeden Kur'an'ın bu olaya  veya konuya Kur'an'ın bakışı BUDUR dememek gerekir.

Kur'an hükümlerini, bilgilerini konularına göre ele alıp, tasnif edip alfabetik sıra ile veren çeşitli FİHRİST ESERLER  vardır. Bunlardan yararlanmak gerekir. Benim özen ilgi alanım olduğu için 78 yıllık toplam yaşam sürecimin son 40 yılımı KUR'AN'I TANIMAK VE ANLAMAYA adadım ve bu alanda yaklaşık 450 kitaptan oluşan ÖZEL KUR'AN KİTAPLIĞIM oluştu. Araştırıyor, inceliyor ve eriştiğim bilgileri İnternet ortamında blog ( günlük ) sitelerinde  yayınlıyor ve  FACEBOOK v e TWİTTER ortamlarındaki sayfalarıma llnklerini veriyorum.

Bu tür Kur'an fihristlerinden benim incelediğim ve yararlandığım eserlerden ÖNEMLİ VE YARARLI BULDUĞUM bazıları ile ilgili bilgileri aşağıda veriyorum:

*********************************

== Pınar Yayınları  --  Kelime ve konularına göre ALFABETİL KUR'AN FİHRİSTİ  -- Recep AYKAN  -- Büyük boy 1036 sayfa -- ciltli -- Önemli kaynak eser -- Mayıs 2002 -- 3. baskı

==  NERGİZ  YAYINLARI  --   O K U !  --  KULARINA GÖRE KUR'AN AYETLERİ  - ALFABETİK KONU DİZİMİ  ( SÖZLÜK )  Pof. Dr Gazi ÖZDEMİR -- Nörolog    --  Lüks Baskı büyük boy 1253 sayfa -- Mayıs 2016 1. baskı ---  Önemli Kaynak eser-- İsranbul

*********************************

KUR'AN'DA  CENNETLİKLER  KİMLER ? ---  Konusu geniş ve kapsamlı olduğundan ve İnternet ortamında  uzun yazılar pek ilgi görmediğinden bu   konuyu birkaç dizi halinde vereceğim:

KUR'AN'DA  C E N N E T L İ KL E R 

Kur'an'da 70.sırada  bulunan MEARİC suresini  22 - 35. ayetlerinde ( 13 ayet ) '' Onurlandırılmış olarak Cennet bahçelerinde ikamet etmelerine izin verilecek insanların sahip olması gereken şartlar ayrıntılı olarak açıklanmaktadır:

==  Salat ibadetini sürdürmek ( 23. ayet )

==  Mal varlığından yoksul ve muhtaçlara pay ayırmak  ( 24 ve 25. ayetler )

==  Hukum ( kıyamet ) günü gerçeğine iman edenlere ( 26. ayet )

==  Rablerini vereceği cezadan korku duyanlar  ( 27. ayet )

==  Cinsel ahlaklı olanlar  ( 29. ayet )

==  Vaat ve anlaşmalarına sadık kalan ve yerine getirenlere ( 32. ayet )

==  Doğru ve dürüst davrananlar ( 33. ayet )   ( ** )


******************    Devam ediyor   ********************

( ** )  Pınar Yayınları  --  Pof. Dr Toshihiko  İzutsu  --   KUR'AN'DA DİNİ VE AHLAKİ KAVRAMLAR --   İstanbul 1992 İkinci Baskı --  Sayfa 155 --



30 Mayıs 2023 Salı

'' ....... BEN ALEMLERİN RABBİ OLAN ALLAH'IM !... ''

 


Bu yazımın başlığındaki  ''  ..... Ben Alemlerin Rabbi  Allah' ım !..  '' sözleri,  Musa Peygamberin Mısır'dan çıkış öncesi yaşam hikayesini ve bunun üzerinden verilen evrensel  mesajları anlatan Kur'an'ın 28. sırasındaki Kasas Suresi 30. ayetinin son bölümünde bulunmaktadır. Anlatılanları daha iyi kavrayabilmek için surenin  29 ve 30. ayetlerinin tamamını görelim:

29 -  Ve Musa  belirlenen süreyi doldurup yola çıktığı zaman, dağın yamacında bir ateş fark etti . Ailesine  '' -- durun, ben bir ateş gördüm. Gidip bir bakayım, ne olduğunu anlar  veya bir tutam kor getiririm de ısınırsınız  '' dedi.

30 -  Ateşin yanına gelince o kutlu bölgedeki vadinin ağaç tarafından ona seslenildi :
''  Ey Musa !  Ben Alemlerin Rabbi Allah'ım !..

Allah'ın insanlara seslenişi olarak bu hitap ilgimi çektği ve çok etkilendiğim için konuyla ilgili önceden bildiklerimi ve sonrasında araştırarak ulaştığım bilgileri sizlerle paylaşmak istedim:

ALEMLERİN RABBİ  terimi Yüce Allah'ın Kur'an'daki en kısa, en kapsamlı ve de en temel tanımını içeren sözlerin başında gelir. ALEMLERİN   RABBi  sözleri Kur'an'da 34 ayette tam 34 defa geçer. Bu tanım sözleri  içindeki 2 kellime de önemlidir.  ALEM ve RABB. Şimdi bu iki kelimenin Kur'an'daki anlam kapsamlarını ele alalım: 

Bütün müfessirler ALEM kelimesini ‘’ Allah’ın bilinmesine yarayan canlı ve cansız bütün varlıkları ifade eden, Çok geniş kullanım ve anlam kapsamlı bir kelime olarak görmektedirler..

Tüm evren bir alemdir. Her galaksi bir alemdir. Burada hemen hatırlatalım. Evrende Samanyolu Galaksimiz gibi yaklaşık 300 milyar galaksi olduğu; her galakside de Güneş’imiz gibi ısı ve ışık kaynağı 300 milyar yıldız olduğu tahmin edilmektedir. Devam edelim. 9-10 gezegeni bulunan Güneş Sistemimiz uyduları ile birlikte bir alemdir. Dünyamız bir alemdir. Dünyadaki insanlar, hayvanlar ve bitkiler ayrı arı birer alemdir.

Tek bir örneği olmayan her insan bir alemdir. İnsan vücudunda kalple birlikte yaklaşık 100 bin kilometre uzunluğundaki damardan oluşan dolaşım sistemi ayrı bir alemdir.

Hayvanlar topluca bir alem olduğu gibi her tür hayvan türü de  ayrı bir alemdir. Örnek olarak milyonda bir insanın dahi görmediği Peygamber Böceği diye isimlendirilen böceğin 18 bin türü olduğu belirlenmiştir. İşte Peygamber Böcekleri Alemi gibi. Bu listeyi uzatıp gitmek mümkündür.

Şimdi gelelim RABB kelimesine Rabb; sahip, yetiştiren düzenleyen, terbiye eden anlamlarını taşımaktadır.

RABB deyince de, milyarlarca farklı alemi, düzenleyen, terbiye eden ve geliştiren anlamı karşımıza çıkmaktadır.

Fatiha suresinin BESMELE' den sonra gelen 2. ayeti, bilindiği gibi:

Elhamdülillahi Rabi-l Alemiyn'dir. Anlamı ALEMLERİN RABBİ ALLAH'I ÖVERİM. dir  Bu üç kelimeden oluşan terkibi ile Kur'an'da 6 sure ve 6 ayette tam 6 defa geçmektedir.

Şimdi de Allah'ın Kur'an'da tam 2704 defa geçen özel ismi A LLAH kelimesinden  sonra TAM  970 DEFA  olarak en çok geçen, tekrar edilen, özel isim ve sjıfatı olan RABB sözcüğü ile ilgili bilgilere:

Kur’an’da  dualarda Allah’a hitap Rabb İsmi İle olmaktadır

Kur’an’da çokça dua örnekleri vardır. Bunlarda Allah’a hitap daha çok Rabb ismi ile olmuştur.

Ey Rabbimiz !, Rabbimiz ! Hitabı 63 ayette 71 defa

Ey Rabbim !, Rabbim ! Hitabı 61 ayette 61 defa olmak üzere Rabb ismi toplam 132 defa kullanılmıştır. Ey Allahım ! Şeklinde seslenme ise yalnızca 5 defa geçmektedir.



Şimdi RABB kelimesi ile yapılan terkipleri ve anlamlarını görelim:


Sıra No: ......T ER K İ P................................A N L A M I...................................KAÇ YERDE GEÇTİĞİ

1...................Rabb Allah....................................RABBİMIZ ALLAHTIR...................................10
2...................Rabbu’s-semâvâi ve’l-ard............GÖKLERİN VE YERİN RABBİ.........................5
3...................Rabbu’s-semâvât va’l ard vamâ beynehümâ
...............................GÖKLERİN, YERİN VE İKİSİ ARASINDA OLANLARIN RABBİ................5
4.................. .Rabbu-kum ve Rabb-u abâ’ikum el-evvelîn
..........................................................................SİZİN VE ÖNCEKİ ATALARINIZIN RABBİ......3
5....................Rabbu’l-‘Arşil-‘l Azîm...................YÜCE ARŞIN RABBİ........................................2
6....................Rabbu’l-‘arş................................ARŞIN RABBİ....................................................2
7....................Rabb-u kulli şey.........................HER ŞEYİN RABBİ.............................................1
8....................Rabbu’l- meşârîk.......................DOĞULARIN RABBİ...........................................1
9....................Rabbu’l maşrik va’l-mağrib.......DOĞULARIN VE BATILARIN RABBİ..................1
10..................Rabb-u hâzihi’l-belde.................BU BELDENİN RABBİ........................................1
11..................Rabb. Gafûr...............................BAĞIŞLAYAN RABB...........................................1
12..................Rabb Rahîm..............................RAHMET VE İHSAN SAHİBİ RABB....................1
13..................Rabbu’l’izze...............................İZZET VE KUDRETİN RABBİ..............................1
14..................Rabbu’s-semâvât......................GÖKLERİN RABBİ...............................................1
15..................Rabbu’l-ard................................YERİN RABBİ.......................................................1
16..................Rabbu’s-semâ’va’l-ard...............GÖĞÜN VE YERİN RABBİ...................................1
17..................Rabbu’s-semâvâtis-seb’............YEDİ GÖĞÜN RABBİ............................................1
18..................Rabbu’l-‘Arşi’l-kerîm...................ŞEREFLİ ARŞIN RABBİ.......................................1
19................. Rabbu’l- meşârik va’l megârib....DOĞULARIN VE BATILARIN RABBİ..................1
20..................Rabbu’l-felâk..............................SABAHIN RABBİ..................................................1
21..................Rabbu’n-nâs................................İNSANLARIN RABBİ...........................................1

2 Nisan 2023 Pazar

 K O R K M A Y I N '' 3.DÜNYA SAVAŞI ''  Ç I K M A Y A C A  K !...



Gün geçmiyor ki, dünyanın her tarafındaki medya 3. Dünya Savaşı kehaneti yaparak insanların gönüllerine dünya savaşı  korku ve endişesi yayan düzmece haber ve yorum yayınlamasın. Bu yazımın başlığındaki resim 2018 yılı Ocak ayının ilk günlerinde İnternet'te yayınlanmış, Aradan tam 2 yıl bir süre geçti.. Bu gün de aynı  dehşet saçan haber başlıkları ve çıkmaya devam ediyor.

Ben bu savaş  endişesine katiyetle katılmıyorum. Yazımın başlığındaki  '' 3. Dünya Savaşı Çıkmayacak ''  iddiamla kehanet yapmıyor, fala bakmıyor, ilk iki dünya savaşındaki ortamla bu günü değerlendirerek bu görüşe varıyorum. Çünkü  Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarının  ortamına göre bu gün, dünya ülkelerinin siyasi, ekonomik, askeri, sosyal şartları ve teknolojik gelişmeleri çok farklı. En önemlisi tüm dünya insanları değişime uğradı. İnsanların olmazsa olmaz değerleri ve değer yargıları o günlere kıyasla olumsuz görüş ağırlıklı olarak çok çok değişti.

Olası bir dünya savaşının baş aktörleri kaçınılmaz olarak yine yaklaşık 2 - 3 yüz yıldır, tüm dünya ülkelerini sömürge olarak gören, yer altı ve yer üstü zenginliklerini kendi ülkeleri lehine kullanan bu sebeple aşırı zengin ve refah içinde yüzüp, dünya insanlarının çoğunluğunu köle olarak kullanmaya alışmış, refahın verdiği şımarıklıkla alkol, uyuşturucu ve uyarıcı maddeler bataklığına saplanmış Hristiyan inançlı batı ülkeleri. ve tüm dünyanın baş belası Siyonist İsrail olacaktır. Bu ülkeler son yüzyıl içinde gelişmemiş, az gelişmiş ülkeler insanlarından yüz milyonlarcasının '' demokrasi getiriyoruz  '' aldatmacası ile , hayatlarını karartmışlar ve canlarını almış, yerlerinden yurtlarından sürmüşlerdir. Yoksul insanları daha büyük yoksulluk bataklığına atmışlardır.

Maddi olarak gelişmişlik bu ülkelerin insanlarını  ne yazık ki onları insani değerleri açısından yozlaşmaya, gerilemeye götürmüş. Buna paralel olarak ta ahlaki çöküş başlamasına sebep olmuştur. Batı'nın sözde medeniyetinde insanlar manevi alanda erozyona uğramış, tamamen bireyselleşmiş, bencilleşmiş, vatan ve millet gibi değerler uğruna savaşmayı göze alamayacak duruma gelmiştir.  Dikkat edilirse son 30 - 40 yıldır batılı ülkeler, savaşı doğrudan kendi insanları ile değil,  geri kalmış uluslarda oluşturdukları terör örgütlerine maddi destek sağlayarak yapmaktadırlar. Örnek olarak ABD Suriye de bizim ülkemize karşı olarak YPG terör örgütünü açıkça desteklemiş, binlerce tır ve uçak dolusu silahla onları desteklemiş ve askeri eğitim vermişti.

Ayrıca  aile müessesi, akrabalık, kadın erkek, karı koca ilişkileri küreselci odaklarca bilinçli olarak medya ve sinema, TV aracılığı ile dejenere edilmiş, cinsel sapkınlıklar adeta korunmuş ve toplumlar bunlara yönlendirilmişlerdir.  Yaklaşık 1 sene önce yayınladığım bir yazımda ABD'de çocukların yüzde yetmişinin babasız, annesinin erkek arkadaşı veya kocası yanında sözde bir aile ortamında büyüdükleri gerçeğini aktarmıştım.

Evet değerli arkadaşlarım Batı ülkelerinin nüfusu gittikçe yaşlanıyor. Bazı erkek ve kadınlar evlenmeden beraberliklerini sürdürüyorlar. Evlenenler ise kişisel rahat ve konforları için ya çocuk yapmıyorlar veya bir çocukla yetiniyorlar.  Genç nüfus azalıyor. Kendi ülkelerini koruyacak, canını ortaya atarak savaşacak insanları yetişmiyor. Yetişenlerde böyle görevlere istekli değil.  Yani Batı'nın maddi ve manevi olarak  bu günü ve gelecek 10 - 15 yılı karanlık.

Ülkemiz insanlarının da manevi değerleri ne yazık ki erozyana uğradı. Ama Batı ile kıyaslanamayacak derecede değil ve  tamamen tükenmedi.  O yüzden ülkemizde oldukça olumsuz dış ve iç çabalara rağmen ülkesini koruyacak ve bu yönde canını vermeye hazır yiğitlerimiz var ve bu sebeple son bir iki senedir, artık dünya siyasetinde sözümüz geçer hale geldi.  Askeri başarılarımız arttı. Savaş sanayiinde de olumlu ve güzel adımlar atar hale geldik.

Ayrıca, nükleer silahlanma da  muhtemel dünya savaşı açısından oldukça caydırıcı bir husus. Nükleer silahlara  sahip olan bir kaç büyük batılı ülke ve Rusya ve Çin yanında, açık veya gizli olarak bu konuda bu güce sahip ülkeler de var. Nükleer bir bomba atıldığında, dünya  tahmin edilemeyecek derecede karışır ve ayakta ve sağlam bir tek insan dahi kalmaz. İŞTE BU YÜZDEN BÖYLE BİR BAŞLANGICI KENDİ CANI DA RİSK ALTINDA OLDUĞU İÇİN KİMSE ÇARESİZ KALMADIKÇA SAVAŞI GÖZE ALAMAZ.

Dikkat edilirse Dünyanın başına bela iki dev ülke ABD ve Rusya, dış ülkelere kendi ülkesinin insanlarını dahi gönderemiyor, paralı askerler kullanıyor.  Terör gruplarını vekalet savaş unsuru olarak maşa olarak kullanıyor. Büyük bir savaş da öyle paralı askerle ve vekalet savaşları ile  kazanılamaz. BU YÜZDEN  HİÇ  CANINIZI SIKMAYIN  CANCAĞIZLARIM,  YENİ BİR DÜNYA SAVAŞI ARTIK ANCAK SİNEMA FİLMLERİNDE OLACAKTIR...



APTALLAR -- ŞİZOFRENLR -- CAHİLLER

    ================================== APTALLAR .:: Aptal Olduğunu ŞİZOFRENLAR ::  Şizofren Olduğunu C A H İ L L E R  :::: C a h i ...